Türk Dünyası, birlik ve beraberlikle güçlü olur

Afyon Kocatepe Üniversitesi Afyon Meslek Yüksekokulu Pazarlama Bölümü öğrencilerinin Öğretim Görevlisi Türker Göksel'in koordinatörlüğünde gerçekleştirdikleri 'Türkiye ve Türk Dünyası' başlıklı proje çalışmasının bu haftaki konuğu Türk Ocakları Eğitim Kültür Vakfı'nın Mütevelli Heyet başkanı Prof. Dr. Orhan Kavuncu oldu.Kavuncu, AKÜ öğrencilerine verdiği mülakatta Türk Dünyası'nın büyük bir coğrafya olduğuna dikkat çekti. Kavuncu, 'Türk Dünyası dediğimiz coğrafya [&hellip]

Afyon Kocatepe Üniversitesi Afyon Meslek Yüksekokulu Pazarlama Bölümü öğrencilerinin Öğretim Görevlisi Türker Göksel’in koordinatörlüğünde gerçekleştirdikleri “Türkiye ve Türk Dünyası” başlıklı proje çalışmasının bu haftaki konuğu Türk Ocakları Eğitim Kültür Vakfı’nın Mütevelli Heyet başkanı Prof. Dr. Orhan Kavuncu oldu.
Kavuncu, AKÜ öğrencilerine verdiği mülakatta Türk Dünyası’nın büyük bir coğrafya olduğuna dikkat çekti. Kavuncu, “Türk Dünyası dediğimiz coğrafya Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar uzanan yaklaşık 10 milyon kilometre karelik bir coğrafyadır. Bu coğrafya üzerinde yaşayan birçok insan var. Tabi bunlardan Türkçe konuşanları biz Türk Dünyası kapsamı içinde değerlendiriyoruz. 250 milyon Türkçe konuşan insan bu 10 milyon kilometre kare üzerinde Türk Dünyası dediğimiz realiteyi bu kitle oluşturuyor. Bu coğrafi gerçeklik Türk Dünyası, tabi Türk’ün yaşadığı her yer bizim için Türk Dünyası. İşte böyle baktığınız zaman mesela Batı Avrupa’ya 1961 İşçi Mübadele Anlaşması yapmışız biz önce Almanya’yla. Oraya işçilerimiz gitmiş daha sonra işte, Emirdağ’dan Brüksel’e Belçika’ya gitmişler. Fransa’ya Hollanda’ya gitmişler. Biraz İtalya’da İspanya’da var. Baltık Cumhuriyeti’nde, Danimarka’da, İsveç’te, Norveç’te var. Finlandiya’da daha az.
Dolayısıyla Türkiye’den giden bu işçilerimizi de Türk Dünyası gerçekliği içinde düşününce bir okyanustan bir okyanusa kadar, Atlas Okyanusu’ndan Büyük Okyanus’a kadar. Çünkü Çin Seddi’nin kuzeyinde işte Mançurya, bugün Kore’nin bulunduğu yarım ada Güney ve Kuzey Kore’nin onların da Ural Altay dil grubuna ait olması, Japonca’da Ural Altay dil grubuna ait yani, Korece’de Japonca ’da bizimle akraba dillerimizdir. Onları da düşündüğümüz zaman işte Macarları Finlileri de bizim akrabamız gibi düşündüğümüz zaman Türk Dünyası daha büyük bir coğrafya. Suudi Arabistan’daki işçilerimiz Kuzey Afrika’da, Cezayir’de, Tunus’taki işçilerimiz Amerika’ya Avustralya’ya gitmiş olan birçok Türk var” dedi.
25 YILDA ÇOK MESAFE ALINDI
Türk Dünyası’nın karşılaştığı sorunların birlik ve beraberlikle aşılabileceğine dikkat çeken Kavuncu, “Bağımsızlıklarını elde ettikten sonra 25 sene geçti bu sene 25.yılları. 25 sene içinde çok mesafe aldılar. Bir yerden bir yere geldiler. Bu ilerlemenin daha da hızlanması için Türkiye elinden geleni yapmak, birlik beraberliği sağlamak için Türk İş Birliği Konseyi kuruldu. Kazakistan, Azerbaycan, Türkiye ve Kırgızistan cumhurbaşkanları periyodik olarak bir araya geliyor. Bir daimi sekretaryası var. Bir Türk Parlamenterler Birliği kuruldu. Gene bu 4 ülke arasında başka Özbekistan’ın, Türkmenistan’ın da dâhil olduğu Rusya Federasyonu içerisindeki Türk kardeşlerimiz Tatarların Başkurtların dâhil olduğu Türksoy var. Yani Türkçe konuşan ülkeler kültür ve sanat yönetimi ile Türksoy’u açabiliriz. Türksoy güzel hizmetler yapıyor. Ancak bunları çoğaltmak lazım, arttırmak lazım. İlişkileri çoğaltmak lazım sıklaştırmak lazım. İktisadi işbirliklerini arttırmak lazım yani bugün mesela bizim dış ticaret hacmimiz toplamı içerisinde Türk Dünyası ile ticaretimizin oranı çok küçük. %2’si 3 ‘ü bile değil. Bunu süratle arttırmamız lazım. Yani milyon dolarları milyar dolarlara çıkarabilmemiz lazım” diye konuştu.
DOĞU TÜRKİSTAN SORUNU DA ÇÖZÜLÜR
Kavuncu şöyle devam etti:
“Eğer biz Türk Dünyası olarak bir birlik beraberlik haline bir güç haline gelirsek bu realite bu fiili durum refah durumu bizim lehimize sonuçlanır. Ama biz her birisi kendi hesabını yapan böyle küçük küçük cumhuriyetler olarak kalırsak her birimiz Çin’in, Rus’un, Amerikalının uydusu Peyk ülkeler ikincil derecede önemli ülkeler stratejik önemi bizim Mehmet Akif Okur arkadaşımızın ifadesiyle stratejik önem konuşma ülkeler yani edilgen ��lkeler durumunda oluyoruz. Ama bir araya gelir bir güç olursak o zaman bu ulaşım yolları bizim kontrolümüzde olur. Bizim tekelimizde olur ve bu gelişme potansiyelimize bir katkı sağlar. Ve bunun içinde bir araya gelmemiz birlik beraberlik içinde olmamız gerekiyor. Gelecek ile ilgili kurgularımızı böyle yapmamız gerekiyor. Tabi bağımsız Türk Cumhuriyetleri ilerler yani gerilere kötü ilişkilere değil ama Çin’e ekonomik tavizler vererekten değil bir güç olarak Çin’in karşısında durduğunuz zaman bu Doğu Türkistan’da ki kardeşlerimizin en tabi insani haklarını elde etmesini sağlayabiliriz. Tabii o haklardan mahrum durumdalar. İbadet hakkı yok, kendi dillerinde eğitim öğretim yapma hakkı olsa bile bunu cazip hale getirmemek için Çin elinden gelen şeyi yapıyor. Yani Doğu Türkistan’ın selameti için Türk Dünyası’nın bir güç haline gelmesi gerekiyor.”

TÜRKER HOCA VE AFYON’A SELAMLAR
Türk Ocakları Eğitim Kültür Vakfı’nın Mütevelli Heyet başkanı Prof. Dr. Orhan Kavuncu, Afyon Kocatepe Üniversitesi öğrencilerine verdiği mülakatta AKÜ Öğretim Görevlisi Türker Göksel ve Afyonkarahisar’a özel selamlarını iletti. Kavuncu, “Afyon Kocatepe Üniversitesi mensuplarına saygılarımı sunuyorum, başarılar diliyorum. Size bu seminer dersini veren hocanız Türker hocaya hem teşekkür ediyorum hem tebriklerimi ifade etmek istiyorum. Öyle güzel konularda sizleri yönlendiği için sizin bu konulara ilginizi uyandırmak için böyle bir çaba içine girdiği sizi de böyle bir çabaya sevk ettiği için doğrusu ben çok memnun oldum. Çok sevindim. Keşke bütün üniversitelerimizde böyle öğrencileri Türk Dünyasına yönlendiren arkadaşlarımız olsa. Tebrik ediyorum. Sağ olun teşekkür ediyorum. Afyon’a da selamlar sevgiler” dedi.

Bakmadan Geçme