Türk askeri olarak görevimi yapmanın huzuru içindeyim
Şırnak-Silopi'de teröristlerle girdiği sıcak çatışma sonucu 23 yaşında gazi olan ve görevine kaldığı yerden devam edecek olan Feyzullah Sarıçiçek bu süreçte yaşadıklarını anlattı. Genç Gazi Sarıçiçek evinin kapılarını anne-babası Halil İbrahim-Pakize Sarıçiçek, eşi Damla Başar Sarıçiçek'le birlikte Kocatepe Gazetesine açtı. Feyzullah Sarıçiçek, içtenlikle verdiği röportajda gazilik mertebesinin önemine vurgu yaptı. Burcu Aydın: Askerlik mesleğine ne [&hellip]
Şırnak-Silopi’de teröristlerle girdiği sıcak çatışma sonucu 23 yaşında gazi olan ve görevine kaldığı yerden devam edecek olan Feyzullah Sarıçiçek bu süreçte yaşadıklarını anlattı. Genç Gazi Sarıçiçek evinin kapılarını anne-babası Halil İbrahim-Pakize Sarıçiçek, eşi Damla Başar Sarıçiçek’le birlikte Kocatepe Gazetesine açtı. Feyzullah Sarıçiçek, içtenlikle verdiği röportajda gazilik mertebesinin önemine vurgu yaptı.
Burcu Aydın: Askerlik mesleğine ne zaman başladınız?
Feyzullah Sarıçiçek: Aslen Şuhut ilçesinin Mahmut köyündenim. 2015 yılında vatani görevimi bitirdikten sonra askerlik sırasında sözleşmeli uzman çavuşluğa başvurdum. Başvurum sonucu sözleşmeli uzman çavuş olmaya hak kazanarak İzmir’de eğitim aldım. İlk görev yerim Şırnak/Cizre oldu. 19 Haziran 2016 tarihinde Jandarma Uzman Erbaş olarak görevime başladım. Bir yıl boyunca yol aramaları, kaçakçılarla mücadele gibi aktif görevleri icra ettik. “Tüneller Bölgesi” olarak bilinen yerde en son olarak görev aldık. Kendi çaba ve imkânımızla, orada üs kurduk. Sürekli oraya göreve gidiyorduk. Orası çok kritik bir noktaydı. Kaçakçıların bel kemiği olan bir yerdi. Biz 21 Ağustos 2016 tarihinde oraya çıkıp yaklaşık 2 ay kadar orada kaldık.
Burcu Aydın: İlk görev yerinizde silah arkadaşlarınız ve komutanınızla birlikte teröristlerle sıcak çatışmaya girdiniz. Şehitler verildi. Sizde gazi oldunuz. Neler yaşandığını bizimle paylaşır mısınız?
Feyzullah Sarıçiçek: 1 Ekim tarihinde teröristlerle sıcak çatışma oldu. Çevreden ağaç toplamaya bulunduğumuz bölgeye bir gün öncesinde insanlar geldi. Biz o kişileri devamlı olarak gözetledik. İki aydır hiç kimsenin uğramadığı o bölgeye Pazar günü bir çoban geldi. Bizler yine şüphelendik. Çoban’ı bölgenin yasak olduğunu söyleyerek gönderdik. Çatışmaya girmeden akşamüzeri 16.00 sularında annemle telefonda görüştük. Annemler şu anda askerde olan kardeşime kız istemeye gideceklerdi. Annemle görüştüm daha sonra şehit düşen komutanımız uygun bir telefon verilmesini istedi. Benim telefonum komutanımızın istediği türde bir telefondu hemen verdim. Komutanımızın telefonu ile dron fazla mesafe kat etmiyordu. Dronu komutanımız benim telefona taktıktan sonra ölü bölge de biz dronu uçurmaya başladık. Drone yaklaşık 10 dakika kadar uçtu. Rüzgâr nedeniyle droneyi indirdik. Annem tekrar beni telefonla aradı. O sırada diğer arkadaşlarımız nöbetteyken bizde komutanımızla sohbet ediyorduk.
Burcu Aydın: İlk görev yeriniz ve ilk girdiğiniz sıcak çatışma nasıl vuku buldu?
Feyzullah Sarıçiçek: Biz istirahat halinde ve sohbet ederken bir ses duydum. Komutanımız aniden kalkarak ‘Saldırı var herkes mevzilensin’ komutunu verdi. Üç korucumuz keşif ve gözetleme görevindeydi. Mevzime geçerken silah sesleri duyulmaya başladı. Komutanımız Yüzbaşı Mustafa Erdal ile bir korucumuz şehit düştüler. Diğer iki korucumuz da kayalıklardan kendilerini attılar. Ciddi şekilde yaralandılar. O derece şiddetli sıcak bir çatışma yaşadık. Bu teröristler bizim eski mevzilerimize yerleşmiş. Korucular keşif ve gözetlemeye gidince teröristlerin sızma eylemi gerçekleşmedi.
Burcu Aydın: Silah arkadaşlarınız birlikte verdiğiniz mücadele nasıl devam etti.
Feyzullah Sarıçiçek: Komutanımız hemen bizim mevziimize geldi. Dürbünlerle gözetleme yapmamızı ve arkadaşlarımızla irtibatı kesmemiz emrini verdi. Şehit düşen komutanımız elimden dürbünü alıp beş dakikalık gözlemden sonra teröristleri gördüğünü söyledi. Ben makineli tüfek kullanıyordum. Benden silahı alıp ‘bu olmaz’ diyerek ağır silahı eline aldı. Onunla ateş etmeye başladı. Daha sonra el bombası alıp mevziiye çıktı. O esnada bizim mevziinin yakınına roket düştü. Karşı taraftan bizim mevziiye roket geldi. Komutanımız o sırada el bombasını çekmişti. Tam el bombasını atacakken roketin gelmesi ile yere düştü. Komutanımızla aramızda yaklaşık 2 metre kadar vardı. Mevzii de beş kişiydik. Diğer arkadaşlar komutanımızın kör noktasında ben açık mesafesindeydim. Karşı tarafa tam ateş edecekken roket atılınca bende yere düştüm. Komutanımız ve bir korucumuz şehit düştü. Bende bilindiği üzere yaralandım. Komutanımız şehit düşmeden önce son zamanlarında yanındaydım. Allah gani gani rahmet eylesin.
Burcu Aydın: Elbette zor zamanlar yaşadığınız ve bu zorluklar belli ölçüde günlük hayatınızda devam ediyor. Gazilik sürecine dair neler anlatırsınız?
Feyzullah Sarıçiçek: Göreve düğüne gider gibi her zaman güle oynaya giderdik. Meslek olarak asker olmadan önce ben sıhhi tesisatçıydım. İyi bir mesleğim vardı. Ama asker olmayı kafama koymuştum. Asker olmayı çok istedim. Allah’ta nasip etti. Pişman değilim iyi ki de olmuşum. İnanın askerlik sıradan bir iş değil. Hiç kolay değil. İşimizi severek yaptık. Şehit Komutanımız Yüzbaşı Mustafa Erdal bizi çok iyi eğitti. Allah nur içinde yatırsın. Hiçbir zaman disiplinden taviz verilmedi. İşimizi iyi yapma gayretinde olduk. Aynı zamanda bir aile gibiydik. Askerlik bambaşka bir dünyadır. Çatışmaya girmeden 30 dakika önce annemle görüştüm. Şehitlerimizle şehadetlerinden önce son kez sohbet ettim. Komutanımız şehit olacağını hissetmiş gibiydi. Ben gazi onlar şehit oldu. Allah rahmet eylesin. Hala daha çatışmanın stresini atamadım. İlk zamanlar uyuyamıyor, uyuduğumda ağlayarak kâbuslarla uyanıyordum. Hala daha bunları zaman zaman yaşıyorum. Üzerimi örten annemi bile terörist sandığım olmuştur. Ancak gururluyum. Bir Türk askeri olarak görevimi yapmanın huzuru içindeyim.
Burcu Aydın: Kelle koltukta vatan görevi yürütüyorsunuz. Gazilik ömür boyu taşınacak bir onur. Peki, şehit olma ihtimaline karşı neler söylersiniz?
Feyzullah Sarıçiçek: Mahallemizde çok şehit var. Kendime göre annemi hazırlamaya çalışıp zaman zaman şehit olarak benim de gelebileceğimi söylerdim. Annem gözyaşlarına boğulurdu. Allah sağlık versin inşallah kaldığım yerden devam edeceğim. Askerlik para ve maddiyatla ölçülecek bir iş değil. Gurur duyduğumuz şeylerin yanında üzüntü duyduğumuz şeylerde oluyor. Gazi olduğumu duyan bir minibüsçü beni evimin kapısına kadar getirdi. Bu çok gurur verici bir şeydi. Ancak hastane de bana gazi olduğum için bana öncelik tanındığında bazı kişilerin tepkileri üzüntü vericiydi. Doktor beni alnımdan öptü. O tepkiye kadar hiçbir zaman gazi kimliğimi kullanmadım. Şehitlik ve gazilik sıradanlaştırılmaya çalışılıyor. Kardeşim İsmail Sarıçiçek İzmir’de Uzman Çavuş, diğer kardeşim Hüseyin Sarıçiçek vatani görevini yapıyor. Annem babam gururlular. Ama memleketimde veya memleketime yakın yerde görev yapmamı arzu ediyorlar. İnşallah yakında görevimin başında olacağım. >> Burcu AYDIN’ın Özel Röportajı