“Tüm İslam Dünyası yasa boğuldu”

İmaret Camisi’nde öğle namazı sonrası kılınan gıyabi cenaze namazını, İl Müftüsü Şükrü Kabukçu, kıldırdı. Namazın ardından Afyonkarahisar Sivil Toplum Kuruluşları Platformu adına açıklama yapan Ahmet Ertürk, Mursi’nin şehadetinin tüm İslam Dünyası'nı yasa boğduğunu bildirdi.“MISIR’DA DİRENİŞ VEMÜCADELE DEVAM EDİYOR”Mursi’nin şehadetinin Mısır’daki zulmü bir kez daha gündeme getirdiğine dikkati çeken Ertürk, “Mursi'nin 6 yıllık tavizsiz mücadelesi ve [&hellip]

İmaret Camisi’nde öğle namazı sonrası kılınan gıyabi cenaze namazını, İl Müftüsü Şükrü Kabukçu, kıldırdı. Namazın ardından Afyonkarahisar Sivil Toplum Kuruluşları Platformu adına açıklama yapan Ahmet Ertürk, Mursi’nin şehadetinin tüm İslam Dünyası’nı yasa boğduğunu bildirdi.
“MISIR’DA DİRENİŞ VE
MÜCADELE DEVAM EDİYOR”
Mursi’nin şehadetinin Mısır’daki zulmü bir kez daha gündeme getirdiğine dikkati çeken Ertürk, “Mursi’nin 6 yıllık tavizsiz mücadelesi ve şehadeti bir kez daha göstermiştir ki Mısır’da direniş ve mücadele devam etmektedir. Son bir asırdır zalimlere ve emperyalistlere karşı savaşan Mısır halkı, tüm sinmiş görüntüsüne rağmen şehitler vermeye ve hala ayakta olduğunu haykırmaya devam etmektedir.” diye konuştu.
“TÜM İSLAM DÜNYASI YASA BOĞULDU”
Mısır’ın ilk ve tek meşru Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin, kendisine yapılan sistematik işkence ve ihmallerin ardından şehit olduğunu belirten Ertürk, “Aslında Mursi, 17 Haziran’daki duruşmada haksız suçlamalara karşı hem kendini hem de davasını savunurken şehit edilmiştir. Mursi’nin şehadet haberini dünyaya büyük bir neşeyle bildiren cuntanın dikkatlerden kaçırmaya çalıştığı gerçekler, cinayet ardından daha net ortaya çıkmıştır. Şehit Mursi, yıllardır böbrek, karaciğer ve şeker hastalıklarından muzdarip olduğu halde, tedavileri keyfi biçimde engellenmiş, olumsuz hapishane koşullarında durumunun kötüleşmesi beklenmiştir. Günün 23 saatini tek başına hücre hapsinde geçiren Mursi, hayatının ciddi tehdit altında olduğunu daha bir kaç ay önce bizzat kendisi mahkemede açıklamıştı. Şehit Mursi’yi idam cezasıyla yargılayan Mısır cuntası, karar çıksa bile bir cumhurbaşkanını idam etmenin siyasi sonuçlarına katlanamayacağını bildiği için onu yavaş bir süreçte öldürmeyi tercih etmiştir. 6 yıldır hapiste bulunan şehit Mursi, bu süre zarfında sadece 3 defa ailesi ile görüşebilmişti. Avukatları ile görüşmesi de çok sıkı ve keyfi şartlara bağlanmıştı. Bu görüşmelerin hepsinde özgürlüğü kameralar önünde ve kişi mahremiyetine saygısız bir biçimde kısıtlanmıştı. Mursi’nin şehadeti sadece ailesini ve dava arkadaşlarını değil, tüm İslam dünyasını yasa boğmuş, Mısır’da unutulmaya yüz tutmuş zulmü bir kez daha gündeme getirmiştir. Mursi, Mısır’da Hasan el-Benna’dan itibaren devam eden lider kadrolarının hayatını ve mücadelesini şehadetle taçlandırma geleneğinin son halkası olmuştur.” dedi.
“BM ÜÇ MAYMUNU OYNAMAYA
DEVAM EDİYOR”
“Cunta yönetimi, olayın ilk anlarından itibaren Mursi’nin naaşını gizli bir yerde tutup, üzerinde kendilerine karşı suç delili olabilecek fiziki delilleri yok etmiştir.” diyen Ertürk, “Şu an Birleşmiş Milletler (BM) Mursi’nin sistematik olarak ölümünü seyretmiş üç maymunu oynamaya devam etmektedir. Kısa süren iktidarı boyunca, sadece Mısır içindeki derin devlet ve hainlerle mücadele değil, uluslararası Siyonist entrikalarla da mücadele etmek zorunda kalan Mursi, iş yapmasına izin verilmeden bir yıl içinde önce sokak gösterileri ile yıpratılmış ardından askeri cuntanın ellerine teslim edilmişti. 3 Temmuz 2013 tarihinde Abdülfettah Sisi askeri darbeyle iktidara el koyduğunda, İsrail ve ABD desteğiyle, ilk günlerden itibaren kanlı bir baskı siyaseti uygulamış, her türlü yasa dışılık görmezden gelinmiştir. Rabia ve Nahda meydanlarında 2 bini aşkın insan katledildiği gibi,  alınan kararla, sivilleri katleden kişilerin ve bu ölümlerin soruşturulmasının önü tamamen kapatılmıştır.  Binlerce insan gözaltına alınırken, bunların tamamı sistematik işkenceye uğramış ve yüzlercesi hapiste şehit olmuştur. Hali hazırda Mısır cuntasının hapishanelerinde 60 binden fazla mazlum insan daha bulunmaktadır. Batılıların desteğindeki cunta idaresinden son 6 yılda 2 bin 500’den fazla idam kararı çıkmış, bunlardan 165 tanesi infaz edilmiştir. Bunların tümü sessiz sedasız bir şekilde yürütülürken, geçtiğimiz Şubat ayında 9 gencin idamı gizlenememişti. Hali hazırda 10 binden fazla muhaliften haber alınamamakta ve büyük ihtimalle yasa dışı infaza kurban gittikleri düşünülmektedir.” ifadelerini kullandı.
“MISIR’DAKİ SİYASİ TUTUKLULAR
DERHAL SERBEST BIRAKILMALIDIR”
Siyonizmin bekçiliğini yapan Mısır cuntasının, Batıdan ve özellikle Trump yönetiminden aldığı destekle ülke içinde her türlü hukuksuzluğu ve cinayeti işlediğini dile getiren Ertürk, “Mursi’nin şehadeti bu hukuksuz rejimin ve dış destekçilerinin bölgesel projelerinde yeni bir aşamaya geçtiklerinin işaretidir. Darbecilerin dışarıda en büyük destekçileri ABD ve Avrupa Birliği olsa da, bölgedeki en önemli finansörleri Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’dir. Şu ana kadar Batılı ülkeler Mısır’a 30 milyar dolarlık silah ve teçhizat vermişler, Suud ve Emirlik yönetimleri de 14 milyar dolarlık yardım yapmışlardır. Mısır’daki siyasi tutuklular derhal serbest bırakılmalıdır. Sisi cuntasının uluslararası mahkemelerde yargılanması için çalışma başlatılmalıdır. Mursi’nin şehadeti, uluslararası bir heyet tarafından incelenmeli ve tüm sorumlular yargı önüne çıkarılmalıdır. Bir cumhurbaşkanını hayatta iken koruyamayan dünya kamuoyu, en azından ölümü ardından adaleti sağlamaya çalışmalıdır. Yaşasın Mısır direnişi!Bu arada Ülkemizde de 15 Temmuz’la benzer senaryoların hayalini güden vatan hainleri şunu iyi bilmelidirler ki, sizler asla kazanamayacaksınız. Her daim yenileceksiniz. Bizler Sayın Cumhurbaşkanımızın yanındayız ve onunla birlikteyiz.” şeklinde konuştu. Açıklamanın ardından kalabalık tarafından tekbir getirilerek, sloganlar atıldı.

Bakmadan Geçme