Tüm İnsanlığın İbret Aldığı Hikaye Nuh Tufanı
İnsanlık tarihinin en eski anlatılarından biri olan Nuh Tufanı, farklı kutsal kitaplar ve mitolojik metinlerde benzer şekilde ele alınan bir olay olarak öne çıkmaktadır. Tarih boyunca bu hikâye, çeşitli kültürler tarafından farklı şekillerde anlatılsa da ana tema değişmemiştir.
TEVRAT’TA NUH TUFANI
Tevrat’ın Tekvin kitabında (5:29) Hz. Nuh, Hz. Âdem’in dokuzuncu kuşak torunu olarak geçmektedir. Tanrı, dönemin ahlaki çöküntüsü nedeniyle büyük bir tufan göndererek insanlığı yok etmeye karar vermiş ve Nuh’u insan neslinin devamı için seçmiştir. Tevrat’a göre Nuh, Tanrı’nın emriyle abanoz ağacından üç katlı bir gemi inşa etmiş ve her hayvan türünden birer çift ile ailesini gemiye alarak tufandan kurtulmuştur. Geri kalan insanlar ise sular altında kalmıştır. Bugünkü insan neslinin Nuh’un üç oğlundan türediği kabul edilmektedir.
Tevrat’ın ilerleyen bölümlerinde, Nuh’un tufan sonrası sarhoş olduğu ve çadırında çıplak kaldığı gibi tartışmalı olaylar da anlatılmaktadır (Tekvin 9:20-27). Bu anlatımlar, farklı yorum ve değerlendirmelere yol açmıştır.
GILGAMIŞ DESTANI’NDA TUFAN
Benzer bir tufan anlatısı, Mezopotamya uygarlığının en önemli eserlerinden biri olan Gılgamış Destanı’nda da bulunmaktadır. Destanın XI. Tablet’ine göre, insanların aşırı çoğalması ve çıkardıkları gürültü tanrıları rahatsız etmiş, bu nedenle tanrılar insanlığı yok etmek için büyük bir tufan göndermeye karar vermiştir. Ancak bilgelik tanrısı Enki, insanlığı tamamen yok etmenin haksızlık olacağını düşünerek Utnapiştim adlı bir kişiye tufandan kurtulması için gemi yapmasını söylemiştir.
Utnapiştim, Tanrı’nın belirttiği teknik detaylara uygun şekilde yedi gün içinde gemiyi inşa etmiş ve tufan başladığında ailesini, sanatçıları ve çeşitli hayvanları gemiye almıştır. Altı gün süren tufanın ardından gemi karaya oturmuş ve böylece insanlık yok olmaktan kurtulmuştur. Bu hikâye, Tevrat’taki Nuh kıssası ile büyük benzerlikler taşımaktadır.
KUR’AN-I KERİM’DE NUH TUFANI
Kur’an’da Nuh Tufanı ayrıntılı şekilde anlatılmaktadır. Hz. Nuh, kavmini putperestlikten ve ahlaksızlıktan vazgeçmeleri için defalarca uyarmış ancak halkı bu çağrılara kulak asmamıştır. Babil Kralı, Nuh’un Allah’ın birliğini anlatmasını engellemeye çalışmış ve ona zulmetmiştir (Kamer Suresi 9-10). Hz. Nuh, gördüğü zulüm karşısında Allah’a dua etmiş ve kavminin helak edilmesini istemiştir.
Allah’ın buyruğuyla Hz. Nuh, büyük bir gemi inşa etmeye başlamış ancak halkı onu alaya almıştır (Hud Suresi 38-39). Tufan başladığında, Hz. Nuh ve ona inanan az sayıda kişi gemiye binmiş (Hud Suresi 40-41), fakat Nuh’un oğlu ve eşi iman etmeyenler arasında yer almış ve onlar da sulara kapılmıştır (Tahrim Suresi 10).
TABERİ TARİHİ’NDE NUH TUFANI
İslam tarihçisi Taberi’ye göre, Nuh’un gemisi üç katlıydı. En alt kat hayvanlara, orta kat insanlara, en üst kat ise kuşlara ayrılmıştı. Zamanla gemide hayvan dışkılarının birikmesi büyük bir sorun teşkil edince, Allah Hz. Nuh’a filin kuyruğunu çekmesini buyurdu. Bunun sonucunda bir çift domuz ortaya çıkmış ve gemideki pislikleri temizlemeye başlamıştır.
Ayrıca, farelerin geminin tahtalarını kemirmesi üzerine Hz. Nuh’a, aslanın iki gözünün arasına vurması emredilmiştir. Nuh bunu yapınca, aslanın burun deliklerinden bir çift kedi çıkarak fareleri yok etmiştir. Bu anlatılar, tufan hikâyesinin mitolojik unsurlarını öne çıkarmaktadır.
MİTOLOJİLERDE ORTAK BİR HİKÂYE
Tufan hikâyesi, farklı kutsal kitaplarda ve mitolojilerde benzer detaylarla anlatılmaktadır. Tevrat, Gılgamış Destanı, Kur’an ve İslam tarihi kaynaklarındaki tufan anlatılarının ortak yönleri, insanlık hafızasında bu olayın derin izler bıraktığını göstermektedir. Tarihçiler ve bilim insanları, tufan efsanesinin kökenlerini ve gerçekliğini araştırmaya devam etmektedir.