Toptaş, ‘Çek Kanunu’ hakkında konuştu
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş, TBMM Genel Kurulu’nda meclis kürsüsünde söz alarak ‘Çek Kanunu’ hakkında görüşlerini dile getirdi Afyonkarahisar CHP Milletvekili Ahmet Toptaş, TBMM Genel Kurulu’nda meclis kürsüsünde söz alarak ‘Çek Kanunu’ hakkında önemli noktalara değindi. Toptaş, konuşmasında “Çok uluslu sermayenin çıkarlarına göre düzenlenen ekonomik hayatın sık sık krizlere yol açması sonucu [&hellip]
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş, TBMM Genel Kurulu’nda meclis kürsüsünde söz alarak ‘Çek Kanunu’ hakkında görüşlerini dile getirdi
Afyonkarahisar CHP Milletvekili Ahmet Toptaş, TBMM Genel Kurulu’nda meclis kürsüsünde söz alarak ‘Çek Kanunu’ hakkında önemli noktalara değindi. Toptaş, konuşmasında; “Çok uluslu sermayenin çıkarlarına göre düzenlenen ekonomik hayatın sık sık krizlere yol açması sonucu piyasada alacak-borç ilişkilerinde de krizler ve mağduriyetler oluşmaktadır. Ticari hayatta çek bir ödeme aracı olarak önemli bir yer tutmakta ve özellikle kriz dönemlerinde binlerce mağdur yaratmaktadır. Piyasada çek kullanımının yol açtığı sorunların çözümü için 1985 tarihinde çıkarılan 3167 sayılı Yasa’yla keşide ettiği çekin karşılıksız çıkması halinde keşideciye hapis cezası öngörülmüştü. Daha sonra 5941 sayılı Yasa’yla hapis cezası yerine adli para cezası yolunda bir düzenlemeye gidildi. Şimdi ise çek keşidecisi çek karşılıksız çıktığı zaman hamilin talebi hâlinde yaptırım olarak on yıllık bir süre çek karnesi alamayacaktır. Yani on yıllık süreyle çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı getirilmiştir. Bu yasa tasarısı düzenlenirken çok dikkatli ve çok hassas davranmak gerektiğini düşünüyorum. Ekonomik kriz dönemlerinde işi bozulan binlerce esnaf, tacir, sanayici keşide ettiği çekin bedelini ödeyememiş ve adli takibe maruz kalmış, tutuklanmış, hapse girmiş ve birçoğu da işini kaybetmiştir. Yani keşide ettiği çekin karşılığı bulunamadığı için binlerce mağdur ortaya çıkmıştır. Ancak, kriz dönemleri sadece çek keşide edenleri mağdur etmemiştir. Keşidecinin çekine ve yürürlükteki yasaların yaptırımlarına güvenerek mal ve hizmet satan binlerce insan da şu anda mağdur durumdadır. Biz çek keşide edenlerin ve ödeyemeyenlerin mağduriyetini, sorunlarını bu yasayla çözeceğiz. Peki, çek karşılığı mal ve hizmet veren mağdurların mağduriyetini bu yasayla giderebilecek miyiz?” diye konuştu.
Mağdurların maillerini okudu
Ahmet Toptaş konuşmasının ilerleyen bölümlerinde mağdurların maillerini de okudu. Toptaş, “Ben size alacaklı konumunda olan mağdurlardan gelen maillerden bir tanesini okuyacağım. Mağdur, ‘Bundan üç sene önce, onlarca ödenmeyen müşteri çekleri yüzünden büyük bir iflas yaşadım. Altı tane bankaya şu anda bile 500 bin liranın üzerinde borçlarım var. İntiharın eşiğindeyim. Başbakanlığa yazı yazdım, durumumu anlattım, ‘Yardım etmezseniz intihar etmem kaçınılmaz’ diyerek yardım talep ettim, bana verilen cevapta ‘Yapılacak bir şey yok’ denildi. Üç senedir mahkeme mahkeme dolaştım, ödenmeyen çekler ile ilgili işlemler yaptım, avukat ve mahkeme masrafları ödedim, tam borçlular hapis korkusuyla bana ödeme yapma aşamasına gelmiş iken bir çek yasa tasarısı hazırlanıp bunun yasalaşacağını duyunca borçlular ödemekten vazgeçtiler. Benim yıllarca gece gündüz çalışıp emek sarf ederek aldığım iş yerim ve iki tane evim icra yoluyla satıldı. Benim borcum yine 500 bin liranın üzerinde. Ben, elimde bulunan müşteri çeklerini tahsil edemedim. Benim bankalara olan borçlarımı da Hükümet affedecek mi?” diyor vatandaş. Şimdi, biz çek keşide edenlerin mağduriyetlerini bu yasayla kaldırdık. Bu maili gönderen ve binlerce bu mail gibi mail gönderen, telefon eden insan var, bunlar da çok mağdur durumdalar. Bu yasa tasarısı düzenlenirken “çek mağdurları” diye sadece çekin karşılığını ödeyemeyenler mağdur değil, bu çeklerin karşılığını alamayanlar da mağdur. Bu insanların sorunlarının çözümü için Hükümet yetkilileri hiçbir önlem almamış. Grubumuzdan arkadaşlarımızın söylediği gibi, bu konuda çek mağdurlarının yani alacaklıların mağduriyetini giderme konusunda da herhangi bir girişimin olmadığını Sayın Bakan da itiraf etti” dedi.
Binlerce yeni mağdur yaratılıyor
Toptaş bu yasanın aynı zamanda yeni mağdurları türettiğini ifade ederek konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu yasayı çıkarıyoruz, binlerce mağdurun mağduriyetini gideriyoruz ama binlerce mağdur yarattığımızın da farkındayız. Sayın Adalet Bakanı, çek konusundaki düzenlemeyi anlatırken bir televizyon kanalında, adli para cezası sisteminin alacaklıların işine yaramadığını çünkü araya devletin girdiğini, çekin karşılığı çıkmadığında, şikâyet üzerine çek keşide eden şahsın adli para cezası alması hâlinde alacaklının bundan yararlanamadığını söylüyor. Hâlbuki durum böyle değil. Geçmişte çek mağduru alacağını alamadığı zaman, çek keşidecisini şikâyet ettiği zaman eğer kendisi hapisle tehdit edilirse adli para cezasını devlete ödemek yerine alacaklıya ödeyerek hem hapisten kurtuluyordu hem borcundan kurtulmuş oluyordu. Dolayısıyla, bu yöndeki bir değerlendirmenin doğru olmadığını düşünüyorum. Bu yüzden, çek mağdurları gerçekten… İki taraflı çek mağdurlarından birinin sorunu çözülürken ikincisinin sorununun çözümü yolunda hiçbir çaba gösterilmemiş olmasını da doğru bulmadığımı, binlerce insanı da mağdur ettiğimizi düşünüyorum.”
Mağdurların da mağduriyetleri giderilmeli
Ahmet Toptaş konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Yine bu yasal düzenlemenin gerekçesi olarak “Ekonomik suça ekonomik ceza verilmelidir.” gerekçesi ileri sürülmektedir. Bu doğrudur ancak alacak-verecek ilişkilerinde sadece bu değil ekonomik suç olan, çek düzenlemesi dışında İcra ve İflas Kanunu’nun 340’ıncı maddesiyle düzenlenen “Taahhüdü ihlal suçu” da sözleşmeden doğan bir ekonomik suçtur. Borçlunun evine icra memuru cebrî icra için gelir. Borçlu ya da evde bulunan eşi, annesi, babası, cebrî icra tehdidi altında evdeki eşyalarının gitmemesi için alacaklı vekilinin kabul ettiği bir miktarla ve süreyle taahhüt altına girer. Bu taahhüdünü, cebrî icra tehdidi altında girdiği bu taahhüdünü ödemediği zaman da hakkında “Taahhüdü ihlalden hapis cezası” düzenlenir. Bunun örnekleri binlerce, cezaevindedir şu anda, bu konuda mağdur olmuş binlerce insan da vardır. Madem sözleşmeden doğan, madem “Ekonomik suça ekonomik ceza.” esasını kabul ediyoruz -ki bu, uluslararası bir standart hâline gelmiştir- taahhüdü ihlal suçları konusunda da yüce Meclisin bir düzenleme yapmasını ve o suçluların da o mağdurların da mağduriyetlerinden kurtarılmasını bekliyorum.” (Kocatepe)