Toplumun ihtiyacı toplumsal cinsiyet eşitliği

AFİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Samiye Hancıoğlu, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde yönetim kurulu üyeleriyle birlikte gazeteniz Kocatepe'ye konuştu. Hancıoğlu, sürdürülebilir toplumsal kalkınma için toplumsal cinsiyet eşitliğine ihtiyaç duyulduğunu vurguladı   Afyonkarahisar İş Kadınları Derneği (AFİKAD) Yönetim Kurulu Başkanı Samiye Hancıoğlu ve yönetim kurulu üyeleri Başkan Yardımcısı Emine Şapcı, Genel Sekreter Sibel Şemşimoğlu, Genel Muhasip Nimet [&hellip]

AFİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Samiye Hancıoğlu, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde yönetim kurulu üyeleriyle birlikte gazeteniz Kocatepe’ye konuştu. Hancıoğlu, sürdürülebilir toplumsal kalkınma için toplumsal cinsiyet eşitliğine ihtiyaç duyulduğunu vurguladı

Afyonkarahisar İş Kadınları Derneği (AFİKAD) Yönetim Kurulu Başkanı Samiye Hancıoğlu ve yönetim kurulu üyeleri; Başkan Yardımcısı Emine Şapcı, Genel Sekreter Sibel Şemşimoğlu, Genel Muhasip Nimet Can Balkan, Yönetim Kurulu Üyesi Şükriye Nizamoğlu ile 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne özel pandemi sürecinde iş dünyasında kadını konuştuk.
KÜÇÜK ESNAF ZORLUĞU
DAHA DERİN YAŞADI
Burcu Aydın: Dünyayı kasıp kavuran koronavirüs pandemisinde kadınlar olarak hayat genelini dolayısıyla iş dünyasını, geride bıraktığımız 2020 yılını nasıl değerlendirirsiniz?
Samiye Hancıoğlu: 2020 yılı hepimiz için çok farklı bir süreç oldu. Hem iş yapma şekli hem de yaşadıklarımız bizi farklı alanlarda düşünmeye sevk etti. Hayatta birçok riski ön görebilsekte Covid-19 dönemi ön göremediğimiz bir riskti. O yüzden hem özel hayatımıda hem de iş hayatımızda farklı zorluklarla karşı karşıya kaldık. Pandemi süreci hepimizin uzak olduğu bir süreçti. O yüzden biraz hazırlıksız yakalandık diyebiliriz. Sosyal hayatlarımızda da farklılıklar yaşamaya başladık. Artık insanlarla eskisi gibi görüşmiyoruz. İletişimimiz azalırken sadece online görüşmeler yapabiliyoruz. Sağlık gerekçesiyle fiziki ortamlarda bulunmaktan kaçınıyoruz. İş hayatında da salgın nedenli iş yerlerinin kapanmak zorunda kalmasıyla zorluklar yaşamaya başladık. Özellikle küçük çaplı iş yapan ya da küçük esnaf kesiminde zorluklar daha da fazla yaşanmaktadır. Kadın çalışanlar ya da kadın girişimcilerde daha küçük çapta işler yaptıklarından bu süreçten en çok etkilenenler kadınlar oldu diyebiliriz.
KADINLARIN YÜKÜ
FAZLASIYLA ARTTI
Burcu Aydın: Peki bu süreçte kadınlar için hem iş hem de evde ki hayatlarında nasıl bir farklılık ortaya çıktı?
Samiye Hancıoğlu: Pandemi sürecinde genel anlamda çalışma hayatıyla birlikte kadınlarımızın evlerinde ki sorumlulukları da arttı. Dolayısıyla üzerlerinde ki yükte arttı. Eğitim alanında salgın nedenli kısıtlamalar sonucu çocukların evde kaldıkları sürenin artışı da kadınların sorumluluklarını arttırıp evde daha fazla zaman geçirmelerine neden oldu. Tabi bu durum daha çok çalışmayı getirdi. Kısaca kadınların yükü iş ve özel hayatlarında oldukça arttı. Süreci göz önüne aldığımızda bunun içerisinde hasta bakımı da var. 2020 kadınlar için son derece zor ve mücadele gerektiren bir yıl olarak geride kaldı.
KRİZİ FIRSATA DÖNÜŞTÜREN ÇALIŞMALARDA OLDU
Burcu Aydın: Üretkenlik noktasında krizi fırsata çevirebilme anlamında pandemi sürecini nasıl yorumlarsınız?
Samiye Hancıoğlu: Krizi fırsata çevirme noktasında çalışmalar oldu. Hijyenin her geçen gün önem kazandığı günlük hayatta temizlik sektörü için önemli bir avantaj ortaya çıktı. Sürecin başında tabii ki sağlık sektörü de geliyor. Öncelik verilmeyen veya göz ardı edilen sektörlerin önemi salgın sürecinde idrak edilmiş oldu. İş yapış şekillerimizde farklıklar ortaya çıktı daha önce fiziki ortamlarda yaptığımız işleri, mesleklerimiz desteklediği süreci online yapmaya başladık. Evlerden çalışmalar arttı. Home ofis şekinde bir çalışma anlayışı hâkim oldu. Bu bize farklı alanlar açtı. Pazarları genişletme imkânları sundu. Online veya e-ticaret yoluyla daha çok insana ya da pazara ulaşma, onların hayatlarına dokunabilme fırsatı ortaya çıktı. Online eğitimler için önceden zaman ayıramazken ya da kendimizi geliştirmek adına fırsat yakalayamazken online eğitimlerin artması sonucu bu eksikliğimizi giderebildik.
ONLİNE EĞİTİMLERLE KİŞİSEL GELİŞİME ARA VERİLMEDİ
Burcu Aydın: Sürecin üretkenliğe katkısı oldu mu?
Şükriye Nizamoğlu: Pandemi sürecinde projelere daha fazla ağırlık verme imkânı bulduk. Bu dönemde evde oturarak hem dernek hem de kendiişlerimiz için proje üretmeye başladık. Neler yapabileceğimizi düşünmeye başladık. Sağlık açısından işim açısından neleri farklı yapabileceğimi düşünmeye başladım. AFİKAD olarak yeni projeler üretmeye başladık. Sayın Başkanımızın da ifade ettiği üzere online eğitimlerimiz oldu. Pandemi öncesi vakit yoktu çalıştığımız için bu eğitimlere gidemezken süreci online eğitimlere katılarak değerlendirdik. Kişisel gelişime ara vermemiş hatta ağırlık vermiş olduk. Bu süreç bize devam ve artı olarak geri dönüş yaptı. Bunun üretkenliğe katkısı çok oldu. Aldığımız eğitimleri şu anda işimizde kullanabiliyoruz. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü öncesinde de kadın varsa hayat vardır demek istiyorum.
DİJİTALLEŞMEYİ YAKALAYANLAR ÇOK İYİ CİROLARI DA YAKALADI
Burcu Aydın: Dijitalleşmenin ön plana çıktığı bu süreçte kazanç ve kar durumuna bakışınız nedir?
Emine Şapcı: Pandemi döneminde birçok olumsuzluk yaşanırken bir noktada da olumlu fırsatlarda karşımıza çıkabildi. Okulların salgın nedenli kapalı olmasıyla özel butik olarak çalışan kurumlara ilgi arttı diyebiliriz. Daha az sayıda kişi ile özel ilgi ile eğitimler verilmeye başlanıldı. Çünkü veliler ve öğrenciler okulların kapalı olduğu dönemde ciddi bir arayıştaydı. Dijitalleşme ile birlikte ticaretle uğraşan kişilere ekstra fırsatlar doğdu. Dijital platformlarda ekstra satışlarla kazanç sağladılar. Dijitalleşmeyi yakalayabilenler çok iyi ciroları da yakaladılar.
TOPLUMSAL CİNSİYET
EŞİTLİĞİ ŞART
Burcu Aydın: 8 Mart Dünya Kadınlar Günü arifesinde yaptığımız bu röpartaj vesilesi ile nelerden söz etmek istersiniz?
Samiye Hancıoğlu: Kadının toplumda ki yeri noktasında Toplumsal Cinsiyet Eşitliği bizim çok önem verdğimiz bir konudur. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kaldırılmasıyla kadınların eğitime, çalışma hayatına ve finansal kaynaklara ulaşmaları daha kolay olacak. Böyle bir toplumda kadın daha fazla yer alacaktır. Kadınların karar verme mekanizmalarında daha çok yer almaları gerekmektedir. Bu konuda kadınların teşvik edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Toplumların sürdürülebilir kalkınması için toplumsal cinsiyet eşisizliğinin bir an önce ortadan kaldırılması gerekiyor. Bir toplumu oluşturan iki kaynak kadın ve erkektir. Bu kaynakların verimli kullanımı çok önemlidir. Kaynağın biri verimli kullanılır, geliştirilir diğerini geride bırakırsanız o zaman toplumsal kalkınma ve sürdürülebilirlik olmayacaktır. O yüzden kız çocuklarına, kadınlara eşit fırsatlar verilerek toplumsal kalkınma sağlanacaktır diye düşünüyorum. Kadına ve kadın emeğine saygının arttığı bir dünyada; İzin verildiği kadar değil kadının istediği kadar yer alabilmesini istiyoruz.”
>>Burcu AYDIN’ın Özel Röportajı

Bakmadan Geçme