Toplumun çimentosu esnaf yok sayılamaz
Pazarcı esnafının 8 yıllık var olma mücadelesi başlangıcını ve camiayı değerlendiren Hazır Giyim Eşyası İmalat ve Satıcıları Odası Başkanı Hüseyin Karnıbüyük, pazarcı ve esnaf kesiminin yok sayılamayacağını söyledi Gazeteniz Kocatepe'nin muhabirlerinden Burcu Aydın’ın sorularını cevaplandıran Hazır Giyim Eşyası İmalat ve Satıcıları Odası Başkanı Hüseyin Karnıbüyük, pazarcıların içinde bulunduğu durumu değerlendirdi.SATTIĞIMIZ MAL PARA EDERDİÇocuk yaşta başladığınız [&hellip]
Pazarcı esnafının 8 yıllık var olma mücadelesi başlangıcını ve camiayı değerlendiren Hazır Giyim Eşyası İmalat ve Satıcıları Odası Başkanı Hüseyin Karnıbüyük, pazarcı ve esnaf kesiminin yok sayılamayacağını söyledi
Gazeteniz Kocatepe’nin muhabirlerinden Burcu Aydın’ın sorularını cevaplandıran Hazır Giyim Eşyası İmalat ve Satıcıları Odası Başkanı Hüseyin Karnıbüyük, pazarcıların içinde bulunduğu durumu değerlendirdi.
SATTIĞIMIZ MAL PARA EDERDİ
Çocuk yaşta başladığınız pazarcılık nasıl bir gelişim ve değişim süreci geçirdi?
Yaklaşık 40 yıl önce başladığım pazarcılıkla şu anki pazarcılık arasında ciddi fark var. Bu süreçte teknoloji ve ticaretin şekli değişti. Şöyle söyleyeyim, 40 yıl önce biz 40 pazarcı bir otobüsle mallarımızla birlikte pazara gider gelirdik. O zaman Türkiye’de her şey bu kadar çok üretilmiyordu. Eşya kıymetliydi, pazarcılığı yapan kişi sayısı azdı. Sattığımız mal para ederdi. Bundan 40 yıl önce köyden kente göç olayı yoktu. Köy pazarlarına gittiğimizde köy insanının tamamı pazara inerdi. O günkü ticaret ile bugünkü ticaretin uzaktan yakından birbiri ile alakası yok. Yollar yapıldı, araçlar çoğaldı. Halkın ihtiyacı da çoğaldı. Giyim ve başkaca ürünlerde çeşit çoğaldı. Bir pazarcı şu anda bir araç dolusu malla pazarlara gidiyor. Ancak ekmek parasını zor çıkarıyor. Eskiden böyle değildi. Ufak bir bohça olarak tabir ettiğimiz balya ile gittiğimiz pazardan evimizin nafakasını getirirdik. 40 yıl içerisinde çok şey değişti. 40 yıl içerisinde ayakta kalma mücadelesini verdik, vermeye de devam ediyoruz.
“8 YIL ÖNCE ANLATMAYA ÇALIŞTIK”
En ağır mücadele sizlerin ifadesi ile 8 yıl önce eski otogar yanındaki Halil Ağa Semt Pazarı’nın Fuar Alanı’na taşınması ile başlamıştı. Yakın geçmişte hafızıları bu noktada tazelersek Karnıbüyük neler anlatmak ister?
Biz 8 yıl önce yöneticilerimize anlatmaya çalıştık. Afyon yolların kesiştiği bir bölge. Köyleri, kasabaları ile merkez nüfus sayısı artıyor. Ama Afyon pazarının hitap etitği nüfus 900 bindi. Halil Ağa Pazarı’nda biz Afyon ve ilçeleri haricinde; Konya, Akşehir, Isparta, Yalvaç, Uşak ve Banaz’ın hatta Kütahya’nın dahil müşterilerine hitap ediyorduk. Afyon pazarı bölgesel bir pazar olma özelliğine sahipti. Hizmet yelpazemiz genişti. Pazarın kalkması ile bölgesel pazar olma özelliğimizi yitireceğimizi, esnafın mağdur olacağını söylemiştik. Bölgesel pazar olma özelliğimiz de bitti. Sekiz yıl önce en basitinden bugün gibi bir Erkmen’e, Susuz’a pazar kurulmuyordu. Çünkü Halil Ağa Semt Pazarı hitap ediyordu. Ulaşımda çok büyük zorluklar yaşandı. Halen daha da yaşanmaya devam ediyor. Tüm bu sebeplerle vatandaşımız esnaf ve sanatkarımızdan uzaklaştı. Bu duruma sadece pazarcı esnafı gözüyle bakılırsa yanılınır. Son 8 yılda ekonomik şartlar bire bir değişti. Küçük esnaf ve sanatkar yok olma aşamasına geldi. Marketler kanunu yaklaşık 12 yıl Meclis’te bekledi. Kanun çıktığında ise esnaf ve sanatkar lehine çıkmadı. 11 yıllık süreçte çarşıda ki ve pazardaki esnaf ve sanatkar bu sürede çok büyük darbe yedi. Önlemini bizi yönetenler alacak. Anayasa’da da bulunduğu üzere devlet esnaf ve sanatkarı koruyucu kollayıcı tedbirler almak zorundadır. Her meslek grubudan esnaf ve sanatkar bu toplumun parçasıyız.
“DEVLETİMİZE VE
HÜKÜMETİMİZE BAĞLIYIZ”
Afyon özelinde sormak gerekirse esnaf bir gün kepenk kapatsa ne olur?
Esnaf kepenk kapatsa çok şey değişir. Biz esnaf ve sanatkar olarak devlet ve hükümetimize öyle bağlıyız ki asla bugüne kadar kepenk kapatmadık. Biz sürekli amme hizmeti yaptığımızın bilincinde olduk. Esnaf ve sanatkar toplumun çimentosuyuz. Toplumun çimentolarından olan pazarcı ve esnaf yok sayılamaz. Toplumda ne emekli, ne memur, ne işçi, ne çiftçi toplumdan ayırt edilemeyeceği gibi esnaf ve sanatkarda toplumdan ayırt edilemez. Esnaf ve sanatkarımızın da yaşaması gerekiyor. Yaşaması için ne gerekiyorsa hükümetin gerekli tedbirleri alması gerekiyor. Sizin aracılığınızla seslenmek istiyorum. Esnaf ve sanatkarımızı temsil eden bizler gibi başkanları var. Esnaf ve sanatkar örgütleşmiş durumda. Ama sivil toplum örgütlerinin temsilcileri seslerini duyuramıyor. Bizi yönetenlere esnafın dert ve sorunları gerektiği şekilde anlatılmıyor. Ne yazık ki karar mekanizmalarına etki edemiyoruz. Bizde toplumun bir parçasıyız ama TBMM’nin 550 milletvekili sayısına ve bu milletvekillerinin nereden geldiğine bakarsak esnaf ve sanatkarı temsil eden milletvekili sayısı 4 tane bile yok. Biz 70 milyonun bir parçasıyız. Esnaflıktan yetişen bunu iş olarak yapan milletvekillerimiz maalesef esnaflığı unutuyor. Esnaf cephesinde özde değil sözde temsil var. TBMM’de her meslek gurubunu temsil eden milletvekili olmalıdır. Bizim temsil kabiliyetimiz yok. Esnaf ve sanatkar uyanık olmalı. Bizlerin vasıtası ile bizleri temsil edecek kişileri seçmek zorundayız. Hak ve menfaatlerimiz korunmak zorunda. Siyasi partilerin asli görevi olmalı.
PAZAR, ŞEHRİN HAVASINI DEĞİŞTİRİR
Vatandaşa, halka yıkılan ve 8 yıl sonra yeniden yapılan pazaryerine sahip çıkma noktasında görev düşmüyor muydu?
Hatırlanacağı üzere o dönemde kamuoyu oluşturmak için tüm mahalle muhtarları ile topladık. Konu hakkında bilgi verdik, kamuoyu oluşmasını sağladık. Kamuoyunu oluşturduk ama kamuoyu eylem ve boykot aşamasına gelemedi. Afyon kültüründe hak arama özelliği yok. Bu anlamda yani hak arayışımızda kültür seviyemiz maalesef düşük. Biz o dönemde kamuoyu oluşturduk ama kamuoyu görevini yapamadı. O zaman söylediklerimiz kimi insanımıza hayal gibi geliyordu. Ama ne yazık ki söylediklerimiz zaman içerisinde gerçeğe dönüştü. Çoğu insanımız 2 ayrı toplu taşıt değiştirerek pazar alışverişine gelmek zorunda kaldı. Esnaf, sanatkar, halkımız kısaca hepimiz bu işten zarar gördük. Toplumun yapısı bozuldu. Önceden herkes pazar yerine rahatça ulaşarak alışveriş yapabiliyordu. Örneğin hafta boyu evine kapanan bir hanım rahatça eski pazara haftada bir gün bile olsa gelip havasını değiştiriyordu. Pazarın toplumsal psikolojiye de katkısı var.
Esnaf ve sanatkarın katkısı sadece meslek koluna göre toplumun ihtiyaçlarını karşılamakla sınırlı mı? Üreten, satan aynı zamanda da tüketici olan esnafın, sanatkarın, pazarcının başkaca katkıları yok mu?
Küçük esnaf, sanatkar ve pazarcıların ciddi katkıları var. Pazarcıların arasında çıkan dışişleri görevlileri, ateşeler, subay, astsubay, polis, öğretmen, maden mühendisi, inşaat mühendisi, doktor olmak üzere lisans ve yüksek lisans düzeyinde eğitim alan pazarcı arkadaşlarımızın çocukları var. Benim tezgahımda çalışmış olan en az 4 subay var. Bir kaç polis memuru. İki çocuğumz yüksek lisans yapıyor. İleride bunlar devlet bürokrasisinde olacaklar. İsim vermek istemiyorum il merkezinde pazar tezgahında yetişen işadamlarımız var. Saymakla bitmez. Pazarcı esnafı olarak küçük esanf olarak devlete, millete katkısı olan ve olmaya hazırlanan çok genç yetiştirdik.
KAPALI PAZARYERİ 11 ŞUBAT’TA AÇILACAK
Afyonkarahisar Belediyesi tarafından Eski Otogar alanında yaptırılan, 30 Mart Yerel Seçimleri öncesi deneme amaçlı açılan Kapalı Pazaryeri, eksikliklerin giderilmesinin ardından 11 Şubat’ta açılacak. Kapalı Pazaryeri’nde, Çarşamba ve Cumartesi günleri hizmet verilecek.
Konuyla ilgili açıklama yapan Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burhanettin Çoban şu ifadeleri kullanmıştı:
“Seçimlerden önce Şubat ayında hizmete aldığımız Kapalı Pazaryerini deneme amaçlı açtığımızı söylemiştik. Aslında bize göre hiçbir eksiği kalmamıştı. Fakat esnaf odaları kat bölüşümü noktasında kendi aralarında anlaşamamıştı. Esnafımızda yeterince yer alamadığı düşüncesiyle bizden en üst katı da kapatmamızı talep ettiler. İhalemizi yaptık, yüklenici geçte olsa işi bitirdi ve teslim etti. Şu an üst katta kapandı, böylelikle esnafımızın taleplerinin yüzde 90 oranında yerine gelmiş oldu. Pazaryerinin bize göre hiçbir eksiği kalmadı ancak yine bu yer tahsisleri konusunda bir takım sıkıntılar var. Şu haliyle arkadaşlarımız gerekli araştırmaları yaptı değil bölgede Türkiye’de Kapalı Pazaryeri olarak en büyük pazaryeri burası. Bursa, Antalya, Ankara, İstanbul dahil en büyük kapalı pazaryeri burası. Biz daha büyüğünü bulamadık. Varsa da düzeltiriz.”
“MÜCADELE KOLAY OLMADI”
Peki gelinen noktayı nasıl yorumluyorsunuz? Amacınıza ulaşabildiniz mi?
Hangi işi yaparsanız yapın çıraklık ve kalfalığını yapmadığınız bir işte başarılı olamazsınız. Özden çekirdekten yetişmek gerekir. Böyle bir serzenişimiz var. İnşallah düzelir. Şahsım için konuşayım, elimden geldiğince esnaf ve sanatkarımız için elimizden geleni her plaftormda yapmaya çalışıyoruz. Yeterli mi? Yeterli değil. Amacımıza ulaşıyor muyuz? Hayır ulaşamıyor veya çok geç ulaşıyoruz. Aynı katlı pazaryerinde olduğu gibi. Sekiz yıllık bir mücadele sonucu pazaryerimize tekrar kavuştuk. Bu mücadele de kolay olmadı. Herkes fedakarlık etti. Çoğu esnafımız aradan kayboldu. Battı, evi bozuldu, çocuklarının eğitimini sağlayamadı. Benzer çok şey oldu. Şu anda ve geçtiğimiz dönemde bizi yöneten Belediye Başkanımız ve Meclis üyelerimizde mücadelemiz sırasında çok büyük fedakarlıklar yaptılar. Belediye Başkanımız Burhanettin Çoban’ın ne kadar fedakarlıklar yaptığını bire bir ben biliyorum. Türkiye ve Afyon’un konumu itibariyle küçük esnaf ve sanatkar her zaman ezilmek isteniyor. Affedersiniz adam yerine konulmuyor. Afyon’da da rant olayı yani ticaretin bir pastası var. Bu pastadan en fazla payı almak için çaba gösteren büyük firmalar, işadamları var. Şu pazaryeri yapımında Burhanettin Çoban’ın karşılaştığı sorunları bire bir yaşamış bir insanım. Açıkça biz küçük esnaf ve sanatkarı istemeyenler var.
Bizi istemeyenler var derken bu ifadeyi biraz açmanız mümkün mü? Sizleri yani esnaf ve sanatkarı istemeyen kişi ya firmalar kimler?
Bu durumu açmak yalnış olur. Bunu açmak istemiyorum. Çünkü huzursuzluğa mahal vermek istemiyorum. Dedikodu gibi olmasın. Şunu açık ve net söyleyeyim, bizim oraya pazar yeri yapılmasını istemeyenler Afyon’un büyük işadamlarıdır. Kendilerinin büyük işleri, büyük market ve avm ortaklıkları olduğu için bizlerin varlığı onların işine gelmiyor. Onlar katlı pazaryerinin yapılmaması için Burhanettin Çoban’a her türlü baskıyı yaptılar. Sayın Belediye Başkanımızı bu konuda tebrik ederim. Bizlerin yanında dururken onların da karşısında durdu. Kendi siyasi kariyerini ayaklar altına alabilecek şekilde dik durdu. Bu pazar yerinin yapılıp bizlerin geçmesini sağladı. Bunun için Sayın Belediye Başkanımıza çok teşekkür ediyorum. Toplumun çoğu neler yaşandığını bilemez. Ben içindeydim, dik durdu. Diğer Belediye Başkanı gibi burası yıkılsın, gitsin demedi. Söz verdi sözünün de arkasında durdu. Siyaseti ve siyasi arkadaşları dahi karşısına alarak esnaf ve sanatkarın dolayısıyla halkımızın yanında oldu. Bunu tüm toplumun bilmesini isterim. Gerçekler bunlardır.
Hüseyin Karnıbüyük kimdir?
1967 yılında Afyonkahisar’da dünyaya gelen Hüseyin Karnıbüyük, dede mesleği pazarcılığa ilkokula başlamadan atıldığını belirtti. Ortaokul mezunu olan Karnıbüyük, ilkokuldan itibaren hem okuyup hem de babasının yanında esnaflık yaptı. Babasını çok yaşta kaybetmesi ile ailesinin geçimini üstlendiğini aktaran Hüseyin Karnıbüyük, bilfiil 14 yaşından beri profesyonel anlamda vergi mükellefi olarak pazarcılık yapmayı sürdürüyor. Karnıbüyük evli ve çocukludur.