• Haberler
  • Genel
  • Tıp Fakültesi öğrencilerine Ersoy anlatıldı

Tıp Fakültesi öğrencilerine Ersoy anlatıldı

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) öğrenci kulüplerinden Tıpta Bilim, Kültür ve Sanat Kulübü tarafından “Mehmet Akif Ersoy Hayatı ve Düşünce Dünyası” konulu konferans düzenlendi AKÜ Ali Çetinkaya Kampüsü Tıp Fakültesi Derslik 1’de düzenlenen konferans, AKÜ Fen-Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Abdullah Şengül ve öğretim elemanı Arş. Grv. Hasan Hüseyin Güneş tarafından verildi. Konferansta Doç. Dr. [&hellip]

Tıp Fakültesi öğrencilerine Ersoy anlatıldı

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) öğrenci kulüplerinden Tıpta Bilim, Kültür ve Sanat Kulübü tarafından “Mehmet Akif Ersoy Hayatı ve Düşünce Dünyası” konulu konferans düzenlendi

AKÜ Ali Çetinkaya Kampüsü Tıp Fakültesi Derslik 1’de düzenlenen konferans, AKÜ Fen-Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Abdullah Şengül ve öğretim elemanı Arş. Grv. Hasan Hüseyin Güneş tarafından verildi.
Konferansta Doç. Dr. Şengül, Mehmet Akif Ersoy’un ölümünün üzerinden uzun yıllar geçmesine rağmen, her geçen gün, O’nun düşüncelerine, fikirlerine daha fazla ilgi gösterilmesinin şüphesiz bir anlamı olduğunu belirterek, “Mehmet Âkif’i, bütün yönleriyle dünden bugüne taşıyan en önemli vasıta, “ömrümü heder ettiğim” dediği Safahat’tır. Bu yüzden, şair kimliği, daha fazla önemsenmelidir. Çeşitli yazılarında, konferanslarında devrinin siyasî ve sosyal meseleleriyle ilgili birçok şey söyledi ve yazdı. Ama bugün biz onların birçoğunu bilmiyoruz. Nasıl bilelim ki, o günden bugüne Türkiye’nin gündemi çok değişti. Ama Safahat’ta söylenenler -sanatın imkânlarını da kullanarak- düşüncelerini ölümsüzleştirdiği sözler oldu” dedi. Doç. Dr. Şengül konuşmasında, Mehmet Akif’in edebiyatı sosyal hayata ve insanın geleceğine hizmet eden önemli bir unsur olarak gördüğünü ifade ederek, Bu, edebiyatta sosyal faydayı birinci plâna almak demektir. Şaire göre, yaşadığı çağdan habersiz kalmış halk, mücadele gücünü, çalışma azmini kaybetmiştir. Sırf bu yüzden İslâm âlemini büyük fenalıklar beklemektedir. Safahat’ın çeşitli yerlerinde inancını kaybetmenin kötülüğü ve ümidin toplum için bulunmaz bir kuvvet olduğu fikrini anlatmaya çalışılır. Sanatkâra göre nasıl yaşamak haksa, milleti için çalışmak da bir borçtur” şeklinde konuştu.
Arş. Grv. Güneş ise konuşmasında Mehmet Akif’in içinde yaşadığı dönemin Osmanlı İmparatorluğunu kurtarabilmek için belli başlı fikir akımlarına değindi. Bu fikirlerin Batıcılık, Milliyetçilik ve İslamcılık şeklinde üç ana başlıkta incelendiğini, Mehmet Akif’in şiirleri ve düzyazıları incelendiğinde İslamcılık ile bağdaştırıldığını aktaran Arş. Grv. Güneş, O’nun İslamcı bir mütefekkir olarak diğer İslamcılardan farkını ortaya koymaya çalıştı. Zira Mehmet Akif, Batı medeniyetini eleştirirken -diğer bazı İslamcı düşünürlerin yaptığı gibi- bu medeniyetin her şeyini reddetmemiştir. Ona göre Batının ilmi ve fenni ilerleyişi takip edilmeli ve alınmalıdır. Ancak bunu yaparken Akif, Batının zulüm ve sömürgeci zihniyetini de eleştirmekten geri kalmamıştır. Mehmet Akif’in sadece Batı medeniyetini eleştirmekle kalmadığını, İslam âleminin içinde bulunduğu durumun Müslümanların kendi tembellikleri ve cehaletlerinden kaynaklanmasını da eleştirdiğini açıklayarak konuşmasını sonlandırdı. (Kocatepe)

Bakmadan Geçme