'Teşvik bölgelerinden birisi Afyon olmalı'
Bazı konularda, bazı sektörlerde Afyonkarahisar’ın çok ciddi olarak yurt içi ve yurtdışında ilimizden daha iyi tanındığını belirten ATSO Başkanı Hüsnü Serteser, 'Mesela termali örnek verirsek Bursa, bizden çok eski bir termal bölgedir ve Türkiye'de çok fazla termal bölge vardır ama termal bölge deyince son 10 yıldır Afyonkarahisar geliyor. Bu şu demek değil yanlış anlamayın, bu [&hellip]
Bazı konularda, bazı sektörlerde Afyonkarahisar’ın çok ciddi olarak yurt içi ve yurtdışında ilimizden daha iyi tanındığını belirten ATSO Başkanı Hüsnü Serteser, “Mesela termali örnek verirsek; Bursa, bizden çok eski bir termal bölgedir ve Türkiye’de çok fazla termal bölge vardır ama termal bölge deyince son 10 yıldır Afyonkarahisar geliyor. Bu şu demek değil yanlış anlamayın, bu ilimizin her yönüyle organize bir şekilde tam iyi tanıtıldığını söylemiyorum ama bir kaç ürünle bunu çok iyi başardık. Bu yeterli değil buna termal de dahil tabi. Mermer deyince tüm dünya tarafından tanınıyoruz ama burada bir ikilem var, ‘Acaba bu il bir şeyiyle mi öne çıksın, çok şeyle mi çok öne çıksın.’ Yani aslında bakarsanız bir uzmanlık konusudur. Bu sadece Ticaret ve Sanayi Odası’nın ilgilenmesi ile olacak bir iş değil; bunun ciddi profesyonellik içerisinde hem Valiliğimizin, hem Belediyemizin hem de Ticaret Odamızın bir organizasyonu olabilir, içinde kurumlar olabilir ama ciddide bir bütçesi olması gerektiğine inanıyorum. Bugün termalde Afyon bizden daha eski termal bölgeleri solladı, geçmiştir” dedi.
FUAR VE KONGRE MERKEZİ’NE İHTİYACIMIZ VAR
Tanıtım konusunda fuarlara katılımın önemine işaret eden ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Serteser, Afyonkaahisar’da bir fuar ve kongre merkezi kurulması için takipçi olduklarını sözlerine ekledi. Afyon’da olması gerektiğini düşündükleri en önemli şeyin fuar ve Kongre Merkezi oılduğunu hatırlatan Serteser sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz bunun için çok güzel bir lokasyondayız. Lokasyonun haricinde bizim nüfusumuz da bir yerde, bu kadar yatak kapasitesi, bir de üstelik 5 yıldızlı yatak kapasitesi yok. Biz 5 yıldızlı yatak sıralamasında sekizinciysek Türkiye’de buna büyükşehirler de dahil ama nispi olarak baktığımızda, yani nüfuzumuza göre otel sayısını yatak sayısını kıyasladığımızda birinci sıradayız. Yani şunu demek istiyorum bir; buraya gelenleri ağırlayacak yatak kapasitesine ve yatak kapasitesi ile birlikte en kaliteli yatak kapasitesini sunacak kapasiteye sahibiz. Bölgesel havalimanımız var. Kavşak bölgedeyiz. Yakında Ankara-İzmir hızlı tren projesi 3-5 yıl sonra ve ondan sonra Ankara-Antalya hızlı tren projesi planlanıyor. Neticede bu hızlı tren projeleri bittiği zaman bizim hesaplarımıza göre 35 milyon yerli turistin hinterlandı içine giriyoruz ve böyle bir noktada kongre ve fuar merkezinin olmaması bence çok yanlış. Onun için biz ihtisas fuarlarını büyük şehirlerde gördüğümüz kalitedeki ihtisas fuarlarını bu tip kongre merkezlerine sahip olursak düşünebiliriz ve çok ciddi de büyük şehirler gibi ilgiyi çekeriz diye düşünüyorum. Bunu sayın Bakanımıza ilettiğimiz de, ‘Çok iyi olur, çok güzel olur, bunu geliştirelim, bunun üzerinde duralım’ diye söyledi. İnşallah böyle projeyi gerçekleştirmiş oluruz”
Büyük sermaye için güç birliği yapılmalı
BÜYÜK SERMAYE İÇİN GÜÇ BİRLİĞİ YAPILMALI
Afyonkarahisar ekonomisinin genel anlamıyla gelişme trendinde olan bir ekonomi olduğuna dikkat çeken Serteser, alınması gereken çok mesafe olduğuna da dikkat çekti. Afyonkarahisar’daki şirketlerin sürdürdükleri çalışmaların yanı sıra yapılması gereken de çok şey olduğunu anlatan Serteser şöyle devam etti:
“Yapılması gerekenler var şirketlerimiz tarafından ama dünyaca bilinen markalarımız da var. Yani bu konuda sıfır düzeninde değiliz. Birçok markamız bilhassa gıda da; mermerde ve Türkiye’de ve belirli ülkelerde biliniyor ama bu yeterli mi? Çok daha fazla marka çıkarmalıyız. Onun ötesinde ne yazık ki Afyon’da ilk 500 de bir şirketimiz yok. En acı olan bu, keşke iki tane üç tane olsa ama hiç yok. Bunu yapmaya çalışmalıyız. Afyon’da işin esasına bakarsanız çok büyük sermayede yok yani. Şimdi bu nasıl olacak yani Afyon’dan hiç bir iş adamımız ilk 100’de değil. Bu sermayeyle olur, büyük şirketle ilk 500 lük şirketle hele bir de kamu şirketi değilse sermayeyle olur ve bu da birlikteliklerle olur. İnşallah yeni sektörleri belli bir ortaklık noktasına getirebilirsek 500 içinde kuruluşun olması lazım. Buna çaba sarf etmemiz lazım ama inşallah olacaktır. Marka konusunda işletmelerimizin, şirketlerimizin, daha profesyonelce çalışmaya, biraz bütçe ayırmaları lazım. Yani şirketlerinkinde markalaşmaya zaten adam işini sıkıntıyla büyütüyorsa, markalaşmaya ayıracak bütçesi yok ama çok önemli. Belli bütçe sahibi yani para kazanan şirketlerin markalaşmaya, ulusal ve uluslar arası reklama ayırmaları gerekir.”
YENİ TEŞVİKLERDEN
UMUTLUYUZ
Mermer başta olmak üzere ihracaat ürünleriyle ilili çalışmaları da değerlendiren ATSO Başkanı Hüsnü Serteser, dünyada ihracaat konusunda yeni bir kavram geliştiğini, ihracaatların kilogram bazında incelendiğini kaydetti. Serteser şöyle konuştu:
“Yani ne kadar ihracat yapıyorsun, ayrı bir konu, bir de kilogramını kaça ihraç ediyorsun ihraç ettiğin malın? Yani yaklaşık Türkiye’de bu 1,5 dolarda ama çok gelişmiş ülkelerde bu 3,5 – 4 – 4,5 – 5 dolarlarda bizim Afyon’da aşağı yukarı 0,60 sent. Neden? Şimdi mermeri ne kadar değerli satarsanız satın, neticede kendine ağır malzeme olduğu için kilogramı düşük olur. Dolayısıyla mermer bizim en önemli sektörlerimizden çok daha gelişmesi gerekiyor, çok daha mermer de markalaşmamız lazım ama katma değeri yüksek ürünlerde de mermerde de girmemiz lazım. Mesela mermerden öyle firmalarımız var. Mermerin birçok geliştiği elde yapıyor. Mesela mozaik yapıyor ama mermer blok olarakta satılmalı. Türkiye’de o kadar mermer ocağı oluştu ki, o kadar çeşit oluştu ki, bunların hepsini işleyip, satacak değiliz zaten. Koca blok olarak da satılmalı ki, AR-GE’ye çok daha fazla önem vermesi lazım. Ne kadar biz mermerleri satmaya başlarsak, o kadar fazla kilogram değerimiz artar. Bunun yanında mutlaka Afyon’da yüksek teknolojili bir şeyler yapmamız lazım. Benim başka bir fikrim daha var ticari şuraları söylemiştim. Darbeden sonra bilhassa teşvikler, destekler, vergi affı, sigorta affı, prim affı gibi birçok yeni şey çıktı. Bunların hepsi bizi destekleyici şekilde. Fakat bu teşviklerin yeni şeyler var ekonomi bakanımız açıklayacaktı, daha açıklamadı; terzi sistemi gibi teşvik. Yani eskiden bölgeleri oluşturuluyordu, ben bu işi yapacağım, burada yapacağım diyorsun sana göre teşvik veriyor. Bence ayrıca Türkiye’nin belli yerlerinde bunun bir tanesinin Afyonkarahisar olması gerektiğine inanıyorum. Onun da 2-3 yıl önce seçtiğimiz Organize Sanayi Bölgesi için seçtiğimiz için yer olması gerektiğine çok inanıyorum. Hükümetin belirleyeceği orta ve teknik organize sanayi bölgelerinin açılması lazım olduğuna inanıyorum. Bu bölgelere çok yüksek destekler verilmeli ve bu bölgelere çok yüksek teşvikler verilmeli Bunun şuna da faydası olacak bu bölgesel ekonomik farkları azaltmalı mesela Kocaeli, Elazığ İstanbul da yer yok. ‘Git kardeşim git Afyonkarahisar’daki orta yüksek teknoloji organize sanayi bölgesinde bu yatırımı yaparsan, bak sana artı şunları vereceğim, orası çok daha avantajlı’ denilmeli. Bunun bir çok bunun çok konuda faydası var. Şimdi bunlar sermaye meselesi. Belki bazıları ufak sermayeyle yapılır. Afyon’u küçümsemeyelim, benim bahsettiğim Türkiye çapındaki sermayelerden bahsediyorum. İşte bizim Afyon’dan bir sermayeyle yapamayacağımızı biliyoruz. Orta teknolojileri Afyonlu iş adamlarımız yapabilir, bölgesel iş adamları da yapabilir, bölgesel ortaklıklar veya Afyon’da ortaklıklar, Kütahya’da ortaklıklar bu gibi şeylerle bizim bölgemizde ülke çapında yatırımlara talip olmalıyız.”
ATSO’nun geleceğini inşa ediyoruz
Kanal 3 TV’de yayınlanan 3. Boyut programında Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Serteser, gazetecilerin sorularını yanıtladı
ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Serteser Kanal 3’de canlı olarak yayınlanan programda ATSO’nun çalışmalarını ve gündemdeki konuları değerlendirdi.
Gazeteci konukların sorularının cevaplandığı programda ATSO’nun Meclis ve Yönetim Kurulu üyelerinin birlik ve beraberlik içerisinde çalışmalarını sürdürdüğünü belirten ATSO Başkanı Hüsnü Serteser, “Görevde olduğumuz iki dönemde de şu mantığımız vardır: Mecliste seçim biter, her şey biter, artık çalışmaya başlanır, icraatlar vardır. Uzun zamandır mecliste bütün kararlar oy birliği ile alınır. Mecliste kavga, gürültü hiç olmuyor. Yani bizim meclisimizde de bu birliktelik var. Meclis Başkanlığı için ve yeni yönetim kurulu üyeliği için yapılan seçimler eleştirilse de meclis başkanlığına seçilen Mehmet Merdivenci için de, yeni yönetim kurulu üyemiz Yılmaz Kasap için de tüm meclis olumlu baktı. Çünkü mecliste konuşmalar olurken, bunlar söyleniyor. Mehmet Merdivenci ve Yılmaz Kasap için ‘Çok iyi oldu, gayet iyi seçimler’ diye söylendi. Kaldı ki, Mehmet Merdivenci için tüm meclis üyelerini aradık. Yani ‘Ben buraya aday olmak istiyorum. Bu konuda görüşünüz nedir?’ diye sorduk. Herkes tamamen ‘Gayet iyi olur’ şeklinde cevap verdiler. Netice de öyle oldu. Yılmaz Kasap için de biz meclis üyelerini aradık, sorduk, ‘Biz Yılmaz Kasap ile çalışmayı düşünüyoruz’. ‘Sebebi nedir?’ diye sorduklarında ‘Yeni bina komisyonunda firesiz, hakikaten çok katkı sağlayan bir kişi. Bu katkıyı yönetimde de alabileceğimizi düşünüyoruz. Bu nedenle kendisiyle çalışmak istiyoruz. Meclisimize önereceğiz, siz ne düşünürsünüz?’ diye cevapladık. Buna da destek çıktılar. Netice itibariyle böyle bir uygulama yaptık. bu gayet demokratik bir çalışma. Böyle bir birliktelik var. Sıkıntı yok, biz icraatlarımıza devam ediyoruz. Biz buraya isteyerek geldik. Tabi ki çalışacağız. Bu bizim görevimiz, yanlış anlaşılmasın ama vallahi kendi işlerimiz ikinci planda kalıyor. Yani yüzde 20 kendi işimize ayırırken, yüzde 80 buradayız. Başka türlü olmaz zaten bu iş” dedi.
TİCARET ODASI SIKINTIDA MI?
ATSO’nun yeni yapılan binasıyla ilgili olarak eleştirilerin hatırlatılması ve yıkılan eski binanın durumunun sorulması üzerine bu konuda da değerlendirmelerde bulunan Serteser, ATSO’nun maddi sıkıntı içinde olduğu iddialarını yalanladı.
Maddi sıkıntı gibi bir durumun söz konusu olmadığını belirten ATSO Başkanı Hüsnü Serteser, “Yok böyle bir şey. Başta da yoktu, şimdi de yok. Son senelerden bahsediyorum. Bütün masraflarımızdan sonra bir ila bir buçuk milyon TL arasında kullanabileceğimiz bir gelirimiz oluyor. Bu gelirle bizim kredi almadan böyle bir binayı yapabilir miyiz? Veya şimdi diğer binayı yıkıp, yerine yenisini yapabilir miydik? Mühim olan nedir? Eğer büyümek istiyorsanız, öz kaynaklarınız da yetmiyorsa, ödeyebileceğiniz bir krediye başvurursunuz ve o büyümeyi gerçekleştirirsiniz. Sıkıntı nerededir? Eğer boyunuzdan büyük bir borca girerseniz, sıkıntı yaşarsınız ve batağa düşersiniz. Bizim, bunları hesap ederek, büyümeyi gerçekleştirmek için, icraatlarımızı yapabilmek için krediye ihtiyacımız vardı. Yeni binayı bitirdiğimizde böyle yaygaralar kopardılar. 7 Milyon civarında borcumuz vardı. Şu anda eski odamızın bulunduğu arsada inşaata başlamış durumdayız. Bu inşaat için yaklaşık 460 bin liralık hak ediş ödedik. Yapılmakta olan iş merkezimiz için 3 Milyon TL’lik kredimiz hazır ama henüz kullanmadık. Orada da şunu anlatmak istiyorum. O binayı da boşuna yıkıp yapmadık. Aslına bakarsanız orada binanın bağımsız bölümleri, kat irtifakı hiçbir şey yoktu. Yani biz geldiğimizde, daha iki katlı kagir bina geçiyordu o 6 katlı yer. Çünkü yıllar içerisinde unutulmuş, bakılmamış. Belediye Başkanımız’ın yardımıyla onları düzenledik. Bizde kentsel dönüşümü fırsat bilerek başvurduğumuz da, beton dayanımı 13 ile 15 çıktı. 20’nin altında 4 katlı binaya izin vermiyorlar. Bunlara bizim etki yapmamız mümkün değil. Hal öyle olunca ‘Burayı yıkalım, tekrar yapalım’ dedik. Ana sebep bu. Bazı kiracılarımızdan tepkiler geldi. Biz satışa çıkardık, 10 Milyon TL’ye satıp, Milli Emlak’a ait arsamızı alacaktık. Ama hiçbir kiracımız bize bir dilekçe dahi yazmış değil” dedi.
BİNANIN YIKILMASI MECLİSTE
OY BİRLİĞİYLE KABUL EDİLDİ
ATSO’nun eski binasının yıkımıyla ilgili sürece de değinen Serteser sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bizim amacımız aslında kirayı artırmak olsaydı, çağırır konuşurduk. O tarihte biz 230 bin lira civarı yıllık gelir elde ediyorduk. Biz burayı yıkarsak, bugün 230, hadi 300 bin elde ediyoruz. Yıkıp yaparsak ne olur? Bunun için komisyon kurduk. Yaklaşık 3 milyon TL’ye bu bina bize mal oluyor. 300 bin Liralık kira gelirini yıllık 600 bin lira yapmayı hedefliyoruz. Yani 600 bin lira civarı bir kira bekliyoruz. İki katı olması mantıksız bir şey midir? Hem binayı yıkıyorsunuz, böyle problemli olan binanın yerine yenisini yapıyorsunuz son yönetmeliklere, deprem yönetmeliklerine uygun olarak, hem de kira gelirinizi iki misline çıkarıyorsunuz. Biz buraya neden oturduk? Biz bu koltuğa 4 Bin 500 kişinin menfaatlerini savunmak için geldik. 300 Bin lira alırken, 600 Bin lira alınıyorsa, bina da yenileniyorsa, bu mantıklı değil midir? Bu binanın yıkılması mecliste oy birliğiyle kabul edildi. Bir tane itiraz çıkmadı. Demek ki mantıklı. Yaklaşık 5 yılda bina kendini amorti edecek. Kamuoyuna ve 4 bin 500 üyemize soruyorum. Bunun eleştirilecek neresi var? Bir 300 bin lira gelire bakın. Bir de yaklaşık 600 bin lira gelire bakın. Bunların hiçbirini ben bu kredileri almasam, yıllık bir ile bir buçuk milyon arasındaki gelirle yapmam mümkün değil.”
ATSO’NUN GELECEĞİNİ İNŞA EDİYORUZ
ATSO’nun çalışmaları hakkında bilgiler veren Serteser sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu yaptığımız bina hakikaten ticari anlamda bir yüzü oldu. Birçok Ticaret ve Sanayi Odaları buraya geldiler ve mimarlarıyla incelemelerde bulundular. Biz bu binayı Afyonkarahisar’a yaptık. Bunun dışında biz bölgede en fazla proje üreten kurumlardan, Kalkınma Ajansı olsun, AB birliği olsun bir tanesiyiz. 2009’dan itibaren 674 bin 821 Euro değerinde ve 1 Milyon 795 bin 88 TL değerli bir proje kazanmışız. Bu bize katkı. Yani 3 Milyon 700 bin TL değerinde yaklaşık proje kazanmışız. Bunlardan en önemlisi kendi elektriğimizi yeni binamızda kendimizin ürettiği 400 KW’lık projedir. 400 KW yaklaşık yılda 180 ile 200 bin TL arasında bir elektrik üretir. Şimdi biz bunu toplam bedeli 1 Milyon 364 bin+ KDV gibi değerde yarısı hibe gibi kazandık. 700 bin TL’lik kısmına zaten bir elektrik ödüyorduk. 700 bin TL’lik kısmına 84 ay vadeyle yaklaşık 12 bin TL – 12 bin TL ödeyerek; yarısı da hibe, yani hiç para katmadan bu projeyi devreye aldık. Geçen yıl Temmuz ayında işletmeye girmiş. Yaklaşık 177 bin TL’lik elektrik üretmiş. Bu sırada TEDAŞ’tan 50 bin TL’lik güneş enerjisi santrali çalışmadığı dönemde elektrik almışız. 10 bin TL iletim bedeli ödemişiz. 135 bin 500 TL yaklaşık girdisi olmuş. 12 aya böldüğümüzde 11 bin 291 lira. Yani elektriğimizi kullanmışız, bunun yanında 11 bin 291 liralık da elektrik satmışız aylık. 7 yıl sonra için Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası’nın geleceğini inşa ediyoruz. Bunu lütfen anlayalım. Nasıl geleceğini? Ben 7 yıllık kredi alıyorum. Elektriğe ödeyeceğim ve bunu da elektrik satarak kazanıyorum. 7 yıl sonra Ticaret ve Sanayi Odası’na bütün borç bittikten sonra, o günki değeriyle 200- 250 bin para girecek. Ve bunlar düşünmeyle, çalışmayla, buraya zaman ayırmayla oluyor. 2015 yılı faaliyet raporu, 175 sayfalık kitapta anlatıldı. 15.09. 2014 tarihi itibariyle kredi garanti fonu şubesi kendi binamızda açtırdık özveriyle. İhsan Beşer kardeşimin de önemli katkıları oldu. Odalar Birliği akreditasyon sisteminde 365 oda ve borsanın 255 tanesi beş yıldızlı hizmet vermekte olup, biz 365 oda içinde A akreditasyon kalitesinde 38 odanın içindeyiz.
“Haddinizi bilin!”
ATSO ve iş dünyası ile ilgili olarak yerel gazete ve internet siteleri aracılığıyla yapılan
suçlamalara sert cevap veren ATSO Başkanı Hüsnü Serteser, “Herkese FETÖCÜ damgası yapıştırmak doğru olmaz. Belgesi olan OHAL kapsamında gider şikayette bulunur. ATSO’yu ve işadamlarını hedef tahtasına koydular. Bize saldıranlar 17/25 Aralık sonrası bile gazetelerinde Fetullah Gülen’in sözlerini yazıyordu” dedi
Kanal 3 TV Genel Müdürü Saadettin Ulusoy’un moderatörlüğünde Kocatepe Gazetesi Muhabiri Murat Arısoy, Karahisar TV ve Anahaber Gazetesi Muhabiri Mustafa Kılınç ile Armoni FM ve Radyo 03’ü temsilen Gazeteci Arif Yağcı’nın sorularını yanıtlayan ATSO Başkanı Serteser, ATSO ve iş dünyasına yönelik basında yer alan iddialara da cevap verdi.
ATSO’yu en çok iki kişinin eleştirdiğine dikkat çeken Serteser, şöyle konuştu: “Aslında siz öyle görüyorsunuz Afyon kamuoyunun alenen eleştirdiği bir nokta yok. Sizin de bildiğiniz gibi iki kişi var; birisi Mehmet Emin Güzbey Odak Gazetesi, diğeri Kemal Horzum, Zafernet’deki yazılarıyla eleştiriyor. Biz Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası olarak ülkemizin bu sıkıntılı dönemlerden geçtiği bir durumda birlik içinde icraatlarımızı yapmaya devam ediyoruz. 2009 ilk dönemimiz, 2013 ikinci dönemimiz icracı bir meclis olmaya icracı bir yönetim olmaya gayret ettik. O yönde de doğru bildiğimiz şeylerde dürüstlükle doğrulukla devam ediyoruz. Tabi ki bu eleştiren kişileri bilmiyorum aslında yorumu izleyicilere bırakmak lazım ama onlar her ikisini de çok iyi tanıyorlar Güzbey’i ele alırsak yani bir önceki seçimde karşı tarafın TOBB delegeler listesinden çizilmeyle delerek listeyi girdi ve şimdi gazetesinde eleştirdiği FETÖ’cüler dediği TOBB listesine bakarsak, aslında o dönemde daha fazla cemaatten insan vardı.”
“GÜZBEY, ATSO’YU BİR HEDEF TAHTASI
HALİNE GETİRMEYE ÇALIŞTI”
Gazeteci Mehmet Emin Güzbey’in bir algı oluşturmaya çalıştığını belirten ATSO Başkanı Hüsnü Serteser, “Ama şimdi söyleyeceğimiz o değil, çünkü hiç kimseyi burada töhmet altında bırakmak, onlar gibi benim karakterimde yok. Sayın başbakanımız ne diyor; ‘17-25 Aralık 2013 bu işin miladıdır’ diyor. Bizim seçimimiz de zaten biliyorsunuz Mayıs 2013’te gerçekleşti. Dolayısıyla bu tarihten önce, Çünkü çok iyi niyetli olarak, bu yapının içerisinde bulunan insanlar oldu. Hakikaten hizmet etmek için, kandırılarak bu yapının içinde bulunanlar oldu. Sonradan tabiki bunlar fark ettikten sonra birçoğu bu yapıdan çıktılar ama o dönemlerde M.E.G. o şekilde girmişti. Son seçimde ise kendisi ve kardeşleri bilhassa kardeşleri; Mehmet Emin Güzbey yüzünden giremediler. Tabi ki hiçbir tanesi giremediği için Emin Güzbey Ticaret ve Sanayi Odası’nı bir hedef tahtası haline getirmeye çalıştı. Aslında ben bunlara cevap vermekten hep imtina ettim ama toplumda bir algı oluşturulmaya çalışıyor. Bu algının da önüne geçmek lazım gerektiğine inandığım için bu sorularınıza cevap veriyorum. Mehmet Emin Güzbey’in esas meselesi budur. Kendisine sorsanız ‘Ticaret Odasıyla veya Hüsnü Serteser ile ne problemin var?’ diye hiç bir cevap veremez” dedi.
Kemal Horzum’un hangi amaçla ATSO’yu hedef aldığını anlayamadığını söyleyen ATSO Başkanı Serteser, “Enteresan, hiç anlam veremiyorum, çünkü ilişkim hiç olmayan birisi ama yazıyor. Bildiğiniz gibi o insan sadece Ticaret Odası’nı hedef almıyor. Yani kafasına göre, hiç vebal düşünmeden, çünkü bu vebal düşünmekten uzak insan bunlar. Çok iş adamlarını; bugün onlarca, yüzlerce işçi çalıştırarak, Afyon ekonomisine katkı sağlamış kişileri bir çırpıda ‘Aldığım duyumlara göre’ diye karalayabiliyor. Yani onun şahsiyetini tüm Türkiye biliyor. Ben hazırlıklı geldim bunların her türlü iftirasına cevap vermeye çalışacağım” dedi.
HİZMET İÇİN BİRLİKTELİĞE GİTTİK
2009’daki seçimlerde AFSİAD ve HÜRSİAD ekiplerinin rakip olarak farklı listelerle seçime girdiklerinin, ama 2013’te birlikte hareket ettiklerinin hatırlatılması üzerine değerlendirmelerde bulunan ATSO Başkanı Serteser şöyle konuştu:
“Normalde 27 tane meslek komitesi var ATSO’da. Öyle gösterdi ki, öyle bir topluma lanse etti ki Odak Gazetesi, hatta siz bile öyle söylüyorsunuz AFSİAD – HÜRSİAD iş birlikteliği o nasıl olur? Yani 27 tane meslek komitesini alırsınız. Tamamında kendi listelerinizi çıkartırsınız, bir kısmı AFSİAD üyesi olur, bir kısmı HÜRSİAD üyesi olur. 27’sinde de beraber girersiniz. Böyle bir şey yok. Hala siz de bile o algı oluşmuş. Yani burada o algıyı bir kere çürütmemiz lazım. 27 meslek komitesinde ben baktım, yanılmıyorsam 10 tanesinde böyle bir birliktelik olmuş. Hatta öyle bir şey var ki AFSİAD üyeleri bazı gruplarda AFSİAD üyeleriyle karşı karşıya gelmişler. Bazı gruplarda HÜRSİAD üyeleri HÜRSİAD üyeleriyle karşı karşıya gelmişler. Bazı listelerde de ne AFSİAD üyesi var, ne HÜRSİAD üyesi var. Böyle bir şey yok, Nasıl oldu size söyleyeyim. Biz birliktelik yapmadık mı bazı gruplarda? Tabiki yaptık sadece 27 listenin yaklaşık 10 tanesinde ama biraz önce bahsetmiştim yıl 2013 ay Mayıs. O dönemde bir çok devlet büyüğümüz bile böyle bir yapının böyle bir ihanet içerisinde olduğunu bilmediğinden dolayı destek veriyordu. Böyle bir durumda öncesinde siz karşı karşıya gelmişsiniz. Bu ikinci seçimde devlet büyüklerimizin bile destek verdiği için; çünkü onlar da kandırıldılar ve deniliyor ki her taraftan ‘Bu sefer karşı karşıya gelmeyelim, birlikte hizmet etmeye çalışalım Afyon Ticaret ve Sanayi Odası’na. Öyle olduğu durumda bile listelerin 27 tanesinde bir araya gelmemişiz”
Bize saldıranlar 17/25 Aralık sonrası bile Gülen’in sözlerini yazıyordu
AFSİAD ve HÜRSİAD arasında pazarlıklar yaşanıp yaşanmadığıyla ilgili soruları da cevaplayan Serteser sözlerini şöyle sürdürdü:
“Meclis Başkanı Mehmet Çarkgil olacaktı, yani bizim listelerimize de netice itibarıyla böyle hazırlandı, seçime böyle girdik yani. Bu bir pazarlık değil, birlikte bazı gruplarda birlikte hizmet etmek için girildi. Sonra şunu da ben size söyleyeyim bu oluşurken bazı gruplardaki o gün HÜRSİAD’ta olan arkadaşlarda kandırılmış durumdaydı. Çoğu bunları hissettikten sonra o yapıdan uzaklaştılar. Yani bunu şöyle algılamamak lazım. Sanki seçim 17-25 Aralık’tan sonra oldu. Sanki bütün bu birliktelikler o zaman gerçekleştirildi, yok böyle bir şey. Dolayısıyla bu algıyı bir kere yıkalım. Ticaret ve Sanayi Odası’nda bir çok meclisten düşen oldu, istifa eden oldu. Biz seçime girerken bizim meclisimiz 63 kişiydi 2013 seçiminde. Yaklaşık 14 tane HÜRSİAD üyesi ama o tarihte. Bunların da çoğu bu yapının bu durumda olduğunu fark ettikten sonra ayrıldılar ama bu yapının böyle olduğunu bilmezken dahi, 17-25 Aralık’tan önce 14 kişi 63 kişilik mecliste. Güzbey diyor ki, ‘Bir koydular üç aldılar’ nerede böyle bir durum ya? Biz normalde birliktelik kurmasak da bu seçimi kazanırdık. Çünkü biz seçimi 47’ye karşı 16 oyla kazandık. TOBB delegeliklerinde 10 tane TOBB delegesi var, 1 tane HÜRSİAD üyesi var. Nasıl bir koyup üç alınıyor? Yani bu algıyı lütfen yıkalım ama bir şeyi bir kere daha söylüyorum, lütfen 17-25 Aralık’tan önce bu derneğin üyesi olup da bunların içinde de yani bu saydıklarımın içinde çok ayrılan var. Son duruma bakacak olursak son durumda bu iş böyle değil. Be Mehmet Emin Güzbey senin gazetende bırak Mayıs’ı, mayıstan sonra hatta 17-25 Aralık 2013’ten sonra 2014’de Fetullah Gülen’in bizzat kendi ağzından yazıları yok muydu? Ne olacak onlar sen tutuyorsun 17-25 Aralık’ı sayın başbakanımız Binali Yıldırım bile milat kabul etmişken gidiyorsun ‘2013 Mayıs ayındaki seçimdeki Ticaret Odası seçimlerinde birliktelik yaptılar diyorsun’. Sen bunları düşünürken, kendi gazetende Fetullah Gülen’in ağzından yazılanlara bak. Araştırsınlar arşivlerini çıkar. Sen bunların hesabını ver o zaman 17-25 aralıktan öncesine gideceksek.”
MELİH YURTER’LE BİR PROBLEMİMİZ YOK
ATSO eski Başkanı Melih Yurter ile aralarında problem varmış gibi bir algı yaratılmaya çalışıldığının altını çizen Serteser sözlerini şöyle sürdürdü:
“Melih Yurter’le hiçbir zaman aramızda problem olmadı yani ben kendi adıma konuşayım, onun da olduğunu hiç düşünmüyorum. Şimdi demokratik ülkelerde seçimle gelinen yerlerde her zaman birkaç aday çıkabilir. Biz melih beyle ilk seçimde karşılıklı iki yönetim kurulu başkanı adayıydık. Nitekim o seçimden sonra Melih bey mecliste de devam etti tabi ki tartışılan konular olabiliyor ama biz hiç birbirimizi üzdüğümüzü düşünmüyorum. İkinci seçimde yönetim kurulu başkan adayı o değildi ama mecliste yoktu. Fakat birkaç kez beni bazı konularda ziyaret etti yapılması gereken konuda. Ben de saygıyla karşıladım hep de birbirimize saygı duyarız ama insanlar bizi sanki böyle birbirimize karşı düşman gibi gösterip ne rant elde ediyorlarsa veya ettiklerini zannediyorlarsa böyle bir durum var. Güzbey bir yazı yazmış yine. geçen Alimoğlu’nun oğlunun düğününde biz yan yana geldik Melih beyle. Orada da işte kendi grubundan çıkarmamak için, çıkmaması için herkes uğraşmış. Yani il büyüklerimiz de olmak üzere yani bana rahatsız olduğunu söyledi yani bu yazıdan dolayı kendisine sorabilirsiniz ‘Rahatsızlık duydum’ dedi ve ben kendisini gayet dürüst bir insan olarak bilirim karşılıklı aday olmak demek rakip olmak demek, birbirimize karşı düşmanlık besleyeceksiniz değildir. Netice itibarıyla B20’deki görevinden dolayı ben hem Türkiye Odalar Borsalar Birliği’ndeki bir programda tebrik ettim, hem de meclisimize deneyimlerini anlatması için çağırdık ve anlattı. Hiçbir problemimiz yok sadece biz 2009 da rakiptik, başka bir şey yok rakiplik demek düşmanlık demek değildir. Lütfen bu algıyı ortadan kaldıralım yani. Melih beye de sorabilirsiniz benim öyle bir şeyim olmadığı gibi onunda öyle bir şeyi olmadığını ben konuşmalarında çok yakinen hissediyorum.
BELGESİ OLAN OHAL KAPSAMINDA ŞİKAYET EDER
İşadamlarına yönelik “FETÖcü” damgası yapıştırılmaya çalışılmasını doğru bulmadıklarını anlatan Serteser, “Bilhassa Horzum, biraz önce söylediğim gibi tabi yazdıklarının içerisinde bu yapının içinde olan kişiler olabilir ama herkese aynı yaftayı yapıştırmaya çalışıyor. Yani çok önemli Afyon’un ekonomisine yıllarca katkı sağlamış, birçok istihdam gerçekleştirmiş kişileri biraz önce de dedim. ‘Alınan duyuma göre efendim şöyle…’ Ya kardeşim varsa bir belgen bu OHAL kapsamında sayın Cumhuriyet Savcılarımız hepsini araştırıyorlar. Git ver. Niye vermiyorsun? Nedir senin amacın? Yani duyuma göre, şöyledir, böyledir. Bütün yazdıklarına da cevap vereyim de sonra şuna cevap vermedi demesin. Demiş ki, Ticaret Odası Başkanı Hüsnü Serteser, bir ekiple Brüksel’e geldi. Ekip de kimler olduğunu açıklasın. Biz hep Brüksel’e genel de Ömer Aktan ile gittik. Çünkü daha önce orada yaşamış bir insan abisinin düğününe davet etti, gittik. Yani bunlara gitmişsek, biz FETÖ’cülerle ilişki içerisinde miyiz? Yani orada bizi birçok kişi ağırladı. Ben kimin ne olduğunu bilmem dahi. Hangisi FETÖ’cüdür? Hangisi değildir. Bunları ben o tarihlerde tespit edecek bir durumda değilim yani. Yani biz şimdi gitmişiniz bir yere, bir akşam biri yemek veriyor, bir akşam diğeri yemek veriyor. Ben nereden bileyim, yanımızda birçok kişiler de oluyordu. Ben bu medya kuruluşunun ortaklarındanım. Bunların hisselerini satmaya gitmişim. Biz dedik ki, Belçika’dan da birçok gurbetçimiz var, Belçika’dan da birkaç hisse sahibi olsun. Burada Ahmet Pala ve Aydın Tekin’e o zaman gittik. Bunlar aldı hisseleri, çok eski. Yeni değil. Bunları yazıyor ama ne amaçla yazıyor bilmiyorum. Yani ben Ömer Aktan’ı yıllarca birlikte Megabirlikte olsun, Ticaret Odası’nda olsun ne bir HÜRSİAD üyeliği vardır. Ben hiç bir şeyini bugüne kadar görmedim. Girişimciliğiyle tanırım. Benim tanışmam AFSİAD ve Megabirlik ile olmuştur. Demokrasi nöbetlerinde sık sık boy gösteren Ticaret Odası Başkanı Serteser, Ömer Aktan ve Hüseyin Şehitoğlu. Gitmeyecek miyiz? Şehitoğlu AFSİAD Başkanı. Ömer Aktan biraz önce anlattım. Biz gitmeyelim mi demokrasi nöbetine? Nasıl bir ithamdır. Sonra da demiş ki, Hüsnü efendi. Bir kere Horzum haddini bil! Neden haddini bil, biliyor musun? Ben 4 bin 500 tane üyesi olan Ticaret ve Sanayi Odası’nın Yönetim Kurulu Başkanıyım. Bana saygın yoksa Ticaret ve Sanayi Odası’na saygı göster. Ben Milletlerarası Ticaret Odası’nın (Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu) Yönetim Kurulu Üyesiyim. Afyon Eğitim Vakfı’nın başkanıyım. Kendine gel! Peki sen kimsin? Seni tüm Türkiye tanıyor. İnterneti şöyle açıp bir baktım. Kemal Horzum deyince ne çıkıyor diye. Yüzlercesi çıkıyor da, bir tane de iyi bir şey yok. Sen busun Kemal Efendi. Ben sana Kemal efendi diyebilirim. Anlatabiliyor muyum? Seni herkes böyle tanıyor. Sen burada Zafernet diye bir şeyden Ankara’dan bir sürü iş adamına, bana, Ticaret Odası’na, böyle elinde belge olmadan filan öyle konuşamazsın, yazamazsın arkadaş. Anladın mı? Bunu bir kere bil. Ne yazarsan yaz, seni herkes biliyor, bizleri de biliyor. (Kocatepe Haber Merkezi)