'Teröre inat, kardeşliği pekiştirelim' – Kocatepe Gazetesi

Milli Eğitim eski Bakanı ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Belediye Başkanı Burhanettin Çoban’ı makamında ziyaret etti.

Vali Yardımcısı Mustafa Akdoğan, Sağlık İl Müdürü Necip Yemenici, Milli Eğitim Müdürü Hidayet Yıldırım ve AK Parti İl Başkanı Mehmet Zeybek’in de yer aldığı ziyarette Hüseyin Çelik, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu
Son dönemde artan terör olaylarını değerlendiren Hüseyin Çelik, PKK’nın döktüğü kanın yeni olmadığını söyledi. Söz konusu terör örgütünün 1984 yılından bu yana kan döktüğünü hatırlatan Hüseyin Çelik, “PKK, kan dökmeye devam ediyor. Bu memleket maalesef 40 bin evladını kaybetti terör meselesinden. Maddi kaynakları heba oldu. Türkiye’nin 300 milyar dolarlık kaynakları teröre gitti. Hükümetimiz döneminde bu akan kanı durdurmak, Türkiye’de huzuru sağlamak ve gerçekten annelerin-babaların yüreğine köz düşmemesi için bir dizi tedbir aldık. Ancak tabi öğle anlaşılıyor ki bu terör örgütü Kürtlerin hakları için mücadele ettiklerini söylese bile Sayın Başbakanımızın da söylediği gibi Türkiye’nin başına çorap örmek isteyen bir takım çevrelerin taşeronluğunu yapıyorlar” dedi.
Siyaset üstü bir mesele
Yaşanan olayların bazı kesimler tarafından ‘açılım dediniz de böyle oldu’ şeklinde yorumlandığının altını çizen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, bu durumu çok çirkin bulduğunu vurguladı. Terörle mücadelenin siyaset üstü bir mesele olduğunu anlatan Çelik, “Bu ülkede gencecik evlatlarımızı kaybetmemiz, sadece Başbakanı ya da Hükümeti ilgilendiren bir mesele değildir. Bu hepimizin meselesidir. Muhalefetiyle, iktidarıyla, devletiyle milletiyle, vatandaşıyla sivil toplum örgütü ile hepimizin meselesidir. Çünkü ateş düştüğü yeri yakar. Bugün başkasının evladı yarın bizim evladımız. Bunun yarın kimi vurulacağını kimse kestiremez, çünkü terör kalleş bir şeydir. Bu partiler üstü değerlendirilmesi gereken bir meseledir. 1990’lı yıllarda terör en kalleş yüzünü gösterdi. Bir günde 30-40 Şehidimiz oldu. Peki o zaman açılım mı vardı? O zaman AK Parti mi vardı? O zaman ne açılım ne de AK Parti vardı. Terör örgütünün bütün telaşı acaba bu demokratik açılımla istismar ettiği istismar kaynaklarını kurutuluyor mu? İstismar ettiği bu kaynaklar kurutulduğu zaman terör örgütü istismar etmek için bir şey bulamayacak” ifadelerini kullandı.
Ortak payda, Türkiye
Cumhuriyeti vatandaşlığı
Terörün siyaset yapılacak bir olay olmadığını dile getiren Hüseyin Çelik, bugün var olmuş bir olayda olmadığını söyledi. Terörün Türkiye’nin başına örülmüş bir çorap olduğunu anlatan Milli Eğitim eski Bakanı Hüseyin Çelik, bu beladan elbirliği ile kurtulmamız gerektiğini ifade etti. Çelik açıklamalarına şöyle devam etti; “Tabii bu hadiselerden yola çıkarak Türkiye birliğine bütünlüğüne zarar verecek bir tutum içinde olamaz. Teröre inat bizim doğulusuyla-batılısıyla, kuzeyiyle-güneyiyle daha çok kardeşliğimizi pekiştirmemiz lazım. Demokratikleşmenin sonuna kadar devam etmesi gerekiyor. Bu ülkede 73 milyon insan hangi etnik kö-kenden olursa olsun. Hangi dinden hangi mezhepten olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşı olmak bizim ortak paydamızdır. Herkes hak ettiği hakka sahip olmalıdır. Fakat yükümlülüklerini de yerine getirmelidir. Onun için kimse terör üzerinden siyasi rant elde etmeye çalışmasın, Şehitlerimiz bizim için mukaddestir. Şehitlerimizin ailelerin bizim için önemli emanettir. Ama şehit cenazeleri üzerinden de şehitlerimiz üzerinden de kimse siyaset yapmasın.”
Ne zaman yıldızımız
parlasa çorap örülüyor
Basında yer alan ‘PKK İsrail’in taşeronu mu?’ yorumlarını da değerlendiren AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, “Sayın Başbakan, ben veya bir başka arkadaşımız hiçbir zaman hiçbir platformda ‘PKK İsrail ile birebir çalışıyor, İsrailler PKK’yı kullanıyor’ diye bir adres vermedik ama bildiğim bir şey var. Türkiye ne zaman parlayan bir yıldız haline gelse, problemlerini çözüp küresel iradenin parçası haline gelse Türkiye’nin başına adeta bir çorap örülüyor. Türkiye’ye maalesef uygulanan politika; uzadıkça budanan, kurudukça sulanan bir politikadır. Türkiye’den kaçıp Avrupa Birliği ülkelerine giden PKK’nın ileri gelenleri var. Bizim bir talebimiz oldu. Bunları ya yargılayacaksınız ya da bize iade edeceksiniz. Şimdi siz PKK’yı terör örgütü diye isimlendirmişsiniz. Bugün AB içinde PKK’yı terör örgütü listesine almamış bir ülke neredeyse yok. Madem PKK terör örgütüdür. O zaman terör örgütünün ileri gelenlerini neden ülkenizde barındırıyorsunuz. Biz bu çağrıyı yaptık ama tekrar altını çiziyorum. Bu tür örgütlerin ne zaman kimin adına çalıştığını kestiremezsiniz. Bütün mesele Türkiye ne zaman iç barışına ve huzuruna zarar vermektedir. Türkiye’nin yükselen trendini aşağıya çekmeye çalışmaktır. Türkiye için bütün dünyadaki otoriteler şunu söylüyorlar. Önümüzdeki dönemde bir dünya ülkesinde söz edilecekse gerçekten 21. yüzyılın yükselen aktörlerinden 3-5 ülkeden söz edilecekse bunlardan birisi de Türkiye’dir. Fakat Türkiye’yi kendi iç problemleriyle boğuşan bir ülke haline getirirseniz. Buna engel olmuş olursunuz. Maalesef bu buna yönelik bir harekettir. Temenni edi-yoruz ki herkes aklını başına alır ve şiddetin, terörün kendini ifade etme biçimi olmadığını aslında herkesin anlaması lazım.
AK Parti ile özgürlük alanı genişledi
Ayrıca sorun çözme aracı hiç olmadığını anlaması lazım. Eskiden PKKlılar, ‘Devlet bizim varlığımızı, Kürtçe’nin varlığını kabul etmiyor’ diyorlardı. Fakat bunlar ortadan kalktı. Hükümetimiz Kürt diye bir şey yoktur demediği gibi onların Kürtçe yayın yapması, dergi-gazete çıkarması, radyo ve televizyon yayını yapma önündeki bütün engelleri kaldırdı ve devletin bir televizyonu 24 saat Kürtçe yayın yapıyor biliyorsunuz. Olağanüstü hal ortadan kalktı. Faali meçhul diye bir cinayet yok AK Parti döneminde. Ayrıca sistematik işkence diye bir şey yok kesinlikle. Sonra terörden zarar gören insanların zararları tanzim edilmeye başlandı. Dolayısıyla PKK’nın teröre mazeret olarak ileriye sürdüğü mazeretlerin ortadan kaldırılmış olmasına rağmen terörün devam etmesi, PKK’nın varlık sebebinin ve niyetinin başka olduğunu gösteriyor. İşte bunun bütün toplum tarafından bilinmesi gerekiyor. Sayın Başbakanımızın kastettiği de budur” diye konuştu.
İsrail aklını başına alsın
Son olarak İsrail ile yaşanan süreci anlatan Hüseyin Çelik, öncelikli olarak İsrail’in Mavi Marmara Gemisi’ne yaptığı saldırıdan dolayı özür dilemesi gerektiğinin altını çizdi. Söz konusu gemide 9 Türk vatandaşının Şehit edildiğini hatırlatan Çelik sözlerini şöyle sürdürdü; “İsrail’in bir özür borcu var. Oradaki gemileri derhal iade etmesi gerekiyor. İsrail’in uluslar arası bir araştırmacı heyeti kabul etmesi gerekiyor. Şimdi İsrail’de bir komisyon kurdular bu olayı araştırmak için hakim kendisi, savcı kendisi. Şimdi böyle bir komisyon kabul edilemez. Dediğim dedik, çaldığım düdük havasında giderse Türkiye kesinlikle İsrail’le ilişkilerini asla eskisi gibi yapmayacaktır. Bundan İsrail zarar görür. Biz İsrail’le diplomatik ilişkilerimizi kesmedik ama İsrail’in de aklını başına alması gerekiyor.” Hüseyin Çelik ayrıca ABD ile olan istihbarat paylaşımında bir sorun olmadığını belirterek, konuyla ilgili Genelkurmay Başkanlığı’nın açıklamasına itimat edilmesi gerektiğini söyledi.