Telefonlarım susmuyor – Kocatepe Gazetesi

'Millet nereye çağırırsa gelirim' diyerek yerel secim öncesi dikkatleri üzerine çeken eski milletvekili Dr. Mahmut Koçak yeni açıklamalarıyla yine dikkatleri çekti. Koçak, 'Ne herhangi bir makama adayım dedim, ne de bir parti ismi söyledim. Önyargısız tüm hemşehrilerimle kucaklaşmak onlarla hasret gidermek en büyük bahtiyarlık. Tekrar ediyorum. Makam hırsım yok ama onlarca yıldır hizmet ettiğim hemşehrilerime [&hellip]

Telefonlarım susmuyor

“Millet nereye çağırırsa gelirim” diyerek yerel secim öncesi dikkatleri üzerine çeken eski milletvekili Dr. Mahmut Koçak yeni açıklamalarıyla yine dikkatleri çekti. Koçak, “Ne herhangi bir makama adayım dedim, ne de bir parti ismi söyledim. Önyargısız tüm hemşehrilerimle kucaklaşmak onlarla hasret gidermek en büyük bahtiyarlık. Tekrar ediyorum. Makam hırsım yok ama onlarca yıldır hizmet ettiğim hemşehrilerime hizmet aşkım var. Büyük tecrübemi, çevremi onların ve memleketimin yararına sunma isteğim var” dedi

Yerel seçimlere doğru hızla ilerlenen süreçte Afyonkarahisar siyasetinin renkli simalarından, eski milletvekili Dr. Mahmut Koçak’ın açıklamaları ilgiyle takip ediliyor.
Geçtiğimiz günlerde gazeteniz Kocatepe’ye yaptığı ziyarette “Millet çağırırsa gelirim” diyerek Belediye Başkan adaylığı için de yeşil ışık yakan Dr. Mahmut Koçak vatandaşlarla birebir temaslarını sürdürdüğü gibi sosyal medya aracılığıyla da görüşlerini yansıtıyor. Koçak son yaptığı açıklamalarla bir kez daha dikkatleri üzerine çekti. “Yeniden siyaset yoluyla da sizlere hizmet etme kararı aldığım günden beri telefonum susmuyor” diyen Mahmut Koçak, “Evet sizlere geliyorum, sizlerle konuşuyorum, istişare ediyorum. Maksadım sizi en güzel ve doğru bir şekilde nerede temsil edebilirim ? Sorusuna cevap bulmak. Hem de uzun yıllardır birlikte yürüdüğümüz hemşehrilerimle hasret gidermek, helallaşmak amacı taşımaktadır. Ne herhangi bir makama adayım dedim, ne de bir parti ismi söyledim. Önyargısız tüm hemşehrilerimle kucaklaşmak onlarla hasret gidermek en büyük bahtiyarlık. Bir amblem, parti tabelası elbet lazım ama gökkubbe altında her görüşten insanımızı tabelasız dinlemek kadar da faydalı bir yol düşünemiyorum. Biz gönül köprülerimizi kurduğumuz da bence gerisi teferruattır. Gerisi kolaydır.” Dedi.
Koçak son açıklamalarında şu görüşlere yer verdi:
“Değerli dostlarım, Allah bana genç yaşta tahsillerin ve makamların en büyüklerini nasip etti. Doktorluk, yüksek lisans, doktora, müşavirlikler, milletvekilliği. Hepsi vasıta. En yüce makam hemşehrilerimin gönlündeki makamımdır. Benim için ağlayan, benimle birlikte gülen, bana dua eden binlerce hemşehrimi düşününce tüylerim diken diken oluyor, gözlerim yaşarıyor, kalbim bir başka türlü atıyor. Bana sorumluluk yükleyen sizlersiniz sizin dualarınız ve sevginiz. Allah hepinizden razı olsun.Yeniden siyaset yoluyla da sizlere hizmet etme kararı aldığım günden beri telefonum susmuyor. 2007 genel-2009 yerel-2011 genel seçimleri meydanlarda beni göremeden geçirdiniz. Ben bu süre zarfında sizlere başta sağlık olmak üzere gücümün yettiği her alanda hizmet etmeye çalıştım. Bir yan da İstanbul Üniversitesi’nde yönetim doktorası çalışmalarım, diğer yan da ailemin rızkı için bazı sağlık gruplarının danışmanlık hizmetleri ile iştigal ettim. Bunların yanı sıra ülkemizin milli siyasetleri doğrultusunda Gürcistan, Afganistan, Somali, Kenya, Fas, Cezayir, Belçika, Almanya, İsviçre, İngiltere, Rusya ve ABD’de birçok bölgesel ve küresel toplantılarda katılımcı olarak bazılarında da organizatör olarak yer aldım. Alternatif Politikalar Merkezi’ni basın yayın kuruluşları, ülkemizin devlet kurumları, dış dünya da önemli düşünce kuruluşları arasında tanınır sözü dinlenir hale getirdim.Türkiye’de 50’nin üzerinde üniversitemiz ile gençlik projelerine imza attım. AB Bakanlığı ve Türk Ulusal Ajansı ile AB Türk lobisine katkı sağlayacak ve Türk gençliğinde demokrasi, katılımcılık, savunuculuk gibi özellikleri geliştirecek projeler yaptım.Düzenlediğimiz seminer ve konferanslara Ankara’da 15.000 üzerinde vatandaşımız katıldı. Düşünce kuruluşumuzun staj ve projelerinden 1500 ün üzerinde Türk gençliği istifade etti.Anlayacağınız hiç boş durmadım, durmuyorum. Ölene kadar çalışma, hem de çok çalışma azmindeyim. Bu ülke bizim. Ve ülkemizi milletimizi dünyanın en büyükleri arasına sokmak ve kalıcı kılmak bizim görevimizdir. Hepimizin.Evet sizlere geliyorum, sizlerle konuşuyorum, istişare ediyorum. Maksadım sizi en güzel ve doğru bir şekilde nerede temsil edebilirim sorusuna cevap bulmak. Hem de uzun yıllardır birlikte yürüdüğümüz hemşehrilerimle hasret gidermek, helalleşmek amacı taşımaktadır.Ne herhangi bir makama adayım dedim, ne de bir parti ismi söyledim. Önyargısız tüm hemşehrilerimle kucaklaşmak onlarla hasret gidermek en büyük bahtiyarlık. Bir amblem, parti tabelası elbet lazım ama gökkubbe altında her görüşten insanımızı tabelasız dinlemek kadar da faydalı bir yol düşünemiyorum. Biz gönül köprülerimizi kurduğumuz da bence gerisi teferruattır. Gerisi kolaydır.Tekrar ediyorum. Makam hırsım yok ama onlarca yıldır hizmet ettiğim hemşehrilerime hizmet aşkım var. Büyük tecrübemi, çevremi onların ve memleketimin yararına sunma isteğim var. Hepinizi çok seviyorum. Allah karşılıklı sevgimizi gönlümüzden uzaklaştırmasın.
Siyaset bu millete hizmet etmek için binilen aracın adıdır. Siyasetçileri halk denetler, muhalefet denetler, bağımsız yargı denetler. Denetim korkusu ortadan kalkarsa, hele vicdanlarda nasırlaşırsa kalbi, aklı, dünyası para olan, rant olan çetelerin at koşturduğu alan haline hemen dönüşebilir. Beytülmal duygusu ortadan kalkar. Haram ve helali unutturur güç ve haram paranın tadı. Bu parti tabela meselesi de değildir. Siyaset kurumu, kısacası sistem böyle çalışıyor. Sistemi değiştirme iddiası ile gelenlerin sistemin sahibi gibi hareket etmeleri, sistemin bozuk gidişine uymaları hepimizi rahatsız eder.Nerede kaldı “emri bil ma’ruf nehyi anil münker”Bizlere hem dinen hem vatandaş olarak büyük sorumluluklar düşmektedir. Korkmadan cesurca seçilmişleri de atanmışları da denetleyecek yanlış olan yanları mutlaka çözüm üretebilecek mercilere ulaştıracaksınız. Bu vatan bizim, bu hazine bizim. Kimsenin babasının malı değil. Milletin malını milletin denetlemesinden bahsediyoruz.Aniden beliren yeni zenginler, hem de ne iş yaptığı belli olmayan, vergi sıralamasında hiç göremediğimiz zenginler türüyor. Dünün borç isteyip gezen geçimini zor sağlayan insanlarının bugün milyonlarca dolarlık ihalelere teklif verdikleri, arazi satın aldıklarına şahit oluyoruz. Kalbinize, aklınıza ilk ne gelir? Bu servetlerin kaynağı hakkında? Akla ilk gelen doğrudur. Hz. Ali (r.a) dediği gibi “hakikat basittir”. Hakikatin yoruma ihtiyacı yoktur.Hangi parti olursa olsun bu rant çetelerinden arınmadıktan sonra bu ülkeye verdikleri güzel hizmetler yanında götürdüğü çok şeylerin de olduğunu unutmamaları gerekir. Ve o partilerde siyaset yapanların en temel görevi yetim hakkı yiyen, haksız ihale, teşvik, tahsis gibi yerel yönetimlerde ayrıca imar oyunları gibi haksız kazançlara yol açacak işleri yapanlara karşı mücadele etmeleri farzdır.Tekrar ediyorum bu bir parti meselesi değil zihniyet meselesidir. Sistem hala düzeltilememiştir. Sistemi ve bu kirli işlere karışanları denetleyecek, yakasından tutacak hesap soracak benim imanlı, vatansever, milletin geleceğini soydurmayacak güzel insanlarımdır. Bu kaynaklar milletin, bu vatan hepimizin, Türkiye’ye hizmet eden ve edecek olan siyaset kurumu da hepimizin.Siyaseti kirli insanlardan temizlemekte yine hepimizin görevidir. Biz bu ülkenin evlatları olarak önce siyaseti demokratikleştireceğiz, sonra da siyaseti rant kapısı, çıkar kapısı yapmış çetelerden arındıracağız. Hepimizin görevi budur. Bu çetelerle ve nefsi ile verdiği mücadelede samimi arkadaşların yardımcısı olacağız. İstismar eden, minareyi çalmak için türlü kılıflar icad edenlerin karşısında cesurca duracağız. Allah doğrunun yardımcısıdır. İman et, mücadele et, zafer mutlaka senin olacaktır.”
Ş. Cüneyt Bursalıoğlu

Bakmadan Geçme