Teleferik Zafer Havalimanına dönmesin!

SP Merkez İlçe Başkanı Orhan Arslan, kuru kuruya muhalefet amacını gütmediklerini belirterek teleferik projesiyle ilgili kaygılarını tekrarladı. Arslan, 'Karahisar Kalesi'ne yapılacak teleferiğe değil müşteri garantisi verilmesine karşıyız. Zafer Havalimanı içinde aynı durumun geçerlidir. Allah sonumuzu hayr etsin' dedi   Saadet Partisi (SP) Merkez İlçe Başkanı Orhan Arslan, dün öğlen düzenlediği basın toplantısında yerel ve genel [&hellip]

SP Merkez İlçe Başkanı Orhan Arslan, kuru kuruya muhalefet amacını gütmediklerini belirterek teleferik projesiyle ilgili kaygılarını tekrarladı. Arslan, “Karahisar Kalesi’ne yapılacak teleferiğe değil müşteri garantisi verilmesine karşıyız. Zafer Havalimanı içinde aynı durumun geçerlidir. Allah sonumuzu hayr etsin” dedi

Saadet Partisi (SP) Merkez İlçe Başkanı Orhan Arslan, dün öğlen düzenlediği basın toplantısında yerel ve genel iktidara eleştirilerini tekrarladı. Toplantıda partililerde hazır bulundu.
“MUHALEFET ETMEK İÇİN ELEŞTİRMİYORUZ”
SP olarak Türkiye ve dünya da iyinin, doğrunun, faydalının ve güzelin yapılmasını sağlamayı amaçladıklarını belirten Orhan Arslan, sadece muhalefet etmediklerini vurguladı. Hakkın hâkimiyeti, adaletin tesisi için çalıştıklarına değinen Arslan, “Bu sebeple yaptığımız eleştirileri, muhalefet etmiş olmak için yapmayız. Bir yanlışı, bir hatayı düzeltmek için yaparız. İktidarın yaptığı ve yapacağını vaat ettiği güzel hizmetlerden asla rahatsız olmayız, hatta memnun oluruz. Kıskançlık duygusuna asla kapılmayız, tebrik ederiz, teşekkür ederiz. Bir yanlış gördüğümüzde Peygamber Efendimizin (SAV) bir hadisinde belirttiği gibi, ‘Bir zulüm ile karşılaştığınızda elinizle düzeltin, buna gücünüz yetmezse dilinizle düzeltin, buna da gücünüz yetmezse kalbinizle buğz edin’ prensibiyle bunun yanlış olduğunu belirtiriz.” dedi.
“TELEFERİKTE 140 BİN YOLCU
GARANTİSİNE KARŞIYIZ”
Kale’ye yapılacak olan teleferiğe karşı olmadıklarını sadece müşteri garantisi verilmesinin yanlış olduğunu belirtiklerini tekrarlayan Arslan, “Biz geçen hafta Karahisar Kalesi’ne yapılacak olan teleferiğe karşı olmadığımızı ancak, verilen müşteri garantisinin yanlış olduğunu belirtmiştik. Yıllık 140 bin müşteri garantisi. Bu rakamın çok fazla olduğunu bir kere daha ifade etmek istiyorum. Belki ilk yıl bu rakam tutabilir, ama sonraki 24 yıl cebimizden para ödemek zorunda kalırız. ‘Yazık, günah, yol yakınken vazgeçin. Prensip olarak bu yolcu, müşteri garantili işlerden vazgeçin. Bu işlerden hep biz zararlı çıkıyoruz.’ demiştik.” diye konuştu.
“GARANTİ BEDELİ 4 HAVALİMANINA EŞİT”
Zafer Havalimanı’nı için aynı durumun geçerli olduğunu söyleyen Arslan, “Basında konu ile ilgili geniş bir haber yer aldı. Kütahya-Afyon-Uşak illerini kapsayan, 2 milyon kapasiteli, bölgesel bir havalimanı yapılmasına karar verildi. Türkiye’nin, ilk bölgesel havalimanı olarak tanıtılan projenin yatırım bedeli, 50 milyon euro olarak açıklanmıştı. Uluslararası Şeffaflık Derneği’nin çalışmasına göre, 29 yıl 11 aylık işletme süresinde Hazine, Zafer Havalimanı için şirkete 205 milyon 281 bin 118 euro garanti bedeli ödeyecek. Yapımı 50 milyon euro, garanti bedeli 205 milyon euro. Garanti bedeline verilecek para ile 4 tane Zafer Havalimanı yapılabiliyor. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan, 2018’de Kütahya’daki Zafer Havalimanı’nda ‘Garantili yolcu sayısına ulaşılamadığını bunun için de devletin şirkete 5 yılda toplam 26 milyon 691 bin 626 euro ödediğini açıklamıştı. 2019’da 1 milyon 232 bin yolcu garantisi verilen havalimanının hizmet verdiği yolcu sayısı 82 binde kaldı. 2020’de ise verilen yolcu garantisi, 1 milyon 279 bin 352’dir. Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) verilerine göre, Ocak 2020’de hizmet verilen yolcu sayısı 5 bin 656 oldu. Bu gidişle, bu yıl müşteri sayısı da 70 bin civarında kalacak. 1 milyon 200 bin, binmeyen yolcu parasını cebimizden ödeyeceğiz. Teleferikte de aynı durum bizi bekliyor. Allah sonumuzu hayr etsin.” şeklinde konuştu.
“SP SEVGİ YILI PROJESİNİ DESTEKLİYOR”
“Biz bu uyarılarımızı bir kardeşlik vazifesi olarak, inancımız gereği yapıyoruz. Sayın Belediye Başkanı Mehmet Zeybek’e düşman olduğumuz için değil. O’nu sevmediğimiz içinde değil” diyen Arslan şu ifadelere yer verdi: “Biz kişilere değil, yanlış olan icraat ve düşüncelere karşıyız. Biz her zaman sevgi ve kardeşlik diyoruz. Sayın Valimiz Mustafa Tutulmaz’ın belirlemiş olduğu ‘Sevgi Yılı’ projesini önemsiyor ve destekliyoruz. Özellikle siyasiler arasında olan gerilimin, mutlaka düşürülmesi gerektiğine söylüyoruz. Bu bağlamda siyasi parti liderlerinin bir araya gelebilmelerini çok önemsiyoruz. Bu konuda sorumluluğun daha çok iktidarda olduğunu da hatırlatıyoruz. Biz her zaman, siyasi partileri, bir birinin düşmanı değil, sadece rakibi olduğunu belirtiyoruz. Farklı düşüncelere sahip olmamız, düşman olmamızı gerektirmez.”
“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ İPTAL EDİLMELİ”
Kadına şiddeti önleme noktasında imzalanan İstanbul Sözleşmesi ve çıkartılan 6284 sayılı kanunun ardından, kadına şiddet olaylarının her yıl artış gösterdiğini belirten Arslan şöyle konuştu: “Kadına şiddetin yanı sıra kadın cinayetleri de 5 kat arttı. Türkiye Aile Meclisi’nin açıkladığı istatistiklere göre, 2015 yılında, 269 bin 159, 2016 yılında 318 bin 363, 2017 yılında 410 bin 934, 2018 yılında 516 bin 132, 2019 yılında ise 553 bin 463 olmak üzere, toplamda yaklaşık 2 milyon baba, kadının beyanı esas alınarak evinden uzaklaştırıldı. Şimdi erkeği evden uzaklaştırınca kadını korumuş mu oluyoruz? Yoksa tehlikelere karşı daha açık hale mi getiriyoruz? Bu yapılan aileyi yok etmekten başka ne işe yarar?”
“ERKEN EVLENEN İNSANLAR NEDEN CEZALANDIRILIYOR?”
İlgili yasaların aileyi ayakta tutmak yerine, yok etmek için planlanan yasalar olduğu görüşünü dile getiren Arslan şunları söyledi: “Kadına şiddeti önlemek gibi kulağa hoş gelen süslü lafların arkasındaki amaç, aile yapımızı bozmak ve yok etmektir. Eğer maksadınız aileyi ve kadını korumaksa, erken yaşta evlenen ve mutlu olan insanlara neden ceza veriyorsunuz? Erken yaşta evlendiği için, haklarında kamu davası açılan ve yıllar sonra cinsel istismar suçundan hapse atılan 8 bine yakın kişi ceza evinde. Kocalarını bekleyen kadınları her türlü tehlikeden kim koruyacak? Söz konusu durum ailelerin dağılmasına, çocukların psikolojisinin bozulmasına ve sayısız mağduriyete sebep oluyor. Ayrıca İstanbul Sözleşmesine göre erken yaşta evlenmek suç, ancak erken yaşta cinsel ilişkide bulunmak suç değil. Sadece bu bile, bu sözleşmenin ne amaçla hazırlandığının apaçık göstergesidir. Buradan bütün yetkililere sesleniyoruz, İstanbul Sözleşmesi’ni ve 6284 sayılı kanunu derhal iptal edin.”
“SURİYE’Yİ VURMAK TÜRKİYE’YE FAYDA SAĞLAMAZ”
Dış politika ile ilgili partisinin görüşlerini açıklayan Arslan şöyle konuştu: “Son olarak dış politika ile bitirmek istiyorum. Beşşar Esad güçlerinin İdlib’de Mehmetçiğe yönelik saldırısını lanetliyoruz. Bu alandaki gelişmelerin endişe verici olduğunu, gerginliğin müzakere ve diyalogla çözülmesi gerektiğini bir kez daha belirtmek istiyoruz. Soçi ve Astana yok demek ister istemez savaşa sürüklenmek anlamına gelebilir. Türkiye’nin Suriye ile savaşa girmesini arzu eden çevrelerin taktiklerine dikkat etmek gerekir. Bizi beklemediğimiz yerden vurabilirler. ABD’nin bölgede oynadığı oyunu tam olarak idrak etmezsek, aldatıcı politikaları bizi yanlış politikalar uygulamaya teşvik eder. ABD’nin amacı ‘Büyük Ortadoğu Projesi’dir’ Bu ABD’nin vazgeçilmez politikasıdır. ABD’ye hiçbir zaman güvenilmez. Bazen bizim askerlerimize saldırı oluyor. Bazen de bizden oluyor. Merak ediyorum biz veya birileri bu saldırının kimler tarafından yapıldığını biliyor mu? ABD’nin kışkırtması da olabilir. Bu hükümet yanlış yaptığı zaman uyarırız. Aldıkları doğru kararlarda yanlarında olduk ama Allah rızası için, lütfen bir daha düşünün. Gaza gelip yanlış kararlar almayalım. Suriye’yi vurmak yok etmek bize fayda sağlamaz. Suriye konusunda en büyük kazancı, İsrail’in sağladığını göz önünde tutalım. Bölgede akacak olan kan sadece İsrail’i memnun edecektir.” >> Burcu AYDIN’ın Haberi

Bakmadan Geçme