• Haberler
  • Genel
  • Taş Medrese’nin darısı diğerlerinin başına

Taş Medrese’nin darısı diğerlerinin başına

Dünya Mimarlar Günü etkinliğinde konuşan Mimarlar Odası Başkanı Süleyman Bircan, Taş Medrese’nin, sosyal bir fonksiyon icrasında kullanımı nedeniyle Belediye Başkanı Burhanettin Çoban’ı kutladı. Bircan, diğer kültür miraslarından Taşhan, ve benzeri yapıların restorasyon sürecinin hızla bitirilip o mekanlarında bir görev icra etmesini diledi Dünya Mimarlık Haftası nedeniyle Afyonkarahisar Mimarlar Odası ile Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Güzel [&hellip]

Taş Medrese'nin darısı diğerlerinin başına

Dünya Mimarlar Günü etkinliğinde konuşan Mimarlar Odası Başkanı Süleyman Bircan, Taş Medrese’nin, sosyal bir fonksiyon icrasında kullanımı nedeniyle Belediye Başkanı Burhanettin Çoban’ı kutladı. Bircan, diğer kültür miraslarından Taşhan, ve benzeri yapıların restorasyon sürecinin hızla bitirilip o mekanlarında bir görev icra etmesini diledi

Dünya Mimarlık Haftası nedeniyle Afyonkarahisar Mimarlar Odası ile Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi İç Mimarlık Bölüm Başkanlığı’nca ortaklaşa etkinlik Taş Medrese de düzenlendi.
MİMARLIĞIN İLGİ ALANI GENİŞ
Mimarlar Odası Başkanı Süleyman Bircan etkinliğin açılış konuşmasını yaptı. Mimarlığı ve mimariyi, binaları ve diğer fiziki yapıları tasarlama ve kurma bilimi olarak tanımlayan Oda Başkanı Süleyman Bircan; “İnsanların yaşamasını kolaylaştırmak ve barınma, dinlenme, çalışma, eğlenme gibi eylemlerini sürdürebilmelerini sağlamak üzere gerekli mekanları, ekonomik ve teknik olanaklarla bağdaştırarak estetik inşa etme sanatıdır. İnsan barınmak için yaşamak ve doğa şartlarından korunmak için bir mekan ihtiyacı duyar ve bu mekanı kendine özgü kültürel, fonksiyonel, teknik ve farklı zevklerde meydana getirir. Mimarlık mesleğinin kapsamına, dini yapılardan saraylara, bir kentin dokusunu oluşturan basit konut tiplemelerine kadar her türlü açık ve kapalı mekan ve çevre girer. Mimarlık okullarından mezun olanların, mesleğin ilgi alanının çok geniş bir yelpazeyi kapsaması nedeni ile, birbirinden çok farklı alanlarda çalışabildikleri gözlemlenmektedir.” dedi.
MESLEĞİN PİRİ MİMAR SİNAN
Mimarlar Odası Başkanı Süleyman Bircan, Anadolu’nun bağrından çıkıp adını tüm dünyaya eserleriyle duyurup, hayran bıraktıran üstadları ve pirleri olarak ifade ettiği Mimar Sinan’ın şahsı ve mimari eserleri hakkında bilgiler aktardı. Mimar Sinan’ın, 1490 yılında Kayseri’nin Ağırnas köyünde dünyaya geldiğinin rivayet edildiğini söyleyen Bircan; “Osmanlı’nın en güçlü çağında yaşayan ve Kanuni Sultan Süleyman, II. Selim ve III. Murat olmak üzere, üç padişah döneminde mimarbaşlık eden Mimar Sinan, imparatorluğun gücünü simgeleyen mimarlık başyapıtlarının tasarlanıp uygulanmasında en büyük rolün sahibidir. Mimar Sinan’ın Mimarbaşı olduktan sonra verdiği üç büyük eser, onun sanatının gelişmesinin göstergesidir. Bunların birincisi İstanbul’daki Şehzade Camii ve külliyesidir. Mimar Sinan’ın bu eseri için çıraklık dönemi eseri denilir. Süleymaniye Camii, Mimar Sinan’ın İstanbul’daki en muhteşem eseridir. Bu eser kendi söyleyişi ile kalfalık döneminde, 115-15557 yılları arasında yapılmıştır. Mimar Sinan’ın en büyük eseri ise, 1575 yılında 86 yaşında yaptığı ve ‘ustalık eserim’ diye belirttiği Edirne’deki Selimiye Camiidir. Bu vesile ile kendisini de rahmetle anmak istiyorum. Mekanı cennet olsun.” diye konuştu.
TÜM GEREKEN TEDBİRLERİ ALDI
Mimar Sinan’ın çok sayıda ki eserini inceleyenlerin, Sinan’ın depreme karşı bilinen ve gereken tüm tedbirleri aldığının bildirdiğini söyleyen Süleyman Bircan, bu tedbirlerden birinin, temelde kullanılan taban harcı olduğunu ifade etti. Bircan; “Sadece Sinan’ın eserlerinde gördüğümüz bu harç sayesinde, deprem dalgalarının emilmesi ve etkisiz hale getirilmesi sağlanmıştır. Mimar Sinan’ın eserlerinin bulunduğu yerlerinin seçimi de ilginçtir. Zeminin sağlamlaşması için kazıklarla toprak sıkıştırmış dayanak duvarları inşa ettirilmiştir. Mesela Süleymaniye’nin temelini alt yıl bekletmesi, temelin zemine tam olarak oturmasını sağlamak içindir. Mimar Sinan, yapılarında ayrıca drenaj adı verilen bir kanalizasyon sistemi de kurmuştur. Drenaj sistemi sistemiyle yapının temellerinin sulardan ve nemden korunarak dayanıklı kalması öngörülmüştür. Ayrıca yapının içindeki rutubet ve nemi dışarı atarak soğuk ve sıcak hava dengelerini sağlayan hava kanalları kullanmış. Bunların dışında yazın suyun ve toprağın ısınmasından dolayı oluşan buharın, yapının temellerine ve içine girmemesi için tahliye kanalları kullanmıştır.” şeklinde konuştu.
MİMARİ ESERLER YAŞAM SÜRDÜRÜLDÜKÇE CANLI
Süleyman Bircan, Dünya Mimarlık Haftası nedeniyle düzenledikleri etkinliğe mekan olan Taş Medrese’nin Mimar Ayaz Ağa tarafından 1475-1481 yılları arasında yapıldığını belirtti. Taş Medrese duvarlarının kesme taş, her odasında iki dizi pencere bulunduğunu kaydeden Bircan; “Taş Medrese iki büyük 24 küçük kubbe ile örtülüdür. Odalar kare planlı ve kubbelidir. Taş Medrese’nin 1. Dünya Savaşı’nda bir müddet tutsaklar için hapishane olarak kullanıldığı nakil olmaktadır. 1924 yılında kapatılan Medrese 1931 yılında tamir edilmiş uzun yıllar Arkeoloji ve İslam Eserleri Müzesi olarak kullanılarak günümüze kadar gelmiştir. Bizlere düşen Mimar Sinanların, Mimar Ayaz Ağaların ve diğerlerinin bizlere miras bıraktığı bu güzel mimarlık örneklerine sahip çıkmak ve koruma bilinciyle bizden sonraki nesllere aktarmaktır. Tabi bu eserler görev icra ettikçe, içinde yaşam sürdürüldükçe canlı kalırlar. Bu bağlamda Belediye Başkanımız Burhanettin Çoban’ı Taş Medrese’yi, sosyal bir fonksiyon icra etmek için kullanmasından dolayı kutluyorum. İnşallah diğer kültür miraslarımız olan Taşhan, ve benzeri yapıların restorasyon sürecinin hızla bitirilip o mekanlarında bir görev icra etmesi en büyük temennimizdir.” ifadelerini kullandı.
SOYUT DÜŞÜNÜŞ VE DENEYİMİ KAPSIYOR
Oda Başkanı Süleyman Bircan, tüm mimarlık camiasının Mimarlık Gününü kutlarken, etkinliği yapabilmek için Taş Medrese’nin kullanılmasında kendilerine destek veren Belediye Başkanı Burhanettin Çoban’a teşekkür etti. Bircan sözlerine şöyle devam etti: “Belediye Başkan Yardımcımız aynı zamanda üyemiz Ayfer Örten’e, iç mimarlık bölümünün değerli hocalarına ve öğrencilere, yönetim kurulu üyelerime ve değerli meslektaşlarıma ve katılımcılara teşekkür ediyorum.” AKÜ Güzel Sanatlar Fakültesi İç Mimarlık Bölümü Öğretim Üyesi Yardımcı Doçent Dr. Ebru Okuyucu yaptığı konuşmada, organizasyona emek veren herkese teşekkür etti. Okuyucu, mimarlığı tanımlayarak konuşmasına başladı. Mimarlığın, ne yapılırsa yapılsın kendisinden kaçılamayan bir sanat olduğunu dile getiren Okuyucu şunları söyledi: “Mimarlık yaşamın her alanında uyurken, hareket ederken, yürürken, düşünürken kısaca yaşarken yapıların içerisinde, çevresinde, yapılarla tanımlı mekanlarda ve peyzajların içerisindeyiz. Bu bağlamda mimarlığı hem bir soyut düşünüş hem de somut bir deneyimi kapsadığını söyleyebiliriz. Mimarlık eylemi yüzyıllardır insanoğlunun var oluşundan bu yana zihinlerde imler bırakan bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır.”
MİMARİ YAPILAR KENTİ OLUŞTURUR
AKÜ Güzel Sanatlar Fakültesi İç Mimarlık Bölümü Öğretim Üyesi Yardımcı Doçent Dr. Ebru Okuyucu, insanoğlunun barınma ihtiyacı ile başlayan serüvenin kimi zaman bir yaşam felsefesi haline geldiğini kaydetti. Mimarlığın özünde hangi boyuttan bakılırsa bakılsın insan yaşamını özünde barındırdığını belirten Okuyucu söyle konuştu: “Mimarlık değerleri, anlam ve amaçları, içeriği, beklentileri, mekanları ile var olduğu dönemin ekonomik, sosyal ve kültürel gerçeklerini içinde barındırmaktadır. Aslında mekanlar farklı devirlerde ve farklı kültürlerde hepsini biraraya getiren, geçmişten geleceğe mimariyi taşıyan mimarlığın en önemli öğelerinden bir tanesidir. Mekan kurguları yapıları, yapılarsa mimariyi, mimari de kenti oluşturmaktadır. Kısacası mekanların açık mekan, kapalı mekan, yarı açık mekan diye parçalardan oluştuğunu düşünürsek bu parçaların birleşiminde ise kentimiz meydana gelmektedir. Farklı kültürleri ve yaşamları, tarihi süreci barındıran ve bu yaşanmışlıkları yapılarla besleyen kentler birer mimari bütündür.”
ŞEHİR YÜZLERİ MİMARİNİN TA KENDİSİ
Vali Yardımcısı Erhan Günay etkinlik programının son konuşmasını yaptı. Mimarlık denildiğinde mimarların barınma ve özellikle dinlenme, eğitim alanları gibi bir takım alanları tasarladıklarını kaydetti. Dışarıda mimarlık denildiğinde daha çok estetik bir algının ortaya çıktığını belirten Günay sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir mekanı, yaşadığınız mekanı sevebilip orada huzurlu bir şekilde yaşayabilmeniz için o mekanın size huzur verecek şekilde dizayn edilmesi gerekiyor. Aynı şekilde sokağa çıktığınızda bulunduğunuz cadde ve dış ortamın, yaşadığınız şehrin kişilere huzur vermesi önemlidir. Kişiyi mutlu kılması ve ayrıca dışarıdan yabancı bir gözle bir şehre gelindiğinde o şehrin dışarıya bakan yüzü aslında şehrin mimarisi oluyor. Ekonomik olarak daha gelişmiş ülkelerdeki mimari yapı da daha özgün, zengin ve pahalı yapıları ortaya koymaktadır. Ama belki de mevcut kısıtlı imkanlar içerisinde çok fazla bedel ödenmeden çok daha estetik yapılar yapılması gerekiyor. Artık günümüzde buna doğru gidildiğini görüyoruz.”
SİNANPAŞA KAYMAKAMLIĞI ÖRNEK YAPI
Daha önce özellikle kamuda bazen garabet olarak tanımlanabilecek yapıların yapılıdğından yakınan Vali Yadımcısı Erhan Günay; “Garabet diyebileceğimiz yapılar yapılıyordu. Bunlara ödül verip daha sonra da maalesef bu binaları yıkmak zorunda kalıyoruz. Her ne kadar dış mimari önemli ise dış mimari de mutlaka o kadar önemli. Daha önce Sinanpaşa Kaymakamlığı görevini yürütüyordum. Örnek olarak mimarlarımızı ve mimar adaylarını Sinanpaşa Hükümet Konağını görmelerini tavsiye ediyorum. Yeni yapılacak kamu alanları ile ilgili olarak örnek teşkil etsin isityorum. Çünkü devlet güçlü olmalı. Eğer binalarımız ne kadar görkemli olursa devletin gücünü de o kadar gösterebiliyoruz. Çünkü sözünü ettiğim hükümet konağı için dışarıdan gelen bir ziyaretçi şunu söyledi, ‘Eğer bu şekilde bir hükümet konağı ve kaymakamlık makamı olursa insanlarda ki algı kesinlikle bu devlet bize her türlü şeyi verebilir.’ Mimarlar algıyı da yönetiyor.” Etkinlik ildeki sivil ve genel mimarlık örneklerini içeren fotoğraflar ve İç Mimarlık Bölümü öğrencilerin çalışmalarını kapsayan serginin gezilmesi sonrası verilen kokteyl ile sona erdi.
>> Burcu AYDIN’ın haberi

Bakmadan Geçme