'Tartışmak bile tehlikeli' – Kocatepe Gazetesi
Türk Ocakları Afyonkarahisar Şube Başkanı Doç. Dr. İsmail Demir, başkanlık sisteminin tartışmaya açılmasının bile tehlikeli olduğunu savunarak, söz konusu sistemin Batılı ülkelerden sadece Amerika'da uygulandığını hatırlattı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Başkanlık sistemi ile ilgili açıklamalarını değerlendiren Türk Ocakları Şube Başkanı Demir, 'Gündemin TBMM'de Anayasa değişikliği ile ilgi görüşmelere kilitlendiği bir dönemde, Başbakan Erdoğan'ın Başkanlık sistemi [&hellip]
Türk Ocakları Afyonkarahisar Şube Başkanı Doç. Dr. İsmail Demir, başkanlık sisteminin tartışmaya açılmasının bile tehlikeli olduğunu savunarak, söz konusu sistemin Batılı ülkelerden sadece Amerika’da uygulandığını hatırlattı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Başkanlık sistemi ile ilgili açıklamalarını değerlendiren Türk Ocakları Şube Başkanı Demir, “Gündemin TBMM’de Anayasa değişikliği ile ilgi görüşmelere kilitlendiği bir dönemde, Başbakan Erdoğan’ın Başkanlık sistemi önerisi ön plana çıktı. Tartışmaların yönü bir anda değişti. Bunu gündemi değiştirmek amacıyla taktik bir girişim olduğu düşünülse bile, konunun ileriki günlerde de tartışılmakla devam edeceği anlaşılıyor” dedi.
“Tartışmalar yeni değil”
Başkanlık sistemi ile ilgili tartışmaların yeni olmadığını, zamanında rahmetli Turgut Özal’ın da gündem getirdiğini anlatan Demir, “Bu öneri, özellikle siyasetin Meclisteki aritmetik tablo nedeniyle tıkandığı, hükümet kurulamadığı dönemlerde sıkça dillendirilmiştir. AK Parti 2002 seçimlerinde tek başına iktidar olunca konu rafa kaldırılmıştı. Şu sıralarda genel seçimlere bir yıl kala aniden gündeme taşınılmasında taktik nedenlerin ötesinde başka faktörlerin olduğu anlaşılıyor. Esas bunlar üzerinde durmak ve düşünmek gerekiyor” diye konuştu.
“Amerika’da uygulanıyor”
Başkanlık sisteminin günümüzde gelişmiş batılı ülkelerden sadece Amerika’da uygulandığını hatırlatan Demir, başta Güney Amerika ülkeleri olmak üzere, bu sistemle yönetilen ülkeler arasında yıllık gelir ortalamasının 7 bin doların üzerinde olan 10 ülkenin sayılabildiğine işaret etti. Geri kalan 30’a yakın ülkenin ekonomik ve sosyal seviyelerinin çok düşük olduğunu belirten Demir, “Üstelik bu ülkelerin büyük çoğunluğunda demokratik yönetim problemi ciddi boyuttadır. Başbakan Erdoğan nasıl bir Başkanlık sistemi düşündüğünü açıklamış değil. Ancak özenilen ABD’de eyaletler Federe Devlet konumundadır. Öz yönetimler vardır. Yerel yönetimler çok güçlüdür, valiler seçimle gelirler. ABD’de Federal yapı Başkan’da toplanan siyasal gücü denetleme yetkisine sahiptir. Kolluk kuvveti atama yetkisi eyaletlere ya da şehirlere bırakılmıştır. Kongre üyeleri başkana karşı bağımsız hareket ederler ve senato vardır. Bakanlar, Büyükelçiler, Yargıçlar, FBI, CIA başkanları, Anayasa Mahkemesi üyeleri senatonun onayıyla atanır. Kuruluşundan itibaren ABD’de bu sisteme özgü bir siyasal, sosyal, idari ekonomik örgütlenme olduğundan, alt yapı tümüyle bu yönde oluştuğundan, toplum bu tarzı benimseyip içselleştirdiğinden problem yaşanmamaktadır. Türkiye 1982 Anayasası’nda Cumhurbaşkanına son derece geniş yetkiler vermek suretiyle bu sistemi fiili olarak önemli ölçüde benimsemiş bulunuyor” ifadelerini kullandı.
Yarı başkanlık sistemi de konuşulmuştu
Demir, şöyle devam etti:
“Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçilmesine ilişkin Anayasa değişikliği fiili durumu pekiştirmiş oldu. 2002’den önce siyasî krizlerin ön planda olduğu, çoğunluğun sağlanamadığı dönemde yarı başkanlık konusu bir ara tartışılmaya başlamış, sonra unutulmuştu. Yakın gelecekte benzer politik ortam yeniden doğar mı? Bunu kestirmek kuşkusuz kolay değil. Ancak siyasi belirsizliklerin ülke açısından ne derece yıpratıcı ve yorucu olduğu düşünüldüğünde, konu çeşitli açılardan ele alınıp tartışılmalıdır. Yarı başkanlık sisteminin üniter millî devlet yapısına olumsuz bir etki yapmadığı düşünülürse, PKK ve sempatizanlarının bu sisteme sıcak bakmaları beklenemez. Başkanlık sisteminin ülke bütünlüğü açısından sakıncaları, bunun altyapısını oluşturulmasının bile devleti sıfırdan kurmaktan daha çetin bir iş olduğu göz önüne alındığında, konuyu tartışmaya açmanın bile ne kadar tehlikeli olduğu açıktır.” (Kocatepe)