Tarıma yapılan yardım artmalı – Kocatepe Gazetesi
Dünya Gıda Günü nedeniyle açıklama yapan Zekeriyya Erdurmuş, gıda piyasasında ki istikrarın, özellikle aç nüfusun yüzde 98 ‘inin yaşadığı ve artan nüfusu besleyebilmek için gıda üretiminin 2050 yılına kadar iki katına çıkarılması gereken gelişmekte olan ülkelerde tarıma yapılan yardımın artmasına bağlı olduğunu bildirdi Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Zekeriyya Erdurmuş, Birleşmiş Milletler Gıda ve [&hellip]
Dünya Gıda Günü nedeniyle açıklama yapan Zekeriyya Erdurmuş, gıda piyasasında ki istikrarın, özellikle aç nüfusun yüzde 98 ‘inin yaşadığı ve artan nüfusu besleyebilmek için gıda üretiminin 2050 yılına kadar iki katına çıkarılması gereken gelişmekte olan ülkelerde tarıma yapılan yardımın artmasına bağlı olduğunu bildirdi
Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Zekeriyya Erdurmuş, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) 16 Ekim 1945 tarihinde Birleşmiş Milletlere üye 44 ülke temsilcisinin insanların beslenme düzeylerini yükseltmek, gıda ve tarım üretimini ve dağıtımını geliştirmek ve kırsal kesimde yaşayan insanların yaşam koşullarını iyileştirmek amacıyla FAO Anayasasını hazırladıklarını kaydetti.
Ana tema fiyatlar ve istikrar
Günümüzde FAO’nun 175 üye ülke ve 2000 çalışanı ile Birleşmiş Milletler sistemi içerisinde en büyük kuruluş olduğunu belirten Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Zekeriyya Erdurmuş, kuruluşundan bu yana FAO, tarımsal kalkınmayı, iyi beslenmeyi ve tüm insanların faal ve sağlıklı yaşamları için gerekli gıdayı bulabilmelerini amaçlayıp, fakirliği ve açlığı azaltmaya yönelik çalışmalarda bulunduğunu bildirdi. Erdurmuş; “Türkiye 1948 yılında FAO’ya üye olmuştur. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı koordinatörlüğünde Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ile ortaklaşa yürütülen ve her yıl çeşitli etkinliklerle kutlanan Dünya Gıda Günü’nün bu yılki ana teması ‘Global Gıda Fiyatları – Krizden İstikrara’ olarak belirlenmiştir. 2006 Yılından bu yana gıda fiyatlarındaki ani iniş çıkışlar özellikle kalkınmakta gelişmekte olan ülkelerde Dünya Bankası verilerine göre 2010-2011 yıllarında 70 milyon kişiyi sefalet, yokluk, fakirliğe ve açlığa mahkum etti. Fiyat istikrarının olmadığı, fiyatların ani iniş ve çıkışlar gösterdiği piyasalarda bir taraftan çiftçilerin zarar görmesine ve mağdur olmalarına yol açarken diğer taraftan tarım alanında çok ciddi yatırım gerektiren konulara yatırım yapılmasının engellemekte hatta baltalamaktadır. 1975 İle 2000 yılları arasında tahıl ve hububat fiyatları aylık bazda büyük ölçüde aynı düzeyde kalmış ve istikrarlı bir seyir izlemiştir.Dünya nüfusundaki hızlı artışa rağmen 1960’lı yıllarda Hindistan Tarım Bakanı M.S. Swaminathan ile birlikte Dr.Norman Borlaug tarafından başlatılan Yeşil Devrim gıda arzının talebi karşılamasına hatta talepten daha fazla gıdanın arz edilmesini sağlamıştır.” dedi.
Şoklar fiyatlara yansıyor
OECD ülkelerinin çiftçilerine verdiği cömert teşviklerden ve sübvansiyonlardan kaynaklanan bir gıda arz fazlası bulunduğunu, ancak 1980’den bugüne kadar geçen 30 yılda OECD ülkelerinin tarıma tahsis ettikleri resmi kalkınma yardımları yüzde 43 düştüğüne temaseden Zekeriyya Erdurmuş; “Tarıma zengin ve fakir ülkelerde benzer şekilde yetersiz fon ayrılmaya devam etmesi belki de bugüne kadar karşı karşıya kaldığımız problemlerin yegane sebebidir. Çok sayıda insanın daha çok et ve süt ürünleri tüketmesi ve sonuç olarak küçük ve büyükbaş çiftlik hayvanları ve kümes hayvanları için yem olarak kullanılan tahıl ihtiyacının hızla arttığı anlamına gelmektedir. Dünyada başlıca hayvan protein yemi olan soya küspesinin global ticaret hacmi son 10 yılda yüzde 67 artmıştır. Nüfus artışı; her yıl beslenecek yaklaşık 80 milyon yeni nüfus bir diğer önemli husustur. Küresel ısınma, iklim değişiklikleri, istikrarsız ve genellikle aşırı meteorolojik olaylarla daha da şiddetlenmektedir. Son olarak çarpık tarımsal, korumacı ticari politikalar ile tarımın halen önemli ölçüde daha büyük bir piyasa olan enerji piyasasında yaşanan şoklar; üretici ülkedeki tedirginlikler gibi gıda fiyatlarına anında yansımaktadır.” ifadelerine yer verdi.
Piyasa istikrarı önemli
Daha fazla paraya ve daha doğru bilgilere; daha fazla ticari şeffaflık için piyasalarda ihtiyaç olduğuna işaret eden Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Zekeriyya Erdurmuş sözlerine şöyle devam etti: “Gıda fiyatlarındaki değişkenliğin etkilerini hafifletmek üzere, muhtemelen acil durum rezervleri ile birlikte, ulusal ve bölgesel güvenlik ağları kriz ortamlarında muhtaç ve savunmasız nüfusa gıda temin edilmesine yardımcı olabilir. Fakir tüketicilere nakit veya yiyecek fişi verilerek de destek olunabilir ve üreticilere gübre ve tohum yardımında bulunulabilir. Piyasaya dayalı mekanizmalar düşük gelirli gelişmekte olan ülkelerin gıda ithalatına ilişkin yüksek faturalarını karşılamalarına yardımcı olabilir. Bu ülkelerin gıda ithalat faturalarını karşılamalarına da yardımcı olabilir.IMF tarafından sağlananlar gibi ayrıcalıklı finansman olanakları ülkelerin 2007-2008 ‘de gıda fiyatlarının hızla tırmanmasına yol açan ödeme dengesi problemleriyle baş edilmesine yardımcı olabilir. Nihayetinde gıda piyasasında ki istikrar, özellikle aç nüfusun yüzde 98 ‘inin yaşadığı ve artan nüfusu besleyebilmek için gıda üretiminin 2050 yılına kadar iki katına çıkarılması gereken gelişmekte olan ülkelerde tarıma yapılan yardımın artmasına bağlıdır.” (Kocatepe)