Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Sezer Küçükkurt

Tarım ve hayvancılık – Kocatepe Gazetesi

Sezer Küçükkurt 27 Ocak 2010 Çarşamba 02:00:00
  Neredeyse yüzyıllardır Afyonkarahisar ve çevresinin en büyük ekonomik gelir kaynağını tarım-hayvancılık oluşturmuş. Bugün de nüfusun yarısından çoğu tarım ve hayvancılıkla iştigal ediyor. Son açıklanan nüfus verileri Afyonkarahisar il nüfusunun yarısının belde ve köylerde yaşadığını teyid etti.
Sucuk ve kaymak gibi ile has ürünlerin temelini hayvancılık oluştururken, ilimiz sanayisinin büyük bölümünü de tarıma dayalı sanayi oluşturuyor.
Hal böyleyken Ziraat Odası’nın sesi çıkmasa da Kasaplar Odası Başkanı, Ticaret Borsası Başkanı bas bas bağırıyorlar “ilimizde hayvancılık bitmek üzere” diye. Gıda işiyle uğraşan esnaf “Önümüzdeki günlerde kilosu 30 TL’den et yiyeceğiz. Bekleyin az kaldı” diye ne yapacağını düşünüyor. Besicilikle uğraşan vatandaşlar “Zararına çalışıyoruz” diye hayvan alım-satımından uzak duruyor.
Hayvancılıkta durum böyle de ziraat de farklı mı? Başta Tarım İl Müdürlüğü olmak üzere sektörle ilgili uzman isimlerin hepsi Afyonkarahisar’ın tahıl ambarı ünvanını yavaş yavaş kaybettiğini, ilimizde yetişen arpa ve buğday gibi ürünlerin kalite standardının giderek azaldığını belirtiyorlar. Ekerken harcadığı parayı, biçerken geri alamayan köylü tarlasını boş tutmayı yeğliyor. Neredeyse tamamı banka kapılarında bekleşiyor.
Öte yandan Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya uygulanan teşvikler belki o bölgelere yarıyor, ama bizim buralara tam ters etki ediyor.
İlimizin geleceğine yönelik tüm planlarda ise termal turizmden, gelecek turistlerden, havaalanından söz ediliyor. Parklarımız, bahçele-rimiz, barajlarımız oluyor. Elbette bunlar faydalı olacak etkenler ama, sanki Dimyat’a pirince giderken, evimizdeki bulgurdan oluyoruz. Tarım ve hayvancılığı ihmal ederek ilimiz ekonomisinin temellerini derinden sarsıyoruz.
Gazeteciler ve tokat
Bir önceki yazımızda “aynadaki silüet” diyerek Afyonkarahisar’ın cinayetler kenti olarak anılmaya başlandığından söz etmiştik. Bu imaj nedeniyle bazılarının gazetecileri suçladığını belirtmiş, “Siz yazmasanız Afyon’daki bu cinayetler duyulmayacak, imajımız bozulmayacak” diye sitem ettiklerinden bahsetmiştik. Son olarak basının toplumun aynası olduğuna, aynaya kızmak yerine, aynadaki silüetimizi düzeltmemiz gerektiğine işaret etmiştik.
Afyonkarahisar’ın usta ve örnek gazetecilerinden, kendi kendini emekliye sevk etmesi nedeniyle pek çok sevenini üzen İbrahim Yüksel ağabeyimiz yazımızı okumuş. Yazıyı okuyunca aklına gelen fıkrayı bize aktardı. Biz de sizlere aktarıyoruz;
“Ormanlar kralı aslan, keyfinin yerinde olduğu günlerden birinde, ormanın içinde koşup oynu-yor, atlayıp zıplıyormuş. Nasıl olmuşsa olmuş, çatal şeklindeki bir ağacın arasından atlarken sıkışıp kalmış. Uğraşmış didinmiş ama nafile; bir türlü kurtulamamış. İşte tam o sırada tilki de oradan geçiyormuş, bakmış ki aslan ağacın çatalı arasına sıkışmış, usul usul yaklaşmış yanına. İyice kontrol ettikten sonra anlamış ki, aslanın kurtuluşu yok. Kendi kendine “Tam zamanıdır” deyip aslana daha da yaklaşmış, kendisini kurtarmaya geldiğini sanan ormanlar kralının suratına sağlı sollu iki tokat aşketmiş.
Kral aslan, tilkinin tokatlarıyla deliye dönmüş, o hırsla çırpınırken sıkıştığı yerden kurtulmuş, düşmüş tilkinin peşine. Tilki önde, aslan arkada ormanı boydan boya geçip, bitişikteki plaja çıkmışlar. Tilki can havliyle plajda kaçarken bir de bakmış ki boş bir şezlong, üzerinde bir gazete ve bir de gözlük. Hemen kendini şezlongun üzerine atmış, gözlüğü takmış, gazeteyi de okuyor gibi yapıp arkasına gizlenmiş. Aslan soluk soluğa tilkinin yanına gelmiş:
-Hey arkadaş, buralardan koşarak geçen bir tilki gördün mü? diye sormuş.
Tilki, hiç istifini bozmadan:
-Hani şu ormanlar kralı aslana iki tokat attıktan sonra kaçan tilkiyi mi soruyorsun? Şu tarafa gitti, diye cevaplamış.
Aslan yeri göğü inleten bir kükremenin ardından:
-Vay adi gazeteciler, demiş, ne çabuk duydular da gazeteye yetiştirdiler.
Tokadı yedikten ya da attıktan sonra tilki kurnazlığına yatıp “vay adi gazeteciler” diyenlere selam olsun.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti