• Haberler
  • Genel
  • Tarihte İnsan Hayatını Etkileyen Büyük Olaylar Nelerdi?

Tarihte İnsan Hayatını Etkileyen Büyük Olaylar Nelerdi?

Orta Çağ, insan hayatını tehdit eden tehlikelerle dolu bir dönemdi. Peki, bu dönemde insanların yaşamlarını tehdit eden en büyük riskler nelerdi? Seyahat ederken karşılaşılan tehlikeler, insanların hayatlarını nasıl etkiliyordu? Düşünce özgürlüğünün olmadığı bu dönemde, sapkınlık suçlamaları yüzünden kaç kişinin hayatı son buldu?

Orta Çağ, tarihin en karmaşık ve zorlu dönemlerinden biri olarak bilinmektedir. Bu dönemde insanların yaşamını tehdit eden birçok tehlike bulunuyordu. Salgın hastalıklar, kıtlıklar, savaşlar ve çeşitli kazalar, Orta Çağ insanı için yaşamın doğal bir parçası haline gelmişti. 14. yüzyılda ortalama yaşam süresi 20 yılın altına düşmüştü. İşte Orta Çağ’da insan hayatını tehdit eden en önemli riskler:

VEBA SALGINLARI CAN ALDI

Veba, Orta Çağ’ın en büyük düşmanlarından biriydi. Yersinia Pestis adı verilen bir bakterinin neden olduğu bu hastalık, “Kara Ölüm” olarak anılmaktaydı. 1348 yılında Avrupa’ya ulaşan veba, kısa sürede salgın haline gelerek 14. yüzyılda milyonlarca insanın ölümüne neden oldu. Veba, fareler ve pireler aracılığıyla yayılarak hava ve temas yoluyla bulaşıyordu. O dönemde tıbbın yeterli gelişmemiş olması, hastalığın Tanrı'nın öfkesi olarak görülmesine yol açıyordu. Veba hastalığına yakalananların yüzde 80’i birkaç gün içinde hayatını kaybetmekteydi.

Tarihte İnsan Hayatını Etkileyen Büyük Olaylar Nelerdi?

SEYAHAT ETMEK TEHLİKELİYDİ

Orta Çağ’da seyahat, önemli riskler taşımaktaydı. Güvenli ve temiz bir konaklama bulmak zordu; bu nedenle yolcular genellikle açık havada kalmak zorunda kalıyordu. Yolculuk sırasında soygun, saldırı ve öldürülme riski bulunmaktaydı. Deniz yolculukları da büyük tehlikeler içeriyordu. Ahşap gemiler, küçük fırtınalara bile dayanamayarak birçok deniz seferinin felaketle sonuçlanmasına neden oluyordu.

AÇLIĞIN KISKACINDA BİR TOPLUM

Kötü hava koşulları, tarım ürünlerinin verimliliğini doğrudan etkileyerek kıtlık dönemlerine yol açıyordu. Bu süreçte insanlar, besin bulmakta zorlanarak ağaç kabuğu ve kalitesiz buğday gibi yiyeceklerle hayatta kalmaya çalışıyordu. Yetersiz beslenme, çeşitli hastalıklara karşı savunmasız hale getiriyordu. Örneğin, 1315-1322 yılları arasındaki büyük kıtlık döneminde İngiltere nüfusunun yüzde 15’i yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybetmişti.

DOĞUM, HEM ANNE HEM DE BEBEK İÇİN RİSKLİYDİ

Tıbbın yetersiz olduğu bu dönemde doğum yapmak, anne ve bebek için ciddi tehlikeler içeriyordu. Ebeler ve aile üyeleri tarafından evde gerçekleştirilen doğumlar, hijyen açısından risk taşıyordu. Doğum sonrası enfeksiyonlar nedeniyle birçok anne ve bebek yaşamını yitiriyordu; bebeklerin yüzde 20’sinin doğumdan sonra hayatını kaybettiği tahmin ediliyor.

ÇOCUKLAR İÇİN TEHLİKELİ BİR DÖNEMDİ

Orta Çağ’da özellikle yedi yaş altı çocuklar, salgın hastalıklar ve yetersiz beslenme nedeniyle büyük risk altındaydılar. Çiçek, veba, kızamık ve tüberküloz gibi hastalıklar, çocuk ölümlerinin başlıca sebeplerindendi. Zengin ya da aristokrat ailelere mensup olmak dahi uzun bir yaşamın garantisi değildi. 1330-1500 yılları arasında İngiltere’de aristokrat ailelerin çocuklarının üçte biri hayatını kaybetmişti.

ŞİDDET VE SAVAŞIN GÖLGESİNDE YAŞAM

Orta Çağ’da şiddet, gündelik hayatın bir parçasıydı. Meyhanelerde ve sokaklarda sıkça kavgalar yaşanıyordu. Vassalların efendilerine karşı ayaklanmaları da kanlı sonuçlar doğurabiliyordu. Ancak en büyük kayıplar, uzun süren savaşlar sırasında yaşandı. Avrupa genelinde milyonlarca insan bu çatışmalarda hayatını kaybetti.

DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ YOKTU 

Orta Çağ’da Hıristiyan öğretilerine aykırı düşünceler, sapkınlık olarak değerlendiriliyordu. Bu düşüncelere sahip olmak, ölümle cezalandırılmaya kadar varan ciddi sonuçlar doğuruyordu. Yahudi ve Müslümanlar, din farklılıkları nedeniyle kitlesel katliamlara maruz kalıyordu. İspanya’daki Müslümanlar, Engizisyon mahkemelerinde sapkın ilan edilerek öldürülmüştü.

AVCILIK, SOYLULAR İÇİN ÖLÜMCÜL BİR EĞLENCE

Orta Çağ aristokrasisi arasında avcılık, popüler bir eğlenceydi; ancak bu faaliyet son derece riskliydi. Avlanma sırasında atlardan düşmek, vahşi hayvan saldırısına uğramak ya da okla yaralanmak sıkça rastlanan durumlardı. Av sırasında hayatını kaybeden pek çok kral ve imparator bulunmaktaydı. Örneğin, Bizans İmparatoru Basileios’un bir geyik tarafından öldüğü kaydedilmiştir.

ANİ ÖLÜMLER SIKÇA YAŞANIYORDU

Orta Çağ’da ani ölümler yaygın olarak görülüyordu. Şiddet, veba, kıtlık, enfeksiyon ve tüberküloz gibi nedenlerle sıkça ölümler yaşanıyordu. Kalp krizi gibi henüz ismi konmamış sağlık sorunları da ani ölümlere yol açmaktaydı. Orta Çağ insanı, ani ölümleri en kötü ölüm şekli olarak kabul etmekteydi; çünkü bu tür ölümler, kişinin günahlarının affedilmesi için son ayin yapılmadan gerçekleşiyordu

Orta Çağ, tarihin zorlu dönemlerinden biri olarak insan yaşamının çeşitli tehlikelerle çevrili olduğunu gözler önüne seriyor. Dönemin koşulları, her an ölümle burun buruna yaşamayı zorunlu hale getirirken, toplumsal yapıda kalıcı etkiler bırakmıştır.
 

Bakmadan Geçme