Tarih, milletlerin tecrübesi ve hafızasıdır
Ensar Vakfı'nın düzenlediği Ramazan'da İkindi Sohbetlerinin 14'ncü gün konuşmacısı AKÜ Fen Edebiyat Fakültesi'nden Dr. Öğretim Üyesi İbrahim Balık oldu. Balık, 'Afrin Harekâtı Açısından Ortadoğu'daki Medeniyet Mücadelemiz' başlıklı sunum gerçekleştirdi. Program öncesi Kur'an-ı Kerim tilavetini Kadir Yıldırım gerçekleştirdi.TÜRK ORDUSU 2 YILDIR OPERASYONDAAKÜ Fen Edebiyat Fakültesi'nden Dr. Öğretim Üyesi İbrahim Balık, , 'Afrin Harekâtı Açısından Ortadoğu'daki Medeniyet [&hellip]
Ensar Vakfı’nın düzenlediği Ramazan’da İkindi Sohbetlerinin 14’ncü gün konuşmacısı AKÜ Fen Edebiyat Fakültesi’nden Dr. Öğretim Üyesi İbrahim Balık oldu. Balık, “Afrin Harekâtı Açısından Ortadoğu’daki Medeniyet Mücadelemiz” başlıklı sunum gerçekleştirdi. Program öncesi Kur’an-ı Kerim tilavetini Kadir Yıldırım gerçekleştirdi.
TÜRK ORDUSU 2 YILDIR OPERASYONDA
AKÜ Fen Edebiyat Fakültesi’nden Dr. Öğretim Üyesi İbrahim Balık, , “Afrin Harekâtı Açısından Ortadoğu’daki Medeniyet Mücadelemiz” konulu sohbetinde konuyu sadece Afrin Harekâtı ile sınırlı tutmanın doğru olmayacağını söyledi. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Operasyonunu da birlikte değerlendirmek gerektiğine değinen Balık, “Türk Ordusu 2 yıldan beri bir sınır ötesi operasyon yapıyor. Bu bağlamda da toplum içerisinde bir takım ilginç yorumlar ve değerlendirmelere şahit oluyoruz. İşin siyasi boyutunu konu dışı tutarak tarihi boyutunu ele almak istiyorum. Türk Ordusu Ortadoğu da sınır ötesi bir operasyon yapma hakkını tarihi temellere dayandırabilmekte midir? Tarihin bize yüklemiş olduğu misyonun gereği midir? Ya da siyasi ihtiraslar üzerine vatan evlatlarının orada boşu boşuna feda edilmesi midir sorusuna cevap aramaya gayret edeceğim” dedi.
TARİH MİLLETLERİN
HAFIZASI VE TECRÜBESİDİR
Dr. Öğretim Üyesi İbrahim Balık, tarihin milletlerin tecrübesi ve hafızası olduğuna dikkat çekti. Hafızasını kaybeden insanların bugünü ve geleceğinin belirsiz olduğunun altını çizen Balık, “İnsanoğlu yaşadığı anda da gelecekte de her zaman çok büyük tehlikeler, tehditler ve risklerle karşı karşıyadır. Çünkü hafızası olmayan kişinin bugün ve gelecekle ilgili bir planlamasından bahsedemeyiz. Aynı zamanda tecrübesidir. Takdir edilir ki tecrübe para ile satın alınamaz, eğitimle kazanılamaz. Ancak ve ancak yaşanılarak elde edilecek bir birikimdir. Milletlerin hafızası ve tecrübesi olan tarihten toplum uzaklaştırılırsa, bu birikimden ayrı düşürülürse tıpkı hafızasını yitirmiş insanlar gibi milletlerin de bugüne ve geleceği ile ilgili tuhaf davranışlar gösterdiğine şahit olabilirsiniz. Bununla ilgili onlarca örnek sıralayabiliriz. Ama mevcut konumuz içeriğiyle ilgili değil” diye konuştu. Türk Milletinin tarih hafızasını yokladığında millet olarak Ortadoğu da ve Ortadoğu siyasetinde ne zaman var olunduğu sorusuna cevap aramak gerektiğine temas eden Balık, “Abbasi ordusunda görev alan bazı Türk gruplarını bir kenara bırakacak olursak aslında Türk Milletinin Ortadoğu daki güçlü varlığı Selçuklular dönemine kadar uzanmaktadır” dedi. >> Burcu AYDIN’ın Özel Haberi