Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Murat Arısoy

TANSİYONU DÜŞÜRELİM

16 Nisan 2017’de ülkemiz önemli bir aşamayı geçecek. Bunu nereden mi çıkarıyorum?
Bu tarihte oylanacak Anayasa Değişikliği Paketi’ne “Evet” diyenler de “Hayır” diyenler de ülkenin olağanüstü bir süreçten geçtiğini, olağanüstü dönemin 16 Nisan’daki oylarla aşılacağını savunuyor.
Meseleyi temellendirmede sıkıntı yaşasalar da her iki söylemdeki benzerlik, “En azından bir noktada buluştular” dedirtiyor bana.
Toplumumuz, gerçekten “bir nokta”da mı buluşabiliyor, hakikaten? Yoksa buluşma noktaları fazla da biz algılamıyor muyuz?
Ya da buluşma noktalarını artırma imkanlarımız var da kullanmıyor muyuz?
Son sorduğum soruyu cevaplayacağım sadece: Vatandaşların birçok müşterekte birleşme imkanı var, bu imkanı kullanmıyoruz.
Geçenlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul-Sarıyer’de “Hayır” çadırını ziyaret etti. Çok güzel bir gelişmeydi, elbirliğiyle bu gelişmeyi heba ettik. “Hayır”cılar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendilerine hakaret ettiğini savundu, “Evet”çiler, Erdoğan’ın çadırdakileri kişileri tek tek ikna ettiğini duyurdu.
Oysa başka bir tablo ile karşılaşsak, tansiyonumuz ne kadar dengelenirdi:
Meselâ, Cumhurbaşkanı Erdoğan çadıra davet üzerine değil de “Siz de benim vatandaşlarımsınız. Sizi ikna etmeye geldim. Yok mu çayınız” diye şaka ile girseydi çadıra…
Meselâ, “Hayır” çadırındakiler Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı bağıra bağıra tepki göstermek yerine “Sayın Cumhurbaşkanım, hoşgeldiniz. Atatürk’ün makamını temsil ediyorsunuz. Bizi onurlandırdınız” deseler ve ellerinden gelen her ikramı yapsalar, saygıda kusur etmeselerdi…
Meselâ, çadırda siyasi tartışmalardan uzak durulsaydı…
Meselâ, biraz ilerideki “Evet” çadırından da vatandaşlar çağrılsaydı ve ortada Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere birlikte fotoğraf pozu verilebilseydi.
Devlet geleneğimiz, devlet yöneticisinin sabrını öğütler; Şeyh Edebali’ye atfedilen ve “Ey oğul” diye başlayan hitabet, bu sabrın özetidir.
Bunun yanı sıra vatandaşa da, görüşüne katılsa da katılmasa da devlet büyüğüne azami saygı yakışır.
Hele bugünlerde, sakinliğe ve saygıya çok ihtiyacımız var. Referandumu bilemem, fakat uzun vadede tansiyonu kim düşürürse o kazanacak.
Tabii, ülke için, siyaset kurumu için hayaller de kurmak gerekiyor; tansiyonu düşürmenin yanı sıra.
Hayalimdeki Türkiye’de, Cumhurbaşkanı hangi görüşte olursa olsun; bir vilayete gittiğinde o vilayetteki ayrım gözetmeksizin her partinin yetkilisi karşılama heyetinde yer alır.
Hayalimdeki Türkiye’de, anamuhalefet lideri bir vilayete gittiğinde, onu karşılama heyetinde de iktidar partisi yer alır.
Birbirilerine çiçek takdim ederler, “Şehrimizi onurlandırdınız, Hoşgeldiniz” derler.
Hayalimdeki Türkiye’de, her seçim, her referandum “ölüm-kalım” meselesi hâline gelmez.
Hayalimdeki Türkiye’de birbirine rakip olanlar, seçim bittikten sonra ülke menfaati için aynı Bakanlar Kurulu’nda görev alıp bir sonraki seçime kadar birlikte çalışabilirler.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti