Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Murat Arısoy
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

TAHLİLLERDEKİ HATALAR – Kocatepe Gazetesi

Murat Arısoy 12 Mayıs 2017 Cuma 12:33:00
 

16 Nisan Referandumu geçti; ama siyasi partiler Referandum üzerinden hem kendi seçmenlerine hem de kamuoyuna mesaj verme alışkanlıklarını sürdürüyor. Bu mesajlar verilirken de hem propaganda yapılmak isteniyor, hem de “başarı” kavramının “yeniden üretilmesi” yoluna gidiliyor.
Referandum’un 2 ana itici gücü vardı: Birincisi Adalet ve Kalkınma Partisi, ikincisi Cumhuriyet Halk Partisi.
Fakat bu 2 ana itici gücün etrafında, kendi kitlesi olan unsurlar da yer alıyordu.
Buna ek olarak günlük ya da uzun vadeli siyasi yaklaşımlarla oyunu kullanmış kişiler de vardı.
Siyasetçiler tahlil yaparken, sadece kendi partilerini öne çıkaran yorumlarla görüşlerini ortaya koyuyorlar. Kendilerine destek veren ya da destek vermeyen kitleyi hesaba katmıyorlar.
Bu bağlamda bazı tespitler yapalım:
AK Parti Afyonkarahisar Milletvekilleri Ali Özkaya ve Hatice Özkal, konuşmalarında “Afyonkarahisar’da referandum sonuçlarına göre yüzde 65 oy aldık. Bu, Cumhuriyet tarihinde bir partinin Afyonkarahisar’da aldığı en yüksek oydur” diyor.
16 Nisan Referandumu, bir parti seçimi değildi. Bunu vurgulamak gerek. Başka bir vurgu da Milliyetçi Hareket Partisi ile ilgili. AK Partili Milletvekilleri, Afyonkarahisar’da Milliyetçi Hareket Partisi’ne gönül veren vatandaşların hiç “Evet” oyu vermediğini düşünüyor. Hatta bu düşünce, Türkiye genelinde de ileri sürülüyor. Bu tezi kabul etsek bile, MHP’nin böyle bir ortamda “Evet” diyeceğini açıklaması bile, kararsız vatansever-milliyetçi seçmen üzerinde etkili oldu. Yani MHP’nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli bile sandıkta “Hayır” dese, “Evet diyeceğiz” açıklamalarıyla “Evet” oyunu Türkiye genelinde yüzde 5, Afyonkarahisar genelinde ise yüzde 10 artırdı kanaatimce.
Dolayısıyla Afyonkarahisar’da alınan yüzde 65’i, Türkiye genelinde alınan yüzde 51,5’i AK Parti’nin oyu zannetmek doğru değil. Böyle bir tahlil, hem AK Parti’nin bundan sonra yürüyeceği yolda bir daha bu denli bir destek almamasına, dolayısıyla yalnızlaşmasına neden olabilir. Aynı zamanda böyle bir tahlil, AK Parti içinde referanduma “Hayır” oyu verenlerin sorgulanmamasına, özeleştiri sürecinin başlamamasına yol açar. Özeleştirinin olmaması da AK Parti’yi yalnızlaştırır.
Gelelim Cumhuriyet Halk Partisi’nin tahlillerinin hatalarına:
Cumhuriyet Halk Partisi de, 16 Nisan Referandumu’nda çıkan yüzde 48 ve küsuratı, kendi oyu olarak görüyor. Halbuki AK Parti’de “Hayır” diyenler olduğu gibi Halk Partisi’nde de “Evet” diyenler çıkmıştır. Aksini iddia edebiliyor muyuz?
Halk Partisi, “Hayır” diyen kitleyi kendisinin zannederek 2019 seçimlerinde de muhalefette kalacağını söylüyor. Çünkü “Bu kadar oyum var, 1 milyon daha oy bulursam iktidarda ben olacağım” fikri CHP’li yöneticilerin aklında yer etmiş.
Bir taraftan yüzde 48 dolayındaki oyu benimseyip diğer taraftan referandum sonuçlarına Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Birleşmiş Milletler dahil her yere şikayet etme eğilimleri, kafa karıştırıyor.
Bu tavır, AK Parti’de olduğu gibi özeleştiriyi ve sorgulamayı öteliyor, hatta engelliyor. “Neden kitle olarak yüzde 50’yi, parti olarak yüzde 30’u geçemiyoruz” sorusu sorulmadığı için “Hayır’ı büyüteceğiz” gibi muğlak ifadeler kullanılıyor.
Hep derler ya, seçmenin kantarı belindedir.
Türkiye’nin iki büyük partisinin kendi konumlarını gözden geçirmeleri, özeleştiri kurumlarını işletmeleri gerek.

 

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER