• Haberler
  • Genel
  • Tabip Odası: Son düzenlemenin birçok unsuru Anayasa’ya aykırı

Tabip Odası: Son düzenlemenin birçok unsuru Anayasa’ya aykırı

Afyonkarahisar Tabip Odası, 2 Kasım 2011 tarihli Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayınlanan 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’yi çeşitli yönleriyle ele alan bir rapor hazırladı. Rapora göre, bu Kanun Hükmünde Kararname, pek çok bakımdan Anayasa’ya aykırı 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında [&hellip]

Tabip Odası: Son düzenlemenin birçok unsuru Anayasa'ya aykırı

Afyonkarahisar Tabip Odası, 2 Kasım 2011 tarihli Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayınlanan 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’yi çeşitli yönleriyle ele alan bir rapor hazırladı. Rapora göre, bu Kanun Hükmünde Kararname, pek çok bakımdan Anayasa’ya aykırı

663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin yankıları sürerken, Afyonkarahisar Tabip Odası, düzenlemeye ilişkin kapsamlı bir rapor hazırladı. Basın açıklaması, genel değerlendirme ve ayrıntılı değerlendirmeden oluşan rapora göre Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, pek çok yönden sıkıntılı. Hatta uygulanan yöntemler ve doğuracağı sonuçlar bakımından Kararname’de belirtilen unsurların çoğu, Anayasa’ya aykırı.
Afyonkarahisar Tabip Odası’nın basın açıklamasında düzenlemenin 700 bine yakın sağlık çalışanını doğrudan ilgilendirdiği belirtildi.
Yasama yetkisi TBMM’de
Genel değerlendirme bölümünde ise, yasama yetki-sinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin elinde olduğu hatırlatılarak şöyle denildi:
“Anayasa’nın 6’ncı maddesinde, egemenliğin kayıtsız-şartsız milletin olduğu, 7’nci maddesinde yasama yetkisinin Türk Milleti adına TBMM’ye ait olduğu ve yasama yetkisinin devredilemeyeceği, 8’inci maddesinde yürütme yetkisi ve görevinin Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından, Anayasa’ya ve kanunlara uygun olarak kullanılacağı ve yerine getirileceği düzenlenmiştir. Anayasa’nın 91’inci maddesi ile Bakanlar Kurulu’na Kanun Hükmünde Kararname yetkisi tanınmış ise de, bu yetki, TBMM’nin yasama yetkisine göre tali ve istisnai bir nitelik taşımakla, asıl olan TBMM’nin yasama yetkisidir. Bakanlar Kurulu, devletin temel kurumlarını Kanun Hükmünde Kararnameler’le şekillendirmeye başlamıştır.”
7 ana başlıkta eleştiri
663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin ayrıntılı değerlendirilmesinde de Tabip Odası’nın bu KHK’ye neden karşı çıktığı etraflıca anlatılmış. 7 ana başlıkta toplanan eleştirilerden birincisi Sağlık Bakanlığı Teşkilatındaki Köklü Değişiklikler ve Halk Sağlığı Kurumu ile Kamu Hastane Birliklerine İlişkin Düzenlemeler ile ilgili. Tabip Odası’nın raporunda şu ifadelere yer verildi:
“663 sayılı KHK’nin yayımlandığı tarihte Sağlık Bakanlığının teşkilatında bulunan İl Sağlık Müdürlerinin kadroları kaldırılarak Bakanlık müşaviri olarak atanmışlar, İl Sağlık Müdür Yardımcılığı ve Şube Müdürlüğü kadroları da kaldırılarak anılan kadrolardaki kişiler de araştırmacı unvanı ile atanmışlardır. Ancak kaldırılan bu kadroların yerine yeniden fakat Sağlık Hizmetleri sınıfından değil de Genel İdari Hizmetler sınıfından olmak üzere Bakan tarafından atanan toplam 81 İl Sağlık Müdürü kadrosu, 280 İl Sağlık Müdür Yardımcılığı kadrosu, 650 İlçe Sağlık Müdürlüğü kadrosu ve 750 Şube Müdürlüğü kadrosu ihdas edilmiştir. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere anılan yönetici kadrolarına tabip veya sağlık personeli atanamayacaktır, teşkilatını oluşturan il ve ilçe sağlık müdürlüklerinin de acil sağlık hizmetlerinin yürütülmesi dışında sadece koordinasyon görevleri bulunmaktadır. Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumunun taşra teşkilatı olan Kamu Hastaneleri Birliklerinin en üst karar ve yürütme organı olan genel sekreterlik bünyesinde tıbbi hizmetler, idari hizmetler ve mali hizmetler başkanlıkları bulunmaktadır. Genel sekreterin başında bulunduğu Birliğe bağlı hastaneler, hastane yönetici tarafından yönetilir. Başhekimlik ile idari işler, mali işler ve sağlık bakım hizmetleri müdürlükleri hastane yöneticisine bağlı olarak çalışacaktır. Kamu Hastaneleri Birliklerinde görev yapmak üzere sözleşmeli statüde toplam 100 genel sekreter ve yukarıda sayılan her bir başkanlık için yine sözleşmeli statüde 100 er başkan, 500 hastane yöneticisi, 850 başhekim, 2000 başhekim yardımcısı, 1700 müdür, 2400 müdür yardımcısı, 2000 uzman ve 450 büro görevlisi kadrosu ihdas edilmiştir. Bu düzenlemeye göre hastaneler, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu başkanının sözleşme imzalayacağı genel sekreter, hastane yöneticileri, hizmet başkanlıkları, başhekim ve müdürler eliyle yönetilecektir. Bütün bu düzenlemeler, kamu sağlık hizmetlerinin organizasyonunda özerkleşme ve daha sonra özelleştirme uygulamalarının önünü açacak olup sağlık hizmetlerinin ücretli hale getirilmesinde atılan adımlar bu düzenlemelerle hızlanacaktır. Bu düzenlemeler, bir bütün olarak Anayasa’nın 2, 17, 56, 128 maddelerine aykırılık taşımaktadır.”
Anayasa’ya aykırı hükümler var
Raporun “Sağlık Bakanlığı Bünyesinde İstihdam Edilecek Personelin Niteliğine İlişkin Hukuka Aykırılıklar” başlığında “Kurul ve Kurumlarda görev alacak üyelerin seçiminde hiçbir objektif ve denetlenebilir kriter belirlenmeksizin üyelerin seçimini Bakan’ın tercihine bırakan düzenleme, memurların ve diğer kamu görevlilerinin niteliklerinin, atanma, görev ve yetkilerinin, hakları ve yükümlülüklerinin, aylık, ödenek ve diğer özlük işlerinin kanunla düzenleneceği yönündeki Anayasa’nın 128. maddesinin 2. ve 3. Fıkrasına açıkça aykırıdır” görüşü savunulurken “Kamu Kurumu Niteliğinde Meslek Örgütü Olan Türk Tabipleri Birliği ve Tabip Odalarının Görev ve Yetki Alanına İlişkin Düzenlemelerin Hukuka Aykırılığı” başlığında da şu ifadeler kullanıldı:
“663 sayılı KHK ile, 6023 sayılı Türk Tabipler Birliği Kanunu’nun 1. maddesinde yer alan, ‘tabipliğin kamu ve kişi yararına uygulanıp geliştirilmesini sağlamak’ ibaresi çıkarılmış, ayrıca meslek örgütünün disiplin cezası verme yetkisi kısıtlanmıştır. Türk Tabipleri Birliğine kamu yararına çalışma, mesleki disiplini ve ahlakı koruma görevi, Anayasa’nın 135. maddesi ile verilmiştir. Anayasa’nın 135. maddesi ile verilen hak ve yetkinin KHK ile tartışmaya açılması talihsizlik ve aymazlıktır. Bu nedenle, 663 sayılı KHK’nin ilgili hükümleri Anayasanın 135. maddesine açıkça aykırıdır.”
“Meslekten men”de yeni yöntem
Afyonkarahisar Tabip Odası’nın raporunda ilgili KHK’nin Sağlık Meslekleri Kurulu kurulmasını öngördüğü, bu kurulun mesleki yetersizliği olan sağlık personelinin mesleki yeterlilik eğitimine tabi tutulmasına; meslekte ihmal ve gecikme göstererek bir kişinin ağır derecede olmayan özürlülüğüne sebebiyet verenlerin üç aydan 1 yıla kadar meslekten geçici mennine; meslekte ihmal ve gecikme göstererek bir kişinin ağır derecede özürlülüğüne veya ölümüne sebebiyet verenlerini yıldan 3 yıla kadar meslekten geçici mennine; fiillerin 5 yıl içinde tekrarı halinde meslekten sürekli menine karar verebileceği kaydedildi. Raporda “Bu düzenleme, Anayasa’nın 48. ve 49. maddesinde düzenlenen çalışma hakkının ve 38. maddesinde düzenlenen masumiyet karinesinin açıkça ihlalidir” denildi.
Yabancı hekimin koşulları belirsiz
Yabancı hekim çalıştırılması ve sağlık serbest bölgelerinin kurulmasıyla ilgili düzenlemelerin de eleştiril-diği raporda “Yabancı hekimlerin hangi koşullarda, hangi bölgelerde çalıştırılacağı, niteliğinin ne olacağı ise belirsizliğini korumaktadır. Ayrıca, 663 sayılı KHK ile getirilen sağlık serbest bölgeleri uygulaması ile birlikte değerlendirildiğinde, yabancı hekim çalıştırılmasına izin verilmesinin amacının geniş halk kitlelerine sağlık hizmeti sunmak olmadığı, yabancı sermayenin ucuz iş gücü ihtiyacının karşılanmasına yönelik bir amaç olduğu görülmektedir. Bu nedenle, halk sağlığı yönünden ülkemiz sağlık sistemine hiçbir katkısı olmayan, aksine uyum sorunları nedeniyle halk sağlığını tehdit eder nitelikte olan yabancı hekim istihdamının çalışma koşulları ve niteliğinin de kanunla düzenlenmemiş olması nedeniyle söz konusu düzenleme, Anayasa’nın 2., 17. ve 56. Maddesine aykırıdır. Ayrıca, halk sağlığını, sağlık hakkını ve dolayısıyla temel haklardan olan yaşam hakkını ilgilendiren bir konunun KHK ile düzenlenmesi Anayasa’nın 91.maddesine de ayrıca aykırıdır” ifadeleri kullanıldı.
Raporda, “Sözleşmeli Aile Hekimlerine Uzmanlık Yetkisi Verilmesi”, “Klinik Şef ve Şef Yardımcılarının Eğitim Yetkisi ve Unvanının Kaldırılması” da eleştirildi. (Kocatepe)

Bakmadan Geçme