“Suriye’de yaşamak azap oldu” – Kocatepe Gazetesi
Suriye’de yaşanan iç savaştan kaçan anne ve oğul, Afyonkarahisar’da yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor. 75 yaşındaki Türk asıllı Meral Suggar, “Suriye’de yaşamak azap oldu” dedi. Suggar, Türkiye’de üniversite kazanan torununun da çifte vatandaşlık nedeniyle hiçbir sosyal haktan yararlanamadığını söyledi. 41 yaşındaki Mehmet Basil Suggar ise “Şam’da işadamıydım. Çeteler saldırdı, malım mülküm yandı” diye konuştu Suriye’de yaklaşık 1 [&hellip]
Suriye’de yaşanan iç savaştan kaçan anne ve oğul, Afyonkarahisar’da yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor. 75 yaşındaki Türk asıllı Meral Suggar, “Suriye’de yaşamak azap oldu” dedi. Suggar, Türkiye’de üniversite kazanan torununun da çifte vatandaşlık nedeniyle hiçbir sosyal haktan yararlanamadığını söyledi. 41 yaşındaki Mehmet Basil Suggar ise “Şam’da işadamıydım. Çeteler saldırdı, malım mülküm yandı” diye konuştu
Suriye’de yaklaşık 1 buçuk yıldır yaşanan iç savaş, ülkede yaşayanların başta Türkiye olmak üzere çevre ülkelere göç etmesine neden oldu. Türkiye’ye göç eden Suriye vatandaşı ailelerden biri de Afyonkarahisar’da yaşıyor.
42 YIL SURİYE’DE KALDI
Aslen Antalyalı olan ve Suriye’ye gelin gidip 42 yıl başkent Şam’da yaşayan 75 yaşındaki Meral Suggar, son 1 buçuk yılda yaşadıklarını “azap” olarak nitelendirdi. Suggar, “Son bir buçuk yılda bir azap oldu Suriye’de yaşamak. Benim buraya gelen oğlum kurşunlar altında eşini ve çocuğunu aldı, bir taksi ile anlaştı. Küçük çocukları olduğu için yakayı kurtarmışlar. Türk sınırına gelince Türk Polisi, ‘Kardeşim, gel benim evimde misafir ol’ demiş. Şimdi Suriye’de olaylar acımasız biçimde devam ediyor. Ülkemize sığınan 100 bini geçmiş kişiler var. İnsanlar maalesef orada aynı acıyı çekiyorlar. Şam’da insanların evleri yıkıldı, parklarda yatıyor. Bir kişinin evinde 15-20 kişi yaşıyorlar. Şam’ın banliyöleri bombalandı. Banlyölerinde oturan kişiler merkezde toplandı. Bu biraz etnik çatışmaya doğru gidiyor” dedi.
HÜKÜMET NE DERSE O OLUYOR
‘Arap Baharı’ adı verilen ve Ortadoğu’daki birçok yöneticiyi koltuğundan eden değişimin Suriye’den başladığını vurgulayan Suggar, ” Arap Baharı denilen olay bir buçuk sene evvel Şam’da başladı, Suriye’de başladı. 42 senedir, başta bulunanlar silah yönünden, asker yönünden, istihbarat yönünden hep güçlü tuttular. Halk sessiz sedasız yaşıyordu. Hükümet yoğurda ‘siyah’ derse halk da ‘siyah’ demek zorunda. Halk bunu yıllarca içine çekti. 80’li yıllarda Esad’ın babası da muazzam bir katliam yaptı. Oğulu ayaklanmayı acı bir şekilde bastırmaya başladı. Benim buradaki oğlumun gayet rahat bir işi vardı. Ama ekonomik durum birden sıfırlandı” diye konuştu.
AMERİKA SESSİZ KALDI
Suriye’nin ekonomik olarak zengin kaynaklara sahip olmadığının altını çizen Suggar, Amerika Birleşik Devletleri’nin de bu nedenle duyarsız yaklaştığını savundu. Suggar, “Amerika tarafından desteklenseydi de desteklenmeseydi de Suriye’de bu olacaktı. Bir cephe var burada. Rusya-Çin-İran, Suriye tarafında. Amerika bunu ciddiye alıyor zannederim. Libya’da neden hemen orduyu çıkardılar? Libya’nın zengin kaynakları var. Suriye’nin bir şeyi yok. Oraya müdahale etseler de olur, etmeseler de olur. Orada ölen insanlara aldırış ettikleri yok. Bu cephelenme nedeniyle Amerika sessiz kaldı” ifadelerini kullandı.
2004’TEN SONRA TÜRKLERE SEVGİ VARDI
Suriye’ye gitme hikayesini de anlatan Meral Suggar, “Suriye’ye gidişim evlenme nedeniyle. Ecdadımız 400 sene orada olduğu için din evlilikleri olur. Ben Antalyalı, Karacaoğulları ailesindenim. Eşim Suriyeli idi. Ben Suriye’ye gittim. Çocuklarımı da orada büyüttüm. Şimdi hepsi inanın Osmanlı’yı arıyor. Osmanlı, girdiği her yerde insanı insan olduğu için sevdi. 2004 yılından sonra Türkler o kadar kıymetliydi ki Türk turistlerden para alınmıyordu. Türklere büyük bir sevgi vardı. Halk hâlâ Türklere saygıyla yaklaşıyor” dedi.
TORUNU ÇİFTE VATANDAŞ, AMA…
Suriye’de yaşamalarına rağmen Türk kimliklerini koruduklarını kaydeden Meral Suggar, Türkiye’nin çifte vatandaşlara yaklaşım tarzını eleştirdi. Suggar, şöyle konuştu:
“Torunum Ahmet Abdülselam, Ankara’da Gazi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Fakültesi’ni kazandı. Çifte vatandaş, hem Türk hem Suriyeli. Çifte vatandaş olmasından dolayı ne yurt, ne de burs imkanından yararlanıyor. Suriye vatandaşlarının buradaki eğitimi için ayrıca her kişi başına burs verilirken benim torunuma ‘Sen çifte vatandaşsın’ deyip hiçbir hak tanımıyorlar. Torunum, otobüslerdeki öğrenci indiriminden bile yararlanamıyor.”
İŞADAMIYDI, İŞ ARADI
41 yaşındaki Mehmet Basil Suggar ise iş sahibiyken iş arar duruma düşmüş. Suggar, Suriye’de zor günler yaşadığını belirterek “Ben işadamıydım, orada çalışıyordum. Ticaretle uğraşıyordum. Bütün ticaretim Türkiye ile ilgiliydi. Neydim değil, ne olacağım demeli insan. Malım mülküm yandı. Saldırı oldu. Çeteler saldırdı, ben zarar gördüm. Ben o veya bu tarafta değildim. Öldürmeye karşıydım. Mahallemizde saldırı oldu. Kurşunların altından kurtulduk. Başka mahalleye göçtük, eşyalarımızı toparladık. Her şeyimi orada bıraktım. Türk vatandaşlığımız var. Suriye göçmenlere Allah rızası için yardım etsin. Varlık aileler bile arıyorlar ‘Oğulumuzu çöpçü olarak çalıştırın’ diyorlar” diye konuştu.
Mehmet Basil Suggar, bir vesile ile Afyonkarahisarlı işadamı İbrahim Alimoğlu ile tanıştığını, Alimoğlu’nun daveti üzerine, Afyonkarahisar’daki Alimoğlu Mermer şirketinde çalışmaya başladığını sözlerine ekledi. (Kocatepe)
Suggar soyadı nereden geliyor?
Meral Suggar, “suggar” kelimesinin Türkçe karşılığının “şeker” olduğunu belirtti. Suggar, soyadının hikayesini şöyle anlattı:
“Eşimin büyük dedeleri ticaretle uğraşırmış. Keseler içinde altın getirip götürürlermiş. Eşleri sorunca da ‘Bu keselerde bir şey yok, bildiğiniz şeker var’ derlermiş. Bu cevap yayılınca eşimin dedelerine ‘suggar’ demeye başlamışlar.”
Afyon harekete geçmeli
Yaklaşık 2 aydır Afyonkarahisar’da yaşayan Meral Suggar, Afyon’un tarihsel değerinin kıymetinin bilinmediğini söyledi. Suggar, “Afyon için tarihin başladığı bir şehirdir. Tarih yönünden çok kuvvetlidir. Kocatepe vardır. Dumlupınar buraya yakındır. Tarihimizde çok önemli bir yeri vardır. Hayalimdeki tarihi kıymeti bilinmemiş gibi geldi. Afyon’da çok beğendim bir şey var: O da göç almaması. Kim karşıma çıksa Afyonlu. Ben Antalyalıyım, bir apartmanda bir tek ben Antalyalıydım. Afyon’un sağlık turizmi çok önemli. Sandıklı’nın çamuru, sıcak suyu hakkıyla değerlendirilirse özellikle otellerimiz müşterilerine dikkat ederse sağlık turizmi yönünden çok kazançlı çıkar Afyon. Bunda bütün Afyon’un imkanları olan kişiler, bilirkişileri çalışmalı. Bir şeyler yapmalı. Afyonkarahisar’ı sağlık turizmi bakımından güçlendirmeli. Elimden gelse ben tek başıma gayret ederim” ifadelerini kullandı.