Sulak alanları koruyoruz – Kocatepe Gazetesi

Orman ve Su İşleri Bakanı hemşehrimiz Veysel Eroğlu, 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü dolayısıyla bir mesaj yayınladı. Eroğlu, sulak alanları etkin şekilde koruyup geliştirdiklerini söyledi Sulak alan ekosistemlerinin yağmur ormanlarından sonra biyolojik olarak en üretken ekosistemler olduğuna dikkati çeken Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, gerek ekolojik dengenin sağlanmasında, gerekse biyolojik [&hellip]

Sulak alanları koruyoruz

Orman ve Su İşleri Bakanı hemşehrimiz Veysel Eroğlu, 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü dolayısıyla bir mesaj yayınladı. Eroğlu, sulak alanları etkin şekilde koruyup geliştirdiklerini söyledi

Sulak alan ekosistemlerinin yağmur ormanlarından sonra biyolojik olarak en üretken ekosistemler olduğuna dikkati çeken Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, gerek ekolojik dengenin sağlanmasında, gerekse biyolojik çeşitliliğin korunmasında büyük önem taşımalarının yanı sıra yöre ve ülke ekonomisine çok büyük katkıları olduğunu ifade etti. Eroğlu suyu depolama, balık, suda yaşayan diğer canlılar ve saz gibi su ürünlerini barındırma, sel ve taşkınları önleme, havzadaki su rejimini düzenleme, azot fosfor gibi besin tuzlarını alıkoyarak filtre görevi görmeleri sebebiyle büyük önem haiz sulak alanların sürdürülebilir şekilde korunması gerektiğini söyledi.
SU FAKİRİ DE DEĞİLİZ, ZENGİNİ DE
Prof. Dr. Veysel Eroğlu’nun sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Türkiye yarı kurak iklim kuşağında yer almakta olup, su zengini bir ülke değildir. Bununla birlikte su fakiri de değildir. Ancak, su kaynaklarımızı ve sulak alanlarımızı akıllı yönetmek ve verimli kullanmak mecburiyetindeyiz. Bu bakımdan, sulak alanların korunması ve gelecek kuşaklara en sağlıklı şekliyle iletilebilmesi ve önemli mirasa sahip çıkılması, en mühim sorumluluklarımızdan birisidir. 1994 yılında Ramsar Sözleşmesine üye olan ülkemiz, bugüne kadar 14 sulak alanı Ramsar Listesine ekletmiştir. (Kayseri- Sultan Sazlığı, Kırşehir-Seyfe Gölü, Burdur Gölü, Balıkesir-Manyas (Kuş) Gölü ve Mersin-Göksu Deltası, Adana-Akyatan Lagünü, Samsun-Kızılırmak Deltası, Bursa-Uluabat Gölü, İzmir-Gediz Deltası, Adana Yumurtalık Lagünü, Konya-Meke Gölü, Konya-Kızören Obruğu, Kars-Kuyucuk Gölü, Bitlis-Nemrut Kalderası). Türkiye, Ramsar Sözleşmesi ile sınırları içerisindeki bütün sulak alanları korumayı, geliştirmeyi ve sürdürülebilir olarak kullanmayı uluslararası düzeyde taahhüt etmiştir. Bazı çevreler ülkemizdeki sulak alanların kuruduğunu iddia ederek, çeşitli raporlar yayınlamaktadır. Bu raporların hiçbir bilimsel dayanağı yoktur. Sulak alanlarla alakalı olarak en güncel, güvenilir ve ilmi bilgiler Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nda mevcuttur. Bakanlığımız dışındaki çevreler tarafından sulak alanlarla alakalı olarak kamuoyu ile paylaşılan bilgiler gerçeği yansıtmamaktadır.
Son yıllarda etkisini daha fazla hissettiğimiz iklim değişikliğinden sulak alanlar da menfi yönde etkilenmiştir. Bunun önüne geçmek ve sulak alanlarımızı koruyup geliştirmek için Bakanlık olarak birçok proje yürütmekteyiz. Bu çerçevede Konya-Akgöl, Ereğli Sazlıkları, Beyşehir Gölü, Kırşehir-Seyfe Gölü, Kayseri-Sultansazlığı, Antalya- Avlan Gölü, Bursa-Uluabat Gölü, Balıkesir-Manyas Gölü, Aydın-Bafa Gölü, Afyonkarahisar-Karakuyu Sazlıkları Bakanlığımız tarafından yapılan çalışmalar neticesinde eski güzel günlerine kavuşmuştur.”
GEREKEN HASSASİYET
GÖSTERİLMELİ
Sulak alanların korunması konusunda gereken hassasiyetin gösterilmesi gerektiğinin önemle altını çizen Bakan Eroğlu, “Değişen iklim şartlarının en çok etkilediği göller ve sulak lanlarımızdaki su dengesini korumak üzere, Bakanlığımızda bir ihtisas grubu kurulmuş olup, “Göl ve Sulak Alanların Korunması Strateji ve Eylem Planı” hazırlama çalışmalarımız devam etmektedir. Bakanlığımız; su ve toprak kaynaklarının “Sürdürülebilir Kalkınma” ilkeleri çerçevesinde, ülkemizin içinde bulunduğu şartlar ve eldeki imkânlar dâhilinde geliştirilmesi ve akılcı yönetilmesi yolunda büyük çaba göstermektedir. Netice itibarıyla; günümüzde tabii kaynakların sürdürülebilir gelişmesi, bu kaynaklara yönelik ihtiyaçların belirlenmesi ve plânlanması, rasyonel su kullanımı, gözlem, etkin kollama ve koruma için gerekli şartların sağlanarak entegre bir yaklaşımla geliştirilmesi ve yönetilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu yaklaşım doğrultusunda su ve toprak kaynaklarının çeşitli maksatlara yönelik kullanımlarında teknoloji, ekonomi ve çevre konularında bir dengenin kurulması gerekmektedir. Bakanlığımız, bu yönleriyle konunun bilincinde olup, kanunlarla kendisine verilmiş olan görev ve yetkiler çerçevesinde üzerine düşeni ülkemiz gerçeklerine en uygun biçimde yerine getirmeye çalışmaktadır. Tabii kaynakların korunması ve gelecek nesillere en iyi şartlarda aktarılması hususunda Bakanlığımızın yeterli düzeyde hassasiyet ve sorumluluk duygusuna sahip olduğunun bilinmesinde fayda vardır. Bu çerçevede, suyumuzun korunması ve gelecek nesillere sağlıklı bir şekilde aktarılması için 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü vesilesiyle bir kez daha her kesimden sulak alanların korunması konusunda en yüksek hassasiyeti göstermelerini bekliyoruz.” dedi. (Kocatepe Haber Merkezi)

Bakmadan Geçme