Süer, “Faydalı olursak ne mutlu bize”

Afyonkarahisar’da yapılan seminere eğitmen olarak gelen Coşkun Süer, seminerin faydalı geçeceğine inandığını söyledi.

Beden Eğitimi Spor Yüksek Okulu anfi salonunda yapılan seminerde antrenörlere deneyimlerini anlatan Coşkun Süer, çeşitli illerde yapılan seminerlerde de görev aldığını belirterek, “İnşallah antrenörlerimiz bu seminerlerden faydalanıp kendilerini geliştirirler” dedi. Süer, şöyle konuştu; “Burada çok değişik kulüp mezunları var. 5-6 değişik tipte antrenör var. Bu dersler genel derslerdir. Kimisine ağır kimisine de kolay gelebilir. Ama biz normalde yaptığımız planda programda Türkiye Futbol Federasyonu’nun neler yaptığını, projelerini anlatıyoruz. Daha sonra dünya futbolundaki en son gelişmeleri sunuyoruz. Çocukların gelişimini, iyi bir antrenör nasıl olmalı, iletişim nasıl kurulmalı, son olarak da günlük haftalık antrenmanlar nasıl yapılıyor, bu gibi konular hakkında bilgiler veriyoruz. Faydalı olursak ne mutlu bize.”
Alt yapı çok önemli
Süer, konuşmasına şöyle devam etti; “Türk futbolunun geleceği 13-14-15 ve 16 yaş gruplarına yönelik yapılacak olan eğitime bağlıdır. Bizler maalesef A takımdan gelen 17 yaşındaki oyuncuyu tekrar buradan 14-15 yaş üyesi yapıyor ve maçlara çıkartıyoruz. Zaman kaybı oluyor. Onun için bunların üzerinde duruyoruz. A takımdaki antrenörün görevi sadece taşları yerine oturtmaktır ama eğitim yapamazsınız. Oysa aşağıda işler daha zor ve karmaşıktır. 12-13 yaş grubunda ne eğitimi yapılacak, 14-15-16 yaş grubuna ne eğitimi yapılacak. 16 yaşında İngiltere’de futbolcu oynuyor. 17 yaşında Premier lig’de futbolcu oynuyor. Bizim amacımız 17 yaşında biz de Süper Lig’de oyuncu oynatmak istiyoruz.”
“Baskı çocukları köreltir”
Coşkun Süer, çocuk gelişiminde ailenin önemine dikkat çekerek “Aile baskısı çocukların gelişimini olumsuz yönde etkiler” dedi. Süer, “Ailelerden beklentimiz, çocuklarına çok fazla futbolcu olması için baskı yapmasınlar. Çocuğunu getirsin denesin, yetenekli değilse çocuğu zorlamasın psikolojisini de bozmasın. Yani çocuk futbol dalında fazla yetenekli değilse onu oradan koparsın. Bu sefer çocuk derslerini bırakıyor, hayattan kopuyor, çocuğun bütün hayatı allak bullak oluyor. Ben ailelerden çocuklarını arzu ettiği spor dalına yönlendirmelerini tavsiye ediyorum. Çocuk arzu ettiği yerde kendisini geliştirsin. ”