• Haberler
  • Gündem
  • 'Söylenenle yapılanlar birbirini tutmuyor' – Kocatepe Gazetesi

'Söylenenle yapılanlar birbirini tutmuyor' – Kocatepe Gazetesi

Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Afyonkarahisar Milletvekili Gültekin Uysal, gündemi değerlendirmek üzere basın mensuplarıyla bir araya geldi. Çakmak Termal Otel'de gerçekleşen toplantıya DP Genel Başkanı Afyonkarahisar Milletvekili Gültekin Uysal, Meclis Başdanışmanı Yalçın Taze, DP İl Başkanı Gürcan Şensoy, Merkez İlçe Başkanı Bekir Döner, il ve ilçe yönetim kurulu üyeleri ile çok sayıda basın mensubu katıldı. [&hellip]

Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Afyonkarahisar Milletvekili Gültekin Uysal, gündemi değerlendirmek üzere basın mensuplarıyla bir araya geldi. Çakmak Termal Otel’de gerçekleşen toplantıya DP Genel Başkanı Afyonkarahisar Milletvekili Gültekin Uysal, Meclis Başdanışmanı Yalçın Taze, DP İl Başkanı Gürcan Şensoy, Merkez İlçe Başkanı Bekir Döner, il ve ilçe yönetim kurulu üyeleri ile çok sayıda basın mensubu katıldı. Toplantıda ulusal gündemi değerlendiren Uysal, Afyonkarahisar’da yaptığı ve yapacağı ziyaretleri aktardı. Belediye Başkanlığı seçimlerinde ittifak olup olmayacağı sorusuna cevap veren Uysal, “DP olarak TBMM’deki sayısal olarak grubumuz olmamakla beraber sözümüzü yükseltebilmek adına bu süreci de değerlendireceğiz. Olumlu bir gelişme olduğu takdirde bunları da paylaşırız. Karşılıklı bir olumlu fikir, en azından biz bunu beyan ediyoruz. Önümüzdeki süreçte Genel Başkanları da ziyaretlerim var. Zaman zaman bir araya geliyoruz. Bir kısım değerlendirmelerde bulunduk. Önümüzdeki süreçte daha görüşmelerimiz olacak.” cevabını verdi.
“GERÇEK MESELELER GÖZDEN KAÇIRILMAK İSTENDİ”
DP Genel Başkanı Gültekin Uysal sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yaz döneminin akabinde TBMM 1 Ekim tarihi itibariyle açıldı. Biz de hem yerel kimliklerimizle hem de genel sorumluluklarımızla beraber milletin meşru kürsülerinden milletin meselelerini milletin önceliklerini konuşmak adına bir mücadele içerisinde bulunuyoruz. 24 Haziran seçimleri, 16 Nisan referandumundan itibaren başlayarak doğurduğu resmi hükümler itibariyle Türk siyasetinde önemli değişikliklere, siyasetin yapılış, siyasi rekabetin mahiyeti bütün bu süreçleri etkileyen önemli değişikliklere de sebep olmuştur. Haziran seçimlerinde de Türkiye’nin çok uzun süredir gerçek gündemini konuşmadığı, vatandaş çiftçisinden, memurundan, esnafına sosyal kesimlerin meselelerinin milletin kürsülerinden konuşulmadığı daha çok kolay siyaset dediğimiz değerler üzerinden kutuplaştırarak deyim yerindeyse bu gerçek meseleler gözden kaçırılmak bilinçli bir şekilde istenildi. Ama inandığımız siyasi değerler idealler DP olarak geçmişten bugüne taşıdığımız misyon itibariyle her daim yönü millete dönük milletin dışında güç aramamış, milletten başka yerde çözüm aramamış bir hareket olarak yine millet dedik, yine millete gidiyoruz dedik. 24 Haziran seçimlerinde de çerçevesini çizmeye çalıştığım iki kutuplu bir Türkiye’den daha ziyade hakikatin rengi gridir diyerek toplumun demokratik nefes alanlarını genişletmek adına, iki kutupluluğa mahkum etmemek adına millet ittifakı içerisinde özellikle İYİ Parti Genel Başkanı Cumhurbaşkanı adayı olan Sayın Meral Akşener’in aslında Türkiye’ye derinden bir nefes aldırma imkanını milletimizin önüne kuvvetli bir alternatif olarak koyma niyetiyle bir mücadele verdik.” dedi.
“YARDIMLAR TOPLUMU İKİYE BÖLDÜ”
Ülkede iki sosyo-ekonomik topluluğun rekabet içinde olduğunu söyleyen Uysal, “Demografik fırsat penceresi olarak değerlendirdiğimiz çalışan aktif nüfusun çalışmayan nüfusa oranının yüzdesi itibariyle daha fazla olduğu 2000 ile 2038 yıllarını göz önüne aldığımızda Türkiye bugün sosyal yardım adı altında maalesef isteyerek ve bilerek hiçbir devlet ve hiçbir hükümet yoktur ki kendi vatandaşını çalışmamaya teşvik etsin. Maalesef bugün bu ülkede iki sosyo-ekonomik zümrenin rekabeti olduğunu görüyoruz. Bir tarafta alın teri ile ödediği vergilerle asgari ücretle çalışan vatandaşımızdan, istihdam yaratan müteşebbislerimize, sanayicilerimize varıncaya kadar vergileriyle devleti finanse eden ama öbür tarafta Türkiye’deki bu çarpık düzen dolayısıyla ‘sosyal devlet hükmü suiistimal edilerek’ Türkiye’de sosyal yardımları kalıcı bir gelir kapısı haline getirerek insanlarımızı yoksulluğa mahkûm etmişlerdir. İnsanlarımızın siyasal sadakatlerini satın alma yoluna giderek Türkiye de çarpık bir yapısal düzenin oluşturulmasına 15 yıllık iktidarın politikaları da zaten zemin hazırlamıştır.” diye konuştu.
“YERELDE DE SORUMLULUĞUMUZ VAR”
Yerelde yaptığı ve ziyaretler hakkında bilgi veren Uysal, “Bu noktada DP olarak yerel sorumluluğumuz itibariyle medya aracılığıyla yeni açılan yasama dönemi vesilesiyle bir araya gelmek, yerelde köyünden kasabasına, ilçesine, il merkezine vatandaşlarımızın dertleriyle bu mesuliyetimizi yerine getirmek adına geçtiğimiz Cuma gününden itibaren Sinanpaşa ilçemizde hem parti teşkilatımızı ziyaret ettik hem de çeşitli sivil toplum örgütlerini ve Kaymakamımızı ziyaret ettik. Akabinde Afyonumuz da 2. Küçük Sanayi Sitesi yönetimini ve esnafı ziyaret ettik. Sanatkârlarımızla bir araya geldik. Meseleleri yerinde görme imkânı bulduk. Bugün de (dün) basın mensuplarımızla beraber olduk. İlimizde Emniyet Müdürü, İl Jandarma Komutanı değişikliği dolayısıyla hem nezaket ziyaretlerinde bulunacağız. Türk-İş Temsilciliğinde sendika temsilcileriyle bir araya geleceğiz. İnşallah çok periyodik bir şekilde Genel Başkan sorumluluğumuz olmasına rağmen yerelde kendi memleketimizin temsilcisi olarak TBMM’deki sorumluluğumuzu azami düzeyde yerine getirebilmek adına tüm kamusal paydaşlarla tüm siyasi paydaşlarla ama özellikle değerli basın mensuplarımızla önümüzdeki süreçte uzun süredir siyasi süreçte bulunan bir insan olarak her daim olumlu karşılıklı paylaşımlar yapmayı üslup ve anlayış olarak benimsemiş bir kişi olarak bundan sonraki süreçte aynı iyi niyet çerçevesinde bu karşılıklı sorumluluklarımızı yerine getireceğimizi ifade ediyorum.” ifadesine yer verdi.
“OLUMLU BİR GELİŞME
OLURSA PAYLAŞIRIZ”
Belediye Başkanlığı seçimlerinde ittifak olup olmayacağı yönündeki soruya cevap veren Uysal, “Her siyasi partinin bir varlık sebebi vardır. Bir siyasi partinin varlık sebebi de seçime hazırlanıp girmektir. Elbette DP olarak biz de 16 Nisan referandumu ile Türkiye’de değişen şartlar gereğince mücadele yüzde 50 bandında bir birlikteliği gerektiriyor. Seçim öncesinde çizdiğim siyasi çerçeve içinde yine duruyoruz. Toplumsal muhalefetin meşru alanını genişletmeye ihtiyacı var. Bu sadece siyasal paydaşlar itibari ile değil ama sivil, siyasisi, iktisadi tüm unsurları ile buna büyük bir ihtiyacımız var. AK Parti kendisi için ittifak yapmayı bir hak, kendisinin dışında siyasi unsurlar için siyaseti enfekte ederek özellikle CHP üzerinden siyaset dizayn etme tercihini ortaya koyuyor. Üzülerek ifade edeyim başta CHP ve diğer siyasi partiler zaman zaman iktidarın bu stratejisine, bu değirmenine su taşıdığını da görüyoruz. Bu açıdan oturulmuş konuşulmuş somut bir durum olmamakla beraber makul bir zaman dilimi var ama biz DP olarak gücümüz, kudretimiz yettiği oranda seçim çevrelerinde aday göstermek noktasında seçimden itibaren bu çalışmalarımızı bir yanda teşkilatlarımızda yeniden yapılanma ihtiyacımız var. DP olarak TBMM’deki sayısal olarak grubumuz olmamakla beraber sözümüzü yükseltebilmek adına bu süreci de değerlendireceğiz. Olumlu bir gelişme olduğu takdirde bunları da paylaşırız. Karşılıklı bir olumlu fikir, en azından biz bunu beyan ediyoruz. Önümüzdeki süreçte Genel Başkanları da ziyaretlerim var. Zaman zaman bir araya geliyoruz. Bir kısım değerlendirmelerde bulunduk. Önümüzdeki süreçte daha görüşmelerimiz olacak.” ifadesine yer verdi.
“SUÇU VARSA NİYE
SERBEST BIRAKTINIZ, EĞER SUÇU
YOKSA NİYE YARGILADINIZ?”
Amerikalı Rahip Andrew Brunson’ın serbest bırakılması ile ilgili sorulan soruya cevap veren Uysal, “Çok manidar buluyorum öncelikle. Ortaya bir irade koyuyorsanız onun arkasına gerektiği gücü koymanız lazım. Sayın Cumhurbaşkanımız, AK Parti Genel Başkanı ısrarla ben olduğum müddetçe bu ajanın, ajan rahibin, ajan papazın, serbest bırakılmayacağını ifade etti. Eğer FETÖ ile, PKK ile iş birliği içerisinde bir ajan ise bu ajanlığın karşılığı 3 yılı aşan bir ceza ile mi karşılık bulmaktır. Eğer bu suça tekabül ediyorsa, suçu varsa niye serbest bıraktınız. Eğer suçu yoksa niye yargıladınız. Bütün bu sorular hepimizin zihninde. ABD Başkanı’nın zaten ısrarla siyasi iradenin Türkiye’de yargının bağımsız olmasını ifade etmesine rağmen yargıdan daha ziyade Sayın Cumhurbaşkanı’na teşekkür ediyor olması da arka kapılarda bir takım görüşmelerin olduğu ortada. Üzüldüğüm yanı şudur, maalesef sorumsuz beyanlarla Türkiye’de kuvvetler ayrılığı vardır diyorsunuz. Ama altını kendi sözlerinizle boşaltıyorsunuz. Buna da yurt dışında bir takım devletlerin ve devlet başkanlarının inanmasını bekliyorsunuz.” dedi.

Bakmadan Geçme