Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Burcu Aydın

Söylemler kalıcı eylemlere dönüşmeli – Kocatepe Gazetesi

Burcu Aydın 18 Şubat 2015 Çarşamba 02:00:00
  Birey ve insan olma gereklerinden biri de içinde yaşadığınız çevre, ülke ve hatta dünya da insanlığa karşı yapılanlara kayıtsız kalmamaktır.
Karşı olmak lazım olup bitene. Ama tamamen insani refleksler ve ortak yararlar noktasında zararları bertaraf etmek için. Daha sağlıklı nesillerin yetişmesi için. Bugün ona olana kayıtsız kalırsam yarın benzeri ve daha kötüsü başıma gelirse halim ne olacak?
Özgecan Aslan cinayeti bir dönüm noktası. Ama ilk olmadığı gibi korkarım son da olmayacak. Ruhaniyet ve zihniyet aynı oldukça uygun adım marş yerimizde sayacağız. Olay vahşet, insanlık suçu. Bunun aksini inkar etmek, vahşeti gerçekleştiren yaratıklarla aynı kategoride olma anlamına geliyor.
Bu tür olayları, durumları malzeme yapmamak lazım. Olup bitene ideolojik, dinsel etiketler yapıştırmamakta akli selimin gereğidir. Politik malzeme yapmaktan özenle kaçınmak gerek. Acının, vahşetin felaketin siyaseti olmaz. Bunların tarihsel süreçte benzer ve farklı örnekleri yaşandı. Tarihsel olarak emin olmamakla birlikte, aklımda kalanlardan kesitler var hafızamda. Manşet haber olmuştu, İstanbul’a kongreye gelen Fransız kadın doktoru ücreti tartıştığı taksici ormanlık alanda bırakmış, iki kişi tarafından tecavüz edilmişti. Mağdur Fransız Konsolosluğuna sığınmıştı.
İtalyan sanatçı Pippa Bacca, otostopla yaptığı yolculukla insanların güvenilir olduğunu göstermek isteği ile çıktığı yolda “Barış Gelini” projesi için çıktığı seyahatte Gebze’de tecavüz edildikten sonra öldürülmüştü. 2008 yılında vuku bulan vahşet sonrası dönemin Başbakanı R. Tayyip Erdoğan, “Buna hangi kelimeyi seçeceğimi bilemiyorum. Yani buna alçakça mı dersiniz, canice mi dersiniz, hunharca mı dersiniz, vahşet mi dersiniz. Seçilebilecek kelimelerin bu noktada en üst tonda olanı neyse onunla değerlendirilecek bir hadise. Maalesef buna seçilecek kelime noktasında acze düşüyorum.” ifadelerini kullanmıştı.
2004 yılında İstanbul Kadıköy’de bürosundan çıkıp evine giden avukat A.Ç.A’yı otomobiliyle birlikte kaçırıp Şile yolu üzerindeki ormanlık arazide üç kişi tarafından tecavüz edilmişti. Yakın tarihte Afyonkarahisar’da bir din görevlisi yolda aracına aldığı genç kıza tecavüz ettikten sonra görevini icra etmek üzere camiiye gitmişti. Yakalandıktan sonra verdiği ifade de “görevimin ağırlığı” nedeniyle bunu yaptığını söylemişti.
Kime ve nasıl yapıldığı değil yapılmaması gerektiğidir asıl olan. Kendi canımız ve namusumuza dokunulmadığı müddetçe görmezden gelmek o vahşeti, cinayeti ve tecavüzü gerçekleştirmekle eş değer suçtur. Suça ortak olmaktır, yardım, yataklık etmektir.
Su yüzüne çıkan her türlü şiddet ve vahşet, cinsel saldırıların mağdurlarına ve faillerine her devirde, her kültürde, her siyasi görüşte rastlamak mümkün. Yani şucu, bucu olmak değil asıl olan. Ortak payda insan olabilme becerisini kazanmakta. Defalarca konuştuk, yazdık doğmakla insan, cinsiyetle adam olunmuyor. Bu hasletleri kazanmak ve sürdürebilmek her yiğidin harcı değil.
Namuslu, namussuz olmak, dinsiz, dindar olmak, kadın, erkek, genç, çocuk, eğitimli, eğitimsiz, kentli köylü olmak özellikleri artırarak sıralamak mümkün. Her kim ve ne olursa olsun kimse saldırıyı, şiddeti, tecavüzü hak etmez. Tüm bunlar ne ödül, ne ceza, ne de fantazidir. “O saatte orada ne işi vardı. Daracık kısacak giyinmeyiverseydi.” Bilinen ve yenileri eklenebilecek yargıları çoğaltmakta mümkün.
Artık dünya genelinde öyle yaptırımlar gerekiyor ki, bırakın eyleme dönüştürmeyi eğilimi olanlar bile bunları zihinlerinden geçiremesinler. Bu mümkün mü? Mümkün olmalı. Olayın sıcaklığı ile anlık verilen tepkiler hava kalmamalı. Sağduyu ve insanlık saman alevi olmasın. Söylemler kalıcı eyleme dönüşmeli.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER