Sosyolojik incelemeler topluma yön verecek
Sosyolog Aile Danışmanı Göktuğ Hizmetler Grubunun Sahibi Afyonkarahisar Sosyolojik Eğitim ve Araştırma Merkezi Kurucu Başkanı Müjgan Gölcük Yağcı, Çocuklarda Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Tanı ve Tedavi Merkezi ile ilgili çalışmalarda bulunduklarını söyledi. Bu çalışmayı da kendi bünyelerinde yaptıklarını ifade eden Yağcı, Afyonkarahisar’da Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı prosedürü doğrultusunda gereken eğitimi tamamlamış ilk Aile Danışmanı olma özelliğine [&hellip]
Sosyolog Aile Danışmanı Göktuğ Hizmetler Grubunun Sahibi Afyonkarahisar Sosyolojik Eğitim ve Araştırma Merkezi Kurucu Başkanı Müjgan Gölcük Yağcı, Çocuklarda Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Tanı ve Tedavi Merkezi ile ilgili çalışmalarda bulunduklarını söyledi. Bu çalışmayı da kendi bünyelerinde yaptıklarını ifade eden Yağcı, Afyonkarahisar’da Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı prosedürü doğrultusunda gereken eğitimi tamamlamış ilk Aile Danışmanı olma özelliğine sahip.
Burcu Aydın: Afyonkarahisar’da ne zamandan beri Aile Danışmanı sıfatı ile hizmet veriyorsunuz? Aile Danışmanı sıfatınızla birlikte ne gibi hizmetler sunuyorsunuz?
Müjgan Gölcük Yağcı: 2013 Yılından beri Afyonkarahisar merkezde Aile Danışmanı olarak hizmet vermeye başladık. İşe başladığımız da şehirde tek Aile Danışmanı idik. Bir Sosyolog olarak aynı zamanda Afyonkarahisar Sosyolojik Eğitim ve Araştırma Merkezi Derneği Kurucu Başkanıyım. Derneğimiz 2011 yılının Eylül ayında kuruldu. Derneğimizin kuruluş amacı sosyolojik incelemeler yapıp topluma yön vermektir. Toplumda bir araştırma yaparak Afyonkarahisar’da neler yapılabileceğini, eğitim durumu, aile durumuna yönelik bir çok alanda araştırmalar yaparak verilerini atanmış ve seçilmiş yöneticilerle paylaşmayı hedefledik. Böylece toplumun her kesimine ihtiyaç duyulan sorun çözmeye yönelik yönlendirme hizmetini sunabileceğimizi düşünüyoruz.
Burcu Aydın: Afyonkarahisar Sosyolojik Eğitim ve Araştırma Merkezi Derneği hakkında neler söylersiniz?
Müjgan Gölcük Yağcı: Afyonkarahisar Sosyolojik Eğitim ve Araştırma Merkezi Derneği bir yardım derneği değil. Tamamen araştırmalar yaparak, bilimsel çalışmalar yaparak toplum hayatın şekillenmesi amacıyla kurulmuş bir dernektir. Bu çalışmaları yaparken toplumda eksik olan yerlerde eğitimler verilmesi de sözkonusu. Örneğin evlilikle ilgili bir araştırma yaptık. Bu araştırmada ki amacımız evliliklerde sorunlar var. Yapılan araştırma sonucu çıkan veriler ışığında topluma nasıl bir yön verilebilir? Toplumun artıları ve eksileri nelerdir? Bununla ilgili neler yaparsak faydalı olabilir. Yani sadece araştırmayı yaptık. Bu araştırmada bu şekilde oldu, bitti, gitti demek değil. Çözüm yolları ile birlikte ne yapabilirizi de araştırıyoruz. Alanında uzman insanlarla neler yapılabileceğini düşünüyoruz. Çünkü dernek bünyesinde; Doktor, avukat, eczacı v.d. gibi her meslek grubundan kişi bulunuyor. Sadece sosyologların oluşturduğu bir dernek değil. Derneğimiz farklı kompozisyonlarda olan tüm insanlara açık. Herkesi bekliyoruz. Amacımız Afyon’a birşey yapabilir miyiz? Ya da Afyon’da insanlardan artısı ve eksisi ile daha iyi verimi nasıl alabiliriz? Çünkü Afyon toplumuna ne verebilirseniz insanlar onu oluşturacaklar.
Burcu Aydın: Dernek çalışmalarında olaylara bakış açısı nedir?
Müjgan Gölcük Yağcı: Biz olaylara toplumsal olarak bakıyoruz. İnsanları bir bütün olarak görüyor ve değerlendiriyoruz. Toplumu geliştirmek için bir sosyolog gözü ile toplumu nasıl inceleyip, değerlendiririz üzerine çalışıyoruz. Tek başına araştırma yapmak değil bu araştırmalar ışığında faydalı olmak istiyoruz. Yapılan araştırmalarda kanayan yaralar varsa bunlara kendi alanlarında ki uzmanlarla yardımcı olabilmeyi öngörüyoruz.
Burcu Aydın: Afyonkarahisar Sosyolojik Eğitim ve Araştırma Merkezi Derneği araştırmalarına hangi konudan ve nereden başladı?
Müjgan Gölcük Yağcı: Araştırmalarımıza; Gençler, çocuklar, aileler üzerinde şeklinde sınırlandırmaya çalıştık. Çünkü Afyonkarahisar’da araştırma yapılması gereken bir çok konu var. Toplumda aileler, çocuklar ve gençler çok önemli. Ama herşey aile de bitiyor. Bu nedenle aileyi temel oluşturması için evlilik kurumundan başladık. İnsanların aile oluşturmak için evlenme ile ilgili düşünceleri nelerdir? Evlilik kurumuna farklı konularda bakış açıları nelerdir? Evlilik kurumuna nasıl bakıyorlar ve hangi düşünce ile evleniyorlar? Hangi düşünce ile bu evliliklerini devam ettiriyorlar veya ettiremiyorlar? Afyonkarahisar’da evlenmeyi düşünmede ki ağırlıklı algının ne olduğunu ortaya koymaya çalıştık. Evliliği idame ettimede ki ağırlıklı algı nedir?
Burcu Aydın: Yaptığınız araştırmalar ve gözlemleriniz sonucunda Afyonkarahisar’da yapılan evliliklere yönelik neler söylersiniz?
Müjgan Gölcük Yağcı: Kesinlikle evlilik kararı sevdim, oldu-bitti mantığı ile alınacak bir karar değildir. Kısa süreli evliliklerde oldu-bitti mantığı hakim. Özellikle bu işin içine girdiğimiz de boşanma oranlarının çok fazla olduğunu gördük. Geniş aileler, görücü usulü evliliğin fazla olması gibi faktörler var. Görücü usulünden kurtulup özgürce yapılan evliliklerde de durum çok değişmiyor. Afyonkarahisar toplumu kapalı bir toplum. Bunu kabul edelim. Ama bunun yanında çok güzel geleneklerini barındırabilen, güzel biçimde örfüne, adetine, kurallarına da uygun yaşamaya çalışan bir toplum. Siz bu topluma ne vermek isterseniz ikisini de uç noktada veremiyorsunuz. Toplumun kendisine göre çizdiği bir yol var ve o yoldan yürüyor. Amaç bu çizilen yolda hataları en aza indirgemek. Belki 20 yıl öncesinde eşler birbirini nikah masasında görüp evleniyorlardı. Ama teknolojinin hayatımıza girmesi ile herşey çok fazla değişti.
Burcu Aydın: Araştırma çalışmasında kaç kişi ile görüştünüz ve insanların evlenmekle ana amaçları nedir?
Müjgan Gölcük Yağcı: Afyonkarahisar merkezde 2 bine yakın kişi ile görüşüldü. Dinar, Bolvadin, Sandıklı, Emirdağ ilçelerimizde de araştırmalarımız oldu. Maalesef Emirdağ’da araştırma oluşturacak veri alamadık. Bolvadin’de de çok randımanlı olamamakla birlikte en somut veriyi Dinar’dan aldık. Dinar Belediye Başkanı Saffet Acar ve Belediye personeline araştırmalarımızda bize verdikleri katkı nedeniyle gerçekten çok teşekkür ediyoruz. Çünkü çok güzel sahip çıkıldı ve uygulamaya yönelik veriler ortaya çıktı. Bu konuda Dinar’da araştırılmalı diyerek bize her konuda destek oldular. Afyonkarahisar merkezde ise şöyle bir veri ortaya çıktı. İnsanlar mutlu olmak için evleniyorlar. İnsanlarımızın evliliğe bakış açıları bulunduğum ortamdan kurtulmalıyım, kendime yeni bir hayat kurmalıyım. Bu durum her iki cins için de geçerli. Kendime yeni bir hayat kurmalıyım da baktıkları zaman karşılarına ekonomik sebepler ortaya çıkıyor.
Müjgan Gölcük Yağcı: İnsanlar kadınlar ve erkekler yaptıkları şeylerden ve bulundukları ortamdan mutlu değiller. Hep daha iyisi ve farklısını aramak için yola çıkıyorlar. Bunun içerisinde hayal kırıklıkları olabiliyor. Bunun içerisinde ümitsizlikler olabiliyor. Bunun içerisinde yılmalar olabiliyor. Evlilikte beklenen o güzel olaylar ya da paylaşımlar noktasında karşılıklı tat alıp vermeyi başaramadıklarında sonuç hezimet oluyor.
Burcu Aydın: Kentte de köyde de hala emir komuta zincirinde evlilikler yapılıyor. Birilerinin münasip gördüğü kişiler eşleştiriliyor. Bu evlilikler nasıl aileleri oluşturuyor?
Müjgan Gölcük Yağcı: Şuurlu bir aile yapısı yok. Araştırmalarımız sırasında İl Müftülüğü ile de ortak çalışmalar yaptık. Evlenme noktasında karşı cinste aranan özelliklerden biri de dini bütünlük, eşin diğerini yönlendirebilmesi. Burada söylemek istediğimiz aile olabilme şuuru ile mi evlilik yapılıyor yoksa kaşına, gözüne, parasına, malına, mülküne tutularak mı evlilikler yapıldığıdır. Mutlu ve huzurlu bir toplumu oluşturmanın yolunu arıyoruz. Yapılan tespitler bir amaca hizmet etmeli. Tespit zor ama ikna etmek çok daha zor. Bunun içinde Evlilik Okulu Projesi başlattık. Müftülük projesinde Sosyolojik Eğitim ve Araştırma Derneği de bu konuda ortak. Bu proje evlenmeden önce Evlilik Okulu açmaya yönelikti. Evlenmeden önce gençleri bilinçlendirelim. Evlilik için müracaat edenleri bir eğitime tabi tutmak istedik. Bu durum farklı ülkelerde farklı şekillerde ele alınıyor. Eğitimler farklı biçimlerde veriliyor. Çiftler işin, yolun başında birlikte evliliği yürütüp yürütemeyeceklerini tartıyorlar. Evlilik maskeli bir hayat anlamına gelmez. Malum olduğu üzere evlendikten sonra mevcut maskeler inmektedir. Hani o güzel dönemlerden sonra geçim dönemleri başladığında çiftler birlikte olabiliyorlar mı, birbirlerine sahip çıkabiliyorlar mı?
Burcu Aydın: Evlilik okulunun ana amacı ne olacak?
Müjgan Gölcük Yağcı: Nişan dönemi evliliğe hazırlanırken aynı zamanda çiftlerin ve her iki tarafın ailesinin birbirini tanıma sürecidir. Ama maalesef bizim toplumumuz da “elalem ne der” duvarı çok yüksek boyutta süre gelmektedir. Oysa evlilikte kapı kapandığın da işin içerisine elalem duvarı girmez. Kapı kapandığın da eşler baş başa kalır. Bu noktada elalem duvarını örmenin bir alemi yoktur. Etrafımızda ki insanları duyma ya da onlarla iletişim kurma adına eksiklerimizin oluşu ya da problem çözme yeteneğimizin olmaması bizi bu boyuta getiriyor. Evlilik Okulu’nda en önemli nokta; Evlilik süresince olması muhtemel olan problemleri çözebilme yetisini gençlere kazandırabilmektir. Çünkü bir evlilikte örneğin geçim problemi olmazsa örneğin bugün arkadaşlarla uyum sağlayamayacağız yarın ise yemeği beğenmeyeceğiz. Cevap aradığımız soru bireylere problem çözme yetisini kazandırabiliyor muyuz? Veya birşeyleri problem olmadan nasıl ekarte edebiliriz? Evlilik Okuluna yönelik çalışmalarımız sürüyor. >> Burcu AYDIN’ın Röportajı.