• Haberler
  • Genel
  • 'Sorunlu Çemberler' tamamlandı – Kocatepe Gazetesi

'Sorunlu Çemberler' tamamlandı – Kocatepe Gazetesi

Afyon Kocatepe Üniversitesi Afyon Meslek Yüksekokulu Pazarlama Bölümü öğrencilerinin Öğretim Görevlisi Türker Göksel'in koordinatörlüğünde gerçekleştirdikleri 'Sorunlu Çemberler' başlıklı projenin sunumları Fenerbahçe Ülker ve Medical Park Trabzonspor basketbol takımı yetkilileriyle gerçekleştirilen çalışmalardan sonra tamamlandı Kamuoyu tarafından yakından takip edilen projenin son hafta konukları Fenerbahçe Ülker Basketbol takımı adına Genel Menajer Ömer Onan, Yardımcı Antrenör Erdem Can [&hellip]

“Sorunlu Çemberler” tamamlandı

Afyon Kocatepe Üniversitesi Afyon Meslek Yüksekokulu Pazarlama Bölümü öğrencilerinin Öğretim Görevlisi Türker Göksel’in koordinatörlüğünde gerçekleştirdikleri “Sorunlu Çemberler” başlıklı projenin sunumları Fenerbahçe Ülker ve Medical Park Trabzonspor basketbol takımı yetkilileriyle gerçekleştirilen çalışmalardan sonra tamamlandı

Kamuoyu tarafından yakından takip edilen projenin son hafta konukları Fenerbahçe Ülker Basketbol takımı adına Genel Menajer Ömer Onan, Yardımcı Antrenör Erdem Can ve Medical Park Trabzonspor adına Genel Menajer Nihat Mala ile Baş Antrenör Nenad Markoviç oldu. Konukların yöneltilen sorular ve verilen cevaplar ise şöyle:
Türkiye de, basketbolun hak ettiği değerde pazarlanabildiğini düşünüyor musunuz?
Ömer ONAN: Şöyle bir kavram var mesela çok sevdiğiniz bir sporu daha iyi yerlerde görmek istiyorsunuz belki daha çok televizyonda görmek istiyorsunuz ama sonuç da reel bir dünya da her spor branşının aldığı bir reyting var. Şimdi bu pazarlama taktikleri ile daha iyi de yapabiliyorsunuz ama günün sonuna geldiğiniz zaman bir de bunun reel dünya da bir karşılığı var. Yani sen ligi çok kaliteli yapıyorsun, bütün takımları sokuyorsun, ama futbolun önüne geçeceğim dediğin zaman bu bir gerçek olmuyor veya aynı şekilde güreşi verebiliriz. Oyuncularınız dünya şampiyonu oluyor ama bir basketbol takımının dünya finali oynamasıyla aynı reytingi alabiliyor mu hiç bir zaman almıyor. Yani o açıdan şunu söyleyebilirim. Avrupa ve Türkiye’yi ayırarak Türkiye de şu anda basketbol pazarı gerçekten Avrupa’da da kıskanılacak şekilde yükselmiş durumda en az yedi, sekiz tane güçlü takımımız var. Türkiye liginde hatırı sayılır bütçeleri var Avrupa’yla karşılaştırabilirsek. Yani bugün İtalya ligi gerçekten çok kötü durumdadır. Almanya ligi, İspanya ligi iyi durumda ama onda da iki üç tane takımın sonrasından gelen alt takımlarda hiç bir zaman Türkiye de ki o beş altı takımın bütçesine sahip değiller. Dediğim gibi pazarlama her zaman geliştirilebilecek bir şeydir. Yaymak çok önemlidir çocuklara. Ama günün sonunda da reel bir dünya da aldığı bir değer var. Yani ben burada Avrupa basketbolunu NBA’in önüne geçireyim dersek korkunç duruma düşeriz.
Gelirlerinizi hangi tür organizasyonlardan sağlıyorsunuz?
Ömer ONAN: Gelirlerimiz güzel. Ben geçen seneye kadar oyuncu olduğum için mesela bu tür soruları bilmezdim. Şimdi bu sene her şey önümde kulübü yönetmeye çalışıyoruz. Bizim en büyük gelirimiz, salon gelirimiz. Bir de bu salon gerçekten NBA ayarlarında bir salon. NBA takımlarının salonlarına benzer bir salon. Bunun karşılığında da Avrupa’nın en iyi antrenörüyle de sözleşme imzaladık. En iyi oyuncularımızı getiriyoruz. Bunun karşılığında da bilet fiyatlarını istediğimiz rakamlarda belirleyip satışa çıkartıyoruz. Ve de bunun karşılığında da seyirci buna tepkisini de hemen gösteriyor. Yani bizim en büyük gelir dilimimiz salon gelirimiz. Artı federasyondan gelen gelirimiz var. Naklen yayın olsun, federasyon isim hakkı olsun, şimdi in Front la bir anlaşmaları var. O gelirimiz var. Euro ligden bir gelirimiz var. Ama bunların hepsini topladığın zaman senede harcanan bütçenin beşte biri yapıyor. Spor yani basketbol, voleybol bunların hepsi sponsorlarla dönebilen takımlar, spor dalları.
Yıllık toplam bütçeniz ne kadar? Ve bu bütçeleri hangi giderlerde harcıyorsunuz?
Ömer ONAN: Yıllık bütçemiz, şu an sana şöyle söyleyeyim hani net rakam şimdi sana bunu şey de yapmamak lazım ama şöyle söyleyebiliriz, 20 ile 30 milyon Euro’lar arası diyebilirim. Ama bütçemizin çoğunluğunu tabi ki oyuncu bütçeleri, oyuncu kontratları, hocanın kontratı, vergiler sonuç da bunların hepsi içinde bir bütçe oluşturuyorsunuz. Genel giderleriniz masraflarınız bunların içinde seyahatler, uçak masrafları, otel masrafları, kamp masrafları giriyor. Bu ofis ve çalışanların maaşları bunların hepsine bir bütün olarak bütçe diyoruz.
Kulübünüzün marka değerini arttırmaya yönelik ne tür özgün aktiviteler gerçekleştiriyorsunuz?
Ömer ONAN: Yani şimdi Fenerbahçe zaten marka değeri oldukça yüksek. Yani tabi ki bizim döngümüz basketbol şube olduğumuz için sponsorlarla dönmek gerekiyor. Daha önce bizim majör birincimiz her şeyi kavrayan Ülker vardı yıllardır. Fenerbahçe Ülker bir marka haline geldi. O açıdan da marketing ya da marka değerine yeni sponsorlar sokmak için çok çalışmıyoruz. Ama önümüzdeki senelerde Ülker çıkmak isteyebilir veya başka bir şey olmak isterse bu sefer işte senin dediğin konuya geleceğiz. Nasıl yapabiliriz yani marka değerinde aldığı başarılarda çok önemli. Sporda baktığın zaman marka değerine herkes her şeyi söyleyebiliyor. Ama sonuç da başarısız bir takımın varsa, marka değerin yükselmez. Bir kere kaliteli bir takıma ihtiyaç var. Mesela bu salon bu marka değerini yükseltmek için birebirdir. Yani böyle bir salon yaptığınızda bir sürü sporseverin Fenerbahçeli olmasa da şu güzel salon da maç seyretme zevkini yaşatabiliyorsun. Marka değeri nedir? NBA takımlarıyla konuşuyoruz, biliyorsunuz takip etmişsinizdir, son üç senedir Baston, Baston Celtics’le ve San AntonioSpurs oynadık ve şansı denk geldi ve bu anlaşmaları siz bir sene önceden yapıyorsunuz. Ama San AntonioSpurs şampiyon olan bir takımla, geçen sene biz de şampiyon olmuşuz. Bunlar güzel yani marka değerini arttırmaya yönelik şeylerdir. Dediğim gibi bunları yapabilirsiniz. Sosyal medyayı çok daha işlevsel kullanabilir. Bunun gibi şeyleri de yapabiliriz.
Örnek aldığınız bir organizasyon var mı?
Ömer ONAN: Benim en çok hoşuma giden NBA organizasyonları. Tabi ki sizin de kafanızda kurabilmeniz için şöyle bir şey söyleyeyim. Bizim üç senelik yeni Türkiye ligi basketbol 12 milyon EURO naklen yayın hakkı gelirleri. EURO lig e bakıyorsun toplasan genelde 20-25 milyon EURO bir şey vardır. NBA 2017 de başlayacak naklen yayın ihalesi bitti. 9 sene 24 milyar dolar. Onun için yani oradaki organizasyonlar çok güzel. Orda insanlar tamamen sporun gücüyle ve kar ederek yapıyorlar bu sporu. Biz burada tamamen sponsorların verdiği paralarla dönmeye çalışıyoruz.
Basketbolun ülkemizdeki geleceğini nasıl öngörüyorsunuz?
Ömer ONAN: Yatırım olarak Avrupa da şu anda ispanyayla yarışan bir ligiz. Gerçekten öyle. Yani organizasyonlarımız daha iyi olabilir. Ama ben yine Türkiye’yi yükselen bir yıldız olarak görüyorum basketbol da. Çünkü basketbola yaptığı yatırım, işte FIBA başkanı bir Türk Turgay Demirel. Yani basketbolu sevdik ve basketbolu ilerletmek için ülke olarak çalışıyoruz. Salonlara ek salonlar yapılıyor. Yeni takımlar katılıyor. Ve Türkiye ligi Avrupa da şu an da bütçesel olarak bütün takımlara baktığınızda çok güçlü, her geçen gün daha çok kaliteli yabancı Avrupalı oyuncular Türkiye’ye gelmek için can atıyorlar. Yani bu gün Trabzon’a bakıyorsunuz Kolej’e bakıyorsunuz Eskişehir’e bakıyorsunuz yani bir sürü oyuncular buralara gelip, eskiden bu oyucuları parayla da buraya getiremezdik. Şimdi Avrupa’nın gerilemesinden dolayı şu an Türkiye yükseliyor.
Afyon Kocatepe Üniversitesi mensuplarına ve Afyonkarahisarlılara bir mesajınız olacak mı?
Ömer ONAN: Beni çok sevindirdiniz. Yani buraya kadar gelmeniz bu cefayı çekmeniz, gönül isterdi ki biz de gelelim yani hani. İnşallah bir zaman olursa bende gelmek isterim. Dediğim gibi basketbolu çok sevdiğiniz belli. Size akademik hayatınızda da sosyal hayatınızda da başarılar diliyorum. İnşallah hep mutlu olursunuz. Ve ayarladığımız bir tarihte de, şimdi Play Off’’ları oynuyoruz sizde bakıyorsunuz. Şansımız olursa sizi burada ağırlamak bir maç da, seyrettirmek arkadaşlarınızla bir grup olursa çok isterim
Türk basketbolunun dünya basketbolundaki yerini nasıl tanımlarsınız?
Erdem CAN: Bunu sorduğunuzda ilk aklıma gelen şu oldu. Türk basketbolunun dünya basketbolundaki yeri öncelikle dünyadaki son dünya şampiyonasında son 8 takım arasına kalmış. Alt yapı düzeylerinde son 4 yılda yanılmıyorsam 3 tane şampiyonluğu olan, takımlar düzeyinde son olarak da Final Four’a bir takım kalmış Euro Cup’ta son dörde bir takım kalmış. Dolayısıyla da hem dünya basketbolunda hem milli takımlar düzeyinde hem de Avrupa basketbolunda gerek milli takımlar gerekse kulüp takımları düzeyinde çok ciddi bir olarak başat ülkelerin arasında geliyor. Ve burada da biz ne mutlu ki Fenerbahçe Ülker olarak burada önemli isimlerden biriyiz şu anda.
Türkiye’de basketbolun hak ettiği değerde pazarlanabildiğini düşünüyor musunuz?
Nihat MALA: Basketbol ’un, son üç, dört yılda, geçmiş yıllara nazaran daha iyi bir konumda olduğunu düşünüyorum. Ülkemizde futbola olan aşırı ilgi maalesef tüm diğer spor branşlarını azami düzeyde etkiliyor. Buna direkt pazarlama eksikliği demek doğru olmayabilir. Lakin mutlaka etkisi vardır. Trabzon’da bu sorunun çözümü için, ciddi uğraşlar verdik. Göreve başladığımda, ortalama 400-500 kişiye oynarken bugün bu rakamı ortalama 3.000’e çektik. Tarihinde ilk kez salonu tam olarak doldurduk Eurochallengefinalinde, 10.000 kişiyle. Tabi ki, Trabzon her ne kadar futbola düşkün olsa da, spora yatkın ve Trabzonspor’a sahip çıkan bir şehirdir. Bunun da bu başarıda etkisi var ancak, basketbola olan ilgiyi arttırmak için mutlaka plan ve programlı çalışmak lazım. Takımın başarılı olması, Avrupa’da daha fazla boy göstermek, basketbola olan ilgiyi daha fazla arttıracaktır. Trabzon özelinde bu konuda başarılı olduğumuzu söyleyebilirim. Türkiye genelinde ise, çok şey yapıldı ancak hala daha yapılması gereken şeyler var. Basketbol, bir gün futbol kadar popüler olabilir ülkemizde, olmaması için bir neden yok.
Afyon Kocatepe Üniversitesi mensuplarına ve Afyonkarahisarlılara bir mesajınız olacak mı?
Nihat MALA: Bu tür bilimsel ve akademik araştırmalar ile Türkiye Basketbolunun doğru ve yanlışlarının analizi yapılmalı ve olumlu etkenler teşvik edilmeli, olumsuz etkenlerin çözümü için ise alternatifler düşünülmelidir. Araştırmanızı basketbol üzerine yapmayı tercih ettiğiniz ve benim görüşlerime de başvurduğunuz için teşekkür ederim. Dilerim çalışmalarınız, Türkiye’de basketbolun iyileştirilmesinde aktif rol oynar. Çalışmalarınızda başarılar dilerim.
Türk basketbolunun dünya basketbolundaki yerini nasıl tanımlarsınız? Avantaj ve dezavantajlarımız nelerdir?
Nenad MARKOVİÇ: Türkiye ligi kalite bakımından dünyanın en iyi 3 liginden biri haline geldi. Türkiye çok önemli bir Pazar haline geldi. Türkiye’de oynayıp kendini göstererek bu pazara girmek istiyor birçok oyuncu. İyi oyuncular getirmek futboldaki gibi çok zor değil. Ligimiz kaliteli bir lig ve dünya sıralamasında üst sıralardayız. Sert ve üst düzey olması olumludur. Ancak yeteri kadar seyirci ilgisi, taraftarlar arasında basketbol kültürünün ülke genelinde çok yavaş ilerlemesi dezavantaj diyebiliriz. (Kocatepe Haber Merkezi)

Bakmadan Geçme