Son Sefer Zigetvar
1566 yılında gerçekleşen Zigetvar Kuşatması, Osmanlı İmparatorluğu'nun tarihindeki önemli dönüm noktalarından biri olarak kayıtlara geçmiştir. Bu kuşatma, aynı zamanda Kanuni Sultan Süleyman'ın katıldığı son sefer olma özelliği taşımaktadır. Osmanlı ordusu, Zigetvar kalesini fethetmek için harekete geçerken, padişahın seferdeki rolü ve gelişen olaylar, tarihte derin izler bırakmıştır.
SEFER ÖNCESİ DURUM
Osmanlılar, daha önce 1555 ve 1556 yıllarında Zigetvar'ı kuşatmış ancak bu girişimler başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Dönemin siyasi durumu, özellikle Avusturya Arşidükü Maksimilyan ile Osmanlılar arasında gerginliğe yol açmıştı. Maksimilyan, İstanbul’a gereken vergiyi göndererek barış antlaşmasını yenilerken, aynı zamanda Erdel beyi Sigusmund ile savaş halindeydi. Osmanlı himayesindeki Sigusmund’un Habsburg topraklarına saldırarak Zatmar veya Çatmar’ı ele geçirmesi üzerine Kutsal Roma İmparatoru II. Maximilian, Osmanlılardan buranın geri verilmesini talep etti.
Ancak imparator, Osmanlıların cevabını beklemeden Erdel topraklarına saldırmış, Tokay ve Serenç bölgelerini ele geçirerek Osmanlı ile olan barış anlaşmasını ihlal etmiştir. Bu gelişmelerin ardından, Budin beylerbeyi Yahyapaşazade Arslan Paşa, Erdel beyi Sigusmund’a yardım etmek amacıyla harekete geçmiş, yeni sadrazam Sokullu Mehmet Paşa da savaş taraftarı olmuştur. Sonuç olarak, 1566 yılı Nisan ayının sonlarında Osmanlı Devleti Avusturya’ya karşı savaş ilan etmiştir. Bu sefer, Kanuni Sultan Süleyman’ın bizzat katıldığı seferlerin on üçüncüsü ve sonuncusudur.
SEFER HAZIRLIKLARI VE HAREKETE GEÇİŞ
Padişah, sefere çıkmadan iki ay önce ikinci vezir Pertev Paşa’yı görevlendirerek, Osmanlı askerlerini Eflak, Boğdan ve Kırım kuvvetleriyle birleştirerek Erdel taraflarındaki Göle’yi fethetmek ve Tokay ile Zatmar’ı geri almakla görevlendirmiştir. Padişah bu hazırlıkları tamamladıktan sonra, ordusu da Belgrad üzerinden Macaristan topraklarına ulaşmıştır. Burada Eğri kalesinin fethedilmesi kararlaştırılmış, ancak Zigetvar beyi Zrínyi Mikloş’un oğlu ve Tırhala sancakbeyinin şehit olduğu haberi gelince Osmanlı ordusu geri dönerek Zigetvar kalesine yönelmiştir.
Osmanlı ordusu, 5 Ağustos 1566’da Zigetvar’ın önlerine ulaşmıştır. Kuşatma sırasında kale, surlarla çevrili olan eski ve yeni şehirlerden oluşan üç parçadan meydana gelmekteydi. Kale etrafında su dolu hendekler bulunuyordu. Kuşatma süresince her iki taraf da ağır kayıplar vermiştir. Yoğun top ateşi ve hendeklerdeki suyun akıtılması sonucunda, 13 Ağustos’ta eski şehir kısmı ele geçirilmiş, 19 Ağustos’ta ise yeni şehir bölümü Osmanlıların kontrolüne geçmiştir. Ancak kalede direniş devam etmektedir.
KALENİN FETHİ VE PADİŞAHIN VEFATI
Osmanlı ordusu, Zigetvar kalesine üç genel hücum gerçekleştirmiştir. Nihayetinde, 5 Eylül’de, açılan bir lağıma yerleştirilen humbaranın ateşlenmesiyle kalenin altında bulunan barut mahzeni patlamış ve savunma çökmüştür. Zrínyi, askerleriyle birlikte kaleden çıkma girişiminde bulunmuş, ancak yaralı bir şekilde esir düşmüştür. Zrínyi’nin başı kesilerek Kutsal Roma İmparatoru II. Maximilian’a gönderilmiştir.
Ancak bu kritik kuşatma sırasında, Kanuni Sultan Süleyman’ın vefat ettiği haberi gelmiştir. Padişahın ölümü, sadrazam tarafından bu durumun tehlikeli olabileceği düşünülerek gizli tutulmuştur. Zigetvar kalesinin fethinden sonra, padişahın ölüm haberi oğlu II. Selim Belgrad’a gelene kadar açıklanmamıştır.
Zigetvar Kuşatması, Osmanlı İmparatorluğu için önemli bir dönüm noktası olmuş ve Kanuni Sultan Süleyman’ın son seferi olarak tarih sahnesinde yerini almıştır. Bu kuşatma, Osmanlı’nın askeri gücünü ve stratejik yeteneklerini bir kez daha gözler önüne sererken, padişahın vefatı, imparatorluk için bir dönemin kapandığını göstermiştir. Zigetvar’ın fethi, sadece askeri bir başarı değil, aynı zamanda Osmanlı tarihinin önemli bir simgesi olarak anılacaktır.