Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Murat Arısoy
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Sivil uçak iner de gerisi gelir mi?

Murat Arısoy 17 Ağustos 2010 Salı 03:00:00
  Hafta sonu uçak heyecanı yaşadı Afyonkarahisar. Emekli Albay İsmail Özdilek ile Genç Atılımcılar Derneği Başkanı Hüseyin Tutkun’un girişimleriyle Afyonkarahisar Askeri Havaalanı’na 50 yıl aradan sonra ilk sivil uçak indi.
Bu bir milat olabilir belki, ama çok ilerlememiz gerek. Bir kere şunu hatırlayalım: Uçak organizasyonu bir ya da iki hafta önce kamuoyuna duyuruldu. Ayrıca bu uçuşun “özel” bir anlamı olacağı da belliydi. Buna rağmen 66 koltuklu uçağın 46 koltuğu satılabildi. Geri kalan 20 koltuğun bedelini Emekli Albay İsmail Özdilek karşıladı. Uçak heyecanı, neredeyse “dışarıdan destekleyenler” ile “maddi katkıda bulunanlar” diye ikiye ayrıldı. Bu ayrılışın nedenini tam olarak bilemiyorum. Bir taraftan Afyonkarahisar’a sivil uçak inişlerine inancın eksikliği olabilir, diğer taraftan hükümetin Zafer Havaalanı ile ilgili projesine ters düşmüş görünmek istememek de olabilir. Oysa Afyonkarahisar’a sivil uçak indirme talebi ile Zafer Havaalanı projesinin doğrudan bir bağlantısı yok. Zira kimse Zafer Havaalanı’nın açılmasına karşı değil.
Uşak ve Kütahya uçarken…
Hem tekrar anımsatmak gerek: Zafer Havaalanı’ndan yararlanacak illerden Uşak, kendi havaalanını iyileştirdi. Kütahya ise Eskişehir üzerinden Türk Hava Yolları hizmetlerinden yararlanıyor. Zafer Havaalanı’nı kullanacak illerden yalnızca Afyonkarahisar’ın uçakla bir bağı yok. Zaten Askeri Havaalanı’nın sivil uçuşlara açılmasını isteyenler de “İlelebet biz kendi hava meydanımızdan uçacağız” demiyor. Ama en azından Bölgesel Havaalanı bitene kadar uçakla seyahat imkânı sağlansın isteniyor.
Arz ve talep nasıl sağlanacak?
Tabii uçakla seyahat etme isteğinin belli maliyeti var. “Yumurta mı tavuktan çıkar, tavuk mu yumurtadan çıkar” soru cümlesindeki akıl yorucu felsefi fikre benzer biçimde, “Talep mi arzı etkiler, arz mı talebi etkiler” diye düşünebiliriz. İlk bakışta Afyonkarahisar’da uçak talebi olmadığı için sivil uçak projesinin maliyeti kurtarmadığı söylenebilir. Çünkü haftada bir ya da iki seferle ticari bir başarı kazanılması, aynı zamanda Afyonkarahisar’a yatırımcı çekilmesi neredeyse mümkün değil. Burada görev, seyahat acentelerine ve turizm şirketlerine düşüyor. Bir gözü kara yetkili çıkıp da “Ben bir yıl zarar etmeyi göze alıyorum. Yeter ki Afyonkarahisar’da uçakla seyahat alışkanlığı oluşsun” derse, talep meydana gelir. Herkes, en az bir kere uçağa binmiş olur.
Zaman farkı kıyas kabul etmez
Şu bir gerçek: Uçakla otobüs arasında zaman açısından karşılaştırılmayacak ölçüde fark var. Sabiha Gökçen Havaalanı’nından Afyonkarahisar’a hareket etmek için Anıtpark’ın önünden otobüsle İstanbul’a gittik. 5 buçuk saat sonra Sabiha Gökçen Havaalanı’ndaydık. Oysa uçakla, İstanbul’dan Afyonkarahisar’a 40-45 dakikada geldik. Neredeyse 5 saat kazancımız oldu. Zamanla yarışılmaya başlanan şu vakitte, hız konusu da önem kazanıyor.
İki önemli ihale yapıldı
Söz, havaalanından açılmışken yatırım ve ihalelelere de dikkat çekmek gerek. Son dönemde Afyonkarahisar’ı ilgilendiren iki önemli ihale gerçekleştirildi. Birisi Zafer Havaalanı, diğeri Spor Kompleksi. İkisi de Afyonkarahisar’ın çehresini değiştirecek ölçüde, ciddi paraların harcanacağı proje. Ancak bu iki projenin de bir anda biti-rilmesi mümkün değil. Zafer Havaalanı ihalesini büyük bir şirket aldı. Belli onay makamlarının onayından sonra yatırıma başlanacak. Spor Kompleksi ihalesi de inceleme safhasında.
Bir buçuk yıl mı?
Yeni dönemde Kütahya Milletvekili ve Maliye Bakanı olacağı söylenen bir vekilimiz, her iki projenin de bir buçuk yılda bitirileceğini belirtiyor her defasında. Oysa Zafer Havaalanı’nın taahhütnamesinde 36 ay ibaresi bulunuyor. Yani 3 yıl. Spor Kompleksi’nin de “ha” deyince olmayacağı aşikar. Ayrıca iki projeye nereden bakılırsa 150 milyon dolar yatırılıcağı belirtiliyor. Ne kadar güçlü olursa olsun, şu anda Türkiye’deki hiçbir firma 70-80 milyon doları anında harcayacak durumda değil. O nedenle “İki proje de bir buçuk yılda bitecek”, içi dolu bir vaat gibi gelmiyor bana.
Çayyolu Metrosu bitiyor…du
Vaat denilmişken… 2004 Yerel Seçimleri’nden övnce Ankara’nın bütün gösterişli panolarına Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek tarafından bir poster asıldı. Posterde “Çayyolu Metrosu bitiyor” yazıyordu. Üzerinden bir yerel seçim daha geçti. 2009’da o metro hâlâ bitmemişti. Şimdiki durumu nedir bilmiyorum. Anlatmak istediğim şu: Belli vaatlerle oy alınsa da o vaatlerin gerçekleşmemesi, insanlarda hayal kırıklığına neden oluyor.

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER