Sivil, demokratik anayasa elzem! – Kocatepe Gazetesi
Afyonkarahisar Baro Başkanı Av. Turgay Şahin, aylık hukuk değerlendirmesi yaptığı basın toplantısında sivil anayasanın mutlaka yapılması gerektiğini söyledi.İLK GÜNDEN BU YANADEĞİŞTİRİLMESİ İSTENİYORDarbe dönemi ürünü 1982 Anayasa'sının yapıldığı ilk günden bu yana değiştirilmesi istenen bir Anayasa olduğuna dikkat çeken Baro Başkanı Turgay Şahin, değişiklik tartışmalarının gündemin değişmeyen konusu olduğuna değindi. 1982 Anayasa'sının akademisyenler, uygulayıcılar, siyasal partiler, [&hellip]
Afyonkarahisar Baro Başkanı Av. Turgay Şahin, aylık hukuk değerlendirmesi yaptığı basın toplantısında sivil anayasanın mutlaka yapılması gerektiğini söyledi.
İLK GÜNDEN BU YANA
DEĞİŞTİRİLMESİ İSTENİYOR
Darbe dönemi ürünü 1982 Anayasa’sının yapıldığı ilk günden bu yana değiştirilmesi istenen bir Anayasa olduğuna dikkat çeken Baro Başkanı Turgay Şahin, değişiklik tartışmalarının gündemin değişmeyen konusu olduğuna değindi. 1982 Anayasa’sının akademisyenler, uygulayıcılar, siyasal partiler, dernekler, sendikalar, basın yayın-organları tarafından şiddetle eleştirildiğini söyleyen Şahin; “1982 Anayasa’sının kötü bir anayasa olduğu artık genel kabul görmüş bir kanıdır. 1999-2000 Adlî yıl açış konuşmasında dönemin Yargıtay Başkanı Sami Selçuk, anayasanın meşruluk debisinin neredeyse sıfıra yaklaştığını söylemiştir. Bilindiği gibi 12 Eylül Darbesi yargılanmış ve darbeyi yapan isimler mahkum edilmişlerdir. Ancak ne acıdır ki şu anda suç işledikleri kamu vicdanında da sabit kişilerin yaptığı anayasa ülkenin esas teşkilatını belirlemektedir.”
SİSTEM
PARLAMENTERLİKTEN UZAK
Turgay Şahin, 1982 Anayasa’sının milli egemenliği sınırlayan ve egemenliği milli iradeden kaçıran yaklaşımı sayesinde bir çok vesayet kurumunun ortaya çıktığını kaydetti. Şahin; “Bunlardan birisi bertaraf edildiğinde bir başkası onun yerini aldı. Askeri vesayetin ortadan kalkması ile birlikte yargı vesayetinin ortaya çıkarılmasının bunun en çarpıcı örneğidir. 367 Kararı ile Cumhurbaşkanlığı seçimini kilitleyen ve toplumun bir kesimine bazı makamları yasaklayan Anayasa Mahkemesi vesayeti nedeni ile Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi sistemine geçilmek durumunda kalınmıştır. 1982 Anayasasının Cumhurbaşkanına tanıdığı icrai yetkiler yürütmenin başı olarak tanımlanması gibi sebeplerle Türk Siyasi Sistemi zaten tam anlamı ile tipik bir parlamenter sistem özelliğinde olmaktan uzaktır” diye konuştu.
SİYASİ SİSTEM TÜRK TİPİ
Anayasa’nın tanıdığı yürütme erkine ilişkin icrai yetkilerle donanmış bir Cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçiliyor olmasının tam anlamı ile Türkiye’ye özgü, ‘Türk Tipi’ bir siyasi sistem oluşturduğunu belirten Şahin; “Ancak bu sistemin tutarlı, iyi işleyen, denge-fren mekanizması ile sağlama alııımış, kuvvetler ayrılığı ilkesinin belirgin biçimde işlediği hale getirilmesi ve bir sistem tercihinde bulunulması gereklidir. Hatta zorunludur. Demokratik siyasi sistemleri şöyle sıralayabiliriz; Meclis hükümeti, parlamenter sistem, yarı başkanlık sistemi, başkanlık sistemidir. Kuşkusuz ki ülkenin ve coğrafyanm özellikleri, toplumun yapısı ve bu yapının homojen veya heterojen olması gibi veriler sistem belirlemede önemli rol oynamaktadır. Bir de ülkelerin geleceğe dair beklentileri bu konuda belirleyicidir. Örneğin AB ülkeleri içinde yer alan Yunanistan ve İtalya parlamenter sistemi kabul etmekle birlikte bir türlü siyasi istikran yakalayamamış ve gerek siyasi gerekse ekonomik çalkantılarla yaşayan bir ülke pozisyonundadırlar. İtalya bu çalkantıdan çıkmak için koalisyonu imkansız hale getiren bir düzenlemeyi getirmiştir” şeklinde konuştu.
ÖNEMLİ OLAN İSTİKRAR
İtalya’nın tarihi bir dönemeç noktasında tercihini parlamenter sistemden yana kullanıp, siyasi sistemin istikrarı için güçlü tek parti iktidarlarını sağlayacak bir ara çözüm benimsediğini belirten Şahin şöyle konuştu: “Burada önemli olan güçlü, etkili ve istikrarlı bir ülke ve sistem gerekliliğidir. Anayasa değişiklikleri ve sistem tartışmaları ortaya konduğunda hedeflerin de belirlenmesi zorunludur. Tabi ki insan hakları, hukukun üstünlüğü gibi hedefler önceliklidir. Ancak mevcut tüm demokratik sistemlerde bu hususlar olmazsa olmaz mesabesindedir ve sistem tercihi bunların önemini ya da önceliğini değiştiremez.”
DEMOKRATİK ANAYASAYA
KATKI VERİLMELİ
Turgay Şahin, terörün Türkiye’yi hedef aldığı bugünlerde, yakın çevre de devletlerin fiilen ortadan kalktığı, sınırların anlamını yitirdiği, derin bir etnik-mezhepsel çatışmanın boy gösterdiğini belirtti. Şahin şunları söyledi: “Bu çerçevede Türkiye’nin coğrafyanın tek demokratik, insan haklarına saygılı bir hukuk devleti olma vasfını güçlendirerek devam ettirmesi, aynı zamanda büyüyen, etkili ve güçlü bir ülke olması gerekliliği tartışmasızdır. Bu veriler ışığında herkesin ve her kesimin elini taşın altına sokarak ülkemizin ve milletimizin âli menfaatleri doğrultusunda makul ve uzlaşmacı bir çizgide buluşması ve ‘meşruiyet debisi sıfıra yaklaşan’ bu anayasayı değiştirerek sivil ve demokratik bir anayasa yapılmasına destek-katkı vermesi elzemdir.”
“SAFIMIZ MİLLETİMİZİN YANIDIR”
Azgınlaşan ve güvenliği tehdit eden teröre karşı tek vücud olmak zorunluluğunun izaha gerek duyulmayacak kadar açık olduğunu söyleyen Şahin; “Bu süreçte devletimizin, ülkemizin ve milletimizin yannda yer almak gereklilik ötesinde zaruridir. Teröre ve terör örgütüne destek anlamına gelebilecek her türlü tavır, duruş yahut açıklamadan uzak durulmalı, canları pahasına bizim rahat ve güvenliğimiz için çahşan güvenlik güçlerimizi zafiyete uğratacak, moral ve motivasyonlarını bozacak tutumlardan uzak durulmalıdır. Terör nedeni ile şehit olan tüm güvenlik görevlileri, eğitim ve sağlık personeline; acımasız terörün elinde can veren sivil yurttaşlanmıza Allah’tan rahmet diliyoruz. Terör hedefine ulaşamayacaktır. Aksini düşünenler yanıldıklarını geçmişte olduğu gibi bugün de göreceklerdir. Bu noktada bizim safımız, ülkemizin, devletimizin ve tabiî ki aziz milletimizin yanında olmaktan ibarettir” ifadelerini kullandı.
>> Burcu AYDIN’ın haberi