Şiddet insan hakkı ihlali – Kocatepe Gazetesi
Afyonkarahisar Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu Başkanı Av. Gönül Ar Güngör, komisyon adına 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma Günü nedeniyle açıklama yaptı. Güngör, hukukçular olarak şiddetin her türlüsü ve her şekline karşı olduklarını, şiddetin bir insan hakkı ihlali olduğunu söyledi Afyonkarahisar Baro Başkanlığı Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu üyeleri 25 Kasım [&hellip]
Afyonkarahisar Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu Başkanı Av. Gönül Ar Güngör, komisyon adına 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma Günü nedeniyle açıklama yaptı. Güngör, hukukçular olarak
şiddetin her türlüsü ve her şekline karşı olduklarını, şiddetin bir insan hakkı ihlali olduğunu söyledi
Afyonkarahisar Baro Başkanlığı Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu üyeleri 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma Günü nedeniyle düzenlenen basın toplantısında açıklama yaptı. Açıklamayı Komisyon Başkanı Av. Gönül Ar Güngör yaptı.
KADINA ŞİDDET İNSAN HAKKI İHLALİ
Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu Başkanı Av. Gönül Ar Güngör, 25 Kasım 1960 tarihinde Dominik Cumhuriyetinde, Trojillo Diktatörlüğü’ne karşı direnişi sergileyen Mirabel Kardeşlerin, cezaevinde bulunan eşlerini ziyaret ettikten sonra tecavüz edilerek öldürülmelerinin tarihi olduğunu belirtti. Olay sonrası tüm dünyada kadına yönelik şiddete karşı kampanyalar düzenlendiğini belirten Güngör; “1981 Yılında da Kolombiya’nın başkenti Bogota’da toplanan 1. Latin Amerika ve Karayip Kadınlar Kongresi’nde Mirabel kardeşlerin öldürüldüğü gün olan 25 Kasımı ‘Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslar Arası Dayanışma Günü’ olarak ilan edilmiştir. Bu kararı benimseyen Birleşmiş Milletlerin 1999’daki kararı ile her yıl 25 Kasım tarihi ‘Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma Günü’ olarak anılmaktadır. Kadınlara yönelik şiddet, kadınların ve kızların insan haklarının ihlalidir; maddi ve manevi bütünlük hakkı, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, ifade özgürlüğü, eğitim hakkı, çalışma hakkı gibi birçok hak ihlallerini de içine almaktadır.” dedi.
KADINA ŞİDDETİN TANIMI NET
Kadına yönelik şiddetin tanımlamasını yapan Av. Gönül Ar Güngör, kadına yönelik şiddetin; kamusal veya özel yaşamda kadınlara fiziksel, cinsel veya psikolojik acı, ıstırap veren ya da verebilecek olan cinsiyete dayanan bir eylem, tehdit, zorlama, keyfi olarak özgürlükten, ekonomik gereksinimlerden yoksun bırakma olarak tanımlandığını söyledi. Güngör; “BM’in Kadınlara Yönelik Şiddetin Önlenmesi Bildirgesi kadına yönelik şiddetin kadınlara yönelik, toplumsal cinsiyete dayalı ve bir kadına sırf kadın olduğu için yöneltilen ya da oransız bir şekilde kadınları etkileyen bir şiddet olduğunu belirtiyor. Dünya Sağlık Örgütü Kadına Yönelik Şiddeti; ‘Cinsiyete dayanan, kadını inciten, ona zarar veren, fiziksel, cinsel, ruhsal hasarlarla sonuçlanma olasılığı bulunan, toplum içerisinde ya da özel yaşamında ona baskı uygulanması ve özgürlüklerinin keyfi olarak kısıtlanmasına neden olan her türlü davranış.’ şeklinde tanımıştır. Bu tanıma daha sonra ekonomik ihtiyaçlardan yoksun bırakarak uygulanan ekonomik şiddette dahil edilmiştir.” diye konuştu.
ÜÇ KADINDAN
BİRİ ŞİDDET GÖRÜYOR
BM’nin 1985 yılında Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi olan CEDAW’ı imzaladığını hatırlatan Güngör; “Türkiye tarafından da imzalanan bu sözleşme; taraf ülkelere, kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığa karşı, gerekli yasal düzenlemeleri yapma ve şiddeti ortadan kaldıracak uzun ve kısa vadeli çözümler getirme sorumluluğu getirmektedir. CEDAW a taraf bir ülke olan Türkiye, kadına yönelik şiddet ve ayrımcılık konusunda dünyanın geri ülkelerinin arasında yer almakta ve hatta geçen yıllarla birlikte şiddet ve ayrımcılığın boyutları artmaktadır. Dünya da her üç kadından biri hayatının bir döneminde şiddete maruz kalmaktadır. Her beş kadından biri cinsel tacize veya tecavüze uğramaktadır. Yeryüzünde işlerin yüzde 66’sı kadınlar tarafından görülmekte, malların ise yüzde 99’u erkeklere ait bulunmaktadır. Dünya genelinde mültecilerin yüzde 80’i kadındır.” şeklinde konuştu.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ ÖNEMLİ ADIM
Kadınların karar mekanizmalarına katılma; siyasette, iş dünyasında yer alma oranınını düşüklüğüne işaret eden Güngör; “2011 Yılının Mayıs ayında imzalanan ‘Kadına Yönelik Şiddet ve Aile içi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ İstanbul Sözleşmesi; uluslararası arenada kadına karşı şiddet ve aile içi şiddet hususunda önemli bir adım olmuştur. İstanbul Sözleşmesi’nin imzalanmasının ardından da Türkiye Barolar Birliği, Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu, Barolar, sivil toplum örgütleri ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın ortak çaba ve çalışmaları ile 8 Mart 2012 tarihinde ‘6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’ kabul edilmiştir. Kadına karşı şiddetle mücadelede pek çok olumlu adımı içeren bu kanunun uygulanmasına dair 28532 sayılı Uygulama Yönetmeliği de,18 Ocak 2013 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Yaşanan tüm bu sorunlar karşısında biz avukatların ve meslek örgütümüz Baroların; hak ve özgürlüklerin sağlanması ve geliştirilerek korunmasındaki önemi büyüktür.” ifadelerini kullandı.
ÇEŞİTLİ HİZMETLER VERİLİYOR
Komisyon Başkanı Av. Gönül Ar Güngör, TÜBAKKOM çatısı altında Baroların Kadın Hukuku Komisyonlarnın; ve Afyonkarahisar Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu ulusal ve uluslararası mevzuatta kadının insan haklarına ilişkin düzenlemelerin yaşama geçirilmesi, eşit ve adil uygulanmasının sağlanması için uğraşıldığını belirtti. Güngör şöyle konuştu: “Evrensel hukuk ölçeğinde adalet ve eşitlik prensibine aykırı mevcut düzenlemeleri ve uygulamaları değiştirecek çözüm önerilerinin saptanması ve savunulması. Kadınların haklarını öğrenmeleri ve kullanmalarını sağla Kadınların haklarını öğrenmeleri ve kullanmalarını sağlamaya yönelik eğitim çalışmaları yapılması ve gönüllü danışmanlık hizmeti verilmesi gibi hizmetler verilmektedir. Kadının insan hakları mücadelesine kamuoyu desteği sağlamak amacıyla TÜBAKKOM aracılığıyla baroların kadın hakları kurulları, komisyonları ile ortak eylem planlarının oluşturulup, uygulamaya konulması Baroların kadın hukuku komisyonları arasında koordinasyon, işbirliği ve dayanışmanın sağlanması doğrultusunda yapılacak çalışmaların yapılmasıdır. Mesleki anlamda kurumsal ve uygulamaya yönelik yayınlar yapılmasını amaçlamaktadır. Hukukçular olarak şiddetin muhatabı kim olursa olsun her türlüsüne ve her şekline karşıyız. Şiddetin bir insan hakkı ihlali olduğunu belirtiriz. Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu olarak kadın hakları ihlali olarak değerlendirilebilcek her türlü uygulamanın karşısında olduğumuzu duyururuz.” (Kocatepe Haber Merkezi)