Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mustafa Yılmaz DÜNDAR

ŞEYTANIN AVUKATI-11 – Kocatepe Gazetesi

Mustafa Yılmaz DÜNDAR 29 Aralık 2018 Cumartesi 12:02:57
 

ŞÜKÜR, NAMAZ, ORUÇ,
HAC, KUR’AN VE SADAKA
Efendimiz (SAV)’in sorularına şeytanın verdiği cevapları içeren hadis anlatımına ve tefekkürüne devam ediyoruz.
Rasulullah (SAV) Efendimiz sormuştu: “Daha başka kimi sevmez ve buğz edersin?”
Şeytan: “Şükreden zengin” demişti.
Efendimiz (SAV) bunun üzerine tekrar sormuştu: “Zenginin şükreden olduğunu nereden anlarsın?”
Şeytan: “O aldığını helal yoldan alır ve mahalline harcar, buradan bilirim o şükreden bir zengindir” demişti.
Rasulullah (SAV) Efendimiz konuyu değiştirdi ve şeytana başka bir soru sordu:
“Peki, ümmetim salât ikame edince halin ne olur?”
Şeytan: “Beni bir sıtma tutar, titrerim” dedi.
Efendimiz (SAV) sordu: “Neden bu hale girersin?”
Şeytan: “Çünkü bir kul, Allah için secde ederse bir derece yükselir” dedi.
Efendimiz (SAV) sordu: “Peki, ya oruç tuttukları zaman nasıl olursun?”
Şeytan: “O zaman bağlanırım; ta, onlar iftar edinceye kadar” dedi.
Efendimiz (SAV) sordu: “Peki, ya hac yaptıkları zaman nasıl olursun?”
Şeytan: “O zaman çıldırırım” dedi.
Efendimiz (SAV) sordu: “Peki, ya Kur’an okudukları zaman nasıl olursun?”
Şeytan: “O zaman da tıpkı ateşte eriyen bir kurşun gibi eririm” dedi.
Efendimiz (SAV) sordu: “Peki, ya sadaka verdikleri zaman halin nasıl olur?”
Şeytan: “İşte o zaman halim pek yaman olur. Sanki sadaka veren eline bir testere alır ve beni ikiye böler.”
Efendimiz (SAV) sebeplerini sordu: “Neden öyle testereyle ikiye biçilirsin ya Eba Bürre?…”
Şeytan: “Çünkü sadakada mü’min için dört güzellik vardır:
1. Allah, sadaka verenin malına bereket ihsan eyler;
2. Sadaka veren kimseyi halkına sevdirir;
3. Allah, onun verdiği sadakayı cehennemle arasında bir perde yapar.
4. Allah, ondan belayı def eder, sıkıntıyı ve ahları kaldırır.
“ALLAH İLE ALDATMAK”
Devam etmek üzere hadis anlatımına bir virgül koyalım: DuniHİ algı ve zann’larından sıyrılmış, Müstakilen Varım ve Muhtarım İddiası’na sırtını dönmüş, Amentü Billahi ve Rasulihi diyen haniyf bir mü’minin; salât ikamesi, oruç tutması, hac görevini yapması, Kur’an’ı ders yapıp tefekkür etmesi, sadaka vermesi Şeytanlık Patronaj Sistemi’ni kökünden sarsıyor ve tesirlerini sıfırlıyor. Yani, ihlâs sahiplerine şeytanın bir sultası kalmıyor.
Bir kişi henüz duniHİ algısını ve Müstakilen Varım ve Muhtarım İddiası’nı fark edememiş veya fark etmiş de henüz sıyrılamamış, ancak bu saydığımız ve Şeytanlık Patronaj Tesiri’ni sıfırlayan salât ikamesi, oruç, hac, Kur’an’ı ders yapmak ve sadaka vermek gibi kulluk görevlerini yapıyorsa, şeytan yine de bu işten hoşlanmayacaktır. Çünkü Şeytanın Avukatı kulvar değiştirme gayretinde! Bu yüzden; eğer o kişi duniHİ algı ve Müstakilen Varlık ve Muhtarlık İddiası konularına vakıf olarak Amentü Billahi demeyi başaramazsa, bu Şeytanın Avukatını, kendisini ve başkalarını “Allah ile aldatmak” alanında stratejik bir görev beklemektedir. Şeytanlık Patronaj sisteminin bu stratejik planı için Rabbimiz inananları uyarmaktadır:
“Ey, insanlar! Muhakkak ki; Allah’ın vaadi Hakk’tır. Dünya hayatı sakın sizi aldatmasın. O aldatma ustası da sizi Allah ile aldatmasın.” (Fatır-5)
“Ey insanlar! Rabbinizden ittika edin. Babanın çocuğundan, çocuğun da babasından bir şey ödeyemeyeceği günden haşyet edin. Muhakkak ki; Allah’ın vaadi Hakk’tır. Dünya hayatı sakın sizi aldatmasın. O aldatma ustası da  sizi Allah ile aldatmasın.” (Lukman-33)
Elbette ki, Kur’an’ın bu uyarısı mü’minler içindir, Şeytanın Avukatı’nın hiç umurunda değil! Nitekim hesapların görüldüğü gün gerçek ortaya böylece çıkıyor:
“(Allah’ın uyarısını dikkate almayanlar) onlara (mü’minlere): ‘Sizinle beraber değil miydik?’ diye seslenirler. (Cennetlikler ise): ‘Evet, ama siz, Allah’ın emri (ölüm) gelinceye kadar nefslerinizi fitneye düşürdünüz, (iman ehlinin helakını) gözetleyip durdunuz, (Hakk tebliğden) şüphe ettiniz, kuruntular da sizi aldattı ve o aldatma ustası da sizi Allah ile aldattı.” (Hadiyd-14)
EBUBEKİR (RA), ÖMER (RA), OSMAN (RA),
ALİ (RA) İÇİN ŞEYTAN NE DİYOR?
Hadis anlatımına devam ediyoruz:
Bundan sonra Efendimiz (SAV) Ashabı (ra) hakkında bazı sorular sordu: “Ebu Bekir için ne dersin?”
İblis: “O bana cahiliyet devrinde bile itaat etmedi. İslam’a girdikten sonra nasıl olur da bana itaat eder” dedi.
Efendimiz (SAV): “Peki, Ömer bin Hattab için ne dersin?”
İblis: “Allah’a yemin ederim ki, her gördüğüm yerde O’ndan kaçtım” dedi.
Efendimiz (SAV): “Peki, Osman bin Affan için ne dersin?”
İblis: “Ondan utanırım. Hem de çok. Nasıl ki, Rahman’ın melekleri de O’ndan utanırlar.”
Efendimiz (SAV): “Peki, Ali bin Ebu Talib için ne dersin?”
İblis: “Ah, O’nun elinden bir kurtulsam; O kendi başına kalsa, ben kendi başıma kalsam, O beni bıraksa… Ben de O’nu bıraksam; ama O beni bırakmaz” dedi.
Hadis anlatımına bir virgül koyalım:
Hadisin bu kısmında da Şeytanlık Patronaj Tesiri’ni yok edecek yöntemler öğreniyoruz. Bir önceki kısımda genel uygulanan kulluk görevleri ele alınmıştı; şimdi ise, kişilerin fıtrat özelliklerine göre, geliştirmeleri gereken yetenekleri ile yapılabilecek bir mücadele anlatılmaktadır. Hadisin bu kısmında çok önemli dört ana davranış biçimi ele alınmakta, dört önemli vasıftan söz edilmektedir:
1. Sıddıkıyet;
2. Hızlı, adil, tam çözümlü Faruk mücadelesi;
3. Allah’tan daima derecesi yükselen bir ittika, yani utanma;
4. Arif’in, manaları daima birleştiren ve her manadan hızla tevhid manasına sıçrayan ilmi.
Bu dört davranış biçimi de bir mü’minde belli seviyede, hiç değilse Amentü Billahi imanını anlamak ve korumak için yetecek seviyede bulunur. Ancak, talib kendisinde bu davranışların önünü açar ki hangisi fıtratında zirve yapmaya müsait ise o ortaya çıksın.
Bu yolda olan için işin tabiatı şudur: Talib, idraken âyâna ve öze yükselmeye müsait olan davranışında örnek haller sergileyerek zirveye doğru gayret eder…

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER