Sevgilinin ölümünden dolayı tutuklanan zanlı kendisini savunurken şiir okudu
Eskişehir'de ikinci kattaki evinin camından düşerek hayatını kaybeden Zerin Kılınç'ın ölümüyle ilgili açılan davanın duruşmasında konuşan tutuklu sanık Yılmaz S., kendisini savunmak yerine Ömer Hayyam’ın ‘Kargalar sürüyle, kartallar yalnız uçar’ şiirinden bir bölümü okuyarak basın mensuplarını eleştirdi. Geçtiğimiz yıl haziran ayında Emek Mahallesi Ertaş Caddesi üzerinde meydana gelen olayda, 36 yaşındaki Zerin Kılınç, sevgili ile [&hellip]
Eskişehir’de ikinci kattaki evinin camından düşerek hayatını kaybeden Zerin Kılınç’ın ölümüyle ilgili açılan davanın duruşmasında konuşan tutuklu sanık Yılmaz S., kendisini savunmak yerine Ömer Hayyam’ın ‘Kargalar sürüyle, kartallar yalnız uçar’ şiirinden bir bölümü okuyarak basın mensuplarını eleştirdi.
Geçtiğimiz yıl haziran ayında Emek Mahallesi Ertaş Caddesi üzerinde meydana gelen olayda, 36 yaşındaki Zerin Kılınç, sevgili ile birlikte yaşadığı 2’nci kattaki evinin penceresinden düşerek hayatını kaybetti. Olayın ardından başlatılan soruşturma çerçevesinde ifadesine başvurulan sevgilisi Yılmaz S., serbest bırakıldı. Olaydan 7 ay sonra Zerin Kılınç’ın ailesinin avukatının şikayetçi olmasıyla tekrar başlatılan soruşturmayla gözaltına alınan Yılmaz S., tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Eskişehir 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada tutuklu sanık Yılmaz S., duruşma salonunda hazır edildi. Duruşmaya maktul Zerin Kılınç’ın ailesi ve taraf avukatları katıldı. Mahkeme heyeti tarafından kendisine söz verilen tutuklu sanık Yılmaz S., konuşmasının bir bölümünde kendisini savunmak yerine gazetecilerin olayla ilgili yaptığı haberleri eleştirerek, Ömer Hayyam’ın şiirini okudu.
“Sevdiğim kadınla ilgili olarak bu duruma düşmem en acısı”
Mahkemede Zerin Kılınç’ın ölümüyle alakalı hiçbir suçunun olmadığını belirten tutuklu sanık Yılmaz S., “Suçlamaların hiç birisine katılmıyorum. Olayı tüm şeffaflığıyla anlattım. Her şey anlattığım gibidir. Yalan beyanda hiçbir zaman bulunmadım, bulunmayacağım da. Ev dağınıklığının sebebi taşınacak olmamızdır. Cam açıktı, yağmur yağıyordu içeri yağmur giriyordu. Zerin’e söylediğimde tişörtüyle sildi. Zerin’le ne fiziksel ne de sözlü tartışmaya girmedim. Benim yaşadığım üzüntüyü ailesi de yaşıyordur, ama benimle görüşmek ile istemediler. Hep başkalarından öğrendiler. Benim de hakkımdaki tüm şikayetlerinde karakola gidip ifademi verdim. Ben bunu yapacak cani birisi hiç olmadım. Ben eğitimciyim ve sürekli çocuklarla bir aradayım. Olay gününü tüm şeffaflığıyla anlattım. Ben yapmadım. Parmağımı bile sürmedim. Sevdiğim kadınla ilgili olarak bu duruma düşmem en acısı. O öbür tarafta ben buradayım” dedi.
“Satılmış kalemleri arkasına alıp benim hakkımda olumsuz haber yaptırdı”
Savunmasının bir bölümünde gazetecileri eleştiren ve Ömer Hayyam’ın ‘Kargalar sürüyle, kartallar yalnız uçar’ şiirinden bir bölümü okuyan tutuklu sanık Yılmaz S., “Zerin’in ailesinin avukatı, basınla beni linç etmeye çalıştı. Birkaç satılmış kalemi arkasına alıp benim hakkımda olumsuz haber yaptırdı. Ben böyle bir şey yapmadım. ‘Yalan doğrudan karanlık aydınlıktan kaçar. Doğruların kaderidir yalnızlık. Kartallar yalnız kargalar sürüyle uçar.’ Ben bir çocuğun yanında tartışamam. Ben bulunduğum cezaevinde bile mahkûmlarla spor yapıyorum. Sadece orada olmam suçsa kabul ediyorum” ifadelerini kullandı.
Mahkeme heyeti, sanık avukatının mütalaaya karşı savunma için zaman talep etmesi üzerine duruşmayı 17
Temmuz 2023 tarihine erteledi.
“Sanık hem aileye, hem tarafımıza, hem de medyaya saldırgan beyanlarda bulundu”
Duruşma sonrası Eskişehir Adliyesi önünde açıklama yapan maktul Zerin Kılınç’ın avukatı Ahmet Seyhan, şu ifadeleri kullandı:
“Biz yine aynı şekilde sanığın en üst hadden cezalandırılması talebinde bulunduk. Çünkü sanığın herhangi bir pişmanlık durumu olmadığı, pişmanlık belirtisinin dahi olmadığı ve pişkin bir savunmaya devam ettiğini gördük. Ama bu sefer biz farklı bir şey daha gördük. Sanığın bir kaç cümlesi var ve bu kısımlar çok önemli. Sanığa göre Zerin Kılınç, her ıslandığında tişörtünü yırtıp ev silen, burnu kanadığı zaman peçeteye değil de duvara sürten ve kül tablasını tuvalete atan biri gibi lanse ederek bu şekilde saçma bir savunma yaptı. Aile zaten perişan, kızlarını kaybetmiş. Sanık hem aileye, hem tarafımıza, hem de medyaya ofansif bir beyanda bulundu. Şöyle diyor cümlesinde, doğrudan kendi aleyhine olan her şeyin basın tarafından kullanıldığı, ama lehine hiçbir delilin kullanılmadığını söyledi ve şöyle bir cümle kurdu; ‘Sevdiğim kadının beni bu duruma düşürmesine üzüldüm’ dedi. Ama sevdiği kadını öldürdü. Sevdiği kadını öldürüp, o geri gelmeyecek ama kendisinin bu duruma düşürdüğünü iddia edecek kadar da bencil bir insanla karşı karşıyayız bunu söyleyebilirim. Aynı şekilde sanık bir iddia da bulundu ve iddia da bilimsel mütalaanın, bilimsel olmadığı, kendi bilgi birikimiyle bilimsel mütalaanın, bilimsel olmadığını iddia etti. Yine aynı şekilde, düşme açısında ki hatalardan, kendisi bahsetmiş oldu. Aynı zamanda şu kısım var, sanık uzatmaya çalıştı duruşmayı. TÜBİTAK’tan kayıt talep edildi. Bu taleplerin tamamı, mahkeme tarafından haklı olarak reddedildi. Çünkü doğrudan yargılamayı uzatmaya yönelik taleplerdir. Sanık, duruşma anında tekrar tarafımıza dönüp, bazı mahalle abisi tabirlerinde beyanlarda bulundu. Bu beyanlardan hiçbirinden tabii ki bir korkumuz yok. Biz aile olarak burada, dimdik durmaya devam edeceğiz. Adaletin yerini bulması için biz burada mücadele ediyoruz.”
“Adalet istiyoruz “
Mahkeme çıkışında konuşan Zerin Kılınç’ın annesi Telli Özokçu ise, “Mahkememiz 17 Temmuz’a ertelendi. Adalet istiyoruz. Başka bir şey diyemiyorum” dedi.