• Haberler
  • Gündem
  • ŞENOL GÜVEN TAZELEDİ: 'Kavgamız ekmek, sevdamız Türkiye'

ŞENOL GÜVEN TAZELEDİ: 'Kavgamız ekmek, sevdamız Türkiye'

Türk Eğitim-Sen Afyonkarahisar Şube Başkanlığı'nın 6'ncı olağan seçimli genel kurul toplantısı 11 Kasım Cumartesi günü bir düğün salonunda yapıldı. Sendika şubesinin 110 delegesinden 82'sinin oy kullandığı kongre de Nizamettin Şenol'un tek aday ve liste olarak katıldığı seçimde sandıktan 80 geçerli oy, 2 geçersiz oy çıktı.'TÜRK EĞİTİM-SEN AMİRAL GEMİSİ'Genel kurul divanı Mehmet Ali Çakal'ın Başkanlığı'nda Mustafa [&hellip]

Türk Eğitim-Sen Afyonkarahisar Şube Başkanlığı’nın 6’ncı olağan seçimli genel kurul toplantısı 11 Kasım Cumartesi günü bir düğün salonunda yapıldı. Sendika şubesinin 110 delegesinden 82’sinin oy kullandığı kongre de Nizamettin Şenol’un tek aday ve liste olarak katıldığı seçimde sandıktan 80 geçerli oy, 2 geçersiz oy çıktı.
“TÜRK EĞİTİM-SEN AMİRAL GEMİSİ”
Genel kurul divanı Mehmet Ali Çakal’ın Başkanlığı’nda; Mustafa Yorulmaz ve Abdullah Umurhan’dan oluştu. Toplantının açılış konuşmasını Türk Eğitim-Sen Afyonkarahisar Şube Başkanı Nizamettin Şenol yaptı. Türkiye Kamu-Sen’in memurluğun 57’nci alayı, Nusret Mayın gemisi olduğunu söyleyen Şenol, “Türkiye Kamu-Sen sadece sendikal örgütlenme değil her şeyden önce bir şeref hareketidir. Türkiye Kamu-Sen gönüllerde alev alev yanan, volkan volkan devrilen, bayrak bayrak dalgalanan bir sevdadır. Hakkâri de, Kars’ta ne dediyse Edirne’de, Artvin’de onu söyler. Türkiye Kamu-Sen küçülmeden büyüyenlerin sendikasıdır. Sevdamız Türkiye, kavgamız ise ekmektir. Türkiye Kamu-Sen, Türkiye’dir. Türk Eğitim-Sen ise Türkiye Kamu-Sen’in amiral gemisidir” dedi.
“DÖRT YILDA GÖRÜLMEYEN
AYRIMCILIK KALMADI”
Türk Eğitim-Sen çatısı altında dik duruş sergileyerek beraber yürüdükleri insanın elinden öpmenin kendileri için bir şeref olduğunu söyleyen Şenol, “Üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe, bu devlet var oldukça, sizin gibi kendisini davasına adamış kahramanlar oldukça, Türk Eğitim-Sen de var olacaktır. 24 yıldır sürdürdüğümüz hak ve hukuk mücadelesinde Türk Eğitim-Sen’e hizmet etmeye kendini adamış bu ekibe, bizlere yetki verdiğiniz 4 yıllık süreçte yaşamadığımız hukuksuzluk, görmediğimiz ayrımcılık kalmadı. Hukukun üstünlüğünden değil de üstünlerin hukukundan yana olanları gördük. Kadrolaşmayı, acımasızca ötekileştirmeyi gördük. Kendi vatanımızda Kunte Kinte muamelesi gördük. Hatta az daha düşman postalı bile görüyorduk” diye konuştu.
“SENDİKACILIK ACIYI PAYLAŞMAKTIR”
“Korkmadık, sinmedik, bitmedik. Bunu anlayamadılar” diyen Nizamettin Şenol, sendikacılığın tüm yollar kapandığında yol açmak yardımlaşarak acıyı paylaşmak olduğunu belirtti. Şenol, “Herkes sustuğunda bile hak aramaktır. Kimsesizin kimsesi olmaktır. Çaresizin çaresi olmaktır. Dert dinlemektir. Bize emanet edilenlere sahip çıkmaktır” ifadelerini kullandı.
TÜRK EĞİTİM-SEN MÜCADELENİN ADI
Birleşik Emekliler Dernek Başkanı Selamet Yıldırım toplantıda yaptığı konuşmada, “Üstte mavi gök çökmedikçe altta kara yağız yer delinmedikçe Ey Türk Milleti senin ilini ve töreni kimse bozamaz” sözleri ile konuşmasına başladı. Türkiye’nin tarihin en kötü dönemlerinden geçtiğini belirten Yıldırım, “Şüphesiz sonunda mutlaka iyi şeyler olacak. Fakat bunun hakkını da vereceğiz. Bazı şeyleri zamansız söylemiyorum. Türk Eğitim-Sen var olmanın mücadelesini verdi. Alman Filozof Niche ‘Var olmak karşı olmaktır” diyor. Bir tarafta birden ortaya çıkmış bir malum sen ömrünü 26 yıldır bu mücadeleye vermiş bir sendikaların yerine geçmeye kalkıştı. Bunu yanlış yaptı” şeklinde konuştu.
“BAĞ HİÇBİR ŞEKİLDE KOPMAMALI”
CHP İl Başkanı Dr. Kemal Demirkırkan, salonda siyasi parti temsilcisi olarak sadece kendisinin var olduğunu kaydetti. Türk Eğitim-Sen genel kurul toplantısının sendika, Afyonkarahisar ve Türkiye için hayırlara vesile olmasını dileyen Demirkırkan, “Sivil toplum örgütlerinin, sendikaların siyasetçilerle bağının hiçbir şekilde kopmaması gerektiğini düşünüyoruz. Birlikte olmamız gerektiğini düşünüyoruz. Birlikte hareket etmediğimiz zaman sonu��larına hep birlikte katlandığımızı, sonuçlarının nelere mal olduğunu maalesef yaşayarak görüyoruz. Önümüzde 15 yıldan beri iktidarda olan bir siyasi parti ve bunun yansımaları var” ifadelerine yer verdi.
MİLLİ EĞİTİM DE SIKINTILAR YAŞANIYOR
Kürsüde çıkan hiçbir konuşmacının iktidar partisinin milli eğitimde yaptığı iyi bir örnek veremediğini ileri süren Demirkırkan, “Bu kürsüye konuşmak için çıkan hiç kimse Adalet ve Kalkınma Partisi milli eğitimde şunu iyi yaptı cümlesini kuramaz. Yollar, köprüler yapmışlardır. Ama Milli Eğitimle ilgili gerçekten samimi olarak söylüyorum bir şey yapılmamıştır. Ben iki çocuk babasıyım. Bu sene nasip olursa bir çocuğum üniversite sınavlarına girecek. Milli Eğitimi bir fiil yaşayan bir insan olarak gerçekten sıkıntılar yaşadığımızı görüyoruz. Referandum sürecinde demiştik ki, tek adamlığa giden bir sürecin içindeyiz. Lütfen bu süreci iyi değerlendirelim. Tek adamlığa izin vermeyelim” ifadelerini kullandı.  
YERİNE NE KOYACAĞIZ?
“Ancak gördük ki tek adamlık siyasetin her aşamasında olduğu gibi maalesef milli eğitimin içinde de devam ediyor” diyen Demirkırkan, “Nedir devam eden? Cumhurbaşkanı ABD’ye gidiyor, ABD’den bir mesaj gönderiyor. Bu TEOG sınavları kalksın diye. Bu mesaj Cumartesi günü geliyor. Cuma günü de Sayın Milli Eğitim Bakanı da aynı sınavla ilgili olarak açık uçlu soruların sorulacağından bahsediyor. Bir bakıyorsunuz ne Başbakan’ın ne de Milli Eğitim Bakanının haberinin olmadığı bir şekilde TEOG sınavlarını kaldıralım diyorlar. Yerine ne koyacağız onu bilmiyoruz. Aradan bir süre geçmeden bakıyorsunuz üniversiteye giriş sınavları kaldırılacak. Yerine ne koyacağız bilmiyoruz” dedi.
“BU ÇOCUKLARIN
VEBALİNİ KİM ÇEKECEK?”
Hemen alap şap bir araştırma yapılarak 40 soruluk aynı güne sıkıştırılmış iki sınavla YGS ile LYS’nin birleştirildiğinin açıklandığını belirten Demirkırkan, “Sabah biri öğleden sonra biri tarih sınavı vs. Herkeste bir tepki. Hatta eğer yanlış duyum almadıysam İstanbul’da ki bir takım özel liselerin Tarih ve Coğrafya öğretmenlerinin sözleşmelerini fesh ettiklerini dahi duydum. Ardından tarih soruları yeniden üniversite sınavı içerisine girmiş. Gece saat 22.00 sularında bir öğrendik ki coğrafya soruları, din kültürü ve ahlak bilgisi soruları sınavın içine girmiş. Sınav ikiye ayrılmış. Milli Eğitim sadece öğretmenleri ve öğrencileri ilgilendiren bir konu değil. Üniversite sınavına girecek bir öğrencinin babası olarak bu yıl çocuğumun üniversite de başarılı bir yere gelebilmesi için kendimce hazırlıklarımı yaptım. Okul değiştirdim, özel ders aldırdım, kitaplarını aldım. Gece yatıp sabah kalktığımızda yaptığımız tüm hazırlıkların boş olduğunu gördük. Önce ki gün sınavın bir daha değiştiğini öğrendik. Oğlum iki gündür ders çalışmıyor. Gerçekten bunun vebalini kim çekecek? Bu çocukların vebalini kim çekecek? Ben bunu hakikaten çok merak ediyorum. Sonuçta aileler ve milyonlar bu konudan etkileniyor. Buna karşı bir olmak durumundayız. Bu işin malum sendika ya da onla bunla alakası yok. Doğruya hep birlikte ulaşmalıyız, doğru da hep birlikte buluşmalıyız. Evet susmayacağız. Türkiye için, çocuklarımız için, gelecek için korkmayacağız. İri, diri ve bir olacağız” diye konuştu.
“BU KİMDEN ANLAYIŞI YANLIŞ”
Demiryol-İş Sendikası Şube Başkanı Türk-İş İl Temsilcisi Muharrem Uslu, Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı Nizamettin Şenol’un yaptığı konuşmada ki sözlerin damarlarında Türk kanı dolaşan herkesin hiç unutmaması gereken sözler olduğunu söyledi. Uslu şöyle konuştu: “Şube Başkanı Nizamettin Şenol’u konuşması nedeniyle tebrik ediyorum. Siyasetle, sivil toplum kuruluşları arasında ki ilişkiden gerçekte bizde bundan şikâyetçiyiz. Bu ilişki gayet düzgün olmalı. Partilerimiz, il başkanlarımız zaman zaman şöyle bir haksızlık yapıyor, bakıyor ya bu Türk-İş İl Temsilcisi kimden? Yok, efendim falan sendika kimden gibi bu şekilde benzetmeler oluyor. İnanın bu siyasete tamamen yük oluyor. Yanlış bir davranış şekli olduğunun altını ben özellikle çizmek istiyorum” diye konuştu.
KONUŞMAYAN
DAHA AVANTAJLI
Üyelerin temsilci olarak kendilerinden başarı bekleyerek görev ve sorumluluk verdiğine değinen Uslu, “Biz bu görev ve sorumluluğu yaparken de temsilciyiz. Başarılı olmakta yöneticilerin vereceği karara bağlı. Türkiye de böyle bir sistem var. Bir temsilcinin başarılı olabilmesi için siyaseti iyi okuması lazım. Bütün kesimlerle beraber olması lazımdır. Siyasi patilerle olan yakınlığını ayarlaması gereklidir. Bütün Türkiye’de asgari ücreti, taşeronu Türk-İş konuşuyor. Kıdem tazminatını Türk-İş konuşuyor. Üç tane de işçi konfederasyonu var. Diğer konfederasyonların hiçbiri bu konuda konuşmuyor. Veya konuşuluyor duyulmuyor. Fakat taşeronda hiç konuşmayan sendikanın daha avantajlı olduğunu görüyorsunuz. Buna çaba sarf eden bu konuyu gündeme getiren bu konuda eylem yapan Türk-İş’in daha fazla üye yapması gerekiyor. Biz çalışıp, gündeme getirip, baskıyı oluşturmamıza rağmen maalesef üyenin fazlasını biz yapamıyoruz” şeklinde konuştu. Toplantıda okunan yönetim, denetim ve faaliyet raporları oyçokluğu ile kabul edildi.
ŞENOL YÖNETİM KURULU BAŞKANI
Türk Eğitim-Sen Afyonkarahisar Şube Başkanlığı Yönetim Kurulu Nizamettin Şenol’un Başkanlığı’nda;  Muhtar Demirci, İrfan Kaplan, İbrahim Eser, İhsan Yağcı, Süleyman Gökdoğan, İbrahim Gültekin’den oluştu. Denetleme Kurulu üyeliklerine; Sami Gebece, Alaattin Şeker, Ahmet Ataş, Yavuz Öztuncer, Abdülkadir Yonca seçildi. Disiplin kurulunda; Sami Uyanık, Yusuf Nar, Mesut Okumuş, Kemal Yılmaz, Mehmet Şenocak görev alacak.
ÜST KURUL DELEGELİĞİNE 3 KİŞİ SEÇİLDİ
Beş kişinin aday olduğu üst kurul Delegeliğine Nizamettin Şenol 74 oyla, Muhtar Demirci 71 oyla, Sami Uyanık ise 69 oyla seçildi. Zahrettin Güney ve Hüseyin Arıkan üst kurul delegeliğine seçilemedi.
>> Burcu AYDIN’ın Haberi

“Eleştirilmek gerekli tutum yerinde değil”

Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı Nizamettin Şenol, Hüseyin Arıkan’ın
sendika üye sayısının azalıp “malum sendikanın” üye sayısını ikiye
katladığı eleştirilerine cevap verdi. Şenol, eleştirmenin gerekli
olduğunu ancak tutumun yerinde olmadığını kaydetti

Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı Nizamettin Şenol, yaşanan gündemin ortada olduğunu bu durumun sadece Afyonkarahisar’da değil gelinen noktada tüm iller için geçerli söyledi.
Gelinen noktada tüm illerde üye sayısının düştüğüne dikkat çeken Şenol, “Gelinen yerde siyasi parti kalmamıştır. Gelinen yerde komşusuna gitmeye cesaret edemeyen insanların türediği ortadadır. Ben kendisine şunu sormak isterim, dört yıl boyunca sendikaya kaç defa çıktın? Bu süreç içerisinde ki eleştirileri sıralayıp zamanı gelinceye kadar eksikleri niye yerine getirmediniz? Öğretmenler odasında kendisi ile bir araya geldiğimizde eksiklikleri o zaman niye yüzümüze söylemediniz? Temsilcilerde burada salondalar kendileri söz alıp konuşabilirler. Bu süreçte elbette eleştirilmek lazımdır. Eleştirilmemekte hoş değil. Keşke bir daha yarış olsaydı çıksaydınız. Biz yerine getirdik yaptık öbür taraftan eksildi gibi bir tutum yerinde değil” dedi.

Bakmadan Geçme