'Şeker mücadelesinde takdiri kamu vicdanına bırakıyorum'

Şeker-İş Sendikası Şube Başkanı Murat Karamoçu, Türkiye genelinde özelleştirilecek olan şeker fabrikasından biri olan Afyon Şeker Fabrikası’nın satışına karşı son durumu değerlendirip, Kocatepe Gazetesi’nin sorularını cevaplandırdı.
Burcu Aydın: Özelleştirme küresel bir gerçek söylemi ile çeşitli kamu kurumlarının özelleştirilmesinin akabinde sıra Şeker Fabrikalarının satışına geldi. Özelleştirme karşıtı çalışmalarda gelinen son nokta nedir?
Murat Karamoçu: Öncelikle Kocatepe Gazetesine ve sizlere çok teşekkür etmek istiyorum. Hakikaten Afyonumuzun tek üretim bacası olan Afyon Şeker Fabrikasına bu denli sahip çıktığınız için, özenle konuları takip ettiğiniz için çok teşekkür ediyorum. Şeker Fabrikalarının özelleştirilmesi konusunun evveliyatına bakmak lazımdır. Şeker Fabrikasını neden satış konumuna koydular ve neden bir anda satmak istediler? Bilindiği üzere Türkiye Şeker Fabrikaları sadece şeker üretmekle değil, makine fabrikalarıyla da hep ön plandaydı. Biz Özbekistan gibi Türkî Cumhuriyetlerine Fabrika yaptığımızda Şeker Fabrikalarının gelişmişliği başardığı görüldü. Artık fabrika yapıyorlar. Bunların önünü kesmek lazım düşüncesiyle bizlere son noktayı koydular diye düşünüyoruz.
Burcu Aydın: Özelleştirme süreci ne zaman başlamıştı?
Murat Karamoçu: 2002 yılında özelleştirme kapsamına alınmıştık. 2005 yılında bu kapsamdan çıktık. Önce ne yaptılar pancar çiftçisine kota koydular. Pancar çiftçisini şekerden pancardan uzaklaştırmaya çalıştılar. Baktılar ki Türk çiftçisi pancarına sahip çıkıp ekime devam ediyor, özelleştirme ile iyice şeker fabrikalarını bitirelim denildiği kanaatindeyiz.
Burcu Aydın: Kamuoyu gündeminde Nişasta Bazlı Şeker (NBŞ) var. Buna ilişkin neler söylemek istersiniz?
Murat Karamoçu: Nişasta Bazlı Şekeri (NBŞ) ülkemize getirdiler. Nişasta Bazlı Şekerin sağlığı nasıl zarar verdiği herkesçe biliniyor. Buna rağmen Bakanlar Kuruluna NBŞ kotasını yüzde 10 artırma ve eksiltme yetkisi verilip her yıl sürekli yüzde 50 arttırarak üretime devam ettirdiler. Şeker sanayinin özelleştirilmesinde öyle ilginç olaylar oldu ki satılıp kolayca kapanması için bir program hazırladılar. Şeker-İş Sendikası itirazlarda bulundu dava açtı. Şeker Fabrikası istihdam ve üretim olmak üzere iki gruptan oluşuyor. İstihdam ölçekli bu fabrikalar bulunduğu bölgelere iş sağlaması için, doğu vilayetlerinde terörün önüne geçilmesi için kurulmuş. İç Anadolu da Burdur ve Afyon, Eskişehir Şeker Fabrikaları da ülkemizin şeker ihtiyacının karşılanması için yapılmıştır. Bunların hiçbiri birbiriden ayrılacak fabrikalar değil. Çünkü hepsinin de birbiriyle bağlantıları var.
Burcu Aydın: Özelleştirme sürecinde ki kaygılarınız neler?
Murat Karamoçu: Korkumuz fabrikaların kötü niyetli kişilerce alınmasıdır. Allah korusun böylesi bir durumda kaybedecek olan ülkemiz olur. Slogan atmakla sorun çözemeyiz. Ortak bir basın açıklaması yapamamanın üzüntüsü yaşıyoruz. Tepkiler var ama yeterli değil. Maalesef Afyon kamuoyu Afyon Şeker Fabrikasına yeterince sahip çıkmıyor. Şeker mücadelesinde ki durum takdirini kamuoyunun vicdanına bırakıyorum. “Bu fabrika özelleşirse ben kellemi ortaya koyarım” diyen milletvekilleri şimdi ortada yok. Satılacaksa katkı olsun diye fabrika satışından binde bir hisse alayım diyenler malum siyasiler.
Burcu Aydın:  Satışa tepki amaçlı bir imza kampanyası başlatılmıştı. Sonuç ne oldu?
Murat Karamoçu: Milliyetçi duyguları kabartarak sorun çözülmez. Fabrikamızın satışına, kapatılmasına karşı başlattığımız imza kampanyamız bir hafta sürdü. İmza kampanyasında 50 bin imza hedef konuldu. İmza oranı 18 binde kaldı. Kamuoyu vicdanının göstergesi ulaşılan imza sayıdır. Ancak mücadelemiz devam edecek. Çünkü özelleştirme hükümetin tasarrufudur. Kimse insanları kandıramaz. Tek ihtiyaç fabrikalara ve pancar çiftçisine verilecek destektir.        >> Burcu AYDIN’ın Özel Röportajı