'Şehit oluruz, gazi oluruz bu vatanı vermeyiz'

Afyonkarahisar Belediyesi ile 15 Temmuz Şehit Yakınları ve Gaziler Derneği, Rehberlik ve Araştırma Merkezi'nde 15 Temmuz Darbe Girişimi'ne direnen gazileri, Afyonkarahisarlılar'la buluşturdu. 'İçimizdeki Kahramanlar' başlıklı etkinliğe, AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya, AK Parti İl Başkanı İbrahim Yurdunuseven, Afyonkarahisar Belediye Başkan Yardımcıları Ayfer Örten ve Sabri Demirkapu, İl Milli Eğitim Müdürü Metin Yalçın, Afyonkarahisar Baro [&hellip]

Afyonkarahisar Belediyesi ile 15 Temmuz Şehit Yakınları ve Gaziler Derneği, Rehberlik ve Araştırma Merkezi’nde 15 Temmuz Darbe Girişimi’ne direnen gazileri, Afyonkarahisarlılar’la buluşturdu. “İçimizdeki Kahramanlar” başlıklı etkinliğe, AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya, AK Parti İl Başkanı İbrahim Yurdunuseven, Afyonkarahisar Belediye Başkan Yardımcıları Ayfer Örten ve Sabri Demirkapu, İl Milli Eğitim Müdürü Metin Yalçın, Afyonkarahisar Baro Başkanı Turgay Şahin, Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Afyonkarahisar Şube Başkanı İsmail Kumartaşlı ve çok sayıda vatandaş katıldı.
YA ŞEHİT OLDULAR,
YA YARALANDILAR
Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan etkinlikte, şehit Ömer Halisdemir için yazılan şiirin videosunun gösterimi sırasında duygusal anlar yaşandı. Etkinlikte ilk konuşmayı Safiye Başpınar Bayat yaptı. Bir sırt çantası ve cep telefonu ile üniforma giyen teröristlerin karşısına dikildiğini söyleyen Bayat, “Beni böyle durduramazsınız dedim. Tatbikat deniyor ya, terör eylemi deniyor ya, hikaye. Kendilerini kurtarmaya çalıştılar sonra. Bir komutan müsveddesi yanağımın üzerinden ateş açtı. Beni böyle korkutamazsınız dedim. Öldürmek istiyorsan arkamı döneyim de öldür dedim. Kelimelerin kifayetsiz kaldığını görünce ‘Çok kötü bir son hazırlıyorlar. Rabbim milletime yardımcı olsun’ diye dua ettim.  Komutana ‘Siz yenileceksiniz’ dedim. Arkamı döndüm ve ilerledim. Arkamdan kurşunlar geçiyordu ama hiçbiri isabet etmedi. Siz Allah’a teslim olduğunuzda Allah sizi korur. Kardeşlerim hiç geri dönmediler. Ya yaralandılar, ya şehit oldular” dedi.
BU VATAN İÇİN
1000 KERE ÖLÜRÜM
15 Temmuz gecesi yapılan saldırıda eşi şehit düşen, kendisi de gazi olan Vahide Şefkatlioğlu ise, “Her taraf kıpkırmızı bayraklarla doluydu. Ağlıyorduk. Bir taraftan da ateş ediyorlardı. Tank üzerimden geçti. Acı hissetmedim, sadece ayaklarımda bir sıcaklık hissettim. ‘Kurtarın ablayı’ diyenleri duydum. Benim hafızam yerindeydi. Beni hastaneye götürdüler. Yoğun bakımda kaldım. Bacağımı keseceklerini söylediler. Ben kendimi sakat olarak görmüyorum. Yeter ki beynimiz sakat olmasın. Bu vatan için değil bir kere 100 kez ölürüm. Bu vatanı kimseye vermeyiz. Bu ülke için Başkomutanımızın arkasındayız. O bizim arkamızdaysa biz de O’nun arkasındayız. Ülkemizde boğun eğmeyecek başka biri olsa ona oy verelim. Ama O, kimseye boyun eğmiyor” ifadelerini kullandı.
15 TEMMUZ İÇİN
16 NİSAN MESAJI
15 Temmuz Şehit ve Gazileri Derneği adına konuşan Musa İlhan ise, 15 Temmuz’a en güzel cevabın 16 Nisan’da verilmesi gerektiğini söyledi. İlhan, “15 Temmuz akşamı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Afet Koordinasyon Merkezi önünde saldırıya uğradık. Allah o günleri bir daha yaşatmasın. İnanın hepsi çok özel insanlar. ‘Neden şehit olamadım’ duygusunu yaşıyoruz, üzüntüsünü yaşıyoruz. Biz 15 Temmuz Şehit ve Gazileri Derneği olarak 44 ile gittik. 15 Temmuz’un bir daha yaşanmaması için güçlü bir evet çıkacaktır, herkes evet diyecektir. Yenikapı’da bunun provasını yaptık. Afyon’dan bir şüphemiz yok” şeklinde konuştu.
BİR TEK EBABİL KUŞLARI EKSİKTİ
15 Temmuz Gazileri’nden Abdullah Çay ise yılgınlığa ve yorgunluğa düşmeden mücadeleye devam edilmesi gerektiğini vurguladı. Çay, “40-50 civarında hastanede yattım. Şunu izah etmek istiyorum: Bunlar varlar ve olacaklar. Biz de dik duracağız. Sayın Başkomutan’ın dediği Hakk’ın karşısında kimse duramaz. Muvaffak olamadılar, olamayacaklar. O geceki ruh, anlatılmaz, yaşanır. O gün bir tek Ebabil kuşları eksikti. Bedir’de, Hendek’te, Uhud’da Hazreti Hasanlar, Hazreti Hüseyinler, Hazreti Ömer’ler vardı. Bunlar bizi kesinlikte yok edemezler. Yıldırma politikaları yapsalar bile geri durmayacağız. Büyüklerin dediği gibi: Her bir saçım kadar başım olsa, hepsini bu vatan için kesseler, biz bu topraklardan vazgeçmeyiz” dedi.
“KONTROLLÜ DARBE”
SÖYLEMİNE ELEŞTİRİ
Gazi Üzeyir Civan ise “15 Temmuz, kontrollü darbeydi” söylemini eleştirdi. Civan, “15 Temmuz’un senaryo, kontrollü darbe olduğunu söyleyen kişiler var. Bu nasıl tiyatro? Ben kolumu kaybettim. Bacılarımız eşlerini kaybetti. 250 fidan toprağa şehit olarak girdi. Bu vatan için… Tek tasamız vatandı, bayraktı, milletti. Biz yüzümüzün akıyla hesabımızı verdik o gece. Ama bazıları hesabı veremediler. Yazıktır, günahtır. Senaryoya o kadar meraklıysanız, Gezi’de oynanan oyunlara bakınız. 15-20 ağaç için ülkeyi iç savaşın eşiğine getirdiler. O kadar çok ağaç seviyorsanız, Yalova’da kesilen ağaçlara bakın” dedi.
“KOLUMU KAYBETTİM,
VATANIMI KAYBETMEDİM”
Civan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Ben 15 Temmuz’da darbe haberini aldıktan sonra Sabiha Gökçen Havaalanı’na giderken araçlarımızdan inmek zorunda kaldık. Silah sesleri geliyordu. O esnada kardeşlerimiz ellerinde Türk bayrağı ile ‘Tekbir’ getiriyorlardı. Hâlâ ‘Üniforma giyen kişiler, vatana ihanet ettiklerinin farkında değillerdir’ diye düşünüyordum. ‘Asker-polis kardeştir’ diye slogan attırıyordum. Silahlı askerlere doğru ‘Durun, yapmayın, hepimiz kardeşiz’ diyerek koşuyordum. Kendimi yerde buldum. Kulaklarım çınlıyordu. Toparlanmak istediğim esnada sol kolumda bir ağırlık vardı. Bir et parçası haline gelmişti sol kolum. 3 tane gencecik Türkmen evladı bizim davamız için mücadele ediyorlardı. Bana yardım ediyorlardı. Vatan hainleri de boş durmuyorlardı. Bir kardeşimizi ayaklarından vurmuşlardı. Beni ameliyata almışlardı. Ameliyattan sonra başucumdaki yeğenime ‘Bitti mi’ dedim. Neyi sorduğumu şaşırdı. ‘Olaylar bitti mi, vatan selamete kavuştu mu’ diye sordum. ‘Bitti dayı’ dedi. ‘Elhamdülillah, kolumu kaybettim ama vatanımı kaybetmedim’ dedim.”
BİZE CESARET GELDİ,
ONLAR PANİĞE DÜŞTÜ
15 Temmuz Gazisi Muhammet Bostancı da Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ndeki askerlerle mücadelesini anlattı. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nü kısa sürede trafiğe açtıklarını belirten Bostancı, “O gün haberleri açtım, bir terslik olduğunu düşündüm. Daha Sayın Cumhurbaşkanımız çağrı yapmadan Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ne gittim. Askerlerin tankları dizdiğini gördüm. Derhal tankların önündeki askerlerin yanına gittim. Rütbelilelere ‘Bu devirde darbe mi olur. Hepiniz yargılanacaksınız’ demeye çalıştım. Beni dinleyecek durumda değillerdi. Onlar vatana ihanet noktasında gözlerini karartmışlardı. Bunların bir şey anlamayacağını fark ettikten sonra arkadan bizim gibi insanların geldiğini gördüm. Onların arasına karıştım ve tekrar üniforma giyen hainlere karşı yürümeye başladım. 20 metre kala önce havaya ateş ettiler, sonra 15 metre kala bize karşı ateş açtılar. Ben o anda vuruldum. İlk ateşten sonra onlara korku geldiğini gördüm. Bize de cesaret geldi. Elimizde Türk bayrağı ile onlara doğru yürüyorduk. Bize ateş ettiklerinde maskeleri düşmüş oldu. Paniğe düştüler. O sırada 5-10 metrelik mesafe de kapandı. Arkadan gelen vatandaşlar da gelince hemen onların rütbelerini söktük, üniformaları çıkardık ve kontrol noktasına teslim ettik. 1 buçuk saat civarında köprüyü trafiğe açmış olduk” dedi.
BU MİLLET ESİR ALINAMAZ
15 Temmuz 2016’nın Türk tarihinde önemli bir yeri olacağına inandığını belirten Bostancı, “15 Temmuz olaylarına geriye doğru bakmamak gerekiyor. 15 Temmuz olaylarına, o günden bugüne, belki 100 sene sonrasına doğru bakmak gerekiyor. Çanakkale Destanı, Kurtuluş Savaşı’nın işaret fişeğidiyse, 15 Temmuz da bu milletin hiçbir şekilde esir alınamayacağını göstermiştir” diye konuştu. >> Murat ARISOY’un Haberi

Bakmadan Geçme