Şehadetinin 102. Yılında Rahmetle Anıyoruz

4 Ağustos 1922, Enver Paşa'nın Kafkas İslam Ordusu Başkomutanı sıfatıyla Orta Asya'da Pamir Dağları'nın eteklerindeki Çegan Tepesi'nde Ruslarla savaşarak şehit edildiği tarih.

Haber

Böyle bir tarihin 98.yıldönümünde biz de şehit Enver Paşa’nın Afyonkarahisar ziyaretinden tespit edebildiğimiz birkaç kare fotoğrafı paylaşalım ve tabiri caizse fotoğrafları okuyalım dedik.
1.Dünya Savaşı yıllarının Osmanlı ordusunda kullanılan meşhur başlığı’’ Enveriye’’ giymiş küçük bir çocuk ve ona doğru eğilmiş bir Osmanlı paşası. Sıradan bir kişi değil; Harbiye Nazırı, Başkomutan vekili, hanedan damadı gibi birçok ünvana sahip Enver Paşa.
Enver Paşa savaş boyunca hem cepheleri denetlemek amacıyla Anadolu’nun dışında Avrupa, Irak ve Filistin cephelerine varıncaya kadar pek çok yeri ziyaret etmişti. Bu ziyaretlerinden en önemli ve anlamlılarından birisi de Medine’ye kadar uzanan 4.Ordu mıntıkasına yaptığı seyahattir.
12 Şubat 1916’da İstanbul Haydarpaşa Garı’ndan başlayan ve trenin geçtiği bütün şehirlerde törenlerle karşılanan Enver Paşa bu seyahatinde Halep, Şam, Filistin, Kudüs ve sonunda Medine’yi ziyaret etmişti. Ortadoğu’yu Osmanlı’dan ayıran Arap isyanlarının başlamasından birkaç ay önce yapılan bu seyahatte Enver Paşa gittiği her yerde yerel basında yazılan methiyeler ve yöre ileri gelenleri; din adamları, aydınlar, şairler ve eşraf tarafından coşkuyla karşılanmıştır. Onuruna verilen yemeklerde yapılan konuşmalarda, ümmetin izzetini koruduğu için övülmüştür. Paşa; halife ve hilafetle İslam mirasına sahip çıkan, kendinden önceki İslam kahramanları mesela; Selahaddin Eyyubi gibi İslam’ı ve Müslümanları yücelten kahramanlar ile aynı çizgide ve onların bir devamı olarak selamlanmıştır. Gittiği her yerde özellikle de askeri okullar ve kız okullarındaki bütün öğrenciler ve halk tarafından heyecanla karşılanmış ve geçtiği güzergah ve uğradığı beldelerde sevgiyle bağırlara basılmıştır. İslam dünyasında hilafetin gölgesinde emniyet içinde yaşayan Osmanlı tebası için bir dizi yenilgi ve işgalin doğurduğu hayal kırıklıklarını gideren bir kahraman, ileriyi gören ve ümmetinin üzerine titreyen bir Osmanlı devlet adamıdır.1
Enver Paşa’nın gezisi 9 Mart 1916’da sona erdi. Acaba içine mi doğmuştu bu toprakları kaybedeceğimiz?
Geziden geriye kalan yüzlerce fotoğrafın içinde belki de en anlamlılarından birisi bu fotoğraftı.
Muhtemelen Şubat Ayının 14-15’i olmalı. Zira Enver Paşa ayın 12’sinde İstanbul’dan çıkmış ve hat üzerindeki şehirleri denetleyerek birkaç gün sonra 4.ordunun bulunduğu Afyonkarahisar’a gelmiş. Fotoğraf, bugün yerinde Ali Çetinkaya Gar binasının olduğu yerde eski İstanbul İstasyonu’nda çekilmiş. Küçük bir çocukla konuşan Enver Paşa ve geride onları izleyen Afyonkarahisar’ın önde gelen simaları. O dönem için oldukça iyi giyinmiş (giydirilmiş) çocuk kim? Ne konuştular? Kafamdaki soru işaretlerinin cevabını dönemin ünlü dergilerinden Harp Mecmuası’nı incelerken buldum.2
Derginin Mayıs 1333/1917 tarihli 19. sayısında sayfaların arasında kalmış küçük bir fotoğraf. Evet, elimdeki fotoğrafın tıpkısı. Fotoğraf altında şunlar yazıyor;
‘’Beş yaşında bir kahraman zade şehit babasının intikamını almak için Başkumandan vekilinden cephe-i harplerde istihdamını rica ediyor.’’
5 yaşında bir şehit çocuğu, Başkomutan Vekili Enver Paşa’nın karşısına çıkmış cepheye gitmek istiyor. Bugünde aynı değil mi? Televizyonlarda izlemiyor muyuz şehit babalarının tabutları karşısında vakurca duran, bizi de askere alın diyen çocukları, eşleri, babaları, anaları, kardeşleri.100 yıl öncede böyleydi, şimdi de böyle. Türk milletine has bir özellik olsa gerek. Fedakârlık. Bir çırpıda aklımdan geçenler bunlar.
Sonra başka şeyler aklıma geliyor o çocuk kimdi, kimlerdendi? Sahip çıkıldı mı? Yoksa bir kenarda unutuldu mu? Çoktan rahmeti rahmana kavuşmuş olsa gerek. Mekânları cennet olsun.

Bu ziyarette çekilmiş 2. kare yine tren istasyonunda. Bu karede yanında Afyonkarahisar’ın eşrafından bazı isimler ve askeri yetkililer var. Sohbet neye dair bilmiyoruz ancak devletin içinde olduğu 1.Dünya Harbi’ne dair olması kuvvetle muhtemel.
Enver Paşa’nın hakkında bugüne kadar birçok şey yazıldı, söylendi. Söylenenenler ‘’İfratla, tefrit arasında kaldı’’ desek yanlış olmaz. Osmanlının son dönemine damga vuran Enver Paşa ‘’Hızlı yaşadı, genç öldü’’.
1881 yılında İstanbul’da başlayan hayat yolculuğunda karakterini askerlik şekillendirdi. İttihat Terakki Cemiyeti’ne girdi. Saray’a damat oldu. Harbiye Nazırlığı, Osmanlı Ordularına Başkomutanlık yaptı. Balkanlardan, Trablusgarp’a, Doğu Cephesi’nden Kafkaslar’a ve nihayet bugünkü Tacikistan sınırları içindeki Buhara’da Ruslar tarafından şehit edildiği 4 Ağustos 1922 tarihine kadar 41 yıllık hayatı mücadele ile geçti. Cenazesi hayali olan Turan illerinde Buhara’nın Abıderya Köyü’nde bir tepeye defnedildi. Şehadetinin üzerinden geçen 74 yıl sonra cenazesi devlet töreniyle oradan alınarak İstanbul Şişli’de Hürriyet-i Ebediye Tepesi’ndeki anıt mezara kader birliği ettiği arkadaşlarının yanına defnedildi.
Şehadet haberini alan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yakınında bulunanlara söylediği şu sözler Onun hayatının özeti gibidir.
“Enver, bir güneş gibi doğmuş, bir gurûb3 ihtişamıyla batmıştır; arasını tarihe bırakalım.”

Haber

KAYNAK
1 “Enver Paşa’nın Ortadoğu Seyahati” Doğu Kütüphanesi yayınları İstanbul 2007
2 Harp Mecmuası, Osmanlı ordularının 1.Dünya Savaş’ında yazdığı destansı mücadeleyi şiir-nesir yazı ve oldukça bol fotoğrafla anlatmak üzere Harbiye Nezareti tarafından Kasım 1915-Haziran 1918 tarihleri arasında 27 sayı yayınlanan bir mecmuadır.
3 Gurub: Gün Batımı

Haber

Bakmadan Geçme