Şehabettin Yiğitbaşı Kimdir?
Afyon Kocatepe Üniversitesi'nin Kurucu Rektörü Prof. Dr. Şehabettin Yiğitbaşı, birçok idari görevde bulundu. Yiğitbaşı, Afyonkarahisar'ın eski milletvekillerinden Gazi Yiğitbaşı'nın da oğluydu.
Prof. Dr. Şehabettin Yiğitbaşı 1937’de Bolvadin‘de doğdu. İlk ve orta öğrenimini Bolvadin‘de liseyi ise Afyonkarahisar’da bitirdi. İstanbul Ticari İlimler Akademisinden mezun oldu. Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğünde görev aldı. Ardından özel bir firmada muhasebecilik, daha sonra da Türkiye Emlak Bankası, Yapı Kredi Bankası ve Türkiye Cumhuriyeti Yatırım Bankasında görev yaptı. Milli Eğitim Bakanlığı adına Fransa’ya gitti ve burada İktisat Doktoru unvanını kazandı. Ege Üniversitesi iktisadi Bilimler Fakültesi İktisat politikaları kürsüsünde asistan oldu. İzmir 9 Eylül Üniversitesi İdari ve Sosyal Bilimler Enstitüsün Müdürlüğü yaptı. Konya Selçuk Üniversitesi’nde Profesörlüğe yükseldi. Konya Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı oldu. Ayrıca Selçuk Üniversitesi iktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi kurucu Dekanlığı yaptı. Daha sonra Afyon Kocatepe Üniversitesi kurucu Rektörü olarak atandı.
MERHUM MİLLETVEKİLİ GAZİ YİĞİTBAŞI’NIN OĞLU
Prof. Dr.Şehabettin Yiğitbaşı, İstiklal Savaşı Gazisi ve DP Afyonkarahisar Milletvekili Gazi Yiğitbaşı’nın da oğluydu. Yiğitbaşı, babasının 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra yaşadıklarını “zulüm” olarak değerlendirmişti. Merhum Yiğitbaşı, “Mason cemiyetinin, emir erliğinin kaldırılması, haşhaş üretiminin serbest bırakılması gibi değişiklik teklifleri vermiş. Her subaya bir emir eri verilirdi, yani uşak gibi bir şey, o da kabul edildi. Sonra bunun intikamını aldılar. 27 Mayıs'ta çok büyük işkence gördü. Kültürlü, çok dindar bir adamdı. Dini konularda büyük hizmetleri oldu. Ezanın Arapça okunmasının serbest bırakılması için verilen 4'lü tekliften birisi babamındı. Vefat ettiğinde 63 yaşındaydı. İktidarda askerler vardı. Çok sıkıntısını çektik. Benim çektiğim şahsi sıkıntılar çok önemli değil ama bir yerde katledildi babam. Bir emir geldi, 'Cenazede yakın akrabası 15 kişi bulunacak.' denildi. Eyüp'te bir mezar yeri verildi. Babamın vefatından 10 gün evvel izin aldık, Kasımpaşa Asker Hastanesinde yatıyordu. Oraya kaldırmışlardı. 5-10 dakika izin verdiler, o zaman görüştük. Çok ağır hastaydı, çok zor konuşuyordu, zor bakıyordu. Hemen hemen hiç konuşamadık” demişti.