Savunmada Türk Mührü!

Türkiye, savunma sanayisinde yerli ve milli üretime yaptığı yatırımlarla adından söz ettiriyor. İhracatta kırdığı rekorlarla dünya sıralamasında hızla yükselen ülke, teknolojik altyapısını da güçlendirdi. Peki, Türk savunma sanayisinin bu başarısının arkasında hangi etkenler yatıyor?

Türkiye, son yıllarda savunma sanayisinde gerçekleştirdiği yenilikler ve üretim kapasitesindeki artışla küresel arenada dikkatleri üzerine çekiyor. Yerli ve milli ürünlerin geliştirilmesine yönelik yatırımlar, yalnızca Türkiye’nin kendi güvenlik ihtiyaçlarını karşılamakla kalmadı; aynı zamanda uluslararası alanda güçlü bir ihracat potansiyeli oluşturdu. 2024 yılında savunma ve havacılık sanayisi ihracatında 7 milyar 154 milyon dolarlık rekor bir gelir elde edildi. Bu başarı, Türkiye'nin sektördeki büyümesini ve teknolojik ilerlemesini net bir şekilde ortaya koyarken, ihraç edilen sistemlerin yurt içindeki ekonomik katkısı da 40 milyar doların üzerinde oldu. Türkiye, bu başarıyla dünya genelinde savunma sanayisi ihracatçıları arasında 11'inci sıraya yükselerek önemli bir yer edindi. Bu gelişmeler, yerli üretimin uluslararası pazarda ne kadar güçlü bir şekilde karşılık bulduğunu gösteriyor.

Savunmada Türk Mührü!

KAPSAMLI ÜRÜN YELPAZESİ

Türk savunma sanayisi, geniş bir ürün yelpazesi sunarak küresel pazarda rekabet gücünü artırdı. Kara araçlarından deniz platformlarına, hava araçlarından mühimmat ve füzeye kadar birçok kategoride yüksek kaliteli ürünler, uluslararası alanda büyük ilgi gördü. Geçtiğimiz yıl 40 ülkeye 4 bin 500’den fazla kara aracı, 10'dan fazla ülkeye 140 deniz platformu ve 50'den fazla ülkeye 770 İHA, SİHA ve TİHA ihraç edildi. Bu ihracatlar, Türkiye’nin teknolojik altyapısının gücünü kanıtlarken, diğer ülkelerin güvenlik altyapısını da güçlendirdi. Aynı dönemde 1200 elektro-optik sistem, stabilize silah sistemleri, radarlar ve taarruz helikopterleri gibi ürünler de dünya genelinde kullanıcılarına ulaştı. Özellikle Avrupa ülkeleri, Türk savunma sanayisinin sunduğu çözümleri tercih ederek bu başarının önemli bir parçası oldu. Bu kapsamlı ürün çeşitliliği, Türkiye’nin sektördeki etkisini daha da artırıyor.

Savunmada Türk Mührü!

YERLİLİK ORANINDA YÜZDE 80'E ULAŞILDI

Türkiye’nin savunma sanayisindeki yükselişi, yerlilik oranındaki artışla doğrudan bağlantılı. 2024 yılı itibarıyla yerlilik oranı yüzde 80’i aşarak rekor bir seviyeye ulaştı. Bu oran, Türkiye'nin savunma sanayisinde dışa bağımlılığını azaltırken, milli kaynakların etkin kullanılmasını sağladı. Aynı dönemde savunma sanayisindeki AR-GE faaliyetlerine ayrılan bütçe 3 milyar dolara yaklaştı ve bu bütçe, sektörün inovasyon odaklı projeler geliştirmesine olanak tanıdı. Proje hacminin 100 milyar doları aşması, savunma sanayisinin sadece bugünü değil, geleceği de planlayan bir yapıya sahip olduğunu gösteriyor. Bu süreçte geliştirilen ürünler, Türkiye’nin uluslararası pazardaki itibarını artırırken, ülke ekonomisine de önemli katkılar sağladı.

Savunmada Türk Mührü!

YERLİ MOTOR ÜRETİMİNDE ÖNEMLİ ADIMLAR

Türkiye’nin savunma sanayisinde yerli motor üretimine yönelik çalışmaları, sektörün geleceği açısından kritik bir öneme sahip. ALTAY tankı için geliştirilen yerli motorların seri üretim aşamasına gelmesi, bu alanda elde edilen başarının en somut göstergelerinden biri oldu. Ayrıca milli muharip uçak KAAN için yürütülen motor çalışmaları da hız kesmeden devam ediyor. KAAN’ın test süreçlerinin hızlanması amacıyla altı farklı prototip üretilirken, ikinci uçağın test süreci için hazırlıklar sürüyor. Bu gelişmeler, Türkiye’nin savunma teknolojilerinde tam bağımsızlık hedefini gerçekleştirmesi yolunda önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. GÖKBEY helikopterinin motorunun tamamen yerli imkanlarla üretilmesi planlanırken, bu çalışmalar savunma sanayisinin genişleme stratejisini de destekliyor.

Savunmada Türk Mührü!

TÜRKİYE NATO PROJELERİNDE GÜÇLENİYOR

Türk savunma sanayisi, NATO projelerinde üstlendiği rollerle uluslararası arenada etkisini artırıyor. ASELSAN tarafından geliştirilen ASELFLIR-500 sistemi, 2024 yılında 16 ülkeye ihraç edilerek Türkiye’nin teknolojik altyapısının gücünü bir kez daha gösterdi. NATO projelerine yapılan başvurular, Türkiye’nin ittifak içindeki stratejik konumunu güçlendirirken, bu projelerde geliştirilen çözümler pek çok ülkenin güvenlik ihtiyacını karşılamayı hedefliyor. Portekiz’e yapılan askeri gemi ihracatı da 2024 yılının en dikkat çekici başarılarından biri oldu. Bu ihracat, Türkiye’nin deniz platformları alanındaki kapasitesini uluslararası alanda daha da görünür hale getirdi.

GELECEKTE HEDEF ÇİFT HANELİ İHRACAT RAKAMLARI

2024 yılında elde edilen başarılar, geleceğe yönelik hedeflerin ne kadar iddialı olduğunu ortaya koyuyor. Savunma ve havacılık sanayisi ihracatında elde edilen 7 milyar 154 milyon dolarlık gelir, önümüzdeki iki yıl içinde çift haneli rakamlara ulaşmayı hedefliyor. Avrupa, Türk savunma sanayisinin ürünlerine en fazla talep gösteren bölge olarak dikkat çekerken, özellikle İHA, SİHA, akıllı füzeler ve radar sistemleri büyük ilgi görüyor. Bu ilgi, Türkiye’nin ihracat potansiyelini artırırken, sektördeki büyümenin sürdürülebilirliğini de sağlıyor.

Savunmada Türk Mührü!

UZAY TEKNOLOJİLERİNDE YENİ PROJELER

Türk savunma sanayisinin gelişimi, uzay teknolojilerinde yapılan atılımlarla da devam ediyor. GÖKTÜRK-2 yenileme uydusunun test faaliyetleri başlatılırken, MİLKAR ve MİLKED gibi elektronik harp projelerinin sözleşmeleri de imzalandı. Uzay teknolojileri ve elektronik harp sistemleri, Türkiye’nin yüksek teknoloji alanındaki yatırımlarını artırmasına olanak tanıyor. Bu projeler, savunma sanayisinde uluslararası rekabet gücünü artırırken, Türkiye’nin teknoloji alanındaki liderlik hedeflerini destekliyor.

Türk savunma sanayisinin 2024 yılındaki başarıları, ülkenin sadece ekonomik değil, stratejik açıdan da önemli bir güç haline geldiğini gösteriyor. Yerli ve milli üretim odaklı çalışmalar, hem Türkiye’nin güvenliğini sağlamada hem de uluslararası pazarda güçlü bir aktör olarak yer almasında kilit rol oynadı. Bu başarılar, gelecekte yeni rekorların habercisi olurken, Türkiye’nin savunma sanayisindeki vizyonunu daha ileriye taşımayı hedeflediğini ortaya koyuyor.

Bakmadan Geçme