Sarıca: Spora sonuç olarak bakmamak gerek

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Afyon Meslek Yüksekokulu Pazarlama Bölümü öğrencileri, Öğretim Görevlisi Türker Göksel'in koordinatörlüğünde gerçekleştirdikleri 'Sorunlu Çemberler' başlıklı proje kapsamında Türkiye Basketbol 1. Ligi'nde yer alan kulüplerin idarecileriyle buluşmaya devam ediyor Sorunlu Çember Projesi'nde görevli öğrencilerin Türk basketbolunun en önemli markalarından olan Pınar Karşıyaka Basketbol Kulübü Baş Antrenörü Ufuk Sarıca ve İdari Menajer Selim [&hellip]

Sarıca: Spora sonuç olarak bakmamak gerek

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Afyon Meslek Yüksekokulu Pazarlama Bölümü öğrencileri, Öğretim Görevlisi Türker Göksel’in koordinatörlüğünde gerçekleştirdikleri “Sorunlu Çemberler” başlıklı proje kapsamında Türkiye Basketbol 1. Ligi’nde yer alan kulüplerin idarecileriyle buluşmaya devam ediyor

Sorunlu Çember Projesi’nde görevli öğrencilerin Türk basketbolunun en önemli markalarından olan Pınar Karşıyaka Basketbol Kulübü Baş Antrenörü Ufuk Sarıca ve İdari Menajer Selim Çınar’la yaptıkları söyleşide önemli konulara parmak bastı.
“MİLLİ TAKIM BÜYÜYOR”
Türk basketbolunun dünya basketbolundaki avantajlarını ve dezavantajlarını aktaran Pınar Karşıyaka Basketbol Kulübü Baş Antrenörü Ufuk Sarıca, “Basketbol milli takımımızın özellikle kendi evimizde düzenlenen Dünya Şampiyonası’nda Amerika’yla final oynaması ve orada bayağı bir yukarıya çıkan heyecan, gelen başarı elbette önemliydi. Amerika bir Dünya Şampiyonu, elbette yenilmez değiller ama çok kuvvetliler. Bir de Avrupa basketbolu var elbette. Türk Basketbolu NBA ile arasındaki farkı her geçen gün kapatıyor. Zaten çok sayıda Avrupa oyuncusu ve Türk milli takımında da oynayan bugün birçok oyuncu NBA’de forma giyiyor. Bu da her geçen gün makasın daraldığını gösteriyor. Ama bir gerçek var ki bizim ülke basketbolumuzun en büyük dezavantajı diye soruyorsak ekol olamamamız. Türkiye basketbol milli takımı hangi ekoldür dersek tam net cevap veremeyiz. İspanya için bir şey söyleyebiliriz. Eski Yugoslavya dağıldı, ancak Sırbistan, Hırvatistan, Makedonya ve Karadağ’ın bir ekolü var. Yunanistan, Dünya basketbolunda bugün bir ekol; keza İtalya’nın da bir ekolü var. Bizim, bence çok büyük yeteneklerimiz ve iyi oyuncularımız var. İyi takımlarımız var ama ekol olarak net bir ekolümüz yok. En büyük dezavantajımız da bu. Bizim bunu oturtmamız gerek. Yoksa kimseden bir eksiğimiz yok. Geçen seneki Dünya Şampiyonası’nda bence belki üstün başarı alınamadı ama mevcut kadroda eksik oyuncular vardı. Özellikle de NBA’de oynayan oyuncular takımda olsaydı büyük güç katarlardı. Onlarsız oynanan maçlarda özellikle de Amerika karşısında oynanan basketbol bence yine ses getirdi. Ama istikrar sorununu aşamıyoruz. Yani kendi evimizde Dünya ikincisiyiz. Sonraki şampiyona da ise bir derecede değiliz. Belki her sene şampiyon olamazsınız ama ilk dört içinde ilk beş içinde oralarda yer edinirsiniz. Bence o ekolü oturtmak gerek.” dedi.
“ÇOCUKLARI, KARDEŞLERİMİZİ
BU BİLGİLER IŞIĞINDA DONATMAK GEREK”
Türk basketbolunda yapılabilecek çalışmalar hakkında bilgi veren Teknik Adam Sarıca, “Bunun kökü okullardır. Bir kere bizim spor anlayışımız daha çok gelişmeli. Bizde spor, sonuç olarak değerlendiriyor. Yani sonuç olarak değil de sporu gerçekten öncelikli olarak sportif anlamlara taşıyıp daha sonra sonuç anlamına bakmalıyız. Bunun içinde sporu okullara daha sağlıklı olarak sokmak gerek. Dolayısıyla kulüp alt yapılarında, okul alt yapılarında donanımlı insanlarla bu işi gerçekten bu işe emek veren, bu işle bilgi birikimleri olan insanlarla daha genç yaştaki çocukları, kardeşlerimizi bu bilgiler ışığında donatmak gerek. Alt yapıların veya okul takımlarının bir parça daha donanımlı olması gerek ki üst tarafa geldiğimiz zaman daha farklı bir kültüre sahip olalım.” şeklinde konuştu.
“TÜM SALONLARDAKİ REKLAM
AMAÇLI PAZARLAMAYI
SAĞLAMAYA ÇALIŞIYORLAR”
Türkiye’de basketbolun pazarlama aşamalarında bilgi veren Pınar Karşıyaka Basketbol Kulübü İdari Menajeri Selim Çınar, “Hak ettiği değer, bence biraz göreceli bir şey. Biz işin içinde hak ettiği yerde değilizdir diyoruz ama dışarıdan bizi izleyen biri de basketbol çok iyi bir yerde pazarlanıyor da diyebilir. Ancak bu bir gerçek elbette her yer yıl üstüne koyarak gelişiyor ve gelişmekte. Bu hem sportif başarı anlamında sahada hem de bunun dışında işin pazarlama, reklam ve algı yönünde git gide artıyor. Türkiye Basketbol Federasyonu bu sene örneğin yeni bir atılım yaptı ve birinci ligin tüm pazarlama satış haklarını İnfort adı altında uluslararası düzeyde iş yapan bir firmaya verdi. Çok kati kurallar ve belirli standartlar getirilmeye başlandı. Tüm salonlardaki reklam amaçlı pazarlamayı sağlamaya çalışıyorlar. Bu da pazarlamanın profesyonelleşmesine sebep oluyor ve basketbolun daha ciddiye alındığını gösteriyor. Her sene gelişerek de gidiyor.” ifadesine yer verdi.
“PINAR, 1996’DAN BU YANA BİZİM KESİNTİSİZ ANA SPONSORUMUZ”
Pınar Karşıyaka Basketbol Kulübü’nün gelirinin nasıl sağlandığını belirten Çınar, “Başlıca gelirler elbette ki sponsorlar. Pınar, 1996’dan bu yana bizim kesintisiz ana sponsorumuz. İsmini de bize veriyor. Öncelikle sponsorlarımızdan geliyor daha sonra 2005’ten bu yana maçlarını oynadığımız salonun reklam yönündeki pazarlamalarından geliyor. Bunun yanında ciddi anlamda tribün ve kombine gelirlerimiz var.” diye konuştu.
“TARAFTARLAR AÇISINDANSA
ŞİFRELİ YAYIN YAPILMASI
KESİNLİKLE HANDİKAP SAYILABİLİR”
Basketbol maçlarının şifreli kanal yayını hakkında düşüncelerini aktaran Çınar, “Bu işin kalite yönünden artmasına vesile ama şifreli bir kanal üzerinden yayın yaptığı için geniş kitlelere ulaşamaması da dezavantaj. Biz kulüpleri düşünürsek gelir arttırıcı bir hareket. Taraftarlar açısındansa şifreli yayın yapılması kesinlikle handikap sayılabilir. Önümüzdeki senenin ihalesinde yanlış bilmiyorsam bu paylaşılmış olacak ve maçların bir kısmı açık kanallarda yayınlanacak. Bunda da başarıya endeksli bir havuz sistemi var.” dedi.
“SEKİZ BUÇUK
MİLYON LİRA GİDERİMİZ VAR”
Yıllık toplam bütçe ve giderler hakkında bilgi veren Çınar, “Oyuncu ve teknik kadro giderleri bakımında konuşursak 6-6,5 milyon TL. giderimiz var. Bunun içine diğer masrafları da katacak olursa 8-8,5 milyon TL’ye kadar yükseliyor. Bu da demek oluyor ki yaklaşık 2 milyon civarında da diğer kalemler bütçenin içerisinde yer alıyor. Seyahat masraflarından tutun da ofise alınan kırtasiye masraflarına kadar her şey bu bütçenin içerisinde.” ifadesini kullandı.
“PINAR KARŞIYAKA
HERKESİN RAKİBİ OLMAYA BAŞLADI”
Kulübün marka değerini artırmak için yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Çınar, “Örneğin iki yıldan beri özellikle basketbol takımımızın gösterdiği başarı, arka arkaya gelen iki kupa, ondan önce evimizde oynanan final karşılaşması, yükselen trend, etraftaki algıyı da çok arttırdı. Bu zamana kadar Pınar Karşıyaka her zaman burada bir ekoldü. Her zaman belirli bir seviye başarı gösteriyordu ama artık ciddi anlamda diğer büyük bütçeli takımlara rakip olabiliyor. Tabi kendi mütevazı imkânları çerçevesinde. Her yıl Play-Off oynama ihtimali olan bir takımdı ve buraya gelen büyük bütçeli takımları ürkütüyordu. Artık buradan çıktık. Pınar Karşıyaka gerek içeride, gerek dışarıda herkesin rakibi olmaya başladı. Başarıya endeksli olarak ebetteki dışarıdan taraftar anlamında seyirci olarak algı değil. Bu işe destek olmak isteyen ve bu işin kenarında yer almak isteyenlerin reklam desteği anlamında da algısı elbette artıyor. Biz de bu işi her sene biraz daha kurumsal ve profesyonel yapmaya çalışıyoruz.” şeklinde konuştu.
“BİR KULÜBÜ ÖRNEK
ALMAK ÇOK KOLAY DEĞİL”
Örnek alınan kulüp ve organizasyonlara dikkat çeken Çınar, “Direkt bir kulübü örnek almak çok kolay değil. Her kulübün kendi içerisinde farklı başarıları var. Örneğin spor kulübü çatısı altında ikinci ligde futbol, ikinci ligde voleybol ve bunun yanı sıra yüzme yelken gibi branşları olan bir kulübüz. Her şubenin de alt yapısı var. Öncelikle hedef, buradaki gençlere spor yaptırıp daha sonra A takımlar seviyesinde de hem onlara yer yaratabilmek hem de başarılı olabilmek. Sporun baş hedefi başarılı olmak, direkt bir kulübü rol model alıp onu takip edebilmek çok kolay değil. Bizim yapımız biraz daha farklı, biraz daha zor. Dışarıdan farklı görünse de, işin içerisinde biraz daha farklı görülebiliyor.” diye konuştu.
“BİZLERİ GÜZEL GÜNLER BEKLİYOR”
Basketbolun ülkedeki geleceğini aktaran Çınar, “Geleceğin nasıl göründüğüne yorum yapabilmek için biraz yakın geçmişe bakmakta fayda var. Hem milli takımlar seviyesinde hem de kulüpler seviyesinde başarılar git gide arttığı sürece elbette gelecekte önümüz açık. Geçtiğimiz yaza baktığımızda özellikle genç milli takım ve ümit milli takımın şampiyonlukları var. Elde edilen başarılar var. O jenerasyonların bundan birkaç sene sonra A takım seviyesinde yer alacaklarını düşündüğümüzde başarının geleceğine inanıyorum. Bizleri daha güzel günler bekliyor.” dedi.
“DEĞERLERİMİZE SAHİP ÇIKALIM”
Çınar, “Afyonkarahisar’da şehrin adını taşıyan bir basketbol takımı var. Bugün basketbol, yarın futbol olabilir fark etmez. Şehrin adını veya bulunduğu ilçenin, semtin adına bir kulüp varsa bence herkes ona sahip çıkmalı. Evet, büyük takımları desteklemek onların taraftarı, seyircisi olmak elbette güzel, tutkulu ve saygı değer şeyler. Ama önce bulunduğumuz yere, var olan değere sahip çıkabilirsek daha iyi olur. Hepsi arka arkaya gelecektir.” ifadesine yer verdi. (Kocatepe Haber Merkezi)

Bakmadan Geçme