Şap sorunu mercek altında – Kocatepe Gazetesi
Veteriner Hekimler Odası Başkanı AKÜ Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatih Birdane, şap hastalığı için çıkartılan yönetmelik ve Türkiye’de ki salgınların önlenmesi için alınması gereken tedbirlere yönelik açıklama yaptı. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın acilen yeniden yapılanması gerektiğini yineleyen Birdane, bir şeylerin düzeltilmeye çalışıldığını ancak tek başına tuğla koyarak bina inşa edilemediğini vurguladı. Sistematik bakış [&hellip]
Veteriner Hekimler Odası Başkanı AKÜ Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatih Birdane, şap hastalığı için çıkartılan yönetmelik ve Türkiye’de ki salgınların önlenmesi için alınması gereken tedbirlere yönelik açıklama yaptı.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın acilen yeniden yapılanması gerektiğini yineleyen Birdane, bir şeylerin düzeltilmeye çalışıldığını ancak tek başına tuğla koyarak bina inşa edilemediğini vurguladı.
Sistematik bakış açısı yok
Afyonkarahisar Veteriner Hekimler Odası Başkanı Afyon Kocatepe Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatih Mehmet Birdane 4 Şubat 2011 tarihinde Resmi Gazete’de şap hastalığı kontrolüne ilişkin yönetmelik yayınlandığını belirtti. Bu yönetmeliğin kim tarafından hazırlanıp, kimden bilgi alınıp, hangi problemi çözdüğünün belli olmadığına temas eden Birdane; “Yönetmeliğin 2. maddesi şöyle; Bu Yönetmelik; virüsün tipi ne olursa olsun şap hastalığı salgını durumunda uygulanacak asgari kontrol önlemleri ile şap hastalığı konusunda çiftçilerin bilinç düzeylerinin, yetkili birimlerin ve tarım sektörünün hazırlık durumunun artırılmasını amaçlayan belirli koruyucu önlemleri kapsar. Biz daha ikinci maddede topu başkalarına atmışız, buradaki tarım sektörü neyi ifade ediyor, konuyla ne alakası var ? Şap hastalığının bildirimi beşinci madde de ülkede; Şap hastalığının bildirimi zorunludur deniliyor. Yönetmelik zaten ülkemiz için çıkmış ama ‘ülkede’ diye başlıyor. ‘Hayvanlarla ilgilenen, nakil esnasında hayvana eşlik eden veya hayvanlara bakan herhangi biri veya hayvan sahibi, yetkili birimine veya resmi veteriner hekimine gecikmeksizin,..bildirmek’ diyor ve asıl bildirim sorumlusunun kim olduğunu kaybediyoruz. Devamında da bilemediğimiz sorumluya ‘bulaşma riski altında olan duyarlı türlerden olan diğer hayvanlardan uzak olan yerlerde tutmakla yükümlüdür’ diyor. Devamında ‘veteriner hekimler, veteriner laboratuvarları veya diğer resmi veya özel laboratuvarların üst düzey yetkilileri bildirmekle yükümlüdür. Burada da sistematik bir bakış açısı yok. Bildirmesi gereken belli değil, bildirenin kaybı ne olacak belli değil. Bu sistem çalışmıyor, çalışsa da önce bakanlık tarafından gizleniyor. Nasıl gizlenmesin ? Yönetmelikteki önlem ve gereklilikleri yapacak hekim, araç nerededir ?” dedi
İlk kaynağa gidilmeli
Bildirinin 7. maddesinde şap hastalığı salgınından şüphelenildiğin de işletmeye tüm giriş ve işletmeden tüm çıkışla-rın yasaklandığına temas eden Veteriner Hekimler Odası Başkanı AKÜ Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatih Birdane; “Bildirinin 7. maddesi devamında et veya karkasları, et ürünleri, süt veya süt ürünleri çıkışları yasaktır diyor. Sonraki paragrafta çıkışları serbest bırakıyor. Biz bu ürünleri ne yapacağız ? Çıkmayacaklar mı ? Hepsini imha mı edeceğiz ? Et ürünleri ne demek ? Süt ürünleri ne demek? Hadi imha ettik parası ne olacak ? Devam ediyor ve ‘veteriner gözetimi altında ve şap virüsünün saçılmasını önleyecek donanıma sahip bir araçla’ diyerek imhaya götürülmesini söylüyor. Hala ‘veteriner hekim’ diyemiyor, nerede bu kadar personel var, bu donanıma sahip araçlar nerede? Hadi var diyelim parasını kim ödeyecek? Salgın başladı-ğında boşverin bir il’e; bir köye, bir kasabaya, ilçeye bu nasıl uygulanacak. Yönetmelik bu ve benzeri yasaklarla dolu. Ama uygulaması imkansız. Zaten daha önceki yönetmelikde de benzeri konular vardı. Uygulanamıyordu. Yenilik veya çözüm getirmek yerine tekrarlanmış, üstelik eskisinden daha da kötü ve anlamsız ifadelere boğulmuş. Sığırların şap hastalığını senede iki kez aşılayarak çözemediğimiz ortada. Zaten 12 mil-yon hayvanı 20 günde aşılamak dünyada sadece bizde vardır. Bir örneği varsa söylensin de bizde bilelim 10 milyondan fazla hayvanı bu sürede aşılayabilen, sonrada elektronik ortama aktarabilen var mı? Bir hayvan sene sonunda kaç defa aşılanmış oluyor? Hesaba göre iki, ama uygulama 0-4 bazen daha da fazla, illere göre fark var mı? Var. Takip eden var mı? Var. Düzelten var mı? Yok. Trakya’da şap yok dedik. Baktık olmadı hayvan sevkini yasakladık. Memleketin ortasında şap çıkıyor, ihbar eden-sevkleri yasaklayan-pazarı kapatan suçlanı-yor. Buraya nerden geliyor diyen yok, olsa da geldiği İl Tarım Müdürlüğüne sorsan alacağın cevap hazır; ‘bizde şap yok’. İlk kaynağa gidemedikten sonra problemler çözülemez. Bu konuda çalışan bilim adamı var mı? Yok. Olsa da hastalığın gizlenmeye çalışılması, Şap Enstitüsü ve teşhiste İngiltere’ye bağımlılığımız konuyu çalışılamaz hale getirmektedir.” diye konuştu.
Hızla aşı üretilmeli
“Baştan kurgu yanlış, öyle bir sistem olacak ki; hayvanlarının hepsi çiplenecek, bu çipleri okuyan el bilgisayarları olacak, bu bilgileri internet ortamında üzerine alacak bir de program olacak. Bunlar arasında uyum olmadığı sürece kayıt filan tutulmaz, tutulana da güven olmaz.” diyen Birdane, el bilgisayarlarının tüm veteriner hekimlere verilip, hata yapanın cezalandırılması gerektiğini ifade etti. Oda Başkanı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatih Birdane; “Bu şekilde hangi hayvan nerdedir, nere-ye sevk edilmiştir, ne zaman kim tarafından aşılanmıştır takip edebiliriz. Kime ne zaman satılmış, hangi hayvan pazarına girmiş biliriz. Nerede, ne zaman kesilmiştir, bilinir. Kesimden sonra karkas mı satılmış, parçalanmış mı bilinir. Bu haliyle hangi market veya kasapta satıl-mıştır, bilinir. Şap hastalığı bildirim zorunluluğu hayvan sahibinde olmalıdır. Diğerleri daha sonra sorumlu tutulmalıdır ve bildirimi yapan kim olursa olsun gizli tutulma-lıdır. İsimleri açık eden de cezalandırılmalıdır. Muhtar söyledi, yan komşun ihbar etti, veteriner hekim söyledi ortaya çıkarsa bir daha bildirim filan olmaz. Bu üreticilerin et ve sütü ne yapacağı açıkça yazılmalıdır. Bunlar için tazminat ödenmelidir. Şap Enstitüsü belirlediği yeni suşlara ait aşıları gizlemeden hızla üretip bölgeye sevk etmelidir. İllaki ‘elimde şu aşı var gidip yapın, koruyacak mı bakalım’ ‘zaten çapraz koruma var’ mantığından uzaklaşmalıdır. Kendini buna yapacak personel ve ekipmanla donatmalıdır. Trakya hastalıktan aridir iddiası doğru mudur ? Bu nasıl başarılmıştır ? Doğru ise, mantıklı ve ilmi olarak nasıl açıklanmaktadır? Bu yönetme-likte bu izahlar, çözümler nerededir? Bir ilçede aşılama faaliyeti başladığında sabah şafak vakti başlayıp gece bitirilmeye çalışılan aşılamalarda çalışan personele fazla mesai ödenmekte midir ? Aşılamalarda serbest veteriner hekimlerden yardım alınmadan şap dahil bir çok hastalıkta başarılı olamayacağımız açıkken bunlar yönetmeli-ğin neresindedir?
Bilgi veri kayıt sistemleri çalışmıyor
Hayvan sevklerinin mutlaka ‘kargo şirketleri’ mantığı ve çalışma şekliyle yapılması gerektiğini savunan Oda Bakşanı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatih Birdane, hangi hayvanın hangi kamyona yüklediğini anında internete taşıyabilecek bir sistem oluşturulmasının önemine değindi. Yükün kime, nereye gittiğinin bilinmesinin zorunlu olduğunu kaydeden Birdane sözlerine şöyle devam etti: “Hayvanın geldiği ilde de önce il kaydı yapılmalı sonra vatandaşın ahırına aktarılmalıdır. İster kabul edelim ister etmeyelim, bilgi, veri ve kayıt sistemlerimiz çalışmıyor. TÜRKVET sistemi başka, E-ISLAH sistemi başka, üreticilerin kayıtları başka ve birbirlerine veri aktarmak im-kansız. Çiftçi Kayıt Sistemi boşa çıktı, güya AB istemiş Çiftlik Kayıt Sistemi geliyor, bu da yetmedi Tarımsal İşletme Kayıt Sistemi başladı. Bunlar arasında bilgi nasıl aktarılacak, bu bilgileri kimler toplayacak, kim elektronik ortama aktaracak, bu iş için personel, araç, zaman hesabı yapan var mı? Bu ülkede bir günde sevk edilen hayvan sayısı bile elektronik ortama aktarılamaz. Biz hayvanları kayıt altına almayı başaramıyoruz. Diyorlar ki ‘vatandaş kendini kaydettirip kimlik çıkarmıyor, hayvana mı kimlik çıkaracak’. Kulak küpelemek yurt dışında bir işe yarasaydı, barkodlu-çip uygulaması için ülke projesi yapmazlardı. Biz de bekliyoruz bakalım. Pahalıya mal oluyormuş, AB’den küpe için destek alıyormuşuz. Kaça maledildiğini bilen yok, bu işten ne kaybettiğimizi bilen yok, ama bu bilinmezleri hesap edip, pahalı diyen var. Bakanlığımızın yeniden kendini yapılandırması gerekmektedir. Ancak nasıl ki diğer kurumlar kendilerini yenilemekte güçlük çekiyorsa bizde de zor. Yeniden yapılanma denildiğinde doğal olarak en tepeden aşağıya doğru bütün personel tedirgin olmaktadır. Ancak bu yapının ‘tarım ve hayvancılığı’ taşıyamadığı görülmektedir. Şimdi olmasa da 2023 vizyon ve misyonuna Tarım ve Hayvancılığı ayıracak bir yapı oluşturulmalıdır. İkisini yürütmeye çalışmak boşunadır. Sözün özü her birimiz bir yerlerinden tutmuşuz ama koordinasyon, fayda ve ilerleme yok. Bu saydıklarımın içinde bir şeyler yapan bir yerleri düzeltmeye çalışan yok mu ? Elbette var. Hatta kurumun başı olarak eleştirdiğim sayın bakanımız bile, ama tuğla koymakla bina yapılmıyor.” (Kocatepe)