Şahin, arabuluculuğu anlattı – Kocatepe Gazetesi
Ensar Vakfı'nın Ramazanda İkindi Sohbetlerinin 13. gün konuşmacısı Afyonkarahisar Baro Başkanı Av. Turgay Şahin oldu. Şahin, 'Arabuluculuk' konusunda bilgiler verdi. Program AKÜ İslami İlimler Fakültesi'nden Uzman Abullah Çakmak'ın Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı.ARABULUCULUK2012'DE HAYATA GİRDİAfyonkarahisar Baro Başkanı Av. Turgay Şahin, Türkiye'de iktidarda muhafazakar bir parti olması nedeniyle bu partinin Adalet Bakanlığı'ndaki temsilcilerinin de yeni getirdikleri [&hellip]
Ensar Vakfı’nın Ramazanda İkindi Sohbetlerinin 13. gün konuşmacısı Afyonkarahisar Baro Başkanı Av. Turgay Şahin oldu. Şahin, “Arabuluculuk” konusunda bilgiler verdi. Program AKÜ İslami İlimler Fakültesi’nden Uzman Abullah Çakmak’ın Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı.
ARABULUCULUK
2012’DE HAYATA GİRDİ
Afyonkarahisar Baro Başkanı Av. Turgay Şahin, Türkiye’de iktidarda muhafazakar bir parti olması nedeniyle bu partinin Adalet Bakanlığı’ndaki temsilcilerinin de yeni getirdikleri her uygulamaya mutlaka İslam’dan ve toplumsal kültürden bir referans sağlamaya gayret ettiklerini söyledi. Arabuluculuk konusunda birçok muhalefet ve eleştiri olduğunda Adalet Bakanlığı’nda bu mevzuatı hazırlayanların zaten kültürümüzde arabuluculuğun, sulh ve musahalanın olduğunu, bunların Kur’an-ı Kerim de, hadislerde ve Peygamber Efendimizin (SAV) uygulamalarında yer aldığına dair birçok örnekler getirdiklerini aktaran Şahin; “Ama eleştiriler çok fazla dikkate alınmadan 2012 yılında arabuluculuk müessesesi bir kanunla hayatımıza girdi” dedi.
YARGI HIZLANDIRMASINDA
ELE ALINDI
Baro Başkanı Av. Turgay Şahin, arabuluculukla ilgili uygulamaların görülmeye başlandığını belirtti. Arabulucuğun tüm dünya da özellikle Angolosakson ülkelerde, Kuzey Avrupa ülkelerinde uzun yıllardır uygulandığını dile getiren Şahin; “Hukuk itilaflarında yani ceza anlamında değil alacak, verecek, borç vs. gibi hukuk alanında kalan itilaflarda tarafları biraraya getirerek, müzakere yöntemiyle kendi aralarında anlaşmalarını sağlayan bu anlaşmayı da mahkeme kararı niteliğinde bir metne bağlayıp bağlayıcı hale getiren bir kurumdur. Bu kurum aslında AB’nin bir direktifi olarak da uzun yıllardır dayatılıyor. Ya da öneriliyor. AB üye ülkelere ya da üyeliğe aday ülkelere arabulucuk mevzuatının bir an önce geçirmelerini istiyor. Türkiye bunu uzun yıllar göz ardı ettikten sonra yargının hızlandırılması gündeme geldiğinde kendine göre zorunlu olduğunu görerek bir an önce hayata geçirmeye çalıştı” diye konuştu.
TÜRKİYE’NİN AVRUPA
RAKİBİ İTALYA
Türkiye’de adalet sisteminde bir hız takıntısı olduğuna temas eden Turgay Şahin, sürekli olarak geciken adaletin adalet olmadığına değinildiğini hatırlattı. Uzun yıllar süren davalar sonucunda hakkın tecelli etmesi halinde bile bunun adaletli olup olmadığı tartışılabileceğine işaret eden Şahin; “Şunu da söylemek gerekiyor; Lüzumsuz şekilde hızlandırılması da adaleti olumsuz etkileyeceğini de gözden kaçırmamak gerekir. Bilindiği üzere hep verilen örnektir. Hızlandırılmış tren bir kaza yaptı. Eğer durum müsait değilse o vasıtayı tabiatından çok hızlandırmak olumlu sonuç vermeyebilir. Türkiye ve İtalya’da davaların çok sürdüğü biliniyor. Bizim bu anlamdaki rakibimiz Avrupa da İtalya. Aslında tek değiliz. Toplum yapıları da birbirine benzediğinden çok fazla dava var. Her iki ülkenin de çok fazla icra takipleri var. Bu davaların sonuçlanma süresi oldukça uzun. Bizde ceza davaları 2015 verilerine göre ortalama 231 günde sonuçlanıyor. Trafik mahkemelerinin 24 günlük süreleriyle ortalamayı çok düşürdüğü ağır cezaların 3-4 yıl gibi bir ortalamaya sahip olduğunu hatırlatmakta fayda var” şeklinde konuştu.