Sağlık ve eğitimde bölgenin lideri konumundayız
PARKHAYAT Gurubu’nun Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mustafa Enis Arabacı sağlık ve eğitim alanındaki çalışmalarını Kocatepe Gazetesi’ne değerlendirdi.Kocatepe Gazetesi sahibi Sezer Küçükkurt, Yazı İşleri Müdürü Burak Aydın ve Köşe yazarı Murat Arısoy’u konuk eden PARKHAYAT Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Dr. M. Enis Arabacı, gündeme ilişkin değerlendirmelerde de bulundu. PARKHAYAT Grubu’nun marka değeriyle birlikte büyümeye devam ettiğini, [&hellip]
PARKHAYAT Gurubu’nun Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mustafa Enis Arabacı sağlık ve eğitim alanındaki çalışmalarını Kocatepe Gazetesi’ne değerlendirdi.
Kocatepe Gazetesi sahibi Sezer Küçükkurt, Yazı İşleri Müdürü Burak Aydın ve Köşe yazarı Murat Arısoy’u konuk eden PARKHAYAT Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Dr. M. Enis Arabacı, gündeme ilişkin değerlendirmelerde de bulundu. PARKHAYAT Grubu’nun marka değeriyle birlikte büyümeye devam ettiğini, sağlık ve eğitim alanında bölgenin öncü kuruluşu olma hedefi doğrultusunda ilerlediklerini belirten Arabacı, Türkiye’nin son iki yıldır, özellikle de 17-25 Aralık’tan sonra yaşanan dönem ve 15 Temmuz Darbe Girişimi sonrasında, genel anlamda bir bağımsızlık mücadelesi verdiğini ve bunda çok başarılı olduğunu belirtti. Dr. Mustafa Enis Arabacı, “Ekonomik alanda sıkıntılar var ama bunlar gelir geçer hiçbir şey devletin bağımsızlığı ve ülkenin bütünlüğünden önemli değil” dedi.
“BAĞIMSIZLIK MÜCADELESİNDE
BAŞARILI OLDUK”
Kocatepe: Türkiye’nin içinden geçtiği dönem hakkında düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Mustafa Enis Arabacı: Türkiye son iki yıldır, özellikle de 17-25 Aralık’tan sonra yaşanan dönem ve 15 Temmuz Darbe Girişimi sonrasında, genel anlamda bir bağımsızlık mücadelesi verdi ve bunda çok başarılı oldu. Hendek olaylarından bu yana yapılması gereken her şeyin yapıldığını düşünüyorum. Devletimizin ve memleketimize özgü durumlar ekonomiden de, her şeyden de daha önemlidir. Diğer konular zaman içinde toparlanır, bağımsızlık, vatanın bütünlüğü önceliklidir. Terör olaylarının kısa dönemde biteceğini düşünüyorum. Türkiye’yi zora soktuğunu düşündüğümüz bazı hamlelerin Türkiye’yi büyüten hamleler olabileceği kanaatindeyim.
“HİZMET AĞIMIZI VE PERSONEL
YAPIMIZI GELİŞTİRİYORUZ”
Kocatepe: PARKHAYAT Grubu Afyonkarahisar istihdamına önemli katkısı olan bir grup. Kaç çalışanınız var?
Mustafa Enis Arabacı: 2006’nın Haziran ayından bu yana hastane işletmesi görevini ortaklarımız ve ekibimizle birlikte üstlendik. Şu anda iki hastane, iki okul, bir tıp merkezi şeklinde hizmetlerimizi sürdürüyor ve hizmet ağını her geçen yıl biraz daha genişletmeye çalışıyoruz. Günümüz ekonomik şartlarında işletmelerin de yaşadığı zorluklar var malum. Bu dönemde kaliteden ödün vermeden, istihdamı koruyarak işlerimizi yürütebilmek için elimizden geleni yapıyoruz. Çalışan sayısı bakımından da çıtayı düşürmemek için gayret içerisindeyiz. Şu anda kuruluşlarımızda toplam 846 çalışan var. Bu sayının 645’i Afyon’da çalışıyor. Sayısal olarak bizden daha fazla personel çalıştıranözel işletme var mı, bilmiyorum. Ama sigorta primi bakımından Afyonkarahisar’da en önde gelen kuruluşuz. Yüksek maaşlı bir kitle çalıştırıyoruz çünkü.
Kocatepe: 2017 yılında PARKHAYAT Grubu’nun Afyonkarahisar ve bölgesine kazandıracağı yeniliklerden bahseder misiniz?
Mustafa Enis Arabacı: Afyon’da birçok alanda referans hastaneyiz. Kardiyoloji, kalp damar cerrahisi, kadın doğum,genel cerrahi, üroloji, göz gibi branşlardazorluk derecesi yüksek ve hayati öneme haiz işlemler için en çok başvuru alan ve bu işlemleri günümüz teknolojileriyle en çok yapan hastane konumundayız. Bunun sorumluluğu da tabii ki çok yüksek. Afyon’a bölgeden sağlık hizmeti almak için gelenlerin olması önemli bir şey. Biz önümüzdeki aydan itibaren Nükleer Tıp hizmetini başlatıyoruz. Yeni model bir cihazla sintigrafilerin çekildiği Nükleer Tıp Merkezimiz hizmete başlıyor. Hastanedeki bir mekanı yenileştirip Onkoloji Ünitesi kuruyoruz. Bir medikal onkolog ve uygun bir ekip başlatarak Onkoloji hizmeti de vermeye başlayacağız.
Kocatepe: Grubunuz bünyesinde sağlık alanında veremediğimiz bir hizmet kalıyor mu?
Mustafa Enis Arabacı: Radyoterapilerle ilgili bir eksikliğimiz kalmış olacak. Onu da Afyon Kocatepe Üniversitesi yapıyor. Onun dışında bir eksiğimiz yok.
“MADDİ BEKLENTİ İLE DEĞİL,
MANEVİ TATMİN İLE GÖREV YAPIYORUZ”
Kocatepe: Mustafa Enis Arabacı hem mesleğinde, hem kişisel özellikleriyle, hem de maddi yapısıyla kendisini ispatlamış bir isim. Böylesi bir dönemde birikiminizle, sermayenizle stresli bir mesaiye talip oluyorsunuz. Yani sahip olduğunuz imkanlarla daha rahat bir hayat mümkünken neden böyle bir mücadele içindesiniz?
Mustafa Enis Arabacı: Bu sorunuzu duyunca “demek ki bizi anlayan, halimizi gözlemleyebilen insanlar var” demek geliyor içimden. Bu tür şeyler para için yapıldığında sonuç almanın zor olduğu şeyler. Bazı insanlar, bazı şeyleri yapınca tatmin oluyorlar, boş duramıyorlar. Başarılı olmak, sağlık alanında bir şeyler katmak bizi mutlu ediyor. Gerçekten sorumluluğu büyük, riskli bir görevimiz var. Biz burada hem otelcilik hizmeti hem hastanecilik hizmetini birlikteveriyoruz. Her an ameliyatların yapıldığı, teşhislerin konulduğu, hayati öneme haiz gelişmelerin sürekli yaşandığı bir ortamda hizmet veriyoruz. Sadece Afyon’da hastanemize ayda 25 bin kişi polikliniğe geliyor, birçok insan ameliyata geliyor. Çok yüksek bir tempo var. Türkiye’de sağlık sisteminin bence şu andaki en önemli sorunu bu yüksek tempodur.Sistem önemliyle önemsizin, kaliteliyle kalitesizin, güvenilirle güvenilir olmayanın ayrımını çok net yapıyor vaziyette değil. Geri ödeme sistemi işin zorluğuna ya da kalitesine göre değil sayısına göre hesap yapan bir mantıkla çalışıyor. Hastanecilik konusu, gündemi bol bir alan. Her gün gazetelerde okuyoruz, televizyonlarda izliyoruz, doğru ya da yanlış yapılmış tıbbi uygulamalarla ilgili haberler oluyor. Birde neredeyse her hafta bir bakanlığın rutin denetimleri olur, çalışanlarımızın bir kısmı asli işleri bırakır bu işlerle uğraşır. Bu denetimlerde bir eksiğimiz çıkmaz ama özel hastaneler kadar lüzumlu lüzumsuz denetlenen kuruluş olduğunu düşünmüyorum.24 saat yaşayan, parametresi çok bol, aksiyonu yüksek bir iş. Hastaneyi idare edebilen bir insanın sağlam bir ruhsal yapısının olması gerekir. Gerçekten zor bir organizasyon. Bizim açımızdan ise, en iyi bildiğimiz iş, doktorluk. Aslında en iyi bildiğimiz işi yapmaya çalışıyoruz. Biz, işin en iyisini yapmak istiyoruz. Stresi yoğun bir iş yapıyoruz. Sosyal de bir iş, çok hayır duası da alıyoruz. Artıları, eksileri olan bir durum var.Belli bir ekonomik katma değer yaratmadan bu işleri layıkıyle sürdürebilmek mümkün değildir. Bununla beraber tamamen maddi kaygılarla da hastanecilik yapmak iyi sonuçlar doğurmaz. Maddi tatminden çok, önce işimizi doğru yapalım, arkası nasıl olsa gelir düşüncesiyle ve belki manevi tatmin için bu mesaiye talip oluyoruz.
“ÖZEL HASTANELERLE İLGİLİ
HAKSIZ YORUM YAPILIYOR”
Kocatepe: Son dönemde halk arasında özel hastanelerin para kapma tuzağı gibi bir imajı oluştu. Özel hastaneler gelen hastalardan para kapma peşinde midir?
Mustafa Enis Arabacı: İnsanların artık belli bir hastaneye gitmesi gibi bir zorunluluğu yok. Sağlıkta çok fazla alternatif yok mu? Afyon’da da var. 5 kilometre çapına baktığınızda büyük bir Üniversite Hastanesi var, modern bir Devlet Hastanesi var, biz varız, diğer iki özel hastane var. Çok seçenek var. Özel hastanelerde fark alındığını insanlar bilerek gidiyorlar. Haksız bir yorum oluyor. Ayrıca Afyonda özel hastanelerin aldığı farkların Türkiye çapında diğer illerdeki özel hastanelere bakarsanız çok düşük olduğunu görürsünüz. Özel hastanelerin ekonomik durumlarına bakılırsa çoğunun borçları vardır. Tıbbi uygulamalar çok maliyetlidir. Bence böyle konuşanlar haksız bir yorum yapıyorlar. Eğer işin detaylarını bilseler böyle düşünmezler. Ben aynı zamanda Özel Hastaneler Derneği yönetim kurulu üyesiyim. Biz 11 yıldır değişmeyen SGK fiyatları ile çalışıyoruz. Örneğin bir çocuk hastalıkları muayenesi için SGK 25tl öder,iç hastalıkları muayenesi için 28tl öder, kadın doğum muayenesi için 31 tl öder, bu ücretin içine şaşıracaksınız ama yapacağınız kan tahlilleri,röntgen ve ultrasonlarda dahildir. Yani derki bu 25tl ile muayeneyi yap,tahlillerin yap başka bir şey veremem. Ayrıca hastadan da 15 tl katılım payı alır. Bu payı bizim aracılığımız ile alır ve sonra bizden tahsil eder. Bir gecelik yatak ücreti 30 tldir. Bir apandisit ameliyatı 435,bir doğum 450 -520 TL arasıdır.Yanlış olmasın bunlara % 8 Kdv eklenir.Gördüğünüz gibi şaşılacak fiyatlarla SGK bizden hizmet alır.SGK ödüyor birde bizden para kapıyorsunuz diye düşünenler varsa muhtemelen bu detaylara hakim değiller ve bize haksızlık yapıyorlar.Her yıl başında acaba devlet bu yıl bu fiyatları yükseltirmi diye bakıyoruz ama nafile, yıllardan beri aynı fiyatlarla hizmet veriyoruz. Bu yılda beklentiler boşa çıkmış durumda. Bu fiyatlar ilk başladığında asgari ücret 300 tl idi şimdi 1404 tl ama devlet hala bizden ağırlıklı olarak 11 yıl öncenin fiyatlarıyla sağlık hizmeti alıyor.SGK olmasa zamanında bu hastaneler bu kadar büyümezdi ama gerçekten günümüz şartlarına göre çok ucuz fiyatlara hizmet veriyoruz. Bu söylediğim ücretler OECD ülkelerindeki en düşük ücretler konumundadır. Avrupa ülkelerinin kat kat altındadır. Biz kendi hastanemiz adına yasal fark sınırları içinde duruyoruz. Bazı branşlarda da sınırların altında fark ücreti alıyoruz. Biz bu farkları almazsak bu hizmeti veremeyiz. Hastaneyi kapatmamız gerekir. Bir kamu hastanesi ile özel hastaneyi karşılaştırdığınızda hastane için arsayı kendiniz alıyorsunuz, binayı kendiniz yapıyorsunuz, tıbbi teçhizatı kendiniz alıyorsunuz, personelin maaşını kendiniz ödüyorsunuz, vergi yükümlülüğünüz var. Yani fark almadan bu iş yürümez, fark almadan yürütebilmemiz için devletin hizmet alma ücretlerini ciddi bir revizyondan geçirmesi gerekir. Yeni yapılan bir araştırmaya göre eşit bir hastanın devlete maliyeti özel hastanede bir birim ise kamu hastanelerinde iki birimdir.Uzun lafın kısası, özellikle Anadolu’daki Özel hastaneler şu anda sağlık sisteminin yükünü devlete neredeyse hiç yük olmadan çekmektedir ve bu fiyatlarla daha ne kadar dayanırlar bilinmez.
Kocatepe: Özel hastaneler neden tercih ediliyor?
Mustafa Enis Arabacı: Bu kadar hastane varken insanlar neden özele gidiyor? Sağlık hizmetinde insanların en önemli beklentileri güvenilir ve doğru bir hizmeti en konforlu bir biçimde almak. Bunun için doğru bir hastane binası gerekir. Uluslararası standartlara uygun bir vizyona ve organizasyona sahip olmak,güncel teknolojiyi içeren tıbbi cihaz altyapısına sahip olmak gerekir. Ayrıcakalifiye hekim ve sağlık çalışanı ve beraberinde sıkı bir özdenetim gerekir. Bunlardan birisi dahi eksik olsa işler istediğiniz gibi gitmeyebilir. Birde unutmadan söylemeliyim ‘’sınırsız iyiniyet.’’ Bu işte sınırsız iyiniyete sahip olmalısınız,hiç küçük hesap yapmayacaksınız. Elimizden geldiğince bunları sağlamaya çalışıyoruz.Hızlı hizmet veriyoruz.Hasta ve hasta yakını beklentilerini ve şikayetlerini çok ciddiye alıyoruz. Biz hekimi çoktan seçmeli yapıyoruz. Kendimin muayene olmak istemediğim kişiyi göreve getirmiyorum. Bunun vatandaş da farkında. Kullandığımız cihazların ve hekimin kim olduğunun önemi var. Sağlık Bakanlığının son yapmış olduğu kalite değerlendirmelerinde Afyonda 95 puan, Akşehir’de yeni bir hastane olmasına rağmen 88 puan gibi üst düzey puanlar aldık. Marka algısı da önemlidir. PARKHAYAT , iyi bir marka hâline geldi.Afyonda tanınmayan bir hekime de artık hastanemizin oluşturduğu marka sayesinde hastalarımız güvenerek geliyorlar.
“ŞİKAYETLERİ DİKKATE ALIYORUZ”
Kocatepe: Kurumunuzda en çok şikayet edilen ve en çok beğenilen neler var?
Mustafa Enis Arabacı: Çok fazla şikayet yok. MR’ı bir günde çekmemize rağmen bazen hemen o saatte çekilmesini istiyorlar. Randevu kaymaları ile ilgili bazı şikayetler var. Ne kadar eğitimler verilse de personel iletişimi ile ilgili şikayetler olabiliyor. Beğenilen şeyler daha fazla. Biz, şikayetkutuları’nı çok ciddiye alırız. Orada yazılanlar neyse inceler, gereğini yaparız. O kutularda yüzde 80-85 oranında teşekkür ediliyor. En çok gelen şikayet ultrason sırası ile ilgiliydi. Bunuda çözdük. Deniliyorki bir hekim daha alsanız işte burada vatandaş kuralları bilmiyor, benim kaç hekimle çalışacağım tamamen bakanlığın planlamasına bağlı, kafama göre hekim alamıyorum, sayıyı artıramıyorum.
“BÖLGENİN ENİYİ OKULUNU
OLUŞTURMAK İSTİYORUZ”
Kocatepe Akşehir’deki hastanenizle ilgili son durum nedir?
Mustafa Enis Arabacı: Akşehir’e ben en az haftada bir kez gidiyorum. Orada da bir yılı doldurduk. Bölge halkındaki algımız, Konya merkezdeki bürokrasideki algımız çok güzel. Beklediklerinden çok daha iyi bir hastane ile karşılaştılar. Akşehir dışında çevre ilçelerden ve illerden de hasta gelmeye başladı. Bu sene birkaç ekstra hamle ile orası iyice oturacak diye düşünüyorum. Akşehir’de 210 civarındaçalışanımız var. Aktif hekim sayısı 25. Ayda 12 bin civarında poliklinik yapıyoruz. Sultandağı da artık Afyon’dan ziyade oraya gitmeye başladı.
Kocatepe: Sağlığın yanı sıra eğitimde de Park ismini görüyoruz. Başarılı ve disiplinli yapınızın TED Koleji’ne de yansıdığını görüyoruz. Bunca yükünüz varken, TED’deki girişim nasıl başladı?
Mustafa Enis Arabacı: Biz Park Sağlık Koleji’nden bu yıl 210 kadar mezun vereceğiz. Sağlık Koleji işine3.5 yıl önce girmeseydik, eğitimdeki detaylara hakim olamazdık ve TED’e talip olma konusunda tereddütler yaşayabilirdik. Sağlık eğitimine o dönem bizden başka bazı hastanelerin de girdiğini gördük. Ülkemizde yardımcı sağlık personeli sayısı gerçekten yetersiz, bunun zorluğunu bizde çok yaşadık. Kendimizde de çalışacak elemanlar yetiştirelim düşüncesiyle girdik. Biz okulumuzu açtığımızda Sağlık Kolejleri çok revaçtaydı. Yıllar içinde Türkiye’de sayıları azalarak gerçekten iyi hizmet verenlerin kaldığı okullara dönüştü. Türkiye’de hemşire yardımcılığı branşıyoktu. Birçok ülkede bu branş var. Sağlık hizmetlerinin daha verimli verilebilmesi için Türkiye’nin bu branşlardakimezun sayısını artırması lazım. Kendi ekibimizi de eğitimin içinde değerlendirmeye başladık. Stajlar da verimli geçiyor. Şimdiden çok başarılı öğrencilerimiz var. Meyvelerini toplamaya başladık. Asıl sorunuza gelirsek, eğitimi biraz öğrenmeye başlayınca, Afyon Eğitim Vakfı’nın da TED Koleji ile ilgili beklenen yenilemeyi yapmakla ilgili tam hazır olmaması, okul yönetmekle ilgili fikrini değiştirmesiyle birlikteTed Afyon Kolejinin devriyle ilgili bize haberler gelmeye başladı. Biz de ilgilendik. O dönemde AEV ile başka firmalarda görüştü ancak TED Afyon Koleji’ni devralmak bize nasip oldu. Tabii önce TED genel merkeziyle de görüşmelerimiz oldu. Önce Türk Eğitim Derneği ile TED Afyon Koleji için eğitim öğretim işbirliği sözleşmesi yaptık ve ardından AEV ile anlaştık. TED Afyon Kolejini devraldığımız dönemde şimdi gerçekleştirmiş olduğumuz yapılaşma kadar geniş bir işin içine girmeyi planlamamıştık. Dahası şimdiki yaptığımız harcamayı yapacağımızı hiç düşünmemiştik. Fakat devirden sonra araştırmaları genişlettik, yeni yapılmış TED Kolejleri’ni dolaştık. TED’in kendine özgü bina standartları var. Bizde de mükemmeliyetçilik var. Onlara uymak ile ilgili biraz ayarı kaçırdık. Böylece hedefimiz ülkemizin en iyi kampüs okullarından birini ortaya çıkarmak haline geldi. Mevcut binalarda sadece kolonlar kalacak şekilde geniş bir revizyon yaptık. Yeni 3 ayrı blok daha binaya ekledik. Şu anda spor salonunu bitirmek üzereyiz. Okulumuz 1000 öğrenci kapasitesine sahip bir okul binası haline geldi. Eğitim kadrosunu güçlendirdik. Sınavlarda çok iyi sonuçlar alıyoruz. Örneğin TEOG’da Afyonkarahisar il birincisiyiz. Geçen yılda öyleydi. Bu kadar yatırım yapmanın sadece para kazanmak amacıyla olmadığını söyleyebilirim. Sosyal sorumluluk projesi olarak algılayabiliriz. Bu tür durumlarda zarar etmeden işi götürmek istiyoruz. Ekonomik anlamda da bir artı değer üretilirse bizi memnun eder. Bizim önceliğimiz bölgenin en iyi okulunu oluşturmak, vatanına, milletine bağlı ve dünyayla her alanda rekabet edebilecek bireyler yetiştirmek.
EĞİTİMDE KALİTEYE
DİKKAT
EDİLMELİ
Kocatepe: Afyon özelinde eğitim alanında potansiyel ile talep dengesi var mı?
Mustafa Enis Arabacı: Sadece Afyon’la ilgili değil tüm Türkiye’de bir özel okul furyası oldu. Milli EğitimBakanlığımızın 2023’e kadar öğrencilerin yüzde 15’inin özel okullara gitmesiyle ilgili bir planlaması var. Türkiye yüzde 7.6 ile henüz bunun uzağında.Bu anlamda potansiyel ile talep dengesi açısından önemli bir sorun görülmüyor. Çok sayıda kurum açılıyor, bir kısmı kapanıyor. Burada şuna çok dikkat edilmesi lazım. Derme çatma, gelir geçer kurumlarla okulculuk yapılmamalı. Yürümeyecek, iyi kadro oluşturamayacak, öğrencilere iyi eğitim ortamları sunamayacak yerlerin okul olarak devam etmesi, öğrencilere ne verecek? Sistem oturana kadar eğitimde ne gibi eksiklikler görülecek? Birileri iş yeri açar, zarar eder ve kapatır. Ama okul öyle değil. Öğrencinin yıllarının kaybolması ve geleceğe hazırlanması konusunda mağduriyeti olur mu, ona bakmak lazım.