Sağlık Müdürlüğü'nden KENE UYARISI
Afyonkarahisar İl Sağlık Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, yaz mevsimiyle birlikte Kırım-Kongo Kanamalı Ateşine neden olan kenelere karşı uyarıda bulunuldu   Sağlık Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi nin(KKKA), keneler tarafından taşınan bir virüsle oluştuğu, hastalığın ateş, halsizlik, iştahsızlık, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal ve ağır vakalarda kanama gibi bulgularla seyrettiği vurgulandı. Hastalığın ağır bir [&hellip]
Afyonkarahisar İl Sağlık Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, yaz mevsimiyle birlikte Kırım-Kongo Kanamalı Ateşine neden olan kenelere karşı uyarıda bulunuldu
Sağlık Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi nin(KKKA), keneler tarafından taşınan bir virüsle oluştuğu, hastalığın ateş, halsizlik, iştahsızlık, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal ve ağır vakalarda kanama gibi bulgularla seyrettiği vurgulandı. Hastalığın ağır bir tabloda seyretmesi halinde ölümlere neden olduğu, hayvanlardan insanlara bulaşan, enfeksiyonel bir hastalık olduğu ifade edildi.
TÜRKİYE’DE 2002’DE
DİKKAT ÇEKTİ
KKKA’nin ilk olarak 12. yüzyılda Tacikistan’da tanımlanıp hastalığın keneler tarafından insanlara tutunmasını takiben; karın boşluğunda, idrarda, tükürükte, rektumda kan görülmesi ve vücutta yaygın kanamalarla tarif edildiği belirten açıklamada, “Hastalık 1944-45 yıllarında Rusya’nın Kırım bölgesindeki Batı Kırım steplerinde çoğunlukla ürün toplamaya yardım eden Sovyet askerleri arasında görülmüştür. Hastalığa Kırım Hemorajik Ateşi adı verilmiştir. 1956 yılında Zaire’de de ateşli bir hastadan Kongo virüsü tespit edilmiştir. 1969 ise Kongo virüs ve Kırım hemorajik ateşi virüslerinin aynı virüs olduğu belirlenmiş ve Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi olarak hastalık yeniden adlandırılmıştır. Hastalık Türkiye’de ilk olarak 2002 yılında dikkatleri çekmiş ve 2003 yılında kesin tanısı konmuştur. KKKA vakaları, hastalığın başlıca bulaştırıcısı olan kenelerin aktifleştiği dönemden başlayarak ülkemizde bahar ve yaz aylarında görülmektedir. Hastalık ülkemizde bulaştırıcısı kene türünün yaşam alanlarıyla uyumlu bir şekilde görülmektedir.” denildi.
HASTALIK 5 İLE 13 GÜN
ARASINDA BAŞ GÖSTERİYOR
Hastalığın Türkiye’de genellikle virüsü taşıyan kenenin tutunması veya bununla temas sonucunda bulaştığı belirtilen açıklamada, “Hastalık virüsün kan dolaşımına girdiği dönemdeki hayvanların veya hasta kişilerin kan, doku, vücut çıkartılarına korunmasız temas sonucunda da bulaşabilmektedir. Kuluçka süresi kene tutunmasından sonra genellikle 1-3 gün, en fazla 9 gün olabilmektedir. Enfekte kan, vücut sıvısı ve diğer dokularla temas sonrasında 5-6 gün; en fazla ise 13 gün olabilmektedir. Ülkemizde KKKA bahar aylarında görülmeye başlamakta olup yaklaşık yüzde 4-5 öldürücülük hızıyla seyretmektedir. Yıllar itibariyle vaka görülme durumlarına bakıldığında artış ve azalış eğilimlerinden bahsedilebilmekte olup en yüksek vaka 2009 yılında bin 318 vaka olarak gerçekleşmiştir. Her ne kadar 2017 yılında 343 KKKA vakası tespit edilmiş olsa da ülkemizde hala önemini korumaktadır. Korunmak için; Tarla, bağ, bahçe, orman ve piknik alanları gibi kene yönünden riskli alanlara gidilirken, kenelerin vücuda girmesini engellemek maksadıyla mümkün olduğu kadar vücudu örten giysiler giyilmeli, pantolon paçaları çorapların içerisine sokulmalı ve ayrıca kenelerin elbise üzerinde rahat görülebilmesi için açık renkli kıyafetler tercih edilmelidir. Kene yönünden riskli alanlardan dönüldüğünde; kişi kendisinin ve çocuklarının vücudunda kulak arkası, koltuk altları, kasıklar ve diz arkası dâhil kene olup olmadığını mutlaka kontrol etmelidir. Kene tutunmuş ise hiç vakit kaybetmeden, çıplak el ile dokunmamak şartıyla, vücuda tutunduğu en yakın yerden tutarak uygun bir malzeme ile bez, naylon poşet, eldiven gibi çıkarmalıdır.” ifadeleri kullanıldı.
VÜCUTTAN ÇIKARILAMAZSA HEMEN SAĞLIK
KURULUŞUNA GİDİLMELİ
Kişinin keneyi kendisi çıkaramadığı durumlarda, vakit kaybetmeden, en yakın sağlık kuruluşuna başvurması gerektiğini belirtilen açıklamada şunlar kaydedildi: “Kene ne kadar erken çıkarılırsa hastalığın bulaşma riskinin de o kadar azalacağı unutulmamalıdır. Hastalık hayvanlarda belirti göstermeden seyrettiğinden, hastalığın sık olarak görüldüğü bölgelerde bulunan, hayvanlar sağlıklı görünse bile hastalığı bulaştırabilirler. Bu sebeple hayvanların kanlarına, vücut sıvılarına veya dokularına çıplak el ile temas edilmemelidir. Hastalığa yakalanan kişilerin kan, vücut sıvıları ve çıkartıları ile hastalık bulaşabildiğinden; hasta ile temas edecek kişiler gerekli korunma önlemlerini eldiven, önlük, maske v.b mutlaka almalıdır. Kene tutunan kişiler; 10 gün süreyle halsizlik, iştahsızlık, ateş, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma veya ishal gibi belirtiler yönünden kendilerini izlemeli ve bu belirtilerden bir veya bir kaçının ortaya çıkması halinde derhal en yakın sağlık kuruluşuna müracaat etmelidir.”
BASİT ÖNLEMLERLE
KORUNMAK MÜMKÜN
Hastalığa sebep olan mikrop taşıyıcısı, saklayıcısı ve bulaştırıcısı olan kenelerin; uçmayan, zıplamayan, yerden yürüyerek vücuda tırmanan eklem bacaklı hayvanlar olduğu belirtilen açıklamada, “Vücuda tutunan veya hayvanların üzerinde bulunan keneler kesinlikle çıplak el ile öldürülmemeli ve patlatılmamalıdır. Keneler üzerine sigara basmak, kolonya, gaz yağı gibi maddeler dökmek kenenin kasılmasına sebep olarak vücut içeriğini kan emdiği kişiye aktarmasına sebep olacağı için yapılmamalıdır. Havaların ısınması ve sokağa çıkma yasaklarının bitmesiyle piknik vb. alanlarında daha çok vakit geçirmekte olan herkes KKKA yönünden riskli olabileceğinden, basit korunma önlemlerine dikkat edilerek hastalığa yakalanmaktan korunulabilir.” >> Ş. Cüneyt BURSALIOĞLU’nun Haberi