'Sağlık Endüstri Bölgesini Hızlıca Yapmalıyız'
ATSO Başkanı Hüsnü Serteser, Afyonkarahisar'ın sağlık turizmi açısından önemli bir lokasyon olduğunu, kurumlarla birlikte çalıştıkları Sağlık Endüstri Bölgesi projesinin hızlı bir şekilde yapılması gerektiğini vurguladı.
Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Serteser, ATSO Meclisi’nin 2024 yılı Eylül ayı olağan toplantısında güncel gelişmeleri değerlendirdi.
SERTESER’DEN GASTRONOMİ FESTİVALİNE KATILIM ÇAĞRISI
Hüsnü Serteser, kent için önemli organizasyonlardan biri olan Gastronomi Festivaline, 50 adet coğrafi işaretli ürünle Türkiye’de 5’inci sırada yer alan, Unesco Yaratıcı Şehirleri Ağı, Gastronomi alanında Türkiye’deki 3 şehir ve Dünyadaki 56 şehirden birisi olan Afyonkarahisar’da 27-29 Eylül 2024 tarihlerinde 6. Uluslararası Gastro Afyon Turizm ve Lezzet Festivalinin gerçekleştirileceğini belirtti. Serteser, ATSO’nun da destekçileri arasında yer aldığı festivale oda üyelerinden katılım talep etti.
“TÜRSAB’LA SAĞLIK TURİZMİNİ İSTİŞARE ETTİK”
Bazı ekonomik değerlendirmelerde bulunan Oda Başkanı Hüsnü Serteser, “Ekonomik değerlendirmemin ilk kısmında önemli bir hususa değinmek istiyorum. Geçtiğimiz hafta Odamızda Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği’ni (TÜRSAB) misafir ettik. Kendileri Odamızda sağlık turizmi hakkında üyelerine yönelik toplantı yaptı. Toplantının önemine binaen çalışma arkadaşlarımızla birlikte biz de dâhil olduk. Sektör hakkında bazı rakamları sizlerle paylaşmak istiyorum.
Öncelikle hizmet ihracatı ile ilgili verilere bakacak olursak, hizmet ihracatı 2021 yılında 62,64 milyar dolar, 2022 yılında yüzde 48’lik artışla 93 milyar dolar, Cumhuriyetimizin 100. yılında ise 101,67 milyar dolarla rekor seviyeye ulaşmıştır. Ülkemizin bu sektörde 2024 yılı hedefi ise 120 milyar dolardır. Hizmet ihracatı içinde neler var diyecek olursak: yolcu taşımacılığı, liman işletmeciliği ve yer hizmetleri, müteahhitlik ve teknik müşavirlik hizmetleri, yük taşımacılığı ve lojistik hizmetleri, turizm ve seyahat ile ilgili hizmetler, yazılım ve bilişim hizmetleri, eğlence ve kültür hizmetleri, eğitim hizmetleri ve sağlık hizmetler yer almakta. Bu konunun önemine binaen 2021 yılında Ticaret Bakanlığı bünyesinde Uluslararası Hizmet Ticareti Genel Müdürlüğü ve Hizmet İhracatçıları Birliği kuruldu. Sağlık Hizmetlerini ise Ticaret Bakanlığımız, Medikal, Engelli-Yaşlı Bakım ve Esenlik (wellness) Termal olarak tanımlamakta. 2012 yılında ülkemize gelen sağlık turisti sayısı 265.048’ken bu rakam 2023 yılında 1.538.643 rakamına ulaşmış durumda. 2012 yılına kıyasla gelen turist sayısı 6 kat artmış. Sağlık hizmeti ihracatı da 2012 yılında 779 milyon 194 bin dolarken, bu rakam 2023 yılında 3 milyar 6 milyon 92 bin dolar rakamına ulaşmış durumda. Bu rakamlar doğrultusunda ihracat rakamı da 2012’den 2023’e 4 kat artmış durumda.
Şu an sağlık turizminde öne çıkan tedavi branşları estetik, saç ekimi, kalp cerrahisi, diş tedavisi, onkoloji, organ nakli, tüp bebek, göz, ortopedi ve obezite olarak görülmekte. Esenlik, engelli ve yaşlı bakım ise potansiyel alanlar olarak nitelendiriliyor. Bunun yanında gelen hastaların ülke olarak dağılımı ise Suriye, Irak, Libya, Almanya, Azerbaycan, Afganistan, Türkmenistan, Özbekistan, Birleşik Krallık, Rusya, İran, Kazakistan’dan oluşmakta. Az önce bahsettiğim rakamlar ışığında Afyonkarahisar’ın sağlık turizmi açısından ne kadar önemli bir lokasyon olduğunu görüyoruz. İlimiz kurumları ile birlikte çalıştığımız Sağlık Endüstri Bölgesi çalışmamızın da ne kadar yerinde bir çalışma olduğunu ve ne kadar hızlı bir şekilde yapmamız gerektiğini de görmüş oluyoruz.” dedi.
“FAİZ İNDİRİMİ KARARI BEKLENMİYORDU”
Uluslararası piyasaların, ABD Merkez Bankası FED’in açıklaması ile hareketlendiğini belirten Hüsnü Serteser, “FED faizi yüzde 5,5 seviyesinden 50 baz puan indirerek yüzde 5’e çekti. Böylece FED 54 ay sonra ilk kez faiz indirimine gitmiş oldu. Tabi piyasalarda bu karar dün geceden bu zamana kadar ciddi anlamda hem sorgulandı hem de yorumlandı. Faiz indirimi beklenmezken ya da en fazla 25 baz puan beklenirken neyin değişip bir anda indirim kararı alındığı uluslararası piyasalarda sorgulanıyor. 2020’den bu yana olan, ilk kez yapılan faiz indirimini piyasaların istediği de yorumlar arasında. Önemli olan kısım ise ülke olarak bize yansımalarının neler olabileceği. Faiz oranının düşük olması gelişen piyasalara olan ilgiyi artırabilir. Bu durum Türkiye’yi daha cazip hale getirebilir. Düşük faiz doları zayıflatabilir bu da Türk Lirası’nın değer kazanmasını sağlayabilir. Burada ülkemizin ekonomik koşulları da elbette önemlidir.
Buradaki önemli noktalardan bir tanesi ise mevcutta enflasyon problemi olan ülkemizde enflasyonist baskıları ne yazık ki artırabilir. Bu karar ile birlikte yatırımcıların ve tüketicilerin kredi alımını artırması, ekonomik büyümeyi destekleyebilir. Tabi burada iç talep ve ekonomik istikrar da önemli faktörlerden. FED’in bu kararı, Türkiye’deki faiz oranlarını da etkileyebilir. Eğer uluslararası faizler düşerse, Türkiye’deki borçlanma maliyetini azaltabilir.
Ama bugün Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Para Politikası Kurulu politika faizini yüzde 50’de beklendiği gibi sabit tuttu. Malumunuz olduğu üzere Banka son 5 aydır politika faizini 50’de sabit tutuyor. FED’in kararından sonra, Merkez Bankası da iyi bir zamanlama ile açıklamasını yaptı. Aylık enflasyonda düşüş belirginliği, hizmet enflasyonunda iyileşme görülmeden politika faizinde düşüş beklememek gerekiyor.” diye konuştu.
“İSTİHDAMDA 205 BİN KİŞİ ARTTI”
Serteser, sözlerini şöyle tamamladı: “Fitch Ratings, ülkemizin kredi notunu ‘B+’dan ‘BB-‘ ye yükseltti. Bu durum ülkemize gelecek yabancı yatırımcı için cazibe oluşturacakken aynı zamanda mevcut yatırımcının ülkede kalma süresini de uzatacaktır. Açıklanan ikinci çeyrek büyüme verilerine göre iç talebin büyümeye katkısı 1,2 puana gerilerken, net dış talebin pozitif katkısı 1,3 puan oldu. İşsizlik 8,8 oran ile yatay seyretti ve istihdam 205 bin kişi arttı. Risk priminin azalması, dış kaynak girişlerinin artışı, rezervlerin iyileşmesi ve dezenflasyon süreci büyümede dengelenmenin başlayacağının işareti. Yıllık enflasyon son 3 ayda 23,5 puan gerileyerek yüzde 52 olarak gerçekleşti. Açıklanan verilerde aylık enflasyon Ağustos ayında yüzde 2,5, aylık gıda enflasyonu ise 4 yıl sonra negatif oldu.
Bu rakamlar dezenflasyon sürecinin de yavaş yavaş belirginleşmeye başladığını gösteriyor. Hazine ve Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek’in açıklamasına göre dezenflasyondaki belirginleşmeyle yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 41,5’e geriledi. On bir aydır azalan 12 ay ve 24 ay sonrası enflasyon beklentileri ise sırasıyla yüzde 27,5 ve yüzde 18,4 oldu. Tabi açıklanan rakamlar ve yorumlarımıza ek olarak, halen daha tüketici enflasyonumuz G20 ülkeleri ile kıyaslandığında oldukça yüksek durumda, bu süreç kararlı bir şekilde yürütülüp G20 ülkeleri seviyesine de gelmemiz gerekmekte. Malumunuz olduğu üzere kredi faiz oranları da yüksek seyrediyor.
İş dünyamız için Türk Lirası cinsinden ticari kredi kısıtlarının kademeli şekilde kaldırılması gerekiyor. Bu durum hem yatırımcılarımızı hem de finansal ihtiyacı olan iş insanlarımızı ne yazık ki olumsuz etkiliyor. Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği gibi ‘Ekonomik kalkınma, Türkiye’nin hür, bağımsız, daima daha kuvvetli, daima daha refahlı Türkiye idealinin bel kemiğidir.’ Ekonominin ana unsuru olan biz iş insanlarının her geçen gün daha fazla çalışarak ve daha fazla katma değer üreterek ekonomimizi arzu ettiğimiz yere getireceğimizden hiç şüphemiz yok. Türkiye büyük ülke, Türkiye dinamik ülkedir.”