Roma Döneminden Kalma Ayasofya'nın Küpleri
Ayasofya, hem Bizans hem de Osmanlı dönemine ait izler taşıyan, tarihi ve kültürel açıdan büyük öneme sahip bir yapı olarak günümüze ulaşmıştır. İstanbul'un fethiyle Osmanlı İmparatorluğu tarafından camiye dönüştürülen bu görkemli yapı, zaman içinde eklenen unsurlarla Osmanlı sanat ve mimarisinin etkilerini de barındırmaktadır. Bu eklemeler arasında en dikkat çekenlerden biri de devasa mermer küplerdir.
Ayasofya’nın yan neflerinde bulunan bu iki büyük mermer küp, Osmanlı döneminden günümüze ulaşan kıymetli eserlerdendir. Helenistik döneme tarihlenen bu küpler, III. Murad’ın hükümdarlığı döneminde (1574-1595) Bergama Antik Kenti’nden getirilerek Ayasofya’ya yerleştirilmiştir. Tek parça mermer bloktan oyularak şekillendirilen bu küpler, yaklaşık 1250 litrelik hacme sahiptir ve sonradan üzerlerine kapak ve musluk eklenerek işlevsellikleri artırılmıştır.
Bu küplerin asıl kullanım amacı oldukça ilgi çekicidir. Osmanlı döneminde, özellikle bayram ve kandil gibi özel günlerde bu küplerin içine şerbet doldurularak halka ikram edilirdi. Osmanlı toplumunun yardımlaşma ve hayırseverlik anlayışının bir yansıması olarak, Ayasofya’yı ziyaret edenlere bu küplerden içecek dağıtımı yapılırdı. Ayrıca, su sebili olarak da kullanıldığı bilinmektedir. Bunun yanı sıra, bazı rivayetlere göre, kandil yağı saklanarak Ayasofya’nın aydınlatılmasında kullanıldığı da söylenmektedir.
Başlangıçta Ayasofya’da üç adet mermer küp bulunmaktaydı. Ancak, bunlardan en zarif ve gösterişli olanı, Fransa Kralı’nın talebi üzerine II. Mahmud tarafından kendisine armağan edilmiştir. Günümüzde bu küp, Paris’te bulunan Louvre Müzesi’nde sergilenmektedir.
Mermer küpler, Osmanlı’nın sanat ve estetiğe verdiği önemi yansıtmanın yanı sıra, dönemin sosyal yapısını anlamak açısından da büyük değer taşımaktadır. Osmanlı cami ve külliyelerinde bulunan şadırvanlar ve sebiller, suyun kutsallığını ve temizliğin İslam’daki yerini vurgulayan önemli unsurlardır. Ayasofya’daki bu küpler de Osmanlı’nın su ve içecek dağıtımına verdiği önemi gösteren önemli bir miras olarak değerlendirilmektedir.
Bizans’tan Osmanlı’ya kadar farklı işlevlerle kullanılan bu devasa küpler, zaman içerisinde kimlik değiştirerek günümüze kadar ulaşmıştır. Günümüzde Ayasofya’yı ziyaret edenler, bu tarihi küpleri yakından inceleme fırsatı bularak geçmişin kültürel mirasına tanıklık edebilmektedir.