• Haberler
  • Gündem
  • Restore edilen yapılar sahiplenme bilincini geliştirdi

Restore edilen yapılar sahiplenme bilincini geliştirdi

Yüksek Mimar M. Ülker Abi, 'Afyon'da Kaybolan Yapılar' başlığında geçmişten günümüze gelen tarihi, kültürel ve mimari özelliği olan yapıları anlattı. Abi, restore edilen yapıların sayıca artmasıyla toplumda eskiyi ve tarihi sahiplenme bilincinin geliştiğini söyledi   İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nce düzenlenen Kıraathane Söyleşilerinin konuğu Yüksek Mimar Mahmut Ülker Abi oldu. Gedik Ahmet Paşa İl Halk [&hellip]

Yüksek Mimar M. Ülker Abi, “Afyon’da Kaybolan Yapılar” başlığında geçmişten günümüze gelen tarihi, kültürel ve mimari özelliği olan yapıları anlattı. Abi, restore edilen yapıların sayıca artmasıyla toplumda eskiyi ve tarihi sahiplenme bilincinin geliştiğini söyledi

İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nce düzenlenen Kıraathane Söyleşilerinin konuğu Yüksek Mimar Mahmut Ülker Abi oldu. Gedik Ahmet Paşa İl Halk Kütüphanesi’ndeki Millet Kıraathanesinde 22 Ocak akşamı gerçekleştirilen söyleşi de Abi, “Geçmişe Bakış Afyon’da Kaybolan Yapılar” başlığında konuştu.
“ABİ’NİN ŞEHİRDE İZİ VAR”
İl Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet Tanır, Kıraathane Söyleşilerine bir süre ara verdikten sonra bu söyleşilere tekrar başlama fırsatı bulduklarını kaydetti. Tüm söyleşi katılımcılarına teşekkür eden Tanır, “Bir toplumda emirler yani yöneticiler ve alimler bozulursa o toplum bozulur şeklinde ifade ediliyor. Bu nedenle hep amirlerin, emirlerin, yöneticilerin adaletle hükmetmesi gerekiyor. İlim sahibi insanların ilimlerini hem yerine getirmesi gerekiyor hem de tecrübesini faydalandırması gerekiyor. Mahmut Ülker Abi’de bu şehre değer katmış bu şehrin bir yerlerinde mutlaka bir kalem izi, fikri, düşüncesi olan bir ağabeyimizdir. Kıraathane söyleşimize olan davetimizde bizi kırmayarak kabul eden kendisine çok teşekkür ediyorum.” dedi.
“ÇABA MEMLEKETİN ZENGİN DEĞERLERİNİ AYAKTA TUTMA ÇABASI”
M. Ülker Abi, yıllardır Afyonkarahisar’da Yüksek Mimar olarak restorasyon, proje işlerinin yanında, tarihi yapılarla, camiiler ve medreselerle uğraşarak vaktini geçirdiğini ifade etti. Kiliselerin de çalışma alanına dâhil olduğunu dile getiren Abi, “Kilise çalışmaları yoğun eleştiri alsa da yan gözle bakılsa da camii de kilise de hepsi Allah’ın evidir. Saygımız büyüktür. Bu kentte yaşayan bir insan olarak kentin sorunlarıyla yeri, zamanı ve sırası geldikçe uğraşmaya çalıştık. Uğraşmaya da devam ediyoruz. Bizim uğraş alanımız kendi alanımız olan mimarlıktır. Tarih, kültür, eski eserler, camiiler, medreseler, eski eserler, hanlar, hamamlar, kiliseler gibi bu memleketin zengin kültürel değerlerini ayakta tutabilmek için bunların projelerini zamanında, yerinde çiziyor, uygulamalarını yapıyoruz, yaptık. Bunların büyük bir kısmı hizmete girdi. Halen de devam ediyor.” diye konuştu.
“ESKİCİLİK TUHAF GÖZLE BAKILMAYA NEDEN OLDU”
Geçmişte yürüttüğü çalışmaların oluşturduğu yararların gelecekte görülmesinin kendisini mutlu ettiğini söyleyen Abi, “Vaktiyle bizimde çorbada bir nebze tuzumuz olup da başlattığımız çalışmaların büyük faydaları olduğunu ve bunların geniş açılımlara yol açtığını ve yaptıklarımızın yanlış olmadığını ileride daha iyi anlaşıldığını görmenin de mutluluğunu yaşıyorum. Bundan yaklaşık 19 sene evvel Restorasyon Bölümü açılmıştı. AKÜ Rektörü Prof. Dr.Şan Özalp zamanında burada bulunan arkadaşlarımızla bizde görev almıştık. Yedi yıl kadar Öğretim Görevliliği gibi bir görevimiz oldu. Yukarı mahallelere çıktığımızda her taraf tanınmaz haldeydi dökülüyordu. Çoğu kişi bunların yıkılmasını ve buralarda yeni konutlar yapılmasını ön görüyordu. Açıkçası bize eskiciliğimizden dolayı tuhaf bir gözle bakılıyordu.” şeklinde konuştu.
“ÇEŞMELİ KONAK RESTORESİ ALGIYI DEĞİŞTİRDİ”
Eski olanı koruma ve yaşatmaya yönelik yaklaşımı doğrultusunda yaptıkları bir kaç çalışmadan sonra kendisine yönelik bakış açısının değiştiğini aktaran Abi şu ifadelere yer verdi: “Çeşmeli Konak çalışmamız bakış açısının değişmesine neden oldu. Üniversite öğrencilerimizle yaptığımız projelendirme çalışmasından sonra Mihrioğlu Konağı, Şehitoğlu Konağı, Anaokulu çalışması, Kırlıoğlu’nun Ordu Bulvarı üzerinde şu anda kullandığı bina ve bir çırpıda aklıma gelmeyen pek çok projeyi veya uygulamasını yaptım. Gerek mal sahipleri gerekse âcizane bizlerin gayretleriyle bu binalar bir bir ortaya çıktıkça mesleğimize karşı toplumda ilgi arttı. Restore edilen yapıların sayıca artmasıyla toplumda eskiyi ve tarihi yapıları sahiplenme bilincinin geliştiğini gözlemliyoruz.”
“YAPILANLARIN HEPSİ ÖZVERİLİ ESERLER”
Dikkatini çekmesiyle birlikte 2001 yılından itibaren Afyonkarahisar’da “Kaybolan Yapılarla” ilgili çalışmalara başladıklarını dile getiren Abi, “Başlangıçta üniversitede öğrenci arkadaşlarımızla birlikte restitüsyon dediğimiz çalışmalarla başladı. Arkadaşlarımız özveriyle çalıştılar. Bu başlangıçla mevzu beni sardı. İleri gittik, çalışarak bunları tespit etmeye çalıştık. Kasımpaşa’dan sonra malum Gedik Ahmet Paşa külliye, camii, hamam ve imaret yaptırıyor. Bunlar ne kadar zaman diliminde yapılıyor? Bir kentin hafızasında unutamayacağımız kadar kısa bir zaman diliminde yapılıyor. 25 sene aman aman uzun bir zaman dilimi değildir. Bunların her biri apayrı bir eserdir. Hele şöyle düşünüldüğünde o günün şartlarında bir yapının çalışması için bir makine yok gelişmiş alet edavat yok. Hepsi de elle ustaların gayretleriyle yapılan şeyler. Bunlar yaklaşık 25-30 sene gibi bir zamanda yapılıyor. Ben buna Afyon’un yapı alanında ve tabi ki yapıya bağlı olarak burada bir şey var ki neyse o onu da artık dinleyicilere bırakıyorum. Tabii işin acı tarafına pek fazla girmiyorum. Herhangi bir sebeple yıkılan, kaybolan yapılar üzerinde durmuyorum.” dedi.
>> Burcu AYDIN’ın Özel Haberi

Bakmadan Geçme