Rektör Okumuş, AFSÜ'yü Temsil Etti

AFSÜ Rektörü Prof. Dr. Nurullah Okumuş, Adım Üniversiteleri ADIM Üniversiteleri Rektörler ve 2. İdari Grup Toplantısında üniversiteyi temsil etti.

Adım Üniversiteleri Toplantısına Denizli Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) ev sahipliği yaptı.

ETKİNLİK İKİ GÜN SÜRDÜ

Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi (AFSÜ) Rektörü Prof. Dr. Nurullah Okumuş, Denizli’de düzenlenen ADIM Üniversiteleri Toplantısı’na katıldı. 18 üniversitenin yöneticilerinin katılımıyla gerçekleştirilen ADIM Üniversiteleri Rektörler ve 2. İdari Grup Toplantısında Rektör Okumuş’a AFSÜ Genel Sekreteri Z. Kutay Erşen ve üniversitenin daire başkanları ve idari birim yöneticileri eşlik ettiler. İki gün süren etkinliğin ilk gününde, AFSÜ temsilcileri Pamukkale Hierapolis Antik Kenti ve travertenlere düzenlenen geziye katıldı. Programın ikinci gününde ise, PAÜ Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz Kongre ve Kültür Merkezi’nde bir açılış töreni gerçekleştirildi.

Rektör Okumuş, AFSÜ'yü Temsil Etti

''18 ÜNİVERSİTENİN TEMSİLCİLERİ BİRİKİMLERİNİ PAYLAŞIYOR”

ADIM Üniversiteleri Koordinatör Üniversitesi Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Turhan Kaçar yaptığı konuşmada şunları kaydetti: “Meşhur bir söz vardır bilirsiniz; ‘Barika-i hakikat müsademe-i efkârdan doğar’. Bizim bu toplantıları yapmaktaki amacımız, biraz da hakikatin ışığını yakalamak; bu anlamda üniversitelerimizin daire başkanlıkları düzeyinde, üniversite yönetiminin nasıl işlediği, idarenin gerek akademik süreçleri gerek eğitim öğretim süreçlerini gerekse toplumsal katkı süreçlerini nasıl yürüttüğü konusunda 18 üniversitenin temsilcilerinin tecrübelerinin, birikimlerinin paylaşılmasıdır.”

Rektör Okumuş, AFSÜ'yü Temsil Etti

“ÜÇ TEMEL İŞBİRLİĞİ GÖZETİLDİ”

Pamukkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kutluhan da konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

“ADIM Üniversitelerinin oluşturulmasında üç temel iş birliği gözetilmiş; eğitim-öğretim, bilim-teknik ve sosyal kültürel iş birlikleri. 2001 şartları gözetildiğinde bu işbirliklerine olan ihtiyaç daha fazlaymış gibi görünebilir ancak günümüz şartlarında üzerinde düşünülen her konuda iş birliği olmasının, 2001’e göre daha fazla ihtiyaç olduğunu düşünmekteyim. Gelişen, değişen, dönüşen bir dünyada dijitalleşmenin, yapay zekânın ve veri analizinin gündeme geldiği bugünlerde ADIM Üniversitelerinin iş birliği yapmasının, bu alanlarda değişimi kolay yakalamasını sağlayacağına inanıyorum.”

“DÜNYA GAZZE VE LÜBNAN’DAKİ SOYKIRIMA SEYİRCİ KALDI”

Prof. Dr. Kutluhan toplantının ana gündeminin, İsrail soykırımına bağlı olarak Gazze’de, Filistin’de, son gelişmelere bağlı olarak Beyrut’ta katliamların yapılması, milyonlarca öğrencinin üniversiteye gidememesi ve buna dünyanın seyirci kalması olduğunu söyledi. Kutluhan sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir yılı geçen İsrail Soykırım katliamı Gazze’yi yok etmiş, insanları evsiz barksız, yiyeceksiz azıksız ve güvensiz bırakmıştır. İnsanlık bu sınavı geçememiştir. İşte tam bu noktada da ADIM Üniversiteleri olarak her birimiz birçok telin etkinliği yaptı ve yapmaktadır. Bugün ADIM Üniversiteleri olarak İsrail soykırımını ortak bildiri ile telin edeceğiz.”

Rektör Okumuş, AFSÜ'yü Temsil Etti

TOPLANTI DEĞERLENDİRME İLE TAMAMLANDI

Konuşmaların ardından protokol sahnede bir araya gelerek PAÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mahmut Yazıcı’nın okuduğu Filistin Bildirgesi’ne eşlik etti. Törenin ardından iki oturumda rektörler ve idari grup toplantıları gerçekleşti. ADIM Üniversiteleri Rektörler ve 2. İdari Grup Toplantısı yapılan genel değerlendirmenin ardından sona erdi. Üye üniversitelerin öğretim, yönetim, AR-GE ile sosyal, kültürel ve teknik gereksinimlerinin karşılanması için çalışmalar gerçekleştirilmesi; sorunlara ortak çözüm yolları üretilmesi amacıyla yapılan toplantıya, AFSÜ’nün yanı sıra Afyon Kocatepe Üniversitesi, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi, Balıkesir Üniversitesi, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, İsparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi, Kütahya Dumlupınar Üniversitesi, Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Pamukkale Üniversitesi, Süleyman Demirel Üniversitesi, Uşak Üniversitesi ve Yalova Üniversitesi yöneticileri katıldı.

ADIM ÜNİVERSİTELERİ FİLİSTİN BİLDİRGESİ

Filistin ve Kudüs, tarihte barış ve selam yurdu iken, bugün ömrü kelebeklerin ömründen dahi kısa olan bebeklerin, çocukların, gençlerin, kadınların ve yaşlıların acımasızca katledildiği bir yer haline dönüşmüştür. Bir yıldan fazla süredir devam eden Gazze’ye yönelik soykırımda on binlerce insanın katledilmesini uzaktan seyreden devletler; ibadet haneler de dâhil kültürel miras alanlarının yok edilmesi, kütüphane, arşiv ve müzelerin yağmalanması, Gazze’deki 12 üniversitenin bombalanarak yok edilmesi karşısında da duyarsız kalmaktadır. Al-Israa Üniversitesi, Gazze İslam Üniversitesi, El-Aksa Üniversitesi, Filistin Üniversitesi, El-Ezher Üniversitesi gibi birçok yükseköğretim kurumu insanlığa karşı sürdürülen bu vahşi savaşın kurbanlarıdır.

Rektör Okumuş, AFSÜ'yü Temsil Etti

Filistin ve Kudüs, Hz. Ömer şehri fethettiğinde (637) Patrik tarafından Kıyamet kilisesinde namaz kılması için kendisine teklif edildiğinde; ‘eğer orada ibadet edersem, kilisenin Müslümanlar tarafından camiye dönüştürülebileceğini” ifade ederek fetih hakkını kullanmak istemeyen, oranın Hristiyan ibadetgâhı kalması lüzumunu ifade eden bir İslam halifesinin barış diyarı iken, bugün ise Siyonist işgaliyle kutsal mekânların akıbeti hakkında endişe ve kaygı duyulan bir diyara dönüşmüştür. Yahudi, Hristiyan ve Müslümanların bir arada huzur içinde yaşadıkları Kudüs’te, Haçlı işgalinden (1099) sonra, bugün Gazze’de gerçekleşen soykırım gibi 70 000 Müslüman katledilmiş ve Yahudiler sürülmüştür.

Akabinde Şark’ın sevgili sultanı Selahaddin-i Eyyubi tarafından geri alınan (1187) Filistin ve Kudüs’te, Hıristiyanlara eman verilirken Yahudilere Kudüs’e geri gelme hakkı verilmiştir. Sekiz asır boyunca Türkler tarafından yönetilen Kudüs ve Filistin, bu dönemde barış ve hoşgörü içinde yaşamıştır.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde ise mimari ve sosyal yapısında büyük gelişmeler olmuştur. 1917’de İngilizlerin bölgeyi işgaliyle Filistin’deki barış bozulmuş ve günümüze kadar süren çatışmalar başlamıştır. İslam egemenliğinde üç dinin ve medeniyetin hoşgörü içinde birlikte yaşadığı barış yurdu Filistin, ne yazık ki bugün, Siyonist işgali altında; soykırım, bozgunculuk ve fesadın yuvası haline getirilmiştir. Toprakları işgal edilen, mülklerine çökülen, her türlü hakarete uğrayan ve yaşama hakkı elinden alınan mazlum Filistin halkı, meşru müdafaa hakkına sahiptir. İşgalci konumundaki İsrail, Batılı ve işbirlikçi hamilerinin her türlü desteğiyle masum insanlara karşı şiddet kullanmak suretiyle devlet terörü uygulamaktadır. Buna karşın hâkim güçler ve Uluslararası kuruluşlar yaşanan soykırımı adeta görmezden gelmektedir.

İsrail’in Gazze’ye ve Lübnan’a yönelik saldırıları, uluslararası hukuka ve insan haklarına aykırı olup, Filistin’de yaşanan ve şimdi de Lübnan’da yaşanmaya başlayan insani dramı daha da derinleştirmektedir. Türk milleti olarak, Filistin halkının bölgede İsrail saldırılarına maruz kalan halkların meşru haklarını desteklemekte ve insanlık dışı saldırılara karşı uluslararası toplumu duyarlı olmaya çağırmaktayız. 1517 Osmanlı hâkimiyetiyle birlikte Kanuni Sultan Süleyman devrinde, Kudüs’ün yıkılmış surlarının yeniden inşa sürecinde Yafa kapısına; ‘Lâ ilâhe illallah İbrahim Halilullah’ ifadesi yazılarak üç dinin ortak atası Hz. İbrahim’in ruhaniyeti ve birleştiriciliği vurgulanırken, bugün dosdoğru olan peygamber Hz. İbrahim’in torunları dostluktan, kardeşlikten ve merhametten uzaklaşmıştır.

Maalesef Filistin ve Kudüs, bugün sınırları belirsiz, topraklarıyla yetinmek bilmeyen, genişlemekten ve yok etmekten kuvvet bulan soykırımcı İsrail’in tahakkümü altındadır. Kaderi bugün Birleşmiş Milletlerdeki 5 daimi üyenin eline bırakılmış, dünya beşten büyüktür doktriniyle dünyanın umut bulmaya çalıştığı, vicdanlı insanların kalbinin attığı son yerdir. Filistin ve Kudüs’te dağ, taş, toprak zulümden ağlamakta; gözyaşları kan, insan canı ise sel gibi akmaktadır. Dünyanın sessizliği, büyük güçlerin alkışları İsrail’in hoyratlığını artırmakta yeryüzündeki bozguncu, kan dökücü fikriyat ve eylemler güçlenmekte, ‘insanı yaşat ki yaşayasın’ felsefesi insanlığın son umudu olarak var olmaya devam etmektedir.

ADIM Üniversiteleri Rektörleri olarak, en temel ahlaki ve insani değerlere saygı duyulmaksızın uzun süredir bölgede devam eden İsrail saldırıları karşısında dayanışma içinde olduğumuzu ifade ediyoruz. İşgal altındaki Filistin topraklarında, özellikle Gazze Şeridi, Batı Şeria ve Lübnan’da, sivil halklara yönelik gerçekleştirilen fiilleri en güçlü ifadelerle kınıyoruz. Filistin halkının 1917’den bu yana işgal altında tutulan tüm topraklarındaki özgürlük ve bağımsızlık hakkını hatırlatarak, başkenti Doğu Kudüs olan, 4 Haziran 1967 sınırları boyunca bağımsız ve egemen bir devlette yaşamak için verdikleri meşru mücadelede kardeş Filistin halkının yanında olduğumuzun altını çiziyoruz. Adil, kalıcı ve kapsamlı bir barışın bölgedeki tüm halklar için güvenlik ve istikrar getireceğine olan inancımızı bir kez daha kamuoyuna ifade ediyoruz.

Bakmadan Geçme