'Reformlara rağmen Yargı'da yavaşlık devam ediyor'
Afyonkarahisar Baro Başkanı Av. Turgay Şahin, adaletin her geçen gün biraz daha yavaşlamasından yakındı. Şahin, 'Milletimize layık olmayı önceleyen bir iş ahlakı geliştirmeliyiz' dedi   Baro Başkanı Av. Turgay Şahin, 57. kuruluş yıldönümü nedeniyle gazeteniz Kocatepe'yi ziyaret etti. Ziyarette Kocatepe Gazetesi sahibi ve Afyonkarahisar Gazeteciler Cemiyeti (AGC) Başkanı Sezer Küçükkurt, Yazı İşleri Müdürü Burak Aydın [&hellip]
Afyonkarahisar Baro Başkanı Av. Turgay Şahin, adaletin her geçen gün biraz daha yavaşlamasından yakındı. Şahin, “Milletimize layık olmayı önceleyen bir iş ahlakı geliştirmeliyiz” dedi
Baro Başkanı Av. Turgay Şahin, 57. kuruluş yıldönümü nedeniyle gazeteniz Kocatepe’yi ziyaret etti. Ziyarette; Kocatepe Gazetesi sahibi ve Afyonkarahisar Gazeteciler Cemiyeti (AGC) Başkanı Sezer Küçükkurt, Yazı İşleri Müdürü Burak Aydın ve muhabir Burcu Aydın hazır bulundu.
“ADALETTE YÜZ GÜLDÜRECEK
BİR REFORM YAPILAMADI”
Av. Turgay Şahin, yarım asrı aşan süredir Afyonkarahisar kamuoyuna doğru, ilkeli, ciddi habercilik anlayışıyla hizmet ettiğini vurguladığı gazeteniz Kocatepe’nin 57. kuruluş yıldönümünü kutladığını ifade etti. Sezer Küçükkurt, Şahin’e nazik ziyareti ve iyi dilekleri için teşekkür etti. 1 Eylül 2021 tarihi itibariyle başlayan yeni adli yıl ile ilgilide açıklama yapan Şahin, yeni adli yılın tüm hukuk camiasına, Türk Milletine ve Afyonkarahisar’a hayırlı olmasını temenni etti. 20 Temmuz 2021 tarihi itibariyle başlayan adli tatilin 1 Eylül 2021 tarihi itibariyle sona erdiğini söyleyen Şahin, “Yeni adli yıl ile birlikte herhangi bir kısıtlama olmaksızın tüm mahkemeler, savcılık ve icra birimleri normal rutin görevlerine devam edecekler. Her yeni adli yılın başlangıcında klişe cümleler sarf ederiz. Hak ve adaletten, hukukun üstünlüğünden, hukuk devleti ilkesinden bahsederiz. Bunların tekrarının faydası yoktur. Bir yüzyıldır tekrar edilmekle bunlar iyi niyet dileklerimizle gelişmedi. Çok eksiklerimiz vardır. Devlet sağlık çalışmalarında mesafe kat etti ama herkesin söylediği şey olan eğitim ve adalette bizi ilgilendiren kısım adalettir. Maalesef bu anlamda vatandaşın yüzünü güldürecek bir reform yapılamadı.” dedi.
“ŞİKÂYETLERDE TÜM PAYDAŞLARIN PAYI VAR”
“Yapılan reform çalışmalarına rağmen ne yazık ki şikâyetler, yargıdaki yavaşlık, isabetsizlik devam ediyor.” diyen Şahin, “Ben bunu yargı mensubu olan hâkim ve savcıları itham etmek için söylemiyorum. Bunda avukatlar olarak bizlerinde kabahatimiz ve payımız vardır. Bir türlü Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının layık olduğu hak ve özgürlükleri tesis edemedik. Hak taleplerinde hızlı ve etkili yargılama yapamadık. Buna ilişkin gerçekten iyi niyetli birçok reform girişimi oldu. Bunların bir kısmı kısmen sonuç verdi ama Türkiye’nin bir Akdeniz ülkesi olması hasebiyle gereğinden fazla başvuru, dava, niza, şikâyet sözkonusu olduğu için bunu Avrupalı bir devlet standardında çözme girişimlerimiz başarısız oldu. Biz belki İtalya Devleti gibi düşünmeliyiz. Olaya Yunanistan ölçeğiyle bakmalıyız. Çünkü biraz sıcakkanlı ve çatışma eğilimine müsait bir yapımız olduğundan ve gerçekten her konuda toplumsal bir takım denetim mekanizmalarını aşarak doğrudan karakola, kolluk kuvvetlerine, adliyeye başvurma alışkanlığında olduğumuz için adliyelerimizin ve adli kolluğumuzun inanılmaz bir iş yükü var. Bu durum gerçekten işleri çıkmaz hale getiriyor.” diye konuştu.
“STRATEJİ BELGESİNİN HAYATA
GEÇİRİLMESİ ŞU ANDAKİ TEK ÜMİT”
Son olarak Adalet Bakanlığı’nın tüm paydaşlara danışarak hazırladığı bir Adli Yargı Reformu Strateji Belgesi olduğunu hatırlatan Şahin, “Ben hep bu belgenin üzerinde duruyorum. İlk defa beni heyecanlandıran ve bunun neticesinde bir sonuç çıkar dediğim başarılı bir çalışmadır. Ama bu sadece bugüne kadar kâğıt üzerindedir. Bir kısım uygulamalar, vaatler yerine getirildi. Ama henüz büyük çoğunluk için bu hayata geçmedi. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak devletten adalet beklentisi olan tüm paydaşlar olarak, Barolar olarak, avukatlar olarak, basın-yayın, tüm sivil toplum kuruluşları olarak aslında Adalet Bakanlığının bu strateji belgesini önümüze almalı ve her bir vaadin tek tek takipçisi olmak zorundayız. Beş kategoride adalet çalışanları için, hâkim ve savcılar için, Noterler için, Barolar ve avukatlar için her biri için farklı hedefler ve çözüm önerileri getiren ve bu önerileri bizzat o paydaşları dinleyerek kaleme alan başarılı bir çalışmadır. Bizim şu andaki tek ümidimiz bunun hayata geçirilmesidir.” şeklinde konuştu.
“ADALET GİDEREK DAHADA YAVAŞLIYOR”
Bugüne dek hazırlanan pek çok reformun duvara tosladığını dile getiren Şahin şunları kaydetti: “Uzlaştırma, arabuluculuk, tüketicinin korunmasına dönük mekanizmalar dedik. Heyetler kurduk, yargının işini azaltma konusunda çok çalışmalarda bulunduk. Bu gayretlerin hiçbirisi yargının iş yükünü hafifletmedi. İstinaf Mahkemeleri kuruldu. Ama Yargıtayın iş yükü neredeyse aynı yoğunlukta devam ediyor. Hala Yargıtay’da işler geciktirilerek sonuçlandırılıyor. İstinaf Mahkemeleri henüz oturmadı. Bu anlamda henüz o geleneği oluşturamadık. Şu anda hâkim ve savcı sayısı neredeyse son 10 yılda 2,5 katına çıkmasına rağmen hala bu artıştan kaynaklı bir rahatlamada yaşamadık. Mahkeme personeli sayısı gerçekten inanılmaz arttı. Mahkemeler eskiye göre daha iyi fiziksel koşullarda daha geniş ve elverişli adliye binalarında hizmetler görülüyor. Bu anlamda eskiden kâğıt bile problem oluyordu. Şimdi hala bazı mahkemelerde hala anlamlandıramadığım kâğıt problemleri var. Duruşma zabtı vermekte direnen meslektaşlarımız var. Ama genel olarak devletin 20 yıl öncesinde yaşadığımız karbon kâğıdı, daktilo, kalem problemi yok. Donanım eksikliğimizde yok. Ama eksiğimiz adaletin giderek daha da yavaşlamasıdır. Eskiyi mumla arayacak hale de geldi.”
“SORUNUN TEMELİNDE İŞ AHLAKI VAR”
Adaletin giderek yavaşlaması ve eskinin aranmasını insan kaynaklarındaki problemlere bağlayan Şahin şöyle konuştu: “Günümüzde bu makamları işgal eden hâkim, savcı, adliye çalışanlarını, avukatlarını iyi yetiştiremedik. İş ahlakı, iş konusundaki bir fedakârlık ahlakını bir türlü kazandıramadık. Nedenini bilemiyorum ama verimin çok düşük olduğunu herkes söylüyor. İfade ettiğim üzere kendimi de dâhil ederek topu taca atmadan kimseyi itham etmiyorum. Başta bir avukat olarak bende sorumluyum diyorum. Bende 30 yıl ki verim ve iştihakla çalışmıyorum. Bunu söyleyerek başlayalım ki başkalarını itham edip ötekileştirerek, eleştiri getirdiğimizde bu kabul edilmiyor. Kabahat samur kürk olmuş kimse üstüne almamış. Kimse kabahati üstlenmek istemiyor. Ama yıllar önce bundan daha küçük, dar eski Adliye binamızda daha kısıtlı imkânlarla çok daha az personelle çalışırken işler bundan daha kolay ve hızlı yürüyordu.”
“MESELENİN ÖZÜNDE İŞ AHLAKI YATIYOR”
Bir hâkimin mahkemesinde kişisel özveri ve gayretiyle bir fark oluşturabildiği örneğini veren Şahin şunları söyledi: “Aynı mekânda çalışma bir başka hâkim ise çok farklı hizmet verebiliyor. Bir başsavcı şahsi gayretiyle bambaşka parmakla gösterilecek gıpta edilecek bir hizmet üretiyor. Aynı koşullarda ve aynı personel sayısıyla harikalar yaratan insanlar olabiliyorsa bu işin kaynağında bence insan var. Biz varız, biz işleri aksatıyor ve vatandaşın layık olduğu hizmeti veremiyoruz. Yani biz layık olamıyoruz. Yani milletimize layık olmayı önceleyen bir iş ahlakı geliştirmek zorundayız. Bu millet fedakâr bir millettir. Yüzde 90 oranda pek çoğumuz devlet okullarında bir kuruş ücret ödemeden bu milletin imkânlarıyla okuyup, bir yerlere geldik, iş, güç sahibi olduk. Artık bu millete hizmet etmemiz gerekli diye düşünmemiz lazımdır.”
>> Burcu AYDIN’ın Haberi